Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/381 E. 2023/759 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/11 Esas
KARAR NO : 2023/679

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2014
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili, davalı şirketin satın alma ve muhasebe sorumlusu …’ın şirketi temsilen davacı şirkete yüklü mal siparişi verdiğini, bu satın alınacak malların tutarı ile ilgili olarak siparişin güvencesi olarak da 264.000.- TL bedelli 3 senedin (bono) imzaları ve kaşeleri atılmış şekilde davacıya teslim edildiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından toplam 245.000.- TL bedelli muhtelif baharat ve kahve vs. üründen oluşan dava konusu fatura ve irsaliyede belirtilen malların hazır edildiğini ve davalı borçlu şirket tarafından satın alma ve muhasebe sorumlusu … vasıtasıyla malların satın alındığını, fakat satın alınan malların bedelinin ödenmediğini, mal bedelinin tahsili için önce ihtarname gönderildiğini fakat borçlu şirketin inkar yoluna gittiğini, bu sebeple … 2. İcra Dairesi’nin …E. sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını ve bu takibe de haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek, davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili,…’ın 03/03/2010-06/06/2013 tarihleri arasında davalı şirkette ön muhasebe sorumlusu olarak çalıştığını, fakat 06/06/2013 tarihinde usulsüzlükten dolayı işten çıkarıldığını, bu usulsüzlüğün en kapsamlısının … Ltd. Şti. tarafından dava konusu faturanın düzenlenmiş olması olduğunu, irsaliyenin üzerindeki imzanın …’a ait olup, şirket yetkilisine ait olmadığını, borca ve imzaya itiraz ettiklerini, davacının kestiği faturanın …’ın şirket aracında bulunduğunu, … 40. Noterliği nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile davacıya iade edildiğini, zira bu faturaya dayalı malların davacı şirkete teslim edilmediğini, aslen faturaya bağlı alacak icraya konulmuşken aynı alacağa ilişkin bonoların mükerrer olarak takibe konu yapıldığını, bonolar nedeniyle … 37. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını savunarak, davanın reddine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2014/107 E – 2018/784 K sayılı dosyasından verilen 18/06/2018 tarihli “…dava konusu 31/05/2013 tarihli 245.006,76 TL’lik fatura borcu için, davacı şirketin üçe bölerek 90.000.- TL, 88.000.- TL ve 88.000.- TL olarak …’a 3 adet bono düzenlediği, faturada ve senetlerdeki imzanın …’a ait olduğu, dava konusu 31/05/2013 tarihli 245.006,76 TL tutarındaki faturanın açık fatura olarak kesildiği, bu faturaya ait 31/05/2013 tarihli … nolu sevk irsaliyesinin … tarafından imzalandığı anlaşılmış ise de, … 3. Noteri … tarihli … yevmiye numaralı vekaletnamede davalı şirket çalışanı …’a, davalı şirket … A.Ş.’yi borçlandırma yetkisi verilmediği, …’ın 03/03/2010 tarihi ile 06/06/2013 tarihleri arasında davalı şirketde sigortalı olarak çalıştığı, davalı şirketin … hakkındaki 19/03/2014 tarihli şikayeti üzerine Ağır Ceza Mahkemesince hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ceza tayin edildiği dikkate alınarak davaya konu fatura tarihinde davalı şirket çalışanı olan …’ın yetkisini aşan davalı şirketi borçlandırıcı işlemlerden biri olarak düzenlediği dava konusu faturayı davalı şirketin bilgisi dışında davacıya verdiği, fatura davalı şirket tarafından noter aracılığı ile davacıya iade edildiğinden bu faturaya dayalı malların davacı şirkete teslim edilmediği, davacının dava konusu faturaya dayalı olarak davalı şirketten alacaklı olmadığı, davalı şirketin itirazında haklı olduğu gerekçesi ile, davanın reddine, davacının kötü niyetle takip başlattığı kanıtlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine …” ilişkin kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce 02/02/2021 tarih, 2018/2473 E – 2021/111 K sayılı kararı ile davacı vekilinin hükme yönelik istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 02/02/2021 tarih, 2018/2473 E – 2021/111 K sayılı “… davalı çalışanı …’ın ceza yargılamasında belirlendiği üzere, dinlenen tanık beyanlarına göre davalıdan kendi adına bir seferde bir kaç kamyon kadar yüksek miktarda mal satın aldığı, ancak mal satışının davalı şirketi temsile yetkililer araştırılmadan yapıldığı, açıkça şirket adına mal teslimi yapıldığının irsaliyede yazılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, satış aşamasında ödeyecek veya aval veren kısmının şirket çalışanı tarafındanimzalandığı, umuma açık olan sicil kayıtlarında gerekli araştırmayı yapmadığından davacının basiretli tacir gibi davranmadığı, çalışanın şirketin bilgisi olmadan aynı zamanda suç teşkil eden eyleminden davalı şirketin sorumlu tutulamayacağı, davalı şirket çalışanının düzenlediği faturaların ağırlıklı olarak satış faturaları olduğu ve esasen bu hususta zımnen temsil yetkisinin çalışanlara verildiği, ancak faturaların miktarları gözönüne alındığında davacının çalışana mal alımı hususunda zımni temsil yetkisi verildiği iddialarına itibar edilemeyeceği, çalışanın davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığı, sınırlı işlemlerde yetkili olmak üzere vekalet verildiği, şirket adına temsil yetkisi ve borçlandırma yetkisi bulunmadığı, fatura tarihinde davalı şirket çalışanı olan …’ın dava konusu faturayı davalı şirketin bilgisi dışında davalı şirket adına düzenlettiği, davacının çalışan ile işbirliği kabul edilmese de ağır kusurlu bulunduğu kabul edilerek satışı yapılan malların bedelinden davalının sorumlu tutulmayacağı, dolayısıyla davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine…” ilişkin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3384 E – 2022/7444 K sayılı 26/10/2022 tarihli kararı ile “… Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça, dava konusu malların, davalı şirketin satın alma ve muhasebe sorumlusu … vasıtasıyla şirket adına satın alındığı, fakat malların bedelinin ödenmediği ileri sürülmüş; davalı taraf ise şirket çalışanı olan …’ın kendi nam ve hesabına işlem yaptığını, dava konusu faturanın da bu kapsamda olduğunu, davacı şirket ile ticari münasebetinin bulunmadığını ve faturaya konu malları teslim almadığı için davacıya borcu bulunmadığını savunmuştur. Davalı şirket tarafından şirket çalışanı olan … hakkında yapılan şikayet sonucu, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarına ilişkin açılan kamu davasının yapılan yargılamasında; …’ın davalı şirket adına hareket eden temsilcisi olarak piyasada tanındığı, ceza yargılamasında tanıklar, …’ın davalı şirket faturalarını düzenleyip verdiği, ödeme yaptıklarında tahsilat makbuzunu düzenleyip teslim ettiği, kendisini davalı şirketin temsilcisi olarak tanıttığını beyan etmişlerdir. Bu davada davalı şirket çalışanı olan …’ın müsnet suçlardan ayrı ayrı mahkumiyetine karar verilmiş ve cezası kesinleşmiştir. Aynı davada fikir ve eylem birliği içinde oldukları iddiasıyla yargılanan davacı şirket temsilcisi … ise; davalı şirketin sorumlusu olarak …’ı bildiği, geçmiş tarihlerdeki ticari ilişki de gözönüne alındığında, sözkonusu malları …’a verdiği ve karşılığında yargılama konusu 245.000.- TL’lik bonoları kendisinden aldığı, davacı şirket temsilcisi … ile davalı şirket çalışanı …’ın muvazaalı olarak davalı şirketi borçlandırıcı bir işe giriştikleri yönünde hiçbir delil bulunmadığı, dolayısıyla müşteri olarak kendisinden mal talep edenin bu talebinin kabulü ile malı verdikleri ve bonoları aldıkları dışında isnad edilen dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğine dair delil bulunmadığından beraatine karar verilmiştir. Bu durumda, aralarındaki geçmişten gelen sürekli ticari ilişki nedeniyle dava dışı …’ı davalı şirketin temsilcisi olarak bilen ve tanıyan davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğinden söz edilemeyeceği, dosyadaki belgelerden dava dışı …’ın davalı adına yapılan alışverişlerde şirket adına iş ve işlemlerde bulunduğu, ayrıca davacı ile dava dışı …’ın el ve işbirliği içinde olduğunun ispatlanamadığı hususu gözetilmeden, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, hükmün bozulmasına… “ifadelerine yer vererek İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasına ve dosyanın mahkememize gönderilmesine karar vermiştir.
Yargıtay ilamına uyulmasına karar verilerek bozma kararı doğrultusunda ve 27/04/2018 tarihli bilirkişi raporu dayanak alınarak davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde davalıdan 245.006,76 TL fatura alacağının kayıtlı olduğu dikkate alınarak davanın kabulü ile davalı tarafından … 2 İcra Müdürlüğünün…E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 245.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile davalı tarafından … 2 İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 245.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Harçlar Kanununca alınması gerekli 16.735,95 TL ilam harcından peşin yatırılan 2.959,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.776,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 37.300,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvuru harcı, 2.959,00 TL bilirkişi ücreti, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 668,60 TL tebligat ve posta giderlerinden oluşan toplam 4.252,80 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/09/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır