Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/620 E. 2023/735 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/620 Esas
KARAR NO : 2023/735

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 15/01/2023
KARAR TARİHİ : 06/10/2023

İstanbul 10. Tüketici Mahkemesinden verilen görevsizlik kararı neticesinde mahkememize tevzi edilen Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kurumun, müvekkili aleyhine … Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesi … esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiğini, taraflarınca … Arabuluculuk Bürosu … numaralı dosyası ile tüketici dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşma sağlanmadığını, müvekkilinin davacıya borcunun da bulunmadığını, borç doğuracak bir sözleşmenin olmadığını, takip talebinin de geçerli dayanak bir belge bulunmadığını, müvekkili aleyhine icra takibinde takip talebi ve ödeme emrinde asıl alacağa uygulanacak olan faiz oranının aylık %4,5 (yıllık %54) olarak belirlendiğini, bu faiz oranının oldukça fahiş olduğunu, taraflar arasında herhangi bir akdi faiz oranı belirlenmediği dikkate alındığında asıl alacaktan müvekkili yükümlü kabul edilecek olsa dahi yasal faiz oranının yıllık %9 faiz oranı uygulanması gerektiğini ileri sürerek müvekkilinin … Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesi …Esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, tespit edilecek olan müvekkilinin borçlu olmadığı miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin icra takibine ve davaya konu alacağı diğer davalıdan temlik aldığını, görev yönünden itirazlarının olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında Güvenlik Satış Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme üzerine davacının iş yerine güvenlik sisteminin kurulduğunu, davacınınn tüketici değil tacir sıfatında olduğunu ve faize yönelik itirazının yerinde olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede %10 faiz uygulanacağının açıkça belirtildiğini, müvekkili şirket tarafından alacağın tahsili amacı ile başlatılan takipte; faturalar üzerinde belirtilen ”son ödeme tarihinde ödenmeyen fatura tutarları için günlük %0,15 oranında gecikme faizi uygulandığı” ifadesi nedeni ile aylık %4,5 oranından faiz talep edildiğini beyan ederek Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğunun tespiti ile görevsizlik kararı verilmesine, davacının davasının reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkmanlığı 04/10/2023 tarihli yazısında; Başkanlıklarınca 02/10/2023 tarihi itibariyle yapılan araştırmada, … T.C. kimlik numaralı …’ın 31/12/2014 tarihinde işi bıraktığı, ortaklık ve yöneticilik bilgisinin bulunmadığı, en son verdiği 2014 vergilendirme dönemine ait yıllık gelir vergisi beyannamesinde işletme hesabı esasına göre defter tutmakta olduğu hususlarının tespit edildiğini bildirmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, davacının en son verdiği 2014 vergilendirme dönemine ait yıllık gelir vergisi beyannamesinde işletme hesabı esasına göre defter tutmakta olduğu, tacir olmadığı, esnaf olduğu, mahkememizin görevli olmadığı, davanın niteliği itibari ile 6102 Sayılı Kanunun 4-5.md kapsamında kalmadığı anlaşılmış, bu haliyle 6100 Sayılı Kanunun 2.maddesinde yer alan ”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.” hükmü gereğince davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan ve görev hususu mahkemece resen her aşamada değerlendirilebileceğinden davanın görev nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;.
Davanın görev nedeni ile reddine,
HMK 20. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yasal iki haftalık süresi içerisinde talep edildiğinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Harç, yargılama gideri, arabuluculu ücreti ve vekalet ücretlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında verilen karar açıkça okundu. 06/10/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır