Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/157 E. 2023/70 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/157 Esas
KARAR NO : 2023/70

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya tebligat yapılıp, duruşma açılmaksızın davanın niteliği gereği davacı yanın ağır zararı söz konusu olacağından, mevcut durumun muhafazası ve davanın etkinliğini temin etmek bakımından SMK’nun 159, maddesi ve HMK’nun 389 vd. maddeleri dikkate alınarak, markanın devrinin önlenmesi amacıyla davalı adına … tarih ve … no’lu sayılı “…markasının sicil kaydına ivedilikte ve teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, davalı adına … tarih ve … no’lu sayılı “…” markasının başkasına ait fikri mülkiyet hakkını içerdiğini, karıştırma ihtimali, tanınmışlık, kötü niyet tescil ve gerçek hak sahipliği hukuku sebeplerine davalı olarak SMK’nun 6/3, 4, S, 6 ve 9 ile 7/2. Maddelerinin delaletiyle aynı yasa’nın 25/1. maddesi uyarınca hükümsüz kılınarak, sicilden terkinini, gideri davalıdan alınmak üzere, kararın kesinleşmesinden sonra “Gerekçe” özeti ile “”Hüküm” fikrasının … ve … Gazetelerinin bütün Türkiye baskılarında birer hafta ara ile ikişer defa SMK’nun 149. maddesi uyarınca ilanını, yargılama giderleri lle avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa 14/06/2022 tarihli ilanen tebligat yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada davacı tarafça bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 02/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davacının tescilli … sayılı tasarımı 1.4 araba tasarımı ve … sayılı tasarımı 1.4 oyuncak araba tasarımı olduğu ve bunun davalının markasının alt kısmında kırmızı f-1 aracı olarak ayırt edilmeyecek kadar benzer şekilde kullanıldığı, bu bakımdan SMK mad.6/6 uyarınca hükümsüzlük şartlarının oluştuğunu, Davacının tescilli ve korunmakta olan fl aracının aynen kullanılmasında davacının dünyaca tanınmış markasından haksız bir çıkar edinmeye yönelik kötü niyet olduğu hususunda takdir Mahkemeye ait olacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
İşbu dava Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) uyarınca açılmış davadır.
6769 sayılı SMK’nın 6/6 maddesine göre; “tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikrim mülkiyet hakkını içermesi halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.” Bu hüküm kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Dolayısıyla alan adına ilişkin talepler anılan madde kapsamına girmemektedir.
Yargıtay 11. HD’ nin 12.01.2004 tarih ve 2003/5034 E., 2004/127 K. sayılı kararında da açıkça dile getirildiği üzere KHK 8/3 (SMK 6/3) maddesinde yer alan “ticaret sırasında kullanılan işaret” ifadesinin kapsamı içerisine ticaret unvanları, işletme adları, isim, fotoğraf, telif hakkı vs. sokulabilir. Aynı maddenin 5. fıkrasına (SMK 6/6) göre de, tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, ticaret unvanı, fotoğrafı veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusunun reddedileceği belirtilmiştir.
SMK md. 6/6 uyarınca tanınan koruma da, fiilen kullanıldığı faaliyet konularını kapsamakta olup, fiilen kullanılmayan konularda koruma sağlanırsa, bu haklara sağlanan koruma, markalara karşı gereğinden fazla korunmuş olur.
Somut olaya dönüldüğünde, TPMK kayıtlarından da anlaşıldığı üzere davacı adına tescilli …sayılı1.4 araba tasarımı ve … sayılı 1.4 oyuncak araba tasarımının olduğu ve bunun davalının markasının alt kısmında kırmızı f-1 aracı olarak ayırt edilmeyecek kadar benzer şekilde kullanıldığı görülmektedir. Bu bakımdan teknik rapor ile de tespit edildiği üzere SMK mad.6/6 uyarınca hükümsüzlük şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
DAVALI YANIN MARKASININ SMK 6/9 HÜKMÜ ÇERÇEVESİNDE HÜKÜMSÜZLÜĞÜ KOŞULLARININ OLUŞUP OLUŞMADIĞI YÖNÜNDEKİ DEĞERLENDİRME
Davacı yan, davalıya ait markanın kötü niyetli olarak tescil ettirdiği iddiaları ile ilgili markanın hükümsüzlüğünü talep etmektedir.
Marka KHK döneminde, kötü niyetli bir tescil; hükümsüzlük nedeni olarak gösterilmemişti. Ancak Marka KHK’nın mehazında; kötü niyetli tescil açıkça bir hükümsüzlük nedeni olarak düzenlendiğinden, Yargıtay HGK; E. 2008/11-501 K. 2008/507 sayılı, 16.07.2008 tarihli kararından yola çıkarak kötü niyetli tescilin bir terkin nedeni olacağını açıkça kabul etmiştir..
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile, arz edilen yerleşik uygulama mevzuat hükmünde açıkça düzenlenme alanı bulmuştur. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 25. maddesi ile düzenlenme alanı bulan Hükümsüzlük Halleri; “Madde 25- (1) 5 inci veya 6’ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.” şeklinde düzenlenmiş olmak ile birlikte madde hükmünün atıf yapmakta olduğu 6. Maddenin son fıkrasında, “SMK m.6/(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklinde tanzim edilmiştir. Bu halde gerek yasa hükmü gerek de yerleşik içtihatlar çerçevesinde kötü niyetli olarak tescil ettirilen markaların hükümsüz kılınması gerektiği noktasında herhangi bir duraksama bulunmamakla beraber, hukukumuz çerçevesinde, kural olarak asıl olanın “iyi niyet” olduğu; kötü niyetin ise iddia eden tarafından ispatlanması gerektiği de ifade edilmelidir. Zira Yargıtay aynı tarihli başka bir kararında, dayanak markanın tanınmış marka olduğu kabul edilse dahi, “asıl olan iyi niyetin varlığı olduğu tescilin kötü niyetli olduğunun bunu iddia edenin ispatlaması gerektiği, her ne kadar, markanın tanınmış olması ve tacirlerin aynı sektörde iştigal etmeleri ispat kolaylığı sağlamakta ise de, kötü niyetle tescil ettirildiği iddia edilen markanın tanınmış olmasının, kötü niyetin kabulü için tek başına yeterli olmadığı ” kabul edilmektedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 02.04.2013 Tarih,2012/7350 Esas, 2013/6540 Karar)
Kötü niyetin tespitinde önceki markadan haberdar olma veya bilebilecek durumda olma ciddi bir kötü niyet göstergesi iken, tek başına belirleyici değildir. Nitekim, …, … kararında, önceki markayı bilmenin, kötü niyetin varlığının kabulü için tek başına yeterli olmadığı ve bunun için başvuru anındaki tüm faktörlerin göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Avrupa Adalet Divanı bu konuda, “kendisinden önce bir başkasının diğer üye bir devlette aynı veya karışıklığa yol açacak kadar benzer bir markanın tescilli olduğunu bilip bilmediği, bilmesinin gerekip gerekmediği, bu kimsenin, bir başkasına ait markanın kullanılmasına engel olma amacı taşıyıp taşımadığı ve önceki markanın sahip olduğu hukuki korumanın ölçüsünün ne olduğu, önceki markanın kullanımının ne kadar eski olduğu, tescil konusu ürünleri pazarlamaktan alıkoyma, piyasaya girmesini engelleme amacı olup olmadığı ” hususlarının ve tescil başvuru tarihi itibariyle “markanın sahip olduğu ün”ün göz önünde bulundurulmasını içtihat etmiştir (2009 tarihli …, … sayılı … kararı için bkz.: ÇOLAK, S.901, dn. 2239).
Somut olaya dönüldüğünde, davacının tescilli ve korunmakta olan f1 aracının aynen kullanılmasında davacının dünyaca tanınmış markasından haksız bir çıkar edinmeye yönelik kötü niyet olduğu, davalı yanın TTK md. 18 gereği basiretli tacir ilkesi uyarınca bunu bilemeyecek durumda olmasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği gözetilerek bu nedenle de hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde davanın kabulü cihetine gidilerek davalı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli “… ” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Hüküm özetinin kararın kesinleşmesine müteakip masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 125,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen talepler yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 2.534,92 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.034,92 TL ve 108,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 4.143,72 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davalı tarafından yargılama masrafı yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸