Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/108 E. 2021/40 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/108 Esas
KARAR NO : 2021/40

DAVA : Franchising Sözleşmesinden Kaynaklanan Cezai Şartın Bedelenin Tahsili
DAVA TARİHİ : 04/07/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Franchising Sözleşmesinden Kaynaklanan Cezai Şartın Bedelenin Tahsili davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili ile davalılar arasında “…” markasının kullanımını konu alan 22/01/2016 tarihli franchise/marka lisans sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin üçüncü maddesi uyarınca… markasının kullanılması ve davalı şirketin kendi bağımsız ticari faaliyetlerini sürdürmesinin öngörüldüğünü, müvekkilinin sözleşmenin dördüncü maddesinde kendisine yüklenen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin yükümlülüklerini ihlal ettiğini, müvekkili şirket yetkilisi … ile davalı … arasında 30/11/2016 tarihinde ödünç sözleşmesi imzalandığını ve 200.000,00 TL ödünç verildiğini, bu durumun müvekkilinin iyiniyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında sözleşmeden kaynaklanan tenimatların verilmemesi üzerine ek protokol düzenlendiğini, bu protokole göre davalıların ana sözleşmedeki yükümlülüklerinden olan cezai şartın ifası için 1.000.000,00 EURO’nun protokol tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 4 milyon TL tutarında bir teminat çeki verme yükümlülüğü altına girdiklerini, davalıların bu çeki keşide ettiğini, davalıların öğretmen ve personelin ücretlerini aksattığını, SGK borçlarını ödemediğini, ihtarname çekilerek uyarıldığını, ancak işlerin daha da kötüye gittiğini, bilgeadam markasının bu durumdan zarar gördüğünü, okula haciz geldiğini, daha sonra 08/01/2018 tarihli ihtarname ile marka kullanım lisans sözleşmesinin feshedildiğini, 07/01/2018 tarihinde ise bilgeadam ibaresi içeren tabela ve logoların söküldüğünü, konunun TBMM gündemine de taşındığını, davalı şirketin ve davalı ortakların borca batık olduklarını, davalı şirketin okula haciz geldiğini, araç ve gereçlerin de haczedildiğini, durumun medyaya da yansıdığını belirterek, franchise sözleşmesinden kaynaklanan ve tarafların da yazılı olarak mutabık kaldıkları cezai şartın en yüksek mevduat faizi de uygulanmak suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 60.000,00 TL tutarındaki kısmın müvekkiline ödenmesine, ayrıca davalı şirketin ve davalı ortakların mal varlıklarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkillerinin 2006 yınında … ŞTİ’yi kurarak dershanecilik hayatına başladıklarını, …ilçesinin … Mahellesinde, 4069 m2 alanda okul kampüsü yapılması için çalışmaya başladığını, yapılan görüşmeler neticesinde … Bankasının hem araziyi alacağını, hem de okul inşaatı masraflarının üstleneceğini bildirdiğini, arazi, okul ve tefrişatın müvekkillerine 33 Milyon TL’ye mal olduğunu, … Bankasının sadece 19 Milyon civarında destek sağladığını, sonrasında desteğini çektiğini, kuruma gelen davacı yetkililerinin, müvekkillerini sıkıştırdıklarını, ekonomik zararlarını kurtarmak adına 4.000.000,00 TL bedelli çek imzalatıldığını, sonrasında müvekkillerinin, davacının bildirdiği dava dışı üçüncü şirkete 25.000.000,00 TL bedelle kurumu devrettiğini, devirden kısa süre sonra okulun kapatıldığını, müvekkillerinin sözleşmeye göre cezai şart ödemesini gerektirecek bir kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle ; 22/01/2016 tarihli Lisans Sözleşmesi’nin 2.3. / 5.5. / 5.8. / 5.14. / 5.18. / 5.20. / 5.29. / 6.1 16.2./ 6.3. (m.6.3 hükmü Ek Protokol 3.1 ile tadil edilmiştir) / 6.6. /7.3./7.4./7.6 (m.7.6 hükmü Ek Protokol 3.2 ile tadil edilmiştir) hükümlerinin ihlal edildiği ve ifa edilmedikleri; söz konusu borca aykırılıklardan dolayı 22.01.2016 tarihli Lisans Sözleşmesi gereğince başta davalı … Şirketi olmak üzere, diğer davalılardan …, …, …’ın sorumlu olduğu; 15.06.2017 tarihli Ek Protokol m.3.1 ve 3.2 uyarınca davalı … Şirketi ve diğer davalı …’ın sorumlu olduğu; davalılardan … LTD ŞTİ aleyhine cezai şart talep etme koşullarının TTK m.22 uyarınca oluştuğu; davalılardan … Ticaret LTD ŞTİ’nin kural olarak TBK m.182/f.3’te düzenlenen cezai şarttan indirim talep etme imkanından istifade edemeyeceği ancak işbu raporda irdelendiği ve gerekçeye bağlanmaya çalışıldığı üzere 4.000.000 TL tutarındaki cezai şarttan fahiş olma ve iktisaden mahva yol açma sebebiyle indirimde bulunup bulunmamanın takdirinin mahkemenize ait olduğu, davalılardan …ve … açısından 22.01.2016 tarihli Lisans Sözleşmesi’nin bağlayıcı olduğu ve bu sebeple davalılardan cezai şart bedelinin talep edilmesi için gereken koşulların karşılandığı, ancak bu davalılardan Lisans Sözleşmesi m.7.6 uyarınca talep edilebileceği öngörülen 4.000.000 TL tutarındaki cezai şart miktarının uygun görüldüğü takdirde Mahkememizce TBK m.182/f.3 gereğince indirilebileceği; davalılardan …’ın 22.01.2016 tarihli lisans sözleşmesinin yanı sıra bunun tadili hükmündeki 15.06.2017 tarihli Ek Protokol’ü de imzaladığı ve bu sebeple davalılardan …’dancezai şart bedelinin talep edilmesi için gereken koşulun oluştuğu; ancak bu davalıdan Ek Protokol m.3.2 uyarınca talep edilebileceği öngörülen 4.000.000 TL tutarındaki cezai şart miktarının uygun görüldüğü takdirde Mahkememizce TBK m.182/f.3 gereğince indirilebileceği görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
Davacı vekili 15/11/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava değerinin 4.000.000,00 TL üzerinden devam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava Franchaising sözleşmesi ve marka kullanımı ile ilgili olarak aykırılıktan dolayı cezai şartın istemine ilişkin davadır.
Taraflar arasında 22/01/2016 tarihli… Marka Kullanım Lisansı Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 7. Maddesinde fesih ce cezai şartın düzenlendiği, sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesi halinde 1 milyon euro cezai şart kararlaştırıldığı, 15/06/2017 tarihli ek protokolde ise, sözleşmenin 7. Maddesindeki 1 milyon euro cezai şart için 4 milyon TL bedelli bir teminat çekinin davalılar tarafından davacıya verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalıya gönderilen 30/06/2017 tarihli ihtarnamede, SGK ve vergi borçlarını ödemediği, öğretmen ve personellerin ücretlerinde aksamalar yaşandığı, okulun mali sıkıntılar yaşadığının tespit edildiği, bu durumların markaya zarar verdiğinin belirtilerek, belirtilen sıkıntıların giderilmesinin istendiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalılara gönderilen 0/01/2018 tarihli ihtarname ile, marka kullanım lisans sözleşmesinin derhal feshedildiği, davalıların sözleşmenin 2.3, 5.5, 5.7, 5.8, 5.26, 5.29, 6.1, 6.2, 6.3, 6.6, 7.3 ve 7.4 maddelerini ihlal ettikleri ayrıca 5.20 maddesini ihlal ederek davacının yazılı onayı alınmadan okulun 28/12/2017 de devredildiği belirtilerek sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki lisans sözleşmesi uyarınca tarafların edimlerinin , sözleşme süresince yerine getirilmeyen edimlerin bulunup bulunmadığı bakımından yapılan incelemede, Lisans Sözleşmesi’nin 2.3. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde davacı… Şirketi’nin temsil edildiği yönünde veli ve öğrencilerde yanıltıcı bir intiba oluşturulduğu; dosya içerisinde bulunan 22/05/2017 tarihli personel şikayet yazısı doğrultusunda, lisans Sözleşmesi’nin 5.5. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde öğretmenlerin ve diğer personellerin maaşlarının yanı sıra vergi borçlarının ödenmediği, lisans Sözleşmesi’nin 5.8. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde çalışanlar ile çıkan ihtilaflı durumlara müdahil olup, çözüme yardımcı olabilmesi için davacının zamanında bilgilendirilmediği; … tarihli … yevmiye nolu … 25. Noterliğinin ihtarnamesinde belirtilen çek ve senet bedellerinin ödendiğine dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı gözetilerek lisans Sözleşmesi’nin 5.14. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde sözleşmeden kaynaklanan mali yükümlülüklerin yerine getirilmediği; lisans Sözleşmesi’nin 5.18. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde marka isim kullanma/franchising bedelinin ödenmediği; lisans Sözleşmesi’nin 5.20. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde okulun devrine ilişkin davacıdan yazılı muvafakat alınmadığı; lisans Sözleşmesi’nin 5.29. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde hizmet ve sorumlulukların başka şahıs ve kurumlara devredilmeye çalışıldığı; Lisans Sözleşmesi’nin 6.1, 6.2 ve 6.3 (Lisans Sözleşmesi’nin 6.3. maddesi Ek Protokol m.3.1 ile tadil edilmiştir) maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde franchising/ lisans giriş bedelinin ve her yıl ödenmek durumunda olan lisans kullanım/isim hakkı bedelinin davacıya ödenmediği ; Lisans Sözleşmesi’nin 6.6. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde 500.000 EURO tutarında teminat mektubunun veya bu değerde bir ipoteğin davacı lehine verilmediği; Temmuz- Aralık 2017 tarihleri arasında gerçekleşen 47 şikayet ve gazete haberi gözetilerek lisans Sözleşmesi’nin7.3. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde kamuoyunda infial uyandıracak ve işletmeyi olumsuz etkileyecek eylemlerin gerçekleştirildiği; Lisans Sözleşmesi’nin 7.6. maddesine (Lisans Sözleşmesi’nin 7.6. maddesi Ek Protokol m.3.2 ile tadil edilmiştir) aykırılık oluşturacak şekilde 4.000.000 TL tutarında cezai şarta karşılık gelecek teminat çekinin davacı tarafından karşılığının alınamadığı; Lisans Sözleşmesi’nin 7.4. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde kamuoyunda infial uyandıracak ve işletmeyi olumsuz etkileyecek eylemler sonucunda… markasının zarar gördüğü bilirkişilerce tespit edilmiştir.
TBK m. 182/ I gereği taraflar, cezai şart miktarını sözleşmede serbestçe belirleyebilirler. Cezai şart asıl alacağın kapsamını genişleten, fer’i nitelikte ve akıbeti asıl alacağa tabi olan bir alacaktır. TBK m.182/f.3’e göre ise sözleşme serbestisinin sınırlandırılması suretiyle hakim müdahalesinin cezai şartlar açısından önü açılmıştır. Diğer bir ifadeyle mahkeme fahiş veya aşırı gördüğü cezai şart miktarını kendiliğinden indirebilecektir. TBK m.182’nin özel bir görünümü ise TTK m.22’de karşımıza çıkmaktadır. TTK m.22 hükmü gereği tacirin sözleşme cezasının mahkemeden indirilmesini istemesi mümkün değildir. Bu hükmün temelinde TTK m.18/f.2’de yer alan tacirin basiretli iş adamı gibi hareket etme zorunluluğu bulunmaktadır’. TTK m.22’de öngörülen indirim yasağı hem tacir sıfatına hem de tacirin ticari işletmesi ile ilgili olan işlemlerinde uygulama alanı bulacaktır. Dolayısıyla TTK m.22’nin uygulanabilmesi için cezai şartı ödeyecek borçlunun tacir olması ve buna ek olarak cezai şartın tacirin ticari işletmesi ile ilgili bir borca ilişkin olması zorunludur. Bu bağlamda tüzel kişi tacirlerin adi iş sahaları bulunmadığından diğer bir ifadeyle tüzel kişi tacirin her türlü işlemi ticari olduğundan ceza şartın indirilmesine ilişkin TTK m.22’deki yasak tüzel kişi tacirler hakkında mutlak olarak uygulanır”.
Somut olaya dönüldüğünde yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, gerek lisans sözleşmesi gerek ek protokol kapsamında, davalılar bakımından öngörülen yükümlülüklerin ihlal edildiği izahtan varestedir. Davalı … açısından tüzel kişi tacir sıfatının mevcudiyeti, lisans sözleşmesinin ve ek protokolün ticari iş mahiyeti taşıması, TTK m.3, m.18/f.2, m.19/f.2 ve m.22 düzenlemelerinin uygulama alanı bulmasına olanak vermektedir. 22/01/2016 tarihli Lisans Sözleşmesi uyarınca davalılardan … Şirketi ile birlikte diğer davalılar …, … ve …’ın, işbu lisans sözleşmesinin “Son Hükümler” başlıklı 9. Maddesi ve 15/06/2017 tarihli Ek Protokol ile TTK md. 3, 7 ve 19/2 uyarınca sözleşmeden ve ticari iş olması nedeni ile kanundan kaynaklanan müteselsil sorumluluklarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar alınan bilirkişi raporunda TBK/182 f.3 maddesi uyarınca cezai şart indirimi yapılabileceğine ilişkin tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuş ise de, Yargıtay içtihatları gözetildiğinde, ticari olmayan işlerde talep edilmese dahi hakim tarafından re’sen cezai şart indirimi yapılıp yapılmayacağının değerlendirilmesi gerekirken, somut olayda ki gibi davalıların tamamının tacir olduğu, ticari işler bakımından borçlunun talebi doğrultusunda cezai şartın davalıların ekonomik mahvına sebep olup olmayacağının araştırılması gerekecektir. ( Yargıtay 19. HD., 2018/3597 E., 2019/5492 K., 2018/4132 2020/208 K. ) Davalıların bu yönde dosyada bir savunmasının bulunmadığı gözetilerek bu yönde re’sen bir araştırma yapılmamıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, hükme esas alınan denetime elverişli bilirkişi heyeti raporu bir arada değerlendirildiğinde, 22/01/2016 tarihli lisans sözleşmesi’nin 2.3. / 5.5. / 5.8. / 5.14. / 5.18. / 5.20. / 5.29. / 6.1 16.2./ 6.3. / 6.6. /7.3./7.4./7.6 hükümlerinin ihlal edildiği ve ifa edilmedikleri, söz konusu borca aykırılıklar doğrultusunda davalıların yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda sorumluluklarının bulunduğu, cezai şart bedelinin davalıların ekonomik mahvına sebebiyet verip vermeyeceğinin re’sen araştırılamayacağı, davalıların da bu yönde bir talepte bulunmadığı gözetilerek anılan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE,
Taraflar arasında imzalanan Franchising Sözleşmesinden kaynaklanan 4.000.000,00 TL cezai şart tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek Türkiye Cumhuriyeti bankalarının uyguladığı en yüksek mevduat faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 273.240,00 TL karar harcından peşin ve ıslah ile yatırılan toplam 68.524,65 TL’nin mahsubu ile kalan 204.715,35 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 128.625,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 382,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.632,10 TL ve 68.569,05 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 71.201,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip
¸

Hakim
¸