Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/216 Esas
KARAR NO : 2023/1041
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2023
KARAR TARİHİ : 12/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Müvekkili ile davalı arasında 23.11.2020 – tarihli yemek hizmetleri sözleşmesinin imzalandığı ve sözleşme gereğince davalıya yiyecek mal/hizmet bedellerine ilişkin faturalar kesildiği, davalıya faturaların tebliğ edilmesine rağmen bakiye 129.535,60 TL tutarlı borcunu ödemediğinden 29.08.2022 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği ve ihtarname ile borcun ödenmesinin talep edildiği halde ödenmediğinden bu kez aleyhine … 21. icra müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı şirketin kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemediği ve borca itiraz ederek, aleyhine açılan icra takibini durdurduğunu, beyanıyla, borçlunun borca itirazının iptaline, icra takibinin devamına, alacağın 96 20 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıya ödettirilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davacı şirkete müvekkil şirketin belirtmiş olduğu bedelde bir borcu bulunmadığını, davacının her ne kadar fatura tanzim etmiş ise de; müvekkil firmayla cari hesap mutabakatına varamadığını, müvekkil firma ile davacı yanın sürekli bir hizmet sözleşmesine istinaden cari hesap sözleşmesi ile çalıştığını, bu sözleşmeye göre her ay mutabakat halinde kalınarak fatura tanzim edildiğini ve ödemeler gerçekleştirildiğini ancak müvekkil firma ile verilen hizmet karşılığı noktasında mutabakat sağlanamadığından ötürü müvekkil firmanın hiçbir şekilde borçlu olduğunu kabul etmediğini, davalı müvekkil hakkında yapılan icra takibine de bu nedenle itiraz edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile ödenmesi gereken tüm meblağların davacı yana yapıldığını, bu ticari ilişkiden kaynaklı alacak- borç ilişkisi bulunduğunun da doğru olduğunu ancak müvekkil firmanın davacı yana borçlu olup olmadığının hizmetlerin gereği gibi verilip verilmediği hususlarının tartışmalı olup mutabakat sağlanamadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ispatına yarar ticari defter kayıtları incelendiğinde davalı olarak gösterilen müvekkil şirketin borçlu olmadığının ortaya çıkacağını, davalı müvekkilin davacıya tüm ödemelerini yerine getirdiğinden takibe de haklı olarak itiraz etmiş olup davalı müvekkilin kötü niyet ile takibe itiraz etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını beyan ederek, davanın reddini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, icra dosyasının UYAP kayıtları, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, faturaya dayalı … 21. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususunda toplanmaktadır.
Davalı tarafça icra dairesinin yetkisine yönelik itirazda bulunulmuş ise de eldeki davanın para alacağından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkin olduğu ve alacaklının yerleşim yeri itibariyle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazın yerinde olmadığı nazara alınarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davaya konu … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının UYAP kayıtları dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 138.208,14-TL lik ilamsız takipte bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 03/11/2022 tarihinde tebliğ olduğu ve davalı borçlu vekilinin 08/11/2022 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 11/07/2023 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 06/09/2023 tarihli raporda özetle;
“Davacı şirketin ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu, Davacının elektronik sistemine kayıtlı ve faturaları e-fatura ile “ TEMEL Fatura ve Temel İrsaliye Senaryosu” ile müşterilerine gönderdiğini, Temel fatura senaryosu ile kesilen faturaların alıcısına kesin olarak tebliğ edildikleri ve bu faturalara itirazın Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen harici yöntemlerle ( noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile ) itiraz edilebilmesinin mümkün olduğu,
Davalı tarafın Türk Ticaret Kanununun 21’inci maddesinde belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraz süresine içerisinde faturalara itiraz ettiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmadığından e-faturaların ve içeriklerinin davalı alıcı tarafından kabul edilmiş olduğu sonucunu doğurduğu ve davacıya 129.535,60 TL borçlu olduğunun kabul edilmesi gerekeceği
Davacının, davalıdan … 21. İcra Müdür … E Sayılı Dosyası ile, 129,535,60 TL asıl alacak, 8.672,54 TL TTK 1530. Madde işlemiş faiz olmak üzere toplam 138.208,14 TL talep ettiği, Yapılan incelemede davacının davalıdan,
129,535,60TL 4.972,51 TL takip öncesi işlemiş faiz 134.508,11 TL talep edebileceğinin hesap edildiği Davacının 3.700,03 TL işlemiş faiz talebinin fazla ve yersiz talebinin olduğu, Davacının 129.535,60 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun gereği yıllık %15,75 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz oranından faiz işletilmesi gerekeceği ” şeklinde görüş ve tespitlerde bulunulduğu, raporun dosya kapsamına uygun, denetime elverişli nitelikte düzenlendiği, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davalarında kural olarak ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraf üzerinde ise de ileri sürülen savunmaya göre ispat yükünün yer değiştirmesi söz konusu olabilmektedir. Davalı taraf cevap dilekçesi ile davacının iddialarını inkar etmiştir.. Buna göre eldeki davada fatura konusu hizmetin verildiği ve alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacı alacaklı üzerinde bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan tespitler ışığında eldeki davada, taraflar arasında düzenlenen Yemek Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında davacı tarafından üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirildiği, ticari defterlerin incelenmesinde davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, lehe ve aleyhe delil vasfını haiz olduğu, takip konusu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça ise yapılan ihtarata rağmen inceleme gün ve saatinde ticari defterlerinin ibraz edilmediği, yerinde inceleme talebinde bulunulmadığı görülmüş, HMK’nın 222.maddesi de nazara alındığında davacı tarafından verilen hizmete rağmen davalı tarafça hizmet karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği anlaşıldığından hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, asıl alacak miktarı likit olduğundan % 20 oranında icra inkar tazminatı da hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalının … 21. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 129.535,60-TL asıl alacak ve 4.972,51-TL işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun gereği yıllık %15,75 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 9.188,25 TL harçtan peşin alınan 1.669,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.519,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4- 1.669,21 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin kısmen kabul kısmen ve red oranına göre 3.036,47 TL nin davalıdan, geriye kalan 83,53-TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 21.521,30 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince red yönünden hesaplanan 3.700,03 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL başvuru harcı, 25,60-TL vekalet harcı, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 223,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.928,50- TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 2.850,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 12/12/2023
Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır