Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/241 E. 2023/329 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/241 Esas
KARAR NO : 2023/329

DAVA : Eser Sözleşmesi
DAVA TARİHİ : 06/04/2023
KARAR TARİHİ : 19/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Eser Sözleşmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davalı … arasında 26/04/2019 tarihinde, müvekkilin inşa edeceği apartmanlara iki adet asansör yapılması için sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davalı …’ın, müvekkilinin … ili, … ilçesi, … mahallesi, 6634 ada, 36 parselde inşa ettiği iki ayrı binanın asansör yapımını üstlendiğini, bunun karşılığında kendisine inşa edilen binadan bir bağımsız bölümün mülkiyetinin devredileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan borcunu 10/05/2019 tarihinde yerine getirerek … ili, … ilçesi, … mahallesi, 6634 ada, 36 parselde yer alan bir adet bağımsız bölümün mülkiyetini tapuda … adına devir ve tescil ettirdiğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, davalı …’ın iki bloktan oluşan inşaatın A Blok’unda 10 duraklı bir asansör, B Blok’un da ise 6 duraklı bir asansör yapmayı ve bu asansörleri çalışır halde müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ancak anılan asansörlerin çalışır şekilde teslim tarihinde müvekkiline teslim edilmediği gibi asansörlerin yapımında taraflar arasında imzalanan sözleşme ve protokollere uygun malzemeler de kullanılmadığını, asansörde bozukluk ve eksiklikler bulunduğunu ve bu durumun davalıya bildirildiğini ancak, davalının müvekkilinin bu bildirimlerine aldırış etmediğini ve müvekkilini oyalamayı tercih ettiğini ileri sürerek davalı tarafından meydana gelen eserdeki bozuklukların davalı tarafından giderilmesine ve asansörün taraflar arasındaki sözleşmeye uygun şekilde müvekkile teslim edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Gelir İdaresi Başkanlığı 14/04/2023 tarihli yazısında; Başkanlıklarının GİB İntranet kayıtlarının tetkikinden, …’ın 21/10/2014 tarihinden itibaren “Asansörlerin, Yürüyen Merdivenlerin, Yürüyen Yolların, Otomatik Ve Döner Kapıların Bakım Ve Onarımı Dahil Kurulum İşleri” faaliyeti nedeniyle ticari kazanç mükellefi olduğu ve işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, …’ın ise 5/1/2011-31/12/2022 tarihleri arasında ”İkamet Amaçlı Binaların İnşaatı (Müstakil Konutlar, Birden Çok Ailenin Oturduğu Binalar, Gökdelenler Vb. nin İnşaatı) (Ahşap Binaların İnşaatı Hariç)” faaliyeti nedeniyle ticari kazanç mükellefiyeti bulunduğu ve 2011-2014 yıllarında işletme hesabı esasına göre, 2015-2022 yıllarında bilanço esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
Somut olayda, davalı … işletme hesabı defteri tuttuğundan tacir olmadığı, esnaf olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmış, görev hususunun mahkemece resen her aşamada değerlendirilebileceği, davanın niteliği itibari ile 6102 Sayılı Kanunun 4-5.md kapsamında kalmadığı bu haliyle 6100 Sayılı Kanunun 2.maddesinde yer alan ”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.” hükmü gereğince davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan davanın görev nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;.
Davanın görev nedeni ile reddine,
HMK 20. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yasal iki haftalık süresi içerisinde talep edildiğinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Harç, yargılama gideri, arabuluculu ücreti ve vekalet ücretlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında verilen karar açıkça okundu. 19/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır