Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/897 E. 2023/592 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/897 Esas
KARAR NO : 2023/592
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 14/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 28/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili olduğu şirket ile davalı şirket arasında … nolu Kurumsal hat abonelik sözleşmesi akdedildiğini, davalı ile akdedilmiş olan bu sözleşme kapsamında düzenlenmiş olan Temmuz-Ağustos-Eylül 2021 dönemlerine ait 30.847,80 TL tutarlı faturalara ödeme yapılmadığını, bu sebeple müvekkili olduğu şirket adına yıllık % 48 sözleşme faizi ile birlikte alacak davası açma zorunluluğu hasıl olduğunu, dava şartı da olan arabuluculuk görüşmelerininde yapıldığı, ancak tarafların anlaşma sağlayamadığını, açıklanan bu nedenlerle; haklı davalarının kabulünü, asıl alacağın fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşmaya davet tutanağının usulüne uygun tebliğ edildiği, ancak davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara katılmadığı görüldü.
DELİLLER: Abonelik Sözleşmesi, Faturalar, Bilirkişi Raporu, Arabuluculuk Tutanağı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
02/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Taraflar arasında çeşitli tarihlerde Abonelik Sözleşmesi akdedildiği ve sözleşme kapsamında davalıya GSM hatları tahsis edildiği, Davalının 24 aylık taahhütname kapsamında indirim kampanyalarına dahil edildiği, taahhütnamede taahhüte aykırılık durumunda faturalara yansıtılacak tutarlar hakkında bilgilendirme yapıldığı, davalı adına düzenlenen her bir faturada taahhütün kaçıncı ayında olunduğu, taahhüt süresi ve taahhütün bitiş tarihlerinin hat bazında ayrı ayrı belirtildiği, Fatura içerikleri incelendiğinde, aylık sabit ücretlerin, ek paket ücretlerinin, tarifeyi aşan kullanım ücretlerinin ve taahhüte aykırılık sebebi ile taahhüt kapsamında sağlanan indirim tutarlarının yansıtıldığının görüldüğü, her bir fatura döneminde kampanya kapsamında indirim sağlandığı ve sağlanan indirim tutarına yer verildiği, Hizmetin sunulmadığı ya da ayıplı olduğu yönünde davalı tarafça bilgi belge sunulmadığı, ayrıca faturaların ödendiğine dair herhangi bir makbuz dekont dosya kapsamında yer almadığı, Taraflar arasında imzalanmış olan abonelik sözleşmesinde, zamanında ödenmeyen faturalar için gecikme faizi uygulanacağı ve gecikme faizi oranlarına faturalarda yer verileceği belirtilmiş olup, davalı adına düzenlenen faturalarda aylık gecikme faizi oranının %4 olduğunun belirtildiği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklı alacağının tahsili için alacak davasıdır.
Davaya dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine abonelik sözleşmesi kapsamında hazırlanan faturaların ödenmediği ve alacağın tahsili için işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce; incelenmek üzere abonelik sözleşmesinin örnekleri davacı kurumdan istenmiş, davacı kurum GSM abonesine ait abonelik sözleşmesi ve bu kapsamda hazırlanan faturalar dosyamız arasına alınmıştır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır (6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Davacı yan abonelik sözleşmesi ile verilen hizmet nedeniyle hazırlanan faturayı ibraz ederek alacağını talep etmiş, davalı ise davaya cevap vermemiştir. Bu kapsamda dava konusu alacağın dayanağı GSM aboneliği nedeniyle düzenlenen faturalar, sözleşmeler incelenerek, her bir hat için, taahhütler ve kampanyalara göre; yararlanılan kampanyalar ve ücretlendirme şekli itibariyle incelenerek ve denetime elverişli rapor hazırlanması için mobil telefon aboneliği, telefon hattının işleyişi, bilişim ve telekomünikasyon alanı konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan 02/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında çeşitli tarihlerde Abonelik Sözleşmesi akdedildiği ve sözleşme kapsamında davalıya GSM hatları tahsis edildiği, Davalının 24 aylık taahhütname kapsamında indirim kampanyalarına dahil edildiği, taahhütnamede taahhüte aykırılık durumunda faturalara yansıtılacak tutarlar hakkında bilgilendirme yapıldığı, davalı adına düzenlenen her bir faturada taahhütün kaçıncı ayında olunduğu, taahhüt süresi ve taahhütün bitiş tarihlerinin hat bazında ayrı ayrı belirtildiği, fatura içerikleri incelendiğinde, aylık sabit ücretlerin, ek paket ücretlerinin, tarifeyi aşan kullanım ücretlerinin ve taahhüte aykırılık sebebi ile taahhüt kapsamında sağlanan indirim tutarlarının yansıtıldığının görüldüğü, her bir fatura döneminde kampanya kapsamında indirim sağlandığı ve sağlanan indirim tutarına yer verildiği, Hizmetin sunulmadığı ya da ayıplı olduğu yönünde davalı tarafça bilgi belge sunulmadığı, ayrıca faturaların ödendiğine dair herhangi bir makbuz dekont dosya kapsamında yer almadığı, taraflar arasında imzalanmış olan abonelik sözleşmesinde, zamanında ödenmeyen faturalar için gecikme faizi uygulanacağı ve gecikme faizi oranlarına faturalarda yer verileceği belirtilmiş olup, davalı adına düzenlenen faturalarda aylık gecikme faizi oranının %4 olduğunun belirtildiği, görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ancak herhangi bir itirazın yapılmadığı görülmekle, raporun usul ve yasaya uygun olduğu da görülmekle verilen hizmet kapsamında alacağın varlığı kabul edilmiş ve davanın kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;.
1-Davanın KABULÜNE,
30.847,80 TL alacağın, 19.159,70 TL’sine 28.07.2021 tarihinden, 9.070,30 TL’sine 18.08.2021 tarihinden, 2.617,80 TL’sine 18.09.2021 tarihinden itibaren aylık %4 oranında faiz işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.107,21 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 526,81TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.580,40 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 526,81 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 138,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.507,01 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14.maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Taraflarca yatırılan, bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yataran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile … Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır