Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/485 E. 2023/718 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/485 Esas
KARAR NO : 2023/718

DAVA : Ticari Şirket (Yönetim Kurulu Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Yönetim Kurul Kararının İptali İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %44 ortağı aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu, hali hazırda şirketin yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğunu, …’in aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığının hileli bir şekilde … tarafından ele geçirildiğini, tüm bu hususlar ve davalı şirket hakkında … 19.Atm’NİN … Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını iş bu davanın halen derdest olduğunu, davalı şirketin ana sözleşme değişikliği, usulsüz işlemlerle gerçekleştirilerek … in münferit imza yetkilisi olduğunu, şirket yönetim kurulu başkanı …’in daha sonra şirketin ortaklarından 83 yaşındaki müşterek anne …’in hisselerinin de bir kısmını yasaya aykırı bir şekilde ele geçirdiğini, ve sonrasında davalı şirket ile ilgili bir çok usulsuz işlem yaptığını, diğer şirket ortaklarına ve davalı şirkete zarar vermeye çalıştığını, yönetim kurulu başkanı olarak davalı şirketi şirketler hukukuna ve ana sözleşmeye göre değil kendi başına buyruk şekilde yönettiğini, tüm bu usulsüzlüklerin yanında davalı şirketin… karar nolu 2017-2018 yılı olağan genel kurul toplantısı gündemli, yönetim kurulu toplantısında müvekkilinin davet edilmeyerek kararlar alındığını, öncelikle bir yönetim kurulu kararının var olabilmesi için yönetim kurulunun yasının aradığı şekilde toplanması ve karar alması gerektiğini, bu iki unsurunda bir arada bulunmadığı yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin biri veya birkaçı toplantıya çağrılmadan yönetim kurulu yapılıp karar alınmışsa yönetim kurulu kararları imza edilmemişse veya toplantı ve karar yeter sayıları sağlanmadan karar alınmışsa alınan kararların yasal olarak yok hükmünde olduğunu, müvekkiline yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen herhangi bir toplantı çağrısı yapılmadığı gibi herhangi bir şekilde öneri de getirilmediğini beyan ederek davalı … … Tic. A. Ş’nin gerçekte hangi tarihte yapıldığı dahi belirli olmayan e … karar no.lu 13.02.2019 tarihli 2017-2018 yılı olağan genel kurul toplantısı gündemli yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline, İvedilikle, yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptali talep edilen … karar no.lu 13.02.2019 tarihli 2017-2018 yılı olağan genel kurul toplantısı gündemli yönetim kurulu kararının icrasının ve yürütmesinin geri bırakılmasına yani kararın uygulamasının durdurulmasına, karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hukuka aykırı ve haksız beyanlarını kabul etmediklerini, davacının şirketteki imza yetkisini sürekli şekilde kötüye kullandığını, ve yeri geldiğinde bunu tehdit ve şantaja vardırmaktan da çekinmediğini, 2018 yılı Ekim ayı başında davacının arkadaşı … ın şirketi … Şirketine 750.000,00 TL tutarında bir teminat mektubu gerektiğini, müvekkili şirketin banka hesaplarındaki tutarlarının bunun için rehin edilmesini istediğini, bu isteği reddedilince annesi ve kız kardeşi olan diğer yönetim kurulu üyelerini tehdit ederek bundan sonra hiçbir evrakı imzalamayacağını söyleyerek sonrasında şirketçe yapılması gereken ödemelere imza vermediğini, bunun üzerinde noter vasıtasıyla şirketin temsil ve ilzamı konusunda sorumluluklarını yerine getirmesi hususu ihtar edildiğini, ihtara rağmen davacının imza vermeye yanaşmaması üzerine şirketin daha fazla zarar görmemesi için personelin ise daha fazla madur olmaması için … in kendi hesaplarından tüm ödemeleri gerçekleştirmek zorunda kaldığını, davacının imza yetkisini kötüye kullanması şirketin zarara uğramasına sebep olması nedeniyle diğer ortak tarafından şirket ana sözlemesinde temsile ilişkin düzenlemenin değiştirilmesi amaçlanarak gönel kurulun toplantıya çağrılmasına yönelik yönetim kurulu kararı almaya çalışıldığını ancak oybirliği şartı olması ve davacının imza vermemesi sebebiyle karar alınamadığını, bunun sonucunda davacının müvekkili şirketi bloke etmesi ve istekleri yerine getirilmediği taktirde bu davranışlarına devam edeceğini kararlılıkla ortaya koyması üzerine … tarafından .. 5.ATM nin … sayılı dosyası ile genel kurul toplantıya çağrılmasını talep ettiklerini mahkemece kabul kararı verilerek kayyım olarak …’nın atanmasına karar verdiğini, ve tüm ortakların katılımı ile genel kurul toplantısı yapılmış ve oy çokluğu ile ana sözleşme değişikliğinin kabul edildiğini, davacının usulsüz işlemler ile ana sözleşmenin değiştirildiğine ilişkin itirazlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının çağrılmış olmasına rağmen son dönemde yapılan yönetim kurulu toplantılarının hiçbirine bilinçli olarak katılmadığını, ve iş bu davaya konu yönetim kurulu toplantısına da katılmadığını, toplantı ve karar nisapları bakımından usule aykırılık bulunmadığını, yokluk kararı verilmesinin mümkün olmadığını, yönetim kurulunda alınan tek kararın genel kurul toplantısına çağrı olduğunu, davacının da genel kurul toplantısına katıldığı davacının da genel kurul toplantısına katıldığı hususu göz önünde bulundurulduğunda davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki menfaati bulunmadığı ve davacının kötü niyetli olduğunu, davacının yürütmeyi durdurma talebinin de hukuki menfaati bulunmadığını, beyan ederek davanın HMK 115/2 mad gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının yürütmeyi durdurma talebinin reddine, davacının yönetim kurulu kararının yokluğunun tespitine ve butlanına ilişkin taleplerinin tümünün esastan reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Yönetim kurulu kararı, genel kurul kararı, sunulan tebliğ evrakları, taraf açıklamaları ve tüm dosya içeriği.
GEREKÇE:
Dava, yönetim kurulu kararının yokluk ve butlanla malul olduğunun tespiti, bu talebin kabul edilmemesi hâlinde ise iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce 2020/172 Esas, 2020/382 karar sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada; somut olayda 6102 sayılı Kanun’un 390 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca toplantı ve karar nisabının sağlandığı, davaya konu yönetim kurulu toplantısında davacının haklarına halel getirecek nitelikte bir karar alınmadığı, davacının söz konusu yönetim kurulu toplantısında alınan karar gereğince yapılan genel kurul toplantısına bizzat katıldığı da gözetildiğinde kararın yokluk ve butlan yaptırımına tabi tutulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin anılan kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2020/1484 E, 2021/781 K, sayılı ilamı ile mahkememizce verilen kararın vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı red kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6232 E, 2023/653 K, sayılı ilamı ile temyiz olunan mahkememizin kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
Bozma sonrası yukarıda yazılı esas üzerinden yapılan yargılamada bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
6102 sayılı Kanun’un 390 ıncı maddesinin birinci fıkrasıyla; esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulunun üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanıp kararlarını da toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğuyla alacağı düzenleme altına alınmış olup aynı Kanun’un 392 nci maddesinin yedinci fıkrasında ise her yönetim kurulu üyesinin başkandan, yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını yazılı olarak isteyebileceği belirtilmiştir. Zikredilen hükümlerden anlaşılacağı üzere yönetim kurulu, kural olarak başkan veya vekili tarafından toplantıya çağrılacaktır.
6102 sayılı Kanun’da yönetim kurulu başkanının toplantı çağrısını nasıl yapacağına dair özel bir hüküm bulunmamakla birlikte, aynı Kanun’un 390 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki düzenleme gereğince yönetim kurulunun, başkan tarafından toplantı çağrısı yapılmadan da karar alması mümkündür. Anılan Kanun hükmünde, bu şekilde karar alınabilmesi için üyelerden birinin karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayının alınması gerektiği, aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olmasının bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartı olduğu emredici bir şekilde düzenleme altına alınmıştır. Belirtilen usule riayet edilmesi, başka bir deyişle toplantı gündeminin ve öneri şekilde yazılmış kararın tüm yönetim kurulu üyelerine bildirilmesi anonim şirketin temel yapısı ile ilgili olup bu usule riayet edilmemesi anonim şirketin temel yapısını bozucu niteliktedir. Anonim şirketin temel yapısına uymayan yönetim kurulu kararları ise aynı Kanun’un 391 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre butlan yaptırımına tabidir.
Somut olayda; davalı şirket, davacının sözlü olarak toplantıya davet edilmesine rağmen katılmadığını savunmuş ise de bu hususu ispat eder herhangi bir delil ibraz edememiştir. Bu hâle göre, toplantının çağrısız olarak yapıldığının kabulü zorunlu olup bu şekilde yapılan toplantıda alınan kararın geçerli olabilmesi için 6102 sayılı Kanun’un 390 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki usule riayet edilmesi gerekmektedir. Davalı şirketçe toplantıya katılan üyelerce alınan kararın imzalanmak üzere davacıya gönderildiği savunulmuş ise de bu savunmayı ispat eder nitelikte herhangi bir delil sunulmamış, davacı da bu vakıayı yalanlamıştır. Bu nedenle üç kişiden oluşan yönetim kurulunun çağrısız olarak ve anılan kanun hükümlerindeki usule riayet etmeden iki kişiyle toplanıp karar aldığı, bu şekilde alınan kararın yok hükmünde olduğu anlaşılmakla uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6232 E, 2023/653 K, sayılı ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne, Davalı şirketin 2020/02 karar nolu 13/02/2020 tarihli 2017-2018 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı gündemli yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine,
2-Alınması gereken 269,85 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 215,45 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL Peşin Harç, 54,40 TL Başvuru Harcı, 7,80 TL Vekalet Harcı, 306,00 TL Posta Giderleri olmak üzere toplam 422,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar oybirliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır