Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/154 E. 2022/108 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/154 Esas
KARAR NO : 2022/108

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/06/2015
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davaci vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait “…” markasının Türkiye’de ve yurt dışında tanınır olmasını ve ayırt edicilik kazanmasını müvekkilinin sağladığını, davalılardan … tarafından haksız ve kötü niyetli olarak kendi adına TPE nezdinde … nolu “…” markasının tescilinin … 2.FSHHM’nin 19.09.2013 tarih, …E.-…K. Sayılı kararı ile hükümsüzlüğüne karar verildiğini, hükümsüz olan “…” markası ile davalıların, müvekkili markasını haksız ve kötü nöyetli olarak kullandığını, marka hakkında tecavüz ettiğini, müvekkilinin ürettiği mallar ile aynı mal ve hizmet sınıfında eşyalar üreterek piyasaya sürdüğünü ve haksız kazanç elde ettiğini, davalı …’un ayrıca 2011 yılında kurulan … İsimli şirketin de yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu şirket ile birlikte müvekkilinin markasına haksız tecavüzde bulunarak ve haksız rekabet ika ederek müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını belirterek, müvekkiline ait “…” markasını Türkiye’de ve yurt dışında haksız, kötü niyetli olarak kullanam davalıların müvekkilinin markasına vaki tecavüzlerinin durdurulması için başta 556 sayılı KHK olmak üzere ilgili yasal düzenlemeler uyarınca öncelikte tedbir kararı verilmesini, marka tecavüzlerinin önlenmesini, giderilmesine, haksız rekabetin men’ine ve bilirkişi raporu ile hesap edilecek zarar ve kar mahrumiyeti miktarına göre taleplerini artırma hakları saklı kalmak kaydı ile 556 sayılı KHK’nın ilgili maddeleri ve sair her tür yasal düzenleme uyarınca 90.000.Euro maddi zarar ve yoksun kalınan kâr, 10.000.Euro da manevi olmak üzere toplam 100.000.Euronun davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20.04.2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; müvekkilinin davalılar tarafından toplam 107.691,15.Euro zarara uğratıldığını, bu sebeple fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtıkları davada maddi tazminat ve yoksun kalınan kar yönünden davadaki 90.000.Euro olan taleplerini 107.691,15.Euro’ya çıkarttıklarını, bu nedenle davayı 17.691,15.Euro ıslah ettiklerini beyan etmiş, 19.04.2016 tarihli makbuz ile ıslah harcını yatırdığı görülmüştür.
Davalılar vekili 06.07.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zaman aşımı tahakkuk eden davanın bu yüzden reddi gerektiğini, davacının nizasının davalı … ile olduğunu, diğer davalılar bakımından husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, davacının teminat göstermesinin gerekli olduğunu, müvekkillerinin kesinlikle kötü niyetli olmadıklarını, ayrıca haksız kazançta elde etmediklerini, davacının cirolarındaki azalmanın müvekkillerine yüklenmesinin kabul edilemeyeceğini, 2008 yılında ciro kaybına başlayan davacının neden hükümsüzlük davası açmak için 2012 yılına kadar beklediğinin anlaşılamadığını, talep edilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu belirterek, huzurdaki davanın zaman aşımı, husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların tüm delillerini ikamesini müteakip dosya, “davalının … no’ lu markasının hükümsüzlüğüne dair kararın kesinleşme tarihi olan 09/09/2014 tarihinden sonra dava tarihine kadarki dönemde davalılarca kullanılıp kullanılmadığı, varsa bu kullanımdan dolayı davalıların elde ettikleri gelirin 556 sayılı KHK’ nun 66. Maddesine göre davacı tarafın yapacağı yoksun kalınan kar hesaplama tercihine göre ne olduğu, alternatif olarak davalı tarafın bu markayı tescil ettirdikleri tarihten dava tarihine kadarki dönemde iddia olunan kullanımlarından dolayı davacının iddia ettiği maddi zararın, 556 sayılı KHK’ nun 66. Maddesine göre davacı tarafın yapacağı yoksun kalınan kar hesaplama tercihine göre ne olduğu” hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor tanzimi bakımından YMM & Bağımsız Denetçi … ile MÜHF Ticaret Hukuku Öğretim üyesi …’ndan heyete tevdi edilmiş, bilirkişilerce düzenlenen 03.02.2016 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Vaki raporun mahkememizce sorulan alternatif hesaplama hususunu içermediği, eksik hesaplama yapıldığı gerekçesiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişilerce tanzim olunan 10.03.2016 ve 10.06.2016 tarihli ek raporlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Mahkememizce yapılan ilk yargılama sonunda, Mahkememizin 08/12/2016 Tarih, 2015/122 Esas, 2016/131 Karar sayılı kararı ile, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; Davalının davacının “…” markasına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün önlenmesine, haksız rekabetin men’ine, davalının markaya haksız tecavüzünden dolayı 96.702,35 EURO’nun dava tarihinden itibaren işleyecek döviz mevduatına uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekilinin kararı istinaf ettiği, istinaf üzerine dosyayı inceleyen İstanbul 16. Hukuk Dairesi, 2017/3671 Esas, 2020/178 Karar, 27/01/2020 tarihli kaldırma kararı ile davalılar vekilinin, davalı şirketler yönünden husumet itirazının değerlendirilmemesi, kabule göre de tazminat hesabı yönünden eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile karar verilmesi nedeniyle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı şirketlerin husumet itirazları incelenerek ve yukarıda işaret edilen hususlarda yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kaldırma kararı üzerine yargılamaya devam olunmuş, mahkememize sunulan 21/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Davalı … ile diğer davalılar … A.Ş. ve … Tic. Ltd. Şti.’nin grup şirketleri oldukları, aynı merkezden yönetildikleri, şirketler arasında ilişki ve yakınlık bulunduğu, dolayısıyla ilişkili kişi pozisyonunda oldukları, görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
…16. Hukuk Dairesi, 2017/3671 Esas, 2020/178 Karar, 27/01/2020 tarihli kaldırma kararı ile davalılar vekilinin, davalı şirketler yönünden husumet itirazının değerlendirilmemesi nedeni ile kararın kaldırıldığı görülmüştür. Bu doğrultuda yapılan incelemede davalılardan… A.Ş.’nin tek yönetim kurulu üyesi ve tek yetkilisi … olduğu sabittir. Diğer davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin ise merkezi … adresi iken 24.01.2017 tarih ve 9248 sayılı T.Ticaret Sicili Gazetesine göre …A.Ş.’nin adresinin hemen yanı olan ve tamamıyla fiilen davalı …’un yönetiminde bulunan …adresine nakledilmiştir. Bu şirkete ait tüm veriler, bilgiler ve belgelerde yine … tarafından dosyaya sunulmuştur. Şirketin tek ortağı ve yetkilisi … olsa da …Şti. … önderliğindeki grup şirketlerinden birisidir. …’un davalı … ile akrabalık ilişkisi ve ayrı merkezden yönetilmesi bu durumu göstermektedir. Nitekim ticaret sicil gazetesinden de bu durum anlaşılmaktadır. … Tic A.Ş.’nin 2016 yılı genel kurulu yapılırken …, şirketin divan başkaru, …’da oy toplayıcı olarak seçilmiştir.Davalı … ile diğer davacılar, … A.Ş. ve … Tic. Ltd. Şti.’nin grup şirketleri oldukları, aynı merkezden yönetildikleri, şirketler arasında ilişki ve yakınlık bulunduğu, dolayısıyla ilişkili kişi pozisyonunda oldukları, bu nedenlerle davalıların husumet itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bir diğer kaldırma gerekçesine konu olan davalıların davacı tarafın ticari ilişkide bulunduğu 4 firma ile ticari ilişkilerinin ve davaya konu markaları taşıyan ürün alış verişinin bulunup bulunmadığının, yıllık kazancının ne kadarının bu ürün satışından oluştuğunu, ve davacının kazanç kaybının davalıların markaya tecavüzü ve haksız rekabetten kaynaklanıp kaynaklanmadığının ve ne kadarlık kısmının bu nedenle oluştuğunun tespiti husussunda bilirkişilerden inceleme yapılması istenilmiş ise de, davalı yan ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan imtina etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan 06/09/2021 tarihli dilekçede ticari defterlerin davalılar muhasebecisinin vefatı nedeni ile temin edilemediğine dair bilgi verilmiş, bu nedenle mahkememizce incelenecek başka bir husus kalmadığından dosyanın mevcut deliller ışığında karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde … 16. Hukuk Dairesi, 2017/3671 Esas, 2020/178 Karar, 27/01/2020 tarihli kaldırma kararı doğrultusunda yapılan incelemede davalı tarafça verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, 06/09/2021 tarihli dilekçe ile defterlerin temin edilemediğine ilişkin açık beyan ve ek raporlar doğrultusunda kaldırma gerekçesine konu hususların araştırılamadığı, husumete ilişkin yapılan değerlendirmede davalı … ile diğer davacılar, … Tic A.Ş. ve … Tic. Ltd. Şti.’nin grup şirketleri oldukları, aynı merkezden yönetildikleri, şirketler arasında ilişki ve yakınlık bulunduğu, dolayısıyla ilişkili kişi pozisyonunda oldukları, bu nedenlerle davalıların husumet itirazlarının yerinde olmadığı gözetilerek davalı kullanımlarının davacıya ait … ibareli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüzün önlenmesine haksız rekabetin menine, davalının marka hakkında tecavüz nedeniyle 96.702,35 EURO’nun dava tarihinden itibaren işleyecek döviz mevduatına uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair davanın kısmen kabulü yönünde karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABÜL KISMEN REDDİ İLE; davalı kullanımlarının davacıya ait … ibareli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüzün önlenmesine haksız rekabetin menine,
2-Davalının marka hakkında tecavüz nedeniyle 96.702,35 EURO’nun dava tarihinden itibaren işleyecek döviz mevduatına uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca hesap olunan 20.454,00.TL karar harcından, peşin yatırılan 5.276,95.TL ve ıslah ile yatırılan 972,81.TL harcın mahsubu ile bakiye 14.204,24.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz ve haksız rekabet talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 45.036,51 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 673,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.773,50 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 1,592,42 TL ve 6.277,46 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 7.869,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan: 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 49,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.549,50 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 260,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza