Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/269 E. 2023/651 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/269 Esas
KARAR NO : 2023/651

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2023
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

İstanbul 41. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/03/2023 tarihli 2023/79 esas 2023/67 karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize gönderilen dosyası Mahkememizin 2023/269 esasına kaydı yapılmış olup Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 16/03/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının aleyhine başlattığı … 12. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında başlatılan icra takibine ilişkin olarak tarafına bizzat tebligat yapılmış olarak gözükse de tebligat parçasındaki imzanın tarafına ait olmadığını, söz konusu icra takibinin ne zaman ve ne şekilde kesinleştiği hususunda bir bilgisi olmadığını, muaccel bir alacak olmadan davalı şirketin henüz bir riski bulunmadan tarafına başlatılan icra takibi ile mağdur edildiğini, davalı tarafın kötü niyetinin açık olduğunu, tarafı hakkında belirttiği şekilde haksız olarak icra-i işlemlerin başlamasından dolayı banka hesaplarına haciz konulduğunu, bu durumun dahi davalı şirketin kötü niyeti hareket ettiğinin kanıtı olduğunu, davalının icra dosyasında iddia ettiği alacağına ilişkin olarak tarafına herhangi bir fatura kesilmediğini, bu nedenle dava ve takip konusu senetten, sözleşmeden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesini, kötü niyetle açılan takibin durdurulması akabinde iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 16/05/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu ile müvekkili arasında 05.01.2021 tarihinde teslim almak ve 08.01.2021 tarihinde teslim etmek şartıyla günlük kiralama bedeli 233 TL olmak üzere bir adet araç kiralama sözleşmesi yapıldığını ve aracın davacı borçlulara sorunsuz bir şekilde teslim edildiğini, davacı borçlunun araç teslim tarihinin yaklaşması neticesinde kiralama süresini 11.01.2021 tarihine kadar uzattığını ancak davacı borçlunun kiralamış olduğu aracın sağ arka kapı, sağ arka çamurluk hasar verdiğini, ayrıca davacının aracın sağ ön kapının ve baskı balatanın arızalanmasına sebebiyet verdiğini, bu hasarların araç teslim tutanağında açıkça belirtildiğini ve davacı borçlu tarafından kabul edilerek imzalandığını, davacı borçlunun araca vermiş olduğu hasara karşılık müvekkili şirkete bir adet senet keşide edip verdiğini ancak vadesi gelen senedin borçlu tarafından ödenmediğini ve müvekkilinin zararının giderilmediğini, müvekkili tarafından davacı borçluya ulaşılmaya çalışıldığını ancak ulaşılamadığını, bunun neticesinde senedin takibe konulduğunu, davacının dilekçesinde müvekkiline karşı borcunun olmadığı iddiasıyla takibin durdurulmasını talep ettiğini, davacının borçlu olmadığını belirtmekle birlikte bunu ispatlayacak herhangi bir belge, delil sunamadığını, izah edilen nedenlerle davacının hukuki dayanaktan yoksun dava talebinin öncelikle usule ilişkin itirazlar nedeniyle reddine, davacının yerinde olmayan gerçek dışı, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açtıkları davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; araç kira sözleşmesi nedeniyle alınan kambiyo senedinden kaynaklanan İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlenmiştir.
Davacılar kiralama sözleşmesinden kaynaklı bedellerin ödendiğini, davalı tarafın kötü niyetle kiralama ilişkisi sona erdikten ve araçlar kendilerince teslim alındıktan sonra borç oluşturma yoluna gidildiğini ve bononun icra takibine koyulduğunu, davalı yan ise araç kiralama sözleşmesi kapsamında kiralama bedelinin ödenmemesinden dolayı senedin takibe konulmuş olduğu belirtilmiş olmakla, davalının alacağın tahsilatı amacıyla takibe konu edildiği ileri sürülmekle mahkememizce görev hususunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
Bu durumda; HMK 4/a maddesi gereğince, Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesinin yargılama yaparak davanın esası hakkında karar vermesi doğru olmamıştır (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54.Hukuk Dairesi’nin 2023/975 Esas, 2023/599 Karar sayılı kararı).
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde; “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 09/06/1999 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan davalarda dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara konuları ve değerlerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemeleri’nde bakılacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, tacir olmayan davacı ile davalı şirket arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesi gereği alınan bononun davaya konu edilmiş olması karşısında davanın Türk Ticaret Kanunundan doğan ticari dava olduğu düşünülse de, temel ilişkinin kira ilişkisi olması ve uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç kirası sözleşmesine dayalı olması ve mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 12.06.2019 Tarih, 2017/8954 Esas ve 2019/5334 Karar sayılı kararı), davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde, yetkili ve görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, mahkememiz kararının kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Harç, vekâlet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Davacı tarafından, HMK 20/1 maddesi gereğince işlem yapılmaz ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilirse; davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
Dair, davacının ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır