Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/167 E. 2021/25 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/167
KARAR NO : 2021/25

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili … tarafından, “… ” markasının adına tescili için 03.01.2020 tarihinde Marka Basvurusu yapıldığını, Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Daire Başkanlığı tarafından, müvekkilinin yapmış olduğu başvurunun 15.01.2020 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Daire Başkanlığı tarafından 6769 Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) m. 5/1 (ç) hükmünün gerekçe gösterilerek reddedildiğini, ancak kurum tarafından verilen red kararının yasaya aykırı olduğunu, markalar Daire Başkanlığı … tarafından … tescil no ile “…” Marka adı 2012 yılında tescil edilmiş olduğunu her ne kadar gerekçe göstermişse de, markanın tescili ile birlikte marka sahibi de tescil tarihinden itibaren kullanma yükü altına girmesine rağmen …’ın 5 yılı aşan bir süre zarfında söz konusu markayı kullanmadığını beyanla davalı adına … tarih ve … no ile tescil edilmiş “…” markasının iptaline ve markanin sicilden terkinine, müvekkilinin basvuru talebinde belirttiği üzere, “… ” markasının müvekkilim adına tesciline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapmış olduğu marka tescili başvurusunun markanın müvekkili adına kayıtlı bulunması nedeni ile reddedildiğini, “…” markası 07/02/2012 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 40. maddesi gereğince 06/02/2012 tarihinden itibaren ON YIL müddetle yenilendiğini ve koruma süresinin halen devam ettiğini, davacının dava dilekçesinin konu bölümünde müvekkiline ait markanın hükümsüzlüğünü talep ettiğini ancak markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilmesi için ortada herhangi bir neden bulunmadığını, davacının dilekçesinde hükümsüzlük gerekçesine değinmediğini, müvekkilinin markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini gerektirecek bir durum bulunmadığını, dava konusu markanın koruma tarihinin 07.02.2012 tarihinde başlamış olup markanın tescil edildiği tarihte yürürlükte bulunan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesinde yer alan markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde kullanılmadığı takdirde iptal edilebileceğine yönelik hükmün Anayasa Mahkemesi’nin 2016/148 Esas 2016/189 Karar 14.12.2016 tarihli kararı ile Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğini, davacının markanın kullanma yükümlülüğüne değinerek müvekkilinin beş yılı aşan bir süre zarfında markayı kullanmadığı gerekçesiyle markanın iptaline karar verilmesini talep etmişse de markanın koruma süresi içerisinde aktif olarak kullanıldığını, müvekkilinin 04.01.2016 – 25.04.2017 tarihleri arasında … adresinde faaliyette olan … adlı işletmesinde markasını aktif bir şekilde kullandığını, davaya konu markanın 07.02.2012 tarihinde tescil edildiği ve koruma süresi içerisinde 04.01.2016 tarihinde faaliyete geçen işletmesinde kullandığı göz önünde bulundurulduğunda markanın iptaline karar verilmesinin mümkün olmadığını beyanla, davanın Anayasa Mahkemesi’nin 2016/148 Esas 2016/189 Karar ve 14.12.2016 tarihli kararı göz önünde bulundurularak usulden, aksi takdirde markanın beş yıllık süre zarfında kullanılmış olduğu göz önüne alınarak esastan reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava; 6769 Sayılı SMK kapsamında açılmış marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu Marka Dairesi Başkanlığından tarafların markalarına ilişkin kayıtlar istenmiş, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan 27.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle”…Davaya konu … nolu … markası davalı adına 43. Hizmet sınıfında Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri. alt başlığında tescil edildiği, Davalının dosyaya sunduğu deliller incelendiğinde davalının markasını tecil ettiği hizmet sınıfında markanın temel işlevine uygun olarak kullanmadığı, yapılan mali incelemede … tescil numaralı … markasının 43. Sınıfı kapsayan hizmetler yönünden dava tarihinden geriye 5 yıllık süre içerisinde markasal anlamda kullanımının olmadığı, davaya konu … nolu … markasının kullanmama sebebiyle tescilli olduğu 43. Hizmet sınıfının tamamında kullanma gerçekleşmediğinden Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri. alt sınıfların tamamında iptal
edilmesi gerektiği…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, davalı adına TPMK nezdinde tescilli … numaralı “…” ibareli markanın SMK md. 9 uyarınca kullanmama nedeni ile iptali ve sicilden terkinine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde; … numaralı markanın davalı tarafından 43. Hizmet sınıfında “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı kreş hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetler” alt başlığında 07/02/2013 tarihinde tescil edildiği ve halen geçerli olduğu görülmüştür.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9.maddesi uyarınca tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması, markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması ve markanın marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.
6769 sayılı SMK’nın 26.maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle markanın iptali yetkisi Türk Patent Kurumuna aittir. Ancak bu hüküm SMK’nın 192/1.maddesi uyarınca kanunun yayım tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe girecektir.
6769 sayılı SMK’nın geçici 4.maddesinde SMK’nın 26. madde hükmü yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır. 26. maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır. Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından Kuruma resen gönderilir hükümleri düzenlenmiştir.
SMK’nın markanın kullanım külfetine ilişkin 9.maddesi hükmü hem geçmişte tescil edilen markalar için, hem de gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma yüklentisi getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait marka da kullanma külfeti veya yüklentisi altıntadır. Markanın kullanımının SMK’nın 7/2- a, b ve c bentlerinde öngörülen şekilde olmak üzere anılan 7/3. ve 9/2-3. maddeleri açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
İptali istenilen markanın kullanımının, söz konusu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla, temel işlevine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir.Bu kullanımın markanın, tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini, bu ürün ya da hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde, yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil, piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddî olarak gerçekleşmelidir.
Kullanmama nedeni ile iptal uygulaması, marka sahibini geçerli tutmak istediği markayı kullanmaya, ticaret ve sanayiye katkı sağlamaya zorlamaktadır. Marka sahibi ya da halefleri, markayı talep tarihinden önceki tescilden başlatılan 5 yıllık süre boyunca kullandıklarını ispat ederlerse talep reddedilir ve tescilin geçerliliği devam eder. Kullanım, ciddi boyutta ve tescilinde yer alan ilgili mal veya hizmetle ilişkilendirilerek gerçekleşmektedir. ( İlhami Güneş, Uygulamada Fikri Mülkiyet Hakları ve Haksız Rekabet Davaları)
Her ne kadar davalı tarafça mülga 556 sayılı KHK md. 42/1-c hükmünde markanın kullanılmamasını hükümsüzlük olarak düzenlenmesi mülkiyet hakkının konusunu oluşturan marka hakkı ile ilgili olduğundan ve KHK ile düzenlenemeyeceğinden Anayasa md. 91/1’e aykırılık oluşturduğu gerekçesi ile davanın reddi gerektiğine ilişkin savunmada bulunmuş ise de, Anayasa Mahkemesinin 556 Sayılı KHK 14. Maddesinin iptaline ilişkin 2013/147 Esas, 2014/75 Karar sayılı kararını 14/12/2016 tarihinde vermiş olduğu, kararın 06/01/2017 tarihinde Resmi Gazete de yayınlandığı, 6100 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 22/12/2016 tarihinde kabul edilerek, 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, iptal hükmünün yürürlükten kaldırıldığı 06/01/2017 tarihi ile Sınai Mülkiyet Kanununun yürürlüğe girdiği 10/01/2017 tarihi arasındaki 4 günlük sürede markanın kullanılmamasına ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı ancak eldeki davanın açılış tarihi olan 21/03/2020 tarihinde Sınai Mülkiyet Kanununun yürürlükte olduğu dikkate alındığında bu savunma yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamında incelenen belgeler ve deliller, davalıya ait son 5 yıla ilişkin ticari defter ve kayıtlar ile hükme esas alınan 27.08.2021 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafın mahkeme dosyasına, davaya konu olan ve kullanmama nedeni ile iptali talep edilen markanın kullanımına ilişkin tescil tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde, ciddi anlamda, pazar yaratıcı bir biçimde kullanıldığına dair herhangi bir delil sunmadığı tespit edilmiş, bu nedenlerle davalı adına tescilli 2012/12228 numaralı “palaçinka” ibareli markanın SMK m. 9 uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı adına TPMK nezdinde tescilli …numaralı Palaçinka ibareli markanın SMK m.9 uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline, kararın kesinleşmesine müteakip markanın sicilden terkinine ilişkin TPMK’ya müzekkere yazılmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 1.700,00 TL bilirkişi ücreti,130,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.830,00 TL ve 108,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.938,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …

Hakim …