Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/117 E. 2023/1003 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/117 Esas
KARAR NO : 2023/1003

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2023
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 20.02.2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, “…” alan adlı internet sitesinin sahibi ve işleticisi olduğunu, bu internet sitesinde ürün karşılaştırma hizmeti verildiğini, müvekkilin kendisinin herhangi bir ürün satışı yapmadığı gibi, ürün satışlarında üçüncü kişilere aracılık da yapmadığını, müvekkilin sadece ürünlerini tanıtmak için ilan vermek isteyen kişilere internet sitesinde ilan yeri sağladığını, müvekkil şirketin, bu faaliyeti çerçevesinde çeşitli ürünlerin satıcısı olan müşterilerinin reklam ve ilanlarını ücret karşılığında … alan adlı internet sitesinde yayınladığını, ücretler trafik yönlendirme bedeli esasına göre belirlendiğini ve müvekkil şirketin internet sitesini ziyaret eden kullanıcıların ilan/reklam veren müşterinin internet sitesine yönlendirilmeleri üzerinden her yönlendirme başına ücret ödendiğini, davalı şirketin “…” alan adlı internet sitesinin sahibi olup, 2017 yılından beri müvekkil şirketin internet sitesine reklam ve ilanlar verdiğini ve bu çerçevede müvekkilden trafik yönlendirme hizmeti satın aldığını ancak davalının aldığı hizmetin kapsamında kendisine kesilen faturaların bedellerini zamanında ve tam olarak ödemediğini, davalının söz konusu faturalar karşılığında müvekkile toplam 19.692.- TL borcu bulunduğunu, davalının çeşitli uyarılara rağmen söz konusu borcunu ödemeyince, … 22. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu, bunun üzerine zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadığını, davalının borca itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının müvekkilden trafik yönlendirme hizmeti aldığını ancak ödemesi gereken ücretler için kendisine kesilen fatura tutarlarını tam olarak ödemediğini, davalının borcu inkar etmesi haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek davalının … 22. İcra Müdürlüğü’nün ..E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını, davalının müvekkile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili 30.03.2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil firmanın, Türkiye’nin ilk yapı marketi olarak uzun süredir perakende sektöründe faaliyet gösterdiğini, faaliyetlerini elli iki şehirde, pek çok mağazada sürdürdüğünü; ev, bahçe ve ofis için kullanıma uygun on binlerce ürünün satışını yaptığını, altı yüzden fazla tedarikçi ile çalışan davalı müvekkilin mağazalarını her yıl kırk milyonu aşkın müşteri tarafından ziyaret edildiğini, müvekkilin alacaklı olduğunu iddia eden davacıya, takibe konu tutarda herhangi bir borcu bulunmadığı için takibe itiraz edildiğini, davacı tarafından alınan hizmete ilişkin tüm yasal hak edişlerin ödenmiş olup, davalı müvekkilin davacıya takibe konu nam ve tutarda borcu bulunmadığını, tarafların aralarındaki ticari ilişki sözleşmeye uygun şekilde devam ederken, davacı tarafından … 22. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı müvekkilin takibe itirazı neticesinde ise itirazın iptali için sayın Mahkemeye başvurulduğunu lakin yukarıda yazan nedenlerden ötürü, davalı müvekkilin davacıya hiçbir nam ve sıfat altında borcu bulunmadığını beyan ederek yapılan itirazın kabulünü ve iş bu davanın reddini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Raporu, … 22. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın cevabi yazısı, Arabuluculuk tutanağı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
01.11.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “Sayın Mahkeme tarafından verilen görevlendirme çerçevesinde dava dosyası ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan görevlendirme ile sınırlı incelemeler sonucunda; davacı tarafa ait 2017 , 2018 , 2019 , 2020 , 2021 , 2022 yılları ibraz edilen ticari defterlerin tasdik işlemlerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı , 2019 ve 2020 yıllarına ait Envanter Defteri’nin incelemede ibraz edilmediği ,bu iki yıla ait ticari defterlerin sahibi lehine delil kabiliyetinin bulunup bulunmadığı konusunun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediği, davacı taraf kayıtlarına göre takip tarihi olan 24.11.2022 itibariyle davacının davalıdan 19.692,00 TL alacaklı olduğu, şeklindeki tespit ve değerlendirmelerim takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere saygıyla sunulur.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesi nedeniyle hazırlanan fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Huzurdaki davada taraflar arasındaki anlaşma gereği davalı şirketin “…” alan adlı internet sitesi üzerinden 2017 yılından beri davacı şirketin internet sitesine reklam ve ilanlar verdiğini, ancak davalının aldığı hizmetin kapsamında kendisine kesilen faturaların davalı yana tebliğ edildiği, davalı yanca faturaların ödenmediği ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklı fatura alacağına dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır ( 6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı yan icra dosyasına yapmış olduğu itirazda davacı yana hiçbir borcunun olmadığı gerekçesiyle alacağa itiraz etmiş, huzurdaki davada davalı yan cevap dilekçesi ile fatura karşılığı bedellerin ödendiği ve davacının alacağının bulunmadığı savunması yapılmıştır. Bu durumda ispat yükü ödeme yaptığını belirtmekle davalı yanda olduğu görülmekle, ticari ilişki ve sözleşme karşılığı bedelin ödenip ödenmediği, alacağın ticari kayıtlara nasıl işlendiği ve davacının alacaklı olup olmadığı hususunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir.
Yukarıda kapsamda Mahkememizce taraflara ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişi olarak atanacak mali müşavir bilirkişiye bildirilmesine, davacı vekilinin inceleme gün ve saatinde ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi, aksi takdirde ibrazdan kaçınmış sayılacağı duruşmada ihtar edilmiş, aynı hususta davalı yana tebliğ ile ihtarat yapılmış, ancak buna rağmen ticari kayıtları sunulmadığından, davalı yanın ticari kayıtları ibrazdan kaçındığı kabul edilmiştir.
Nitekim dosyamıza sunulan 01.11.2023 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı tarafa ait 2017 , 2018 , 2019 , 2020 , 2021 , 2022 yılları ibraz edilen ticari defterlerin tasdik işlemlerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı , 2019 ve 2020 yıllarına ait Envanter Defteri’nin incelemede ibraz edilmediği ,bu iki yıla ait ticari defterlerin sahibi lehine delil kabiliyetinin bulunup bulunmadığı konusunun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediği, davacı taraf kayıtlarına göre takip tarihi olan 24.11.2022 itibariyle davacının davalıdan 19.692,00 TL alacaklı olduğu, tespiti yapılmakla davanın kabulü ile takibin kaldığı yerden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması, alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalıdan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KISMEN KABULÜNE,
Davalının … 22.İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 19.692,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihi olan 23.11.2022 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 19.692,00 TL alacağın %20’si olan 3.938,40 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.408,09 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 433,92 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.974,17 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 433,92 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Taraflar arabuluculuk görüşmesine katılmış olmakla Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul-red oranlarına göre hesaplanan 2.964,00 TL’sinin davalıdan, 156,00 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.033,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL başvuru harcı, 25,60 TL vekalet harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 97,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.302,75 TL yargılama giderinin hükmolan kısım üzerinden hesaplanan 3.138,13 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan, kullanılmayarak artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır