Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/207 E. 2023/510 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/207 Esas
KARAR NO : 2023/510

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2023

İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 26/01/2023 tarihli 2022/523 esas 2023/27 karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize gönderilen dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmakla incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 29/09/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın bir hizmet sağlayıcısı iken müvekkilinin ise bir tüketici yani yatırımcı olduğunu, her ne kadar yatırımcının riske ve şansa dayalı spekülatif işlemler yapıyor ise de özel tüketim işlemi için bu işlemi yapmakta olduğunu, müvekkili davalı …A.Ş.’nin … nolu müşterisi olduğunu, 24/03/2020 tarihinde 11:21 saatinde ID no: … nolu işlem numarasıyla meta trader üzerinden forex işlem yapmış olduğunu, ekranda gördüğü fiyat fiyat olan ons-altın fiyatı 1588 USD/ons’dan işlem yaptığı halde 13 USD aşağısında yani 1575 USD/ons’dan işlemin gerçekleştirildiğini gördüğünü, bu durumlar doğrultusunda davalı şirkete ihtar çekildiğini akabinde Türk Sermaye Piyasası Kurumuna şikayetçi olunduğunu son olarak ise 03/11/2020 tarihli arabuluculuk görüşmesinin anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkiline tanımlanan spread (işlem maliyeti ) nin sabit olup ( 400 pibp yani 0.4 USD) ve bu hususta bir değişiklik varsa da hiçbir bilgilendirmenin yapılmadan elde tutulan pozisyonu satma işleminin 1588-USD üzerinden gerçekleştirilmesine rağmen (fiyat bu seviyede iken müvekkiline sağlanan işlem ekranı yani meta trader üzerinden bu fiyattan işlem yapılmasına rağmen) sürecin davalı şirket tarafından 1575 USD üzerinden tamamlandığının gerçekleştirildiğinin görüldüğünü, müvekkilinin yaptığı işlem öncesi ve sonrasındaki dakikalar incelenecek olursa 1575 USD gibi bir fiyatı görmediğini, aksine altın/ans 1606 USD ye kadar yükseldiğini, saat 11:21 de müvekkiline sunulan piyasa ekranında altın/ons satış fiyatının 1588 USD/ons iken müvekkilinin bu fiyat üzerinden satış talimatı verdiğini, fakat işlem gerçekleştiğinde müvekkiline sunulan 1588 USD üzerinden değil de 1575 USD üzerinden işlem tamamlandığını ve bu surette müvekkilinin işlem başına 13 USD aşağıdan kapatılmak suretiyle, 7.5 lot ons-altın kaldıraçlı işleme tekabül eden yaklaşık 11.000 USD zarara uğratıldığını belirterek, davalının hatası ve ihmali neticesinde oluşan müvekkilinin zararının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesini, 100 USD’nin zarar tarihi olan 24/03/2020 tarihinden itibaren, mahkemece kabul edilmez ise ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren, en yüksek oranda faizi ile birlikte davalıdan tahilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 01/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin görevsiz olduğunu, görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, huzurdaki dava bakımından görevsiz olup görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin kötü niyetli olduğunu, şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmesi gerektiğini, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanunun izin vermediğini, böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, ek bir süre verilmemesi gerektiğini, dava açıldığında o sırada mevcut olmayan hukuki yararın, bunun da açıkça mahkemece bilindiği bir durumda, tamamlanacak bir hukuki yarar olmadığını, aksinin kabulünün, aslında açık olan talep sonucunun süre verilerek davacı tarafından değiştirilmesi ve bulunmayan hukuki yararın sağlanması için davacıya ek imkan sağlanması anlamına geleceğini, buna usûl bakımından imkan olmadığını, böyle bir durumun taraflar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırı olacağını, davacının iddia ettiği üzere 1575 üzerinden yaptığı işlemden zarar etmediğini, bu işlemden 5.402,25 usd kar ettiğini, davacının iddiasının ispatına yarar bir delil sunmadığını, fiyat sağlayıcı müvekkil şirket’in kendisi değil anlaşmalı olduğu ve dünyaca kabul görmüş likidite sağlayıcı firma olduğunu belirterek, uyuşmazlığın çözümlenmesinde görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olduğundan mahkemenizin görevsizliğine, davanın davacının iddia ettiği zararının belirlenebilir olması nedeni ile, usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, temel ilişki bakımından aracı kuruluş kaynaklı alacak davası olup olup, 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındadır.
Finansal kiralamadan kaynaklı alacak talebi ile açılan davada, Mahkememizin yargılamada yetkisi olmadığı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25.11.2021 tarihli 1232 sayılı kararı uyarınca 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri ihtisas mahkemeleri (finans mahkemeleri) olarak belirlendiğinden mahkememizin görevli olmadığı görülmektedir.
Yargıtay yerleşik içtihatlarında bir yerde birden fazla aynı müstemir yetkiye haiz mahkemenin bulunması halinde, bu mahkemeler arasındaki ilişkinin işbölümü ilişkisi olduğu, davanın taraflarının bu iş dağılımına itiraz edemeyeceği, yine aynı şekilde işbölümü esasından kaynaklı mevcut durumda mahkemenin HMK’nun 20 vd. maddeleri kapsamında görevsizlik kararı veremeyeceği anlaşılmaktadır.
İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Mahkememiz arasında görev değil işbölümü ilişkisi mevcut olup, esasa ilişkin karar bakımından da Mahkememizce verilecek karar, mahkemeler arası devir ilişkine dayanan gönderme kararıdır. Gönderme kararları ise tek başına kanun yoluna gidilebilecek kararlar olmayıp ancak gönderilen mahkemenin esas hakkındaki kararıyla birlikte kanun yoluna götürülebilir kararlar olduğu, bu kapsamda Mahkememizin yargılama yapma hususunda yetkisinin olmadığı anlaşılarak, Mahkememizin esas dosyasının kapatılarak dava dosyasının yetkili ve görevli olan İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;.
1-Mahkememizin açılan davada yargılama yapma hususunda yetkisinin olmadığı anlaşılmakla dosyanın yetkili ve görevli İstanbul 6.-7.-8.-9. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, arabuluculuk ücreti, yargılama gideri ve vekâlet ücretlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
3-Mahkememiz esas kaydının bu şekilde kapatılmasına,
Dair, tarafların yüzüne karşı gönderilen dava dosyasında verilecek karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere, KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2023

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)