Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/852 E. 2023/233 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/852 Esas
KARAR NO : 2023/233

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş. tarafından müvekkili aleyhine başlatılan … 11. İcra Müd. … E. Sayılı icra dosyasından gönderilen 226.982,29-TL için ödeme emrinin 25.10.2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, 07.10.2021 tarihinde icra dosyasına vekalet sunulduğunu ve … İcra Müd. … E sayılı takip dosyasının 26.05.2021 tarihinde yenilenerek davaya konu … E sayısını aldığını, … 11. İcra Müd. … E sayılı icra dosyası takip talebinde alacaklısının … Bankası olduğu ve borcun sebebinin “… Bankası ile imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi, ihtarname, hesap özeti” olduğunun görüldüğünü, işbu icra dosyasının takip talebi ve ödeme emrinde ise müvekkilinin borçlu olarak gösterilmediğini, … 11. İcra Müd. … E sayılı icra dosyasındaki alacağın daha sonra … A.Ş.’ne devredildiğinin anlaşıldığını, akabinde müvekkiline takip talebi doğrultusunda ödeme emri gönderilerek toplam 226.982,29-TL’nin tebliğden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, ödeme emrinin/yenileme emrinin 25/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, icra dosyasının takip talebi ve ödeme emrinde davacının borçlu olarak gösterilmediğini, davalı tarafından yenilenen dosyada davacının borçlu olarak gösterilmesinin kötüniyeti gösterdiğini, BK’nın 583. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinde kefilin azami sorumlu olduğu miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefillik söz konusu ise bu ibareyi el yazısıyla yazması gerektiğini, bunlardan biri eksik olduğunda kesin hükümsüzlük sebebi olduğunu ileri sürerek davacının takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, kefalet sözleşmesinin de geçersiz olduğunun tespitine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili varlık yönetim şirketinin alacağı temlik aldığı bankadan gelen bilgiler ve UYAP sisteminde bulunan icra dosyasından taranan belgelere göre işlem yaptığını, davacı vekilinin müvekkilinin takipte taraf olarak gösterilmemesine karşılık kendisine ödeme emri gönderildiği iddiasının icra takip işlemi olup, öncelikle icra hukuk mahkemesinde şikayet davası açması gerektiğini, davacının genel mahkemede menfi tespit talebinde bulunmasında hukuki yarar bulunmadığını, icra mahkemesine yapılacak şikayet yoluyla giderilebilecek bir hususun menfi tespit davasında dayanak olarak gösterilmesinin doğru olmadığını, hükümsüzlüğü ileri sürülen kredi sözleşmesinin ilk sözleşmenin limit artırımına ilişkin olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından açılan dava, takipten sonra İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin 2021/730 E – 2022/229 K. sayılı dosyasından 16/03/2022 tarihinde verilen “Davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine” ilişkin kararını İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2022/1516 E – 2022/1400 K sayılı 27/10/2022 tarihli kararı ile “… Somut olayda davalıya temlik eden dava dışı banka tarafından asıl borçlu ve kefiller aleyhine kredi sözleşmesine dayalı olarak … 11. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, dosyada örneği bulunan takip talebinde her ne kadar davacı takip borçlusu olarak yer almasa da, davalının savunmasında da kabul ettiği üzere, uyap sisteminde yer alan takip talep formunda davacının da takip borçlusu olarak yer aldığı, banka tarafından davalı temlik alacaklısına yapılan temlik sonucu icra dosyasının yenilerek … 11. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasından davalının 06.10.2021 tarihli talebi ile davacıya ödeme emri gönderildiği, 25.10.2021 tarihinde ödeme emrinin tebliğ olduğu, yine davalı vekillerince 24.12.2021 tarihinde davacı yönünden takibin kesinleştirilmesinin talep edildiği uyapta dosya evraklarının denetimi ile anlaşılmaktadır. Buna göre davalı yanın savunmasında ileri sürdüğü gibi davacıya yalnızca sehven ödeme emri gönderildiği ancak başkaca bir işlem yapılmadığı yönündeki savunmanın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun dışında davalının gerek davaya cevabında gerekse istinaf dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde, davacının da söz konusu borçtan sorumlu olduğu, kefaletinin geçerli olmadığı yönündeki iddialarının da mesnetsiz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Menfi tespit davası, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle hakkında icra takibi yapılan veya yapılması muhtemel olan kişi/borçlu tarafından aslında borçlu olmadığının ispatı için açılan davadır. Borçlu, borcu henüz ödemeden, takipten önce veya takipten sonra borçlu bulunmadığının tespiti için bu davayı açabilecektir. Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı iddia edilen hukuki durumun veya ilişkinin mevcut olmadığının, yani yok olduğunun belirlenmesi amacıyla açılan davadır. Bu açıklamalar ve davalının gerek dava dilekçesine karşı verdiği cevap dilekçesi gerekse istinaf dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçeleri içeriği ile, temlik eden bankanın başlattığı icra takibine ilişkin uyaptaki yer alan format takip talebinde davacının da borçlu olarak gösterildiği, davalı yanca da buna göre davalıya yenilenen icra takip dosyasında ödeme emri gönderilmesinin talep edildiği, bunun dışında davacı yönünden de takibin kesinleştirilmesinin talep edildiği de anlaşıldığından, davacının eldeki menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabülü gerekir. Buna göre mahkemece dava şartında yanılgıya düşerek, eldeki davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi isabetsiz görülmüştür…” ifadelerine yer vererek kaldırmıştır.
TBK madde 583- Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kefalet sözleşmesinin yukarıda yazılan şartlarından herhangi birinin eksik olması halinde ilgili kefalet sözleşmesi kesin hükümsüzdür. Kesin hükümsüzlüğün ortaya çıkabilmesi
için TBK m. 583’te düzenlenen şekle hiç ya da esaslı unsurlar yönünden uyulmamış olması gerekir.
… 21. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile dava dışı … Bankası tarafından asıl borçlu ve kefiller aleyhine 02/07/2014 tarihli, davacının 14/12/2015 tarihinde 500.000,00 TL kefalet miktarına kadar müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesine dayalı olarak takip başlatılmıştır. Yenilenen … 11. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile ise, kredi limitini 2.000.000,00 TL’ye çıkaran 11.10.2016 tarihli … Bankası ve …Ltd. Şti. tarafları arasında imzalanmış Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesine dayanılmış olup davacı …’ın herhangi bir miktar yönünden tarih atarak müteselsil kefil olduğunu kendi el yazısı ile yazdığı bir beyanı bulunmamakla birlikte davacı … da borçlu olarak gösterilmiştir.
Dava konusu 11.10.2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde yer alan kefalet sözleşmesinin TBK m. 583 çerçevesinde kesin hükümsüz olduğu bu nedenle davacının müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmış, davacı …’ın … 11. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 11/10/2016 tarihli kefalet sözleşmesinin davacı … yönünden geçerli olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
1-Davanın kabulü ile davacı …’ın … 11. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-11/10/2016 tarihli kefalet sözleşmesinin davacı … yönünden geçerli olmadığının tespitine,
3-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar Kanununca alınması gerekli 15.505,20 TL ilam harcından peşin yatırılan 3.876,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.628,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 34.777,52 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 3.876,30 TL peşin harç, 266,50 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 4.202,10 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

¸