Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/425 Esas
KARAR NO : 2023/1127
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/06/2023
KARAR TARİHİ : 27/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davanın davalı şirketin 28 Mart 2023 günü toplanan Olağan Genel Kurulunda alınan üç kararın Türk Ticaret Kanununun 445. Maddesi uyarınca iptaline ilişkin olduğunu, davacı 1990 yılında kurulan davalı şirketin kalan üç kurucusundan birisi olduğunu, üç kurucu ortak İşviçre kökenli …, … ve … olduğunu, davalının 4 ortağının yönetim kurulu üyesi olduğunu ve şirket işleri konusunda istedikleri bilgiyi almak, belgeleri incelemek hakkına sahip olduklarını, davacının ise şirket işleri konusunda 2022 yılına kadar ancak Genel Kurula sunulan belgelerden bilgi alabildiğini ayrıca 2023 yılına gelinceye kadar davalı şirketin Olağan Genel Kurulları TTK’da öngörüldüğü gibi Ocak-Mart ayları içinde değil ilerideki aylarda toplandığını, buna karşılık içinde bulunulan yıldaki işlerle ilgili bilgi vermediğini, 2021 Genel Kurulu 2022 Haziran ayında toplandığını, 2020 yılı işlerine ilişkin Genel Kurul ise 2021 Ekim ayında toplandığını, bu uygulama sonucunda yönetim kurulu dışındaki ortakların güncel bilgi almasının da engellendiğini, ilk kez 2022 Genel Kurulu, davacının yönetim kurulu başkanına ilettiği talebin kabul görmesi üzerine zamanında 28 Mart 2023 tarihinde toplandığını, açıklanan nedenlerle ara kararlarla davanın yürütülmesini, muhasebe ve bilişim konularında uzman bir bilirkişinin atanmasını ve denetime elverişli bir rapor alınmasını, tutanağın 3, 4, 5 ve 6. Maddelerinde yazılı, oy çokluğu ile kabul edilen, ret oyu verdiğim ve muhalefet şerhlerini eklettiğim dört kararın iptali yönünde hüküm kurulmasını, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının alınana kararlara karşı muhalefette bulunmadığından davanın öncelikle dava ön şartı yokluğundan aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri, taraf açıklamaları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 28/03/2023 tarihinde yapılan 2022 yılı olağan genel kurulunda alınan 3, 4, 5 numaralı kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf ön inceleme duruşmasına katılmadığından dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı yenileme talepli dilekçesinde öncelikle usuli uyuşmazlıklar noktasında karar verilmesini akabinde gerekli görülmesi halinde duruşma açılmasını talep etmiştir. Dava şartı eksikliği nedeni ile duruşma açılmayarak yargılamaya son verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/2875 esas, 2019/1904 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“… tüm maddelerin görüşülmesi öncesinde muhalefet şerhi önergesi sunarak peşin olarak muhalefetlerini zapta geçirdikleri ancak oylamadan sonra muhalefet görüşü beyan ederek muhalefet şerhlerini hiçbir maddenin altına yazdırmadıkları gibi genel kurul tutanağının son sayfasında da muhalif kaldıklarına dair şerh verip imzalamadıkları, TTK 381. maddesi gereğince toplantıda hazır bulunulup alınan kararlara muhalif kalan ve durumu toplantı tutanağına geçiren ortağın iptal davası açması hakkı olduğu, oylamadan önce ( karar alınmasından önce) muhalefet edilmesinin ( peşin muhalefet) dava hakkı vermediği, kararların alınmasından sonra muhalefet şerhi verilmesinin gerektiği gözetilerek anılan maddeler hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir… taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir…. taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlaırnın reddi ile usul ve yasyaa uygun hükmün ONANMASINA,”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3433 esas, 2020/468 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“Kararların iptalini düzenleyen anılan madde hükmüne göre toplantıda hazır bulunup da alınan karara muhalif kalan ve bu durumu toplantı tutanağına geçiren ortağın söz konusu kararlara karşı iptal davası açma hakkının olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davacı ortağın genel kurulda kendisini vekili aracılığıyla temsil ettirdiği, vekilin iptali istenen maddeye yönelik olarak daha karar alınmadan önce karşı çıktığı, bu şekilde muhalefet durumunun öneriye karşı olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkmanın (muhalefet) bulunmadığı, bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği anlaşıldığından, dava konusu genel kurul kararı bakımından yapılan iptal isteminin dava koşulu yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken,”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/40 esas 2021/6549 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“Dava konusu 26.06.2012 tarihli genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde, genel kurul toplantısına katılan davacıların iptali talep edilen kararlarda usulüne uygun muhalefet şerhini tutanağa yazdırmadıkları gibi dilekçe ile muhalefetlerini bildirmedikleri de anlaşılmıştır. Her ne kadar kararların bazılarında oylamadan önce muhalefet dilekçesinin divana sunulduğu yazılmış ise de, bunun daha karar alınmadan önce karşı çıkma şeklinde olduğu, karara karşı peşin muhalefette bulunulduğu, bu şekildeki muhalefetin öneriye karşı çıkma mahiyetinde olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkmanın, muhalefetin bulunmadığı, bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği açıktır. (bkz. Dairemizin 2015/6729 E. – 2016/3366 K., 2019/2841 E. – 6994 K., 2018/2156 E.- 2019/4580 K., 2010/5250 E. – 2012/4756 K. sayılı ilamları) “
Şeklindedir.
Davaya konu kararların alındığı genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; genel kurulda davacının vekili ile temsil edildiği, kararların görüşülmesine geçildikten sonra davacı vekilinin muhalif olduğunu belirterek muhalefet şerhi sunduğu akabinde oylama yapıldığı, oylamadan sonra ise her hangi bir muhalefet şerhi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Genel kurul toplantı tutanağından anlaşıldığı üzere oylamadan sonra davacının alınan karara her hangi bir sözlü veya yazılı muhalefeti bulunmamaktadır. Davacı sözlü ve yazılı muhalefetini oylamadan önce sunmuştur.
Genel kurul toplantı tutanağından görüldüğü üzere davacıyı temsilen genel kurula katılan davacı vekilinin iptali talep edilen gündem maddelerinin oylanmasından sonra alınan kararlara her hangi bir muhalefeti bulunmamaktadır. Tutanağın imzalanmasından sonrada alınan kararlara karşı her hangi bir muhalefette bulunulmamıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/40 esas 2021/6549 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere oylamadan önce divana sunulan muhalefet şerhi karar alınmadan önce karara karşı çıkma mahiyetinde olup geçerli bir muhalefet şerhi niteliğinde değildir. Oylamadan önce ki muhalefete ilişkin açıklamalar öneriye karşı çıkma olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı muhalefet bulunmadığından kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği ve TTK 446/1-a maddesinde belirtilen dava açabilme şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
1-Davanın TTK m.446/1.a maddesinde belirtilen dava ön şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-AAÜT md.7-1 uyarınca 8.950,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı şirkete verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2023
Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır