Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/580 Esas
KARAR NO : 2023/912
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2023
KARAR TARİHİ : 20/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya üzeri incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 11.09.2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … plakalı aracın meydana getirdiği kaza sonucu tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gele kazada … plakalı araç sürücüsünün tam ve kusurlu olduğunu, aracın ZMMS’nın davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza tespit tutanağı neticesinde kusurun tespit edildiğinin, müvekkilinin bu kazada basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, kaza nedeniyle meydana gelen fiziksel hasarları nedeni ile bir süre başka birinin bakımına muhtaç yaşadığını, tedavi gördüğünü, psikolojik olarak çok etkilendiğini, kaza nedeni ile travmalar yaşadığını, müvekkilinin hala yürümekte, oturmakta, kalkmakta zorluk yaşadığını, davalı şirkete 27.06.2023 tarihinde yazılı başvuru yapıldığını, başvurunun davalı tarafa tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde davalı tarafla uzlaşma sağlanamadığını, açıklanan bu nedenlerle; sürekli sakatlık için 5.000,00 TL olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat bedelinin başvuru tarihi itibari ile ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 26.09.2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası açılmasında hukuki menfaat bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından dava öncesinde hasar tespiti yapıldığını, açık ve net olarak bir tutar belirlendiğini, davacı tarafın kesin olarak belirlenmiş bir rakam mevcutken belirsiz dava açmasının kabul edilemez olduğunu, sözleşmeye bağlılık yani ahde vefa ilkesi uyarınca hakemce başvuru konusu kazadan kaynaklı istem bakımından ZMMS Genel Şartlara dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesi ve hüküm kurulması gerektiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesinin önem taşıdığını, davacı tarafın zararın oluşmasına emniyet kemerini takmaması sebebiyet verdiğini, açıklanan bu nedenlerle öncelikle usule ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddini, mahkemece usulden ret kararı verilmediği taktirde haksız, mesnetsiz, yasal mevzuata, hukuka ve hukukun genel ilkelerine aykırı olarak açılmış olarak davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Hasar Dosyası, SBGM, Noterler Birliği, İl Sağlık Müdürlüğü yazı cevapları, … CBS … soruşturma sayılı dosyası, tedavi kayıtları, Arabulculuk Anlaşamama Tutanağı ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat davasıdır.
Davacı vekili 01.11.2023 tarihli dilekçesi ile dava dosyasında davalı taraf ile sulh olabilmek adına iş bu davayı pilot dava olarak açtıklarını ancak sulh görüşmeleri olumlu geçmemesi sebebiyle tahkim komisyonun da davayı tekrar açmak üzere iş bu aşamada mahkememizde açılan bu davayı geri çektiklerini (feragat değildir) dava dosyası hakkında açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 10.11.2023 tarihli dilekçesi ile davacı vekilinin dava dosyasını geri çekme talebine muvafakatinin bulunduğunu beyan etmiştir.
Davanın geri alınması 6100 sayılı HMK’nun 123. Maddesinde “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Madde metninde anlaşıldığı üzere, davacı, davalının muvafakatı ile davayı geri alabilir. Davalının rızasının açık olması gerekir; zımni muvafakat yeterli değildir. Davalının açık muvafakatinin bulunması halinde ise, davanın esası hakkında bir karar verilmez. Davacının davasını geri alması ve davalının da bu geri almaya açık muvafakat etmesi durumunda mahkemece “karar verilmesine yer olmadığına dair” karar verilmesi gerektiği gerek teoride gerekse Yargıtay uygulamasında kabul edilmiştir.
Davasını geri alan davacı talep sonucundan feragat etmiş sayılamaz. Bu sebeple davacının ileride aynı sebeplerle aynı davayı açması mümkündür. Diğer bir deyişle davanın geri alınması davanın hiç açılmamış olması ile aynı sonuçları doğurur.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamının incelenmesi sonucunda; davacının 01.11.2023 tarihli dilekçesi ile davasını geri aldığı, benzer şekilde davalı tarafın 10.11.2023 havale tarihli dilekçesi ile davanın geri alınmasına muvafakatinin bulunduğunu, ancak 22/03/2022 tarihli Mahkememiz duruşmasında davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunduğunu açıkça beyan ettiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan yasal gerektirici nedenlerle;
1-Davanın geri alınması nedeniyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Tarafların vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/11/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır