Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/870 E. 2023/729 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/870 Esas
KARAR NO : 2023/729

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 19/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; 11/09/2022 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araç ile … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait aracın kazada %0 karşı tarafa ait aracın %100 kusurlu olduğunu, sigorta şirketine değer kaybına dair başvuru yapıldığını ancak herhangi bir dönüş olmadığını, dava şartı olan arabuluculuk kapsamında arabuluculuğa başvurduklarını, kaza sonucu müvekkilinin aracında meydana gelen reel değer kaybı bakımından uğradığı zararın miktarının tam olarak belirlenemediğini, davalı ile sulh olma imkanlarının bulunmadığını, açıklanan bu nedenlerle; müvekkiline ait araçta meydana gelen 100,00 TL reel değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 10/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin genel müdürlük adresinin Sarıyer’de olduğunu, yetkiye itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, poliçe tanzim tarihi olan 01/08/2022 tarihi göz önünde bulundurulduğunda değer kaybı hesaplamasında genel şartların göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması gerektiğini, davalı şirket tarafından değer kaybı hesaplaması yapılırken ZMMS Genel Şartlar Kaybı Hesaplama Formülü kullanıldığını, bu doğrultuda davacı tarafa 01/12/2022 tarihinde 14.492,20 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, davalı şirketin sorumluluğunun yalnızca poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davalı şirketin sigortalının mesuliyet sigortasından kaynaklanan sorumluluğundan sigortalının kusur oranında sorumlu olduğunu, davacının kaza tarihinden itibaren faiz işletme talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kaza tarihi olan 11/09/2022 tarihini esas alarak faiz hesabı yapmasının taraflarınca kabul edilebilir bir husus olmadığını, talep edilen reel değer kaybı bedelinin davacı tarafından ispatlanması gerekmekte olduğunu, poliçe teminatı kapsamında ekspertiz ücreti bulunmadığını, açıklanan bu nedenlerle; davanın öncelikle görevsizlik itirazlarının kabul edilerek görevli mahkemeye gönderilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise yetki itirazlarının kabul edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise usule yönelik cevapları dikkate alınarak usulden reddini, esasa yönelik cevaplarının dikkate alınarak usulden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Raporu, SBGM cevabi yazısı, … plakalı araca ait hasar dosyası, Noterler Birliği yazı cevabı, ödeme dekontları, arabuluculuk tutanağı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
05/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “dava konusu trafik kazasında davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünü …’ın %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, davacı şirkete ait … plakalı araçtaki değer kaybının 14.750,00 TL olduğu, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği bakiye maddi zararın olmadığı” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer kaybı tazminatı talebi istemine ilişkindir.
Davacı şirket adına kayıtlı … plakalı araca, davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı aracın çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, mevcut kazada davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 asli kusurlu olduğunu ve araçta meydana gelen değer kaybının tahsili amacıyla açıldığı görülmüş, davalının ise davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.
Haksız fiillere dayalı tazminat davalarında mahkemece araştırılması ve hükme esas alınması gereken zarar “gerçek” zarardır. Bu tip kazalarda hasara uğrayan araç işleteni değer kaybı talebinde bulunabileceği gibi aracın pert olması durumunda da buna yönelik tazmin talebinde bulunabilir. Aracın değer kaybının hesaplanması yöntemi Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik ve istikrara kazanan içtihatlarında ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Buna göre aracın kazadan önceki 2. el değeri ile kazalı halindeki 2. el değeri arasındaki fark değer kaybına esas alınacaktır.
Mahkememizce dava konusu trafik kazasında araç sürücülerinin kusur durumunun tespiti ile aracın olay tarihindeki yaşı ve kilometresi, önceki kaza kayıtları, kaza nedeniyle araçta değişen parçalar ve işçilik göz önünde bulundurulmak suretiyle araçta varsa oluşan değer kaybının tespiti için dosyanın … Kürsüsünde görevli akademisyen bilirkişi ve trafik kazalarında uzman 2 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve hazırlanan 05/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…sürücülerin önlerindeki aracı geçmek için sağından veya banketten yararlanması yasaktır. Ancak dava konusu olayda davalı şirkete ZMS (Trafik) sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … yönetimindeki aracıyla banketten yararlanarak önündeki aracı geçmeye çalışmış, ancak bu sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek önce sağ taraftaki bariyerlere çarpmış, çarpmanın şiddetiyle sola doğru savrularak solundaki sağ şeritte seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı araca sağ yan kısımlarından çarptığı, bu nedenle davalı şirkete ZMS sigortalı araç sürücüsü … olayda % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu, davacı şirkete ait … plakalı aracın sürücüsü … ise kendi şeridinde normal seyrini sürdürürken emniyet şeridinden (banketten) savrulup gelerek aracına çarpan davalı araç sürücüsüne karşı kazayı önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kusursuz olduğu, araçlarda oluşan değer kaybının, araçtaki kaporta ve şasi hasarıyla doğru orantılı olacağı tartışmasızdır. Kaporta saçlarının düzeltilip yeniden boyanma işlemleri sonucu bu parçalardaki orijinal fabrikasyon özelliklerine ulaşılamadığından, ilgili Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere bu durum aracın ikinci el değerinin düşmesine neden olmaktadır. Araçta kalıcı hasar oluşturmayan, plastik, cam parçalar ile cıvata vida ile sökülüp takılabilen radyatör gibi mekanik parçaların değiştirilmesinin değer kaybı oluşturmadığı, yapılan hesaplamada araçta meydana gelen değer kaybının 14.750,00 TL olduğu, davalı şirket tarafından dosyada bulunan ödeme belgelerine göre davacıya değer kaybı için 14.942,00 TL ödendiğinden, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği bakiye maddi zararı mevcut olmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan özel değer kaybı raporunda, aracın 2. El değeri yüksek belirlendiğinden ve şirket aracı olan aracın özel binek araçlara göre yüksek Km değerine sahip olduğu hususları yeterince dikkate alınmadığından bu rapordaki piyasa rayiçlerine göre yüksek tespitlere itibar edilemediği,” yönünde sonuç ve kanaate varıldığı görülmüştür.
Hazırlanan rapora davacı yan değer kaybının düşük belirlendiği savunmasında belirtilmiş ise de, değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, davacıya ait aracın önceki hasarlarının da değerlendirilmiş olmasına gerektiği bilinmekle bu yöndeki itirazlar Mahkememizce kabul edilmemiş, hazırlanan raporun usul ve yasaya uygun olduğu, Mahkememiz denetimine elverişli rapor kapsamında değer kaybı olamayan araç nedeniyle açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
7036 sayılı Yasa ile getirilen zorunlu arabuluculuk müessesi gereği aynı yasanın 3/14, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk ücretinin devlet tarafından ödenen kısmının davada haksız çıkan taraftan re’sen alınmasına karar verilmesi gerekli olup, Devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık durumuna göre davacıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 51,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır