Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/117 E. 2021/24 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/117 Esas
KARAR NO : 2021/24

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; tüm mali hakları müvekkil şirkete devredilmiş olan tercüme bir eser olan …’in “…” adlı eserinin birebir kopyasının başka bir çevirmen ismi altında davalı tarafından basıldığını ve piyasaya sürüldüğünü, dava konusu kitapların basım ve yayının hala devam ettiğini, davalının internet sitesinde tanıtım, reklam ve satışının devam ettiğini, dava konusu eserin ilk baskısının 2012’de son baskısının 2019’da müvekkil yayınevi tarafından basılıp piyasaya sürüldüğünü, kitap çevirisinin … tarafından yapıldığını, müvekkil yayınevi ve çevirmen ile imzalanan sözleşme ile 10 yıllık süre boyunca geçerli telif hakkı devir sözleşmesinin bulunduğunu, Almanca’dan … tarafından tercüme edilen dava konusu eserin tüm mali haklarının müvekkil yayınevine ait olduğunu, davalı tarafın söz konusu çeviriyi davacıdan izinsiz olarak birebir aynı olduğu metinlerle … isimli başka bir tercümanın adını kullanarak basılıp, piyasaya sürdüğünü, hukuka aykırı bu hareketin müvekkili mali açıdan zora soktuğunu ve hakların ihlal ettiğini, davalının kitabı basarken yeni bir çeviri yaptırmayıp mali hakları müvekkile ait olan eserin birebir aynısını kullanıp haksız kazanç elde ettiğini, … 35.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarasıyla davalıya ihtarname gönderdiğini, fakat olumlu sonuç alınamadığını, davalı tarafından izinsiz basımı yapılan kitapların Türkiye’de en çok okunan ve satılan kitaplar arasında olduğunu, müvekkil yayınevinin çevirilerinin kalitesi nedeniyle sektöründe itibar gören bir şirket olduğunu, bu yüzden zararın boyutunun fazla olduğunu, davalı tarafından basılan eserin bazı bölümlerinde küçük farlılıklar olsa da genel hatlarıyla biirebir benzerlik gösterdiğini, davalı tarafta çevirmen … arasında bir sözleşmenin imzalanmasının kendi aralarında geçerli birbirlerine sürecekleri hak ve yükümlülükler doğurduğunu, müvekkili bağlayıcılığının bulunmadığını, davalı tarafın müvekkilin haklarına tecavüz ederek haksız kazanç sağladığını iddia etmek suretiyle, 10.000 TL maddi tazminatın ilk basım tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesi ile; müvekkil yayınevi ve çevirmen … arasında 19.04.2019 tarihinde imzalanan Telif Hakkı Devir Sözleşmesi ile …’in dava konusu “…” adlı çevirisinin tüm mali haklarını sözleşme süresi boyunca devraldığını, çevirmen …’ın Almanya doğumlu olup, eğitim hayatını Almanya’da tamamladığını, dava konusu eseri de kitabın aslına sadık kalarak kendi kişisel özelliklerini de katarak çevirisini de gerçekleştirdiğini, bu yüzden her iki çevirmenin dili arasında farlılıklar olduğunu ve farklı birer eser olduklarını, davalı tarafın kitabı basarken birebir koyasını kullandığının doğru olmadığını, çevirmen …’ın Almanca aslından çevirisini yaparak yeniden basıma sunulduğunu, davacı tarafın çevirilerini kullanmadığını, davalı tarafın gönderdiği ihtarnameye karşılık … 40.Noterliği … tarih ve … yevmiye numarasıyla cevap verildiğini ve haksız iddiaların kabul edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememize sunulan 02/09/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; davaya konu davacının yayınladığı “…” isimli çevirinin FSEK 6/1 anlamında işleme eser olduğu, davaya konu kitabın çevirenin … olduğu, bu kişinin çevirisi üzerindeki mali hakları davacıya devrettiği böylece davacının davaya konu çeviri kitap için mali hak sahibi sıfatıyla dava açma hakkının bulunduğunu, davalıya ait kitapta yer alan belirli cümlelerin, ifadelerin davalıya ait kitapta kurallarına aykırı olarak yazarın ismi, alıntılanan kitabın bilgileri ve iktibasın ölçüsü aşılarak belirli bölümlerinin kullanılması nedeniyle FSEK m22 ve 23’de düzenlenen çoğaltma ve yayma haklarının ihlal edildiği, davacının talep edebileceği bedelin 256.029,00 TL olabileceği, bu bedelin 3 katının FSEK 68 çerçevesinde tazminat olarak ödenip ödenmeyeceğinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
İtirazlar neticesinde Mahkememize sunulan 14/06/2021 tarihli ek bilirkişi raporu ile ; davacının talep edebileceği bedelin 3.550,74 TL olabileceği, bu bedelin 3 katının FSEK 68 çerçevesinde tazminat olarak ödenip ödenmeyeceğinin takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlığın, davacı yayınevi tarafından basımı yapılan …’a ait “…” isimli eser çevirisinin intihal yapıldığı iddiası ile davalı tarafından kitap olarak yayınlanmasının, davacının mali haklarına ihlal oluşturup oluşturmadığı, FSEK md. 68 kapsamında talep edilen tazminat bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görüldü.
Bilindiği gibi 5846 sayılı FSEK’nun 1/B maddesinin ‘a’ bendinde eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Buna göre bir fikri ürünün eser sayılabilmesi için iki koşulu birlikte gerçekleştirmesi gereklidir. İlk olarak fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması, bir başka deyişle kendinden önce ortaya konmuş benzerlerine göre özgün bir niteliğe sahip olması gerekir. İkinci olarak bu fikri ürünün FSEK’nun ikinci ve devamı maddelerinde belirlenen eser kategorilerinden birine dahil edilebilmesi aranmalıdır.
Yasada fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri ikinci maddede düzenlenen ilim ve edebiyat eserleri, üçüncü maddede yer verilen musiki eserleri, dördüncü maddede tanımlanan güzel sanat eserleri, beşinci maddede düzenleme bulan sinema eserleri ve son olarak altıncı maddedeki işleme ve derlemeler olarak sayma yöntemiyle belirlenmiş bulunmaktadır. FSEK md. 6/1 hükmü “tercümeleri” işleme ve derlemeler arasında sayılmıştır. Görüldüğü üzere bir ilim ve edebiyat eserini yazıldığı dilden bir başka dile çevrilmesi suretiyle elde edilen tercümeler de asıl esere bağımlı ve fakat ondan ayrı çevirenin hususiyetini taşıyan yeni bir eserdir. Asıl eser gibi ayrı ve müstakil olarak bu işlemenin de FSEK hükümlerine göre korunması gerekir. (Y. 11. HD. T.5.5.2009, E. 2008/609; K. 2009/570; Karar metni için bkz. YAVUZ/ ALICA/ MERDİVAN; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yorumu, Cilt I, Sh. 289-290).
Yasa eser sahibini bir eseri meydana getiren kişi olarak belirlemiştir. (FSEK md. 8/1) Yasanın 9. maddesinde eser sahiplerinin birden fazla oluşu hallerine yer verilmiştir. Yine eser sahipliği yönünden belirlenen karineler yasanın 11 ve 12. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre FSEK 11 uyarınca yayınlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserlerinin aslında eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse aksi kanıtlanıncaya kadar bu eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış olan bir eserin sahibi, eser nüshalarında veya aslında mutat olduğu şekilde belirtilmemiş ise bu takdirde eseri yayımlayan, o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve yetkileri kendi adına kullanabilir.
Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23. maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
FSEK’nun 48.maddesi uyarınca mali haklar süre, yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız; karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredilebilir. Mali hakların sadece kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir.
Diğer taraftan, mali bir hakkı yahut kullanma ruhsatını devre yetkili olmıyan kimseden kazanan kimse, iyiniyet sahibi olsa bile korunmaz. Ancak, yetkili olmaksızın mali bir hakkı başkasına devreden veya kullanma ruhsatını veren kimse; salahiyeti bulunmadığına diğer tarafın vakıf olduğunu veya vakıf olması lazımgeldiğini ispat etmedikçe tasarrufun hükümsüz kalmasından doğan zararı tazminle yükümlüdür. Kusur halinde mahkeme; hakkaniyet gerektiriyorsa daha geniş bir tazminata hükmedebilir (FSEK m. 54).
Eser üzerindeki mali ve manevi hakları ihlal edilen kişi, FSEK’nun 66. maddesi uyarınca, tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini (ortadan kaldırılmasını), 69. madde uyarınca muhtemel devam eden tecavüzlerin men’ini (önlenmesini), mali hakların ihlali halinde ayrıca 68. madde uyarınca, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebilir. Şüphesiz bir mali hakkı eser sahibinden veya haleflerinden devralan kişi veya kişilerin de bu taleplerde bulunmaları mümkündür.
Tercüme, ilim ve edebiyat eserinin olduğu gibi yani içerik ve şekil bakımından hususiyetini muhafaza ederek diğer bir dile, bu dilin ruh ve kanunlarına uygun bir şekilde çevilmesidir. Tercümede amaçlanan kullanılan kelimelerin karşılığını aynen çevirmek olmayıp yazarın kastettiği anlamın ifade edilmesidir. Ancak, çevirmen tercüme amacına uygunluk sınırının dışına çıkarak esere kendiliğinden eklemeler yapamayacağı gibi tercüme görüntüsü altında yazarın fikirlerini de değiştiremez.
Açıklanan mevzuat, dosya içerisinde bulunan deliller ve 02/09/2020 tarihli uzman bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, somut olay bakımından, davacının yayıncısı olduğu “…” isimli eserin Almanca’dan, orjinal dilin cümle yapısına uygun olarak naklini içeren, aynı ahenk ve üslupla Türkçeye çevrildiği, bu nitelikleri göz önüne alındığında sahibinin hususiyetini taşıyan FSEK 6/1 kapsamında işlenme eser olduğu, eserin 2012 Ağustos ayında ilk baskısının, 2019 Ocak ayında ise, 21. Baskısının yapıldığı, eseri çevirenin dava dışı …olduğu, dava dışı …’in çevirisi üzerindeki mali hakları davacı yayınevine devrettiği, böylelikle davacının davaya konu çeviri kitap bakımından mali hak sahibi olduğu görülmüştür.
Bilirkişi Heyeti tarafından, raporun 6 ila 14. Sayfaları arasında davacı ile davalı sayfaları arasında benzerlik karşılaştırılması yapılmış, her iki çevirinin incelenmesinde, çeviriler arasında sadece bazı kelimeler bakımından şekilsel farklılıklar bulunduğu, bunun son derece tali nitelik taşıdığı, sayfalar yan yana okunduğunda iki kitap arasında okuyucunun farkı anlamasının mümkün olmadığı, nerede ise her iki çevirinin birebir aynı olduğu, her ne kadar çeviri yapılan kelimelerin aynı olabileceği akla gelse de bir edebi eser üzerinde yapılan çevirilerin, vurguların, ön plana çıkarılması istenen duyguların aynı olmasının mümkün olmayacağı, bu hususun çevirmenin tercihi, ifade ediş tarzı ve hususiyetini oluşturacağı, bu nedenlerle de davalı tercümesinin intihal boyutunda olduğuna dair tespit ve değerlendirmeler mahkememizce de uygun görülerek, davalıya ait kitapta yer alan belirli cümlelerin, ifadelerin iktibas kurallarına aykırı olarak yazarın ismi, alıntılanan kitabın bilgileri ve iktibasın ölçüsü aşılarak kullanımı nedeni ile FSEK md. 22 ve 23’te düzenlenen çoğaltma ve yayma haklarını ihlal oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Tazminat Talepleri Bakımından Yapılan İnceleme
Davacı huzurdaki davada tazminat istemini FSEK 68. madde kapsamında 3 kat olarak talep etmektedir.
FSEK md. 68 hükmüne göre “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu kanuna uygun yazılı izni almadan,işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir” şeklindedir.
Mahkememizce alınan 14/06/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı ile dava dışı çevirmen …arasında akdedilen 10/01/2012 tarihli emsal sözleşme, dosya bandrol formları dikkate alınarak yapılan hesaplamada 3100 adet bandrol alındığı, davacıya ait eserin internet satış fiyatının KDV dahil 15 TL olduğu, KDV hariç fiyatının ise, 13,8 TL olduğu, davalı kitabının satış fiyatı x kitabın baskı adedi x çeviri telif yüzdesi %10 formülüne göre telif bedelinin 4.278,00 TL olduğu, bu bedelin stopajsız hali bakımından 3.550,74 TL tutarında ki bedelin davacı tarafça istenebileceği, FSEK 68 çerçevesinde 3 kat tazminatın mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce takdiren bu bedelin 3 katı tazminat olarak belirlenmiş ve bu belirleme yapılırken somut olayın özelliğine göre davalıya ait kitabın büyük bölümünün davacıya ait eser ile birebir aynı olduğu, dava konusu eserin Almanca’dan Türkçeye çevrilmiş olması ve çevirinin niteliği, zorluğu, harcanan emek ve zaman, eserin popülaritesi gibi sübjektif nitelikler gözetilmiş, ihlal edilen mali hakkın türü, ihlalin süresi, ihlalin yayıncı tarafından yapılması gibi objektif kriterlerde dikkate alındığında FSEK 68. maddeye göre hesaplanan rayiç bedel 3,550,74 TL nin 3 katı olan 10.652,22 -TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı tarafça her ne kadar ihlal oranlamasına göre hesap yapılması gerektiği itirazında bulunulmuş ise de, kitabın bütününde aynı ihlallerin tespit edildiği, yüzdesel bir ihlal oranının söz konusu olamayacağı gerekçesi ile bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Toplanan deliller, davacı iddia ve savunması, eser işletme belgeleri, bandrol talep formları, bilirkişilerin HMK 266 madde kapsamında düzenledikleri denetim ve hüküm kurmaya elverişli kök ve ek raporları ile birlikte incelendiğinde davacının FSEK md. 6/1 kapsamında işleme eser sahibi olduğu, davaya konu … “…” isimli esere ilişkin FSEK md. 22 ve 23’te düzenlenen çoğaltma ve yayma haklarını ihlal sureti ile mali haklara tecavüze bağlı tespit edilen 3.550,74 TL bedelin Fsek m.68 gereği üç katı oranındaki 10.652,22 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, eylemin aynı zamanda haksız fiil teşkil etmesi nedeni ile hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, masrafı davalıya ait olmak üzere bir kez ilanına,
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davacının işleme eser sahibi olduğu, davaya konu …’in “…” isimli esere ilişkin mali haklara tecavüz nedeniyle tespit edilen 3.550,74 TL bedelin Fsek m.68 gereği üç katı oranındaki 10.652,22 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm Hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, masrafı davalıya ait olmak üzere bir kez ilanına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 727,65 TL karar harcından peşin yatırılan 182,78 TL’nin mahsubu ile kalan 544,87 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 152,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.402,00 TL ve 182,78 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.584,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸