Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/34 Esas
KARAR NO : 2023/573
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/01/2023
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 28/09/2020 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç seyir halinde iken sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araca çarpmamak için manevra yaptığını ve aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün 2918 sayılı K.T.K. ‘nin ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, müvekkili tarafından davalıya başvuru yapılmış olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili …’nun, söz konusu trafik kazası nedeniyle, … Üniversitesi Hastanesi’nden 07/05/2021 tarihinde alınan maluliyet raporuna göre %23 oranında malul kaldığını, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile, maluliyet oranı dahil olmak üzere fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, 6.000-TL sürekli iş göremezlik, 1.000-TL Geçici iş göremezlik, 500,00-TL bakıcı gideri, 500,00-TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 8.000-TL nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, yapılacak yargılama nedeniyle oluşacak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Kesin hüküm bulunması nedeni ile başvurunun reddi gerektiğini, kazaya neden olduğu iddia edilen plakası tespit edilemeyen aracın varlığının ispatı gerektiğini, davacı tarafından İtiraz Hakem Heyeti’ne itiraz başvurusunda bulunulduğunu ve 10.01.2022 tarih K-2022/9298 sayılı karara “yapılan itirazın REDDİNE,” karar verildiğini, Söz konusu kararın kesin hüküm niteliğinde olduğundan 6100 sayılı HMK m. 303’e göre aynı tarafların ve aynı dava sebeplerinin bulunduğu diğer bir davada da maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden başvurunun usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından yapılan başvurunun kesin hüküm bulunduğu dikkate alınarak dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, reddedilen kısım bakımından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, tespiti halinde davanın iddia konusu araç sürücüsüne ve sigorta şirketine ihbarına, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Sigorta Tahkim Komisyonu Dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ile bakıcı giderinin tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, 28/09/2020 tarihli kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen aracın etkili olup olmadığı, öyle ise kaza nedeniyle tarafların kusur durumu, sürekli, geçici ve bakıcı tedavi gideri talebinde bulunup bulunamayacağı, kesin hüküm itirazının yerinde olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12.maddesinde; “Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir.Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir. ” düzenlemesi yer almaktadır.
Aynı Kanununun 30. maddesinin 23. fıkrasında, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı belirtilmiş, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın tahkim usulüne ilişkin tebligatı düzenleyen 438. maddesinde de, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça tebligatın 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiştir. Bu itibarla hakem kararı kendisine verilen mahkeme, hakem kararının kendisine verildiğini ve kararın neden ibaret olduğunu iki tarafa da yazılı olarak tebliğ etmelidir. Her iki taraf hakkında da temyiz süresi ancak bu tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/8205 E. 2020/6039 K. Sayılı kararı).
Dava dosyasında hasar dosyası ekinde yer alan kayıtlardan, eldeki davanın 13/01/2023 tarihinde açılmasından önce aynı kaza nedeniyle davacının davalıya karşı 06/08/2021 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğu, bedensel zararı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL tazminat talep ettiği, Uyuşmazlık Hakeminin 10/01/2022 tarih K-2022/9298 sayılı kararı ile başvurunun reddine karar verildiği, davalı vekilinin karara itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 29/03/2022 tarih ve 2022/İHK-14923 sayılı kararı ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Eldeki dava ile Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 29/03/2022 tarih ve 2022/İHK-14923 karar sayılı kararına ve 10/01/2022 tarih ve K-2022/9298 karar sayılı kararına konu başvurunun, işbu davanın tarafları ile konusunun ve dava sebebinin aynı olduğu, Tahkim Heyeti tarafından verilen kararın dava tarihi itibariyle kesinleştiği anlaşılmaktadır (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 12/10/2022 tarih, 2021/5182 Esas ve 2022/6949 Karar sayılı ilamı). Bu kapsamda eldeki davada kesin hüküm söz konusu olduğundan HMK 114 ve 155. madde gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın HMK madde 114/1-i ve 115/2 gereği kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE irad kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 8.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 11/07/2023
Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır