Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/97 E. 2023/455 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/97 Esas
KARAR NO : 2023/455

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/02/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket hissedarlarından; …, …, … Davalı Şirket yönetim kurulunda görev yaptığını, davalı şirket hissedarlarından … ve … ise 8.12.2020 tarihli genel kurula kadar davalı şirket yönetim kurulunda görev yaptığını ancak bahsi geçen genel kurulda yönetim kuruluna seçilmediklerini, davalı şirketin gerçek kişi hissedarlarının pay oranlarına bakıldığında davacı müvekkillerin çoğunlukta olduğu görülecektir. Ancak, Davalı Şirket’te %71,74 oranına sahip olan … A.Ş.’de çoğunluk ve kontrol …, …, … ve …’ın elinde olduğundan davalı şirketin genel kurulunda alınan tüm kararlar …’nin kişisel arzuları doğrultusunda alındığını, davacıların … ile olan ortaklık ilişkisi davalı şirket bünyesi ile sınırlı olmadığını, davacıların şirketlerde de … mensuplarıyla birlikte pay sahibi olduğunu, başlangıçta 4 ailenin babaları tarafından kurulan ve yaklaşık 60 yıl boyunca birlikte ve ortak akıl anlayışıyla yönetilen şirketlerde … mensubu ortakların; sahip oldukları doğrudan / dolaylı hakimiyeti son yıllarda kötüye kullanmakta ve bunun sonucunda Şirketler’i zarara uğratmakta veya Şirketler’in gereken kârı elde etmesine engel olduğunu, davacı müvekkillerin şirketlerin menfaatlerini korumaya yönelik uyarılarını ise hiçbir şekilde dikkate almadığını, şirketleri tamamen kendi tasarrufları ile yönettiğini, … bu tutumu karşısında davacıların şirketlerde Aralık 2020’de gerçekleşen genel kurul toplantıları sonrasında genel kurul kararı iptali ile özel denetçi tayini davaları açtıklarını, Genel Kurul Kararı İptali davasının davalı şirketin 8.12.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2, 3 ve 4 numaralı kararların iptali talebiyle, Özel Denetçi Tayini Davasının davalı şirketin 8.12.2020 tarihli genel kurul toplantısında davacıların özel denetim talebinin reddedilmesi üzerine, özel denetçi tayini talebiyle açıldığını, Sorumluluk Davasının halen yönetim kurulunda bulunan …, …, …’a ve 8.12.2020 tarihine kadar yönetim kurulunda bulunmuş olan …’na karşı davalı şirkete verdikleri zararların tazmini talebiyle açıldığını, davalı şirketin 2020 yılı olağan genel kurulu toplantısının ilk olarak 22/10/2021 tarihinde toplandığını, toplantısının TTK md. 420 uyarınca ertelendiğini, erteleme üzerine olağan genel kurul toplantısının 10/11/2021 tarihinde gerçekleştiğini, toplantıda davalı şirketin 25.000.000,00 TL’lik sermayesinine tekabül eden 25.000.000 adet payı temsil edildiğini, netice de kamuda düzenlenen yeterli sayıya uyulduğunu, müvekkillerin 10/11/2021 tarihli genel kurul da hazır bulunduğunu, huzurdaki davada iptali istenen kararlar bakımından muhalefet şerhlerinin tutanağa geçildiğini, TTK m. 446 uyarınca müvekkillerinin ilgili kararların iptali için dava açma hakları olduğu konusunda herhangi bir şüphe bulunmadığını, genel kurulda alınan 2 numaralı karar altında faaliyet raporunun okunduğunu, müzakere edildiğini, ancak bu ifadenin somut gerçekliği yansıtmadığını, söz konusu raporun davalı şirketin yönetim kurulunda bulunan … aile mensupları tarafından oluşturulduğunu, genel kurula sunulduğunu, ancak genel kurul kararında belirtilenin aksine genel kurul toplantısı esnasında gerçek anlamda bir müzakere olmadığını, söz konusu faaliyet raporunun ilgili olduğu dönemde yönetim kurulunda bulunmuş olan … ve …’ın imzalarını içermediği gibi adı geçen kişilerin farklı görüşlerini ve itirazlarını da içermediğini, 3 numaralı karar ile finansal tabloların onaylanmasına karar verildiğini, ancak bu kararın hem kanuna hem de dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, finansal tablolarda yer verilen alacak rakamlarının davalı şirketin kendisiyle aynı grupta bulunan diğer şirketler ile olan borçlanma ve kefalet ilişkilerini doğru ve açık bir şekilde ortaya koymadığını, şirket bilanço kalemleri ile ilgili alt detaylara usulüne uygun şekilde yer verilmediğini, finansal tabloların olmazsa olmaz unsurunu teşkil eden ve tabloların içerdiği verileri anlaşılır kılan açıklayıcı dipnotları da içermediğini, … mensup hissedarları ve onların kontrolündeki tüzel kişi hissedar… seçilen yönetim kurulu üyeleri davalı şirketin içinde bulunduğu kötü ekonomik durumun sorumlusu olan Murat, … ve …’ın ibraları için olumlu oy kullandığını, davalı şirket menfaatine aykırı sonuçlar doğuran eylemlerin en büyüğünün de … yönlendirmesiyle girilen ve başından sonuna kadar … tarafından yürütülen … projesi olduğunu, davacıların … davalı şirket için arz ettiği tehlikelerden ancak 2020 yılı Ağustos ayında … tarafından yapılan davalı şirketin borçları nedeniyle yeniden yapılandırmaya gitme ihtiyacı duyduğu yöndeki bildirimi ile haberdar olduğunu, … Projesinin kârı zararı … Ailesine ait olmak üzere girildiğini, ve 5 buçuk yıl boyunca davacılara proje detayları hakkında bir yapılmadığını, 7 numaralı karar ile yönetim kurulu üyelerinin TTK m. 395 ve m.396 kapsamında izin verildiğini, söz konusu hükümler çerçevesinde yönetim kurulu üyelerinin bahsi geçen işlemleri gerçekleştirebilmesi için genel kuruldan izin alması gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle; davalı şirketin 10/11/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 7 numaralı kararların kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle TTK m. 445 uyarınca iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davalı şirketin kuruluşundan beri kendi deyimleriyle yönetim kurulunda eksiksiz ve kesintisiz bir şekilde temsil edildiğini, davalı şirketin TTK’nın öngördüğü standartların çok ötesinde bir bilgilendirme sistemi benimsemiş olduğunu, iptal talep edilen kararlarla ilgili hiçbir iptal sebebi gerçekleşmediğini, iptali talep edilen 2 numaralı gündem maddesinin sadece faaliyet raporunun okunması ve müzakeresinden ibaret olduğunu, karar alınmadığından ortada iptal edilebilecek bir hukuki işlemde olmadığını, faaliyet raporunun zaten mevzuata ve dürüst resim ilkesine uygun hazırlandığını, iptali talep edilen 3 numaralı kararın finansal tablolar bütünüyle mevzuata ve finansal raporlama standartlarına uygun hazırlandığını, 4 numaralı karar açısından … ve …’ın ibrasına ilişkin genel kurul karar açısından davacıların ileri sürdükleri sebeplerin hiçbirinin ibra edilmemeye gerekçe teşkil etmediğini, 7 nolu karar açısından bu kararın ülkemizde hemen hemen her anonim şirkette yer alan standart bir karar olduğunu, davalı şirkete karşı veya davalı şirket ile ilgili biçimde açılmış bulunan iş bu davadan başka toplam 4 adet davanın daha var olduğunu, davalı şirketin 2020 faaliyet yılı olağan genel kurul toplantısının 22/10/2021 tarihinde yapılmasının planlandığını, ancak belirlenen gün ve tarihte pay sahipleri oybirliği ile toplantının ertelenmesini talep ettiğini, bu nedenle toplantının ertelendiğini, hem genel kurul toplantısında hem de aynı gün alınan yönetim kurulu kararı ile yapılacak toplantının 10/11/2021 tarihinde TTK 416. Maddesi uyarınca çağrı usulüne başvurulmaksızın yapılmasına katılanların oybirliği ile karar verildiğini, 10/11/2021 tarihli toplantıya %100 oranında katılım sağlandığını, davacıların 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 4 adet gündem maddesine ilişkin olarak iptal talebinde bulunduklarını, davacıların müvekkil davalı şirkete keşide ettikleri 15/04/2021 tarihli ihtarnamede davalı şirketin davacılarla ortaklaşa yönetildiğini ikrar ettiğini, davacıların temsilen yönetim kurulunda bulunan üyelerin önceki yıllarda alınan yönetim kurulu kararlarının neredeyse tamamına katıldıklarını, davalı şirketin kullandığı kredilere ilişkin sözleşmeler, vekaletnameler ve teminat mektubu taleplerinde dahi temsilci yönetim kurulu üyeleri olarak anılan davacıların imzası olduğunu, iş bu davanın amacının şirket içinde ihtilaflar yaratarak finansal yeniden yapılanma sürecini akemete uğratarak ve bu durumdan haksız şahsi menfaat elde etmek olduğunu, davacıların diğer bir amacının ise özellikle davalı şirketinde içinde bulunduğu ve alacaklı bankalarla müzakere aşamasında bulunulan finansal yeniden yapılanma sürecini suni ihtilaflar yaratarak akamete uğratmak, kanunun sağladığı hakları ve araçları kötüye kullanarak deyim yerindeyse bankalara korku salmak ve muhtelif şirketlerdeki diğer pay sahiplerini sindirerek fahiş fiyatla pay devretmek suretiyle ortaklıktan ayrılmanın zemini saplamak olduğunu, davalı şirketin yeni kurulmuş bir şirket olmadığını, söz konusu yönetim ve bilgilendirme toplantısı düzenleme geleneğinin uzun zamandır süregeldiğini, nitekim tüm pay sahiplerinin bugüne dek yapılan tüm genel kurul toplantılarına katılıp finansal tabloları tasdik etmeleri ve yönetim kurulu üyelerini ayrı ayrı ibra etmiş olmalarının da bunun en büyük göstergesi olduğunu, 2020 yılı faaliyet raporunun okunmasına ve müzakere edilmesine dair 2 nolu karar bakımından iptal sebebi bulunmadığını, herhangi bir oylama yapılmadığından bir hukuki işlem türü olarak karar da teşekkül etmediğini, bu itibarla ortada iptal edilecek bir kararda bulunmadığını, faaliyet raporunun imzası eksik olarak belirtilen üyeler tarafından imzalarının tamam olduğunu, bu yönden bir eksik bulunmadığını, 2020 faaliyet raporunun 2021 yılında hazırlanmış olduğunu, 2021 yılında davacılardan … ve …’ın yönetim kurulu üyesi olmadıkları gözetildiğinde faaliyet raporunun oluşturulmasına ve imzalanması aşamasına katılamayacaklarının izahtan vareste olduğunu, bu görevlerle ilgili faaliyet raporunu düzenleyen görevdeki yönetim kurulunun görevleri olduğunu, faaliyet raporunun somut durumu ve gerçeği yansıttığını, ayrıca faaliyet raporunda yer alan bu ifadelerin neden gerçeğe ve dürüstlük ilkesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesine dair davacılara hiçbir somut beyanda bulunulmadığını, hiçbir delil ortaya konulmadığını, faaliyet raporunun şirketlerin yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkında yönetmelik hükümlerine tümüyle uygun olduğunu, davacıların birdenbire yıllardır bizzat düzenledikleri ve tasdik ettikleri bilanço kalemlerinin hukuka aykırı olarak göstermelerinin kabul edilebilir olmadığını, verilen borçların tümünün davacılar dahil pay sahiplerinin tamamının onay ve bilgisi dahilinde verildiğini, 2020 faaliyet yılında verilmediğini, borcu veren şirketin de alan şirketin de aynı pay sahipleri çerçevesine sahip olduğunu, dava dilekçesinde ibra kararının iptal edilmesi için dayanılan bir tek gerekçe … Projesinin davalı şirkete zarar verdiği iddiasının olduğunu, bu iddianın son derece anlamsız olduğunu, zararın varlığını hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte şirketin zarar etmesi ibra edilmemek için başlı başına bir sebep teşkil etmediğini, zira zararın mutlaka özen borcu ihlalinden doğmadığını, ticari riskin içerisinde her zaman zarar etme ihtimali olduğunu, ne var ki müvekkil şirketin mevzuata ve standartlara uygun hazırladığı 2020 yılına ilişkin yıllık bilançoda zararın olmadığını, davacıların müvekkil şirketin tüm yönetim sürecine iştirak ettiklerini, yönetsel iradeyi müştereken oluşturduklarını, … Projesi 2014 yılından bu yana devam ettiğini, … Projesiyle ilgili olarak davacılar da dahil tüm pay sahiplerine tüm bilgilerin verildiğini, açıklanan bu nedenlerle; davacıların haksız, mesnetsiz ve taciz niteliğindeki davası dolayısıyla şirketin uğraması muhtemel tüm zararları karşılaması amacıyla ve bu tutarı karşılayacak miktarda olmak üzere; davacılar aleyhine davacı başına 100.000,00 TL’den ve toplam 900.000,00 TL’den az olmamak üzere nakdi teminata hükmedilmesini, mahkemece nakdi teminatın uygun görülmemesi halinde davacıların müvekkil davalı şirket sermayesindeki tüm payların teminata alınmasını, davacıların haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının tümüyle reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Genel kurul tutanağı, genel kurul toplantısına dair belgeler, ticari defter ve kayıtlar, sicil kayıtları, bilirkişi incelemesi, yazılan müzekkere cevapları, taraf vekillerinin açıklamaları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 10.11.2021 tarihli 2020 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan , 3, 4 ve 7 numaralı kararların iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 445. Maddesinde, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten kişilerin, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği, düzenlenmiştir.
Uyuşmazlık davalı Şirket’in 10.11.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 7 numaralı kararların kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen nedenlerin TTK m. 445 uyarınca kararların iptalini gerektirir nedenler olup olmadığına ilişkindir.
Davacılar …, … , …, …., …,…, …, … ve … davalı şirketin 10.11.2021 tarihli 2020 yılı olağan genel kurul toplantısında katılmıştır. (Bir kısım davacılar vekil aracılığı ile katılmıştır) TTK md.446/1-a gereğince, davacıların olumsuz oy kullanıp muhalefetini tutanağa geçirdikleri ve iptal davası açma hakları bulunduğu, dava ön şartının yerine getirildiği görülmüştür.
10.11.2021 tarihli 2020 yılı olağan genel kurulu toplantı tutanağında 2 numaralı kararda, faaliyet raporunun okunarak müzakere edilmiştir. Davacı vekili söz konusu raporun usulüne uygun oluşturulmadığı, bazı yönetim kurulu üyelerinin imzalarını taşımadığını, içerik ve usul bakımından eksikliklerin bulunduğunu iddia etmiştir. İptali talep edilen madde de şirketin bir yıllık faaliyet döneminde hangi işlerle iştigal ettiği görüşülerek müzakere edilmiştir. Bu haliyle iptali kabil bir kararın varlığından söz etmek mümkün değildir. Şirketlerinyıllıkfaaliyet Raporununasgari İçeriğininbelirlenmesi Hakkında Yönetmelik md. 16 da faaliyet raporunun şirketin yönetim organı başkanı ve üyeleri tarafından imzalanarak onaylanacağı düzenlemesi yer almaktadır. Anılan düzenlemede faaliyet raporunun YK üyeleri tarafından imzalanacağı belirtilmiş ise de açıkça tüm yönetim kurulu üyeleri tarafından imzalanacağı belirtilmediğinden faaliyet raporunda yönetim kurulu üyelerinin tamamının imzasının yer alması zorunluluğu bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
3 numaralı kararda, finansal tabloların onaylanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, finansal tabloların şeffaf ve anlaşılır olmadığını, içerik açısından da eksik olduğunu, bu tabloların davalı şirketin gerçek finansal durumunu dürüst resim ilkesine uygun olarak yansıtmadığını, bu genel kurul kararının kanun ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu açıklamıştır. Yapılan bilirkişi incelemesinde, genel kurulda görüşülen finansal tablolar ve faaliyet raporlarının şirketin defter ve belgelerine uygun olduğu, finansal tablolara ilişkin somut bir hata, usulsüzlük, hile iddiası bulunmamakta olup salt detay hesaplar ve bilanço dipnotlarının bulunmaması finansal tabloların gerçeği yansıttığı gerçeğini değiştirmeyeceği, finansal ve mali tablolarda herhangi bir usulsüzlük de tespit edilmediği anlaşılmıştır.
4 Numaralı Kararda, Yönetim Kurulu üyelerinin 2020 yılına ilişkin her türlü eylem, işlem ve faaliyetlerinden dolayı ibralarına dair karar alınmıştır. Finansal ve mali tablolarda herhangi bir usulsüzlüğün ve şirketin finansal durumunun dürüst resim ilkesine aykırılığının tespit edilememesi ile ibra kararında yasaya aykırılık görülmemiştir.
7 numaralı kararda, yönetim kurulu üyelerine TTK m. 395 ve TTK m. 396 kapsamında izin verilmesine kararı alınmıştır. Davalı şirket genel kurulunda yapılan oylamada, yönetim kuruluna izin verildiği, toplantı ve karar nisaplarının sağlandığı görülmüştür. YK üyelerinin söz konusu yetkileri kötü kullanacağına dair somut bir delil sunulmamıştır. Yetkinin verilmesi tek başına bu yetkinin kötüye kullanılacağı anlamını taşımadığı gibi hakkın kötüye kullanıldığı da ispatlanamamıştır. Bu nedenle bilirkişi heyetinin söz konusu yetkinin verilmesi ile şirketin ve üçüncü kişilerin zarara uğraması olasılığının bulunduğu yönündeki soyut tespit içeren görüşleri mahkememizce benimsenmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL Karar ve İlam harcından peşin alınan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 67,50 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2023

Başkan
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır

Katip
¸e-imzalıdır