Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/637 E. 2023/737 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/637 Esas
KARAR NO : 2023/737

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2023
KARAR TARİHİ : 09/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzeri incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 03/10/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten yaklaşık olarak 2017 yılında bir kaç gün olacak şekilde araç kiralaması yaptığını, ödemesini gerçekleştirdiğini, daha sonra davalı ile arasında herhangi bir görüşme veya ticari ilişki olmadığını, 06/07/2023 tarihinde müvekkili aleyhine … 6. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile cebri icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin tedbir talep etmeden kambiyo takibine itiraz ettiğini, takibin kesinleştiğini, senet üzerindeki imzaların müvekkilinin imzalarına benzemediğini, bunun tek bakışta dahi anlaşılacağı, zaten düzenlenme tarihinde daha 20 yaşında olan müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ilişki olmasınında hayatın olağan akışına aykırı olacağını, davalı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını, takibin dayanağı olan senet incelendiğinde düzenlenme tarihinin 15/04/2017, vade tarihinin 03/08/2020, miktarının 35.000,00 TL olduğunu, davalı şirketin daha önce araç kiraladığı şahıslara karşı düzenleme yılı 2017 ödeme tarihi 2020 yılı takip tarihi ise 20023 yılı olan senetler ile icra takibi yapmaya başladıklarını, firmanın hukuka aykırı faaliyetlerinin medyaya da yansıdığını, açıklanan bu nedenlerle; öncelikle davalının hileli hareketleri nedeni ile davalıya ait taşınır, taşınmaz mallara ve üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine dava değeri ile sınırlı kalmak kaydıyla ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, borcu olmadığı halde müvekkilinin cebri icra baskısı ile ödemek zorunda kaldığı 65.033,44 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE: Dava; araç kira sözleşmesi nedeniyle alınan kambiyo senedinden kaynaklanan İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlenmiştir.
Davacı araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı bedellerin ödendiğini, davalı tarafın kötü niyetle kiralama ilişkisi sona erdikten ve araçlar kendilerince teslim alındıktan sonra borç oluşturma yoluna gidildiğini ve bononun icra takibine koyulduğunu belirtilmiş olmakla, davalının alacağın tahsilatı amacıyla takibe konu edildiği ileri sürülmekle mahkememizce görev hususunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
Bu durumda; HMK 4/a maddesi gereğince, Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesinin yargılama yaparak davanın esası hakkında karar vermesi doğru olmamıştır (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54.Hukuk Dairesi’nin 2023/975 Esas, 2023/599 Karar sayılı kararı).
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde; “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 09/06/1999 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan davalarda dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara konuları ve değerlerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemeleri’nde bakılacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, tacir olmayan davacı ile davalı şirket arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesi gereği alınan bononun davaya konu edilmiş olması karşısında davanın Türk Ticaret Kanunundan doğan ticari dava olduğu düşünülse de, temel ilişkinin kira ilişkisi olması ve uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç kirası sözleşmesine dayalı olması ve mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 12.06.2019 Tarih, 2017/8954 Esas ve 2019/5334 Karar sayılı kararı), davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde, yetkili ve görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, mahkememiz kararının kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-İhtiyati Haciz, Harç, vekâlet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Davacı tarafından, HMK 20/1 maddesi gereğince işlem yapılmaz ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilirse; davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
Dair, davacının ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır