Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/837 E. 2023/970 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/837 Esas
KARAR NO : 2023/970

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/12/2022
KARAR TARİHİ : 29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada
Davacı vekili 07.12.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının … adresinde ütü paket işi yaptığını, davalı şirket görevlilerinin 25.11.2022 tarihinde elektrik sayacının kontrolü amacı ile geldiklerini, 28.11.2022 tarihinde 1.856,14 TL’lik ve 08.12.2022 son ödeme tarihli kayıp kaçak kullanım iddiası sebebi ile fatura mesajı geldiğini, davacı davalı kurumdan buna dair bilgi ve belge talep etmiş ise de davalı şirketin sadece … seri numaralı usulsüz kullanım tutanağı ve 2 adet fatura haricinde hiç bir belge ve bilgi veremeyeceklerini ancak mahkemece talep edilmesi halinde vereceklerini beyan ettiklerini, …’ye aykırı olan bu tutanağı kabul etmediklerini, taraflarınca tutanak incelendiğinde davacının şöntlü olduğu iddiası ile tutanak düzenlendiğinin görüldüğünü, usulsüz elektrik kullanım iddiasını kabul etmediklerini, davalı şirketin enerji dağıtımında … tekel konumunda olup hakim gücünü kötüye kullanmakta olduğunu, davacıya baskı yaparak tahsilat yapmaya çalıştığını, açıklanan bu nedenlerle; davalı şirket tarafından davacının enerjisinin kesilmemesi, kesildiği taktirde yeniden enerji verilmesi yönünde dava süresince bir tedbir kararı verilmesini, tutanağa konu sayaç üzerinden bilirkişi marifeti ile kayıp kaçak tespitinin yapılmasını, davalı kurum görevlilerince yönetmeliğe aykırı bir şekilde tutulan tutanakların iptali ile bu tutanaklara dayanarak kesilen cezaların iptalini, borçlu olmadıklarını tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 11.01.2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket görevlileri tarafından … adresinde 25.11.2022 tarihinde yapılan kontrol neticesinde davacıya ait sayacın giriş çıkış sigortasını bakır tel vasıtası ile şöntleyerek sayacak eksik kayıt yaptığının tespiti üzerine …seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenerek tutanak mümzileri tarafından imza altına alındığını, söz konusu kaçak kullanımı sabit kılan video kaydı dosya kapsamına sunulduğunu, davacı tarafın tüm iddialarını çürütür nitelikte olduğunu, ekipler tarafından kaçak elektrik tüketimi tahakkuklandırmasından hesaplanan sürenin yine … hükümlerine göre hesaplandığını, davacı tarafından elektrik kullanımı sonucu davalı şirketin zarara uğratıldığını, bu zararın karşılanması gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle; davanın usulden reddini, aksi taktirde esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen Davada
Davacı vekili 06.07.2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket görevlilerince yapılan incelemeler sonucu davalının kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğinin tespiti üzerine hukuka ve kanun maddelerine uygun şekilde kaçak elektrik faturaları tahakkuk ettirdiklerini, davalı tarafça süresi içerisinde faturaların ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalı tarafın itirazı üzerine durdurulmuş olduğunu beyanla öncelikle davalının taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına ve davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına karar talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Raporu, … Vergi Dairesi Başkanlığı yazı cevabı, Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, Kaçak Elektrik Tespit Tutanakları, Tanık beyanları, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
22.03.2023 tarihli duruşmada davalı tanığı … özetle; “Ben …’ta 8 yıldır çalışmaktayım. Ben ticarethanelerin elektrik kullanımına ilişkin kaçak olup olmadığı hususunda tespit yapan birimde çalışmaktayım. Genel olarak işyerlerinin bulunduğu muhitlerde öncelikle işyeri sahibinin haberi olmadan sayaç ölçümlerini ampermetre vasıtasıyla yaparız. Dava konusu işyerinde ise işyerinin üst katta olduğunu ve sayacın içeride olması nedeniyle kapıyı çalarak içeri girdiğimizi ve ölçümü bu şekilde yaptığımızı hatırlıyorum. Kaçak tespite ilişkin gösterdiğiniz tutanak ve fotoğraf tarafımca hazırlanmış, imza bana aittir. Hatta tespitin yapıldığı ana yönelik video kaydını da ben çektim. Dava konusu edilen yerde ”şönt” denilen sayaca eksik kayıt yaptırılması için bakır telin çekildiği yöntemle kaçak elektrik kullanıldığını tespit ettik ve buna yönelik tutanağımızı hazırladık. Ayrıca bu tespitleri yaptıktan sonra bağlantıyı düzeltip eski haline getirdik, tutanağın hazırlandığı gün davacıya tutanak verip vermediğimizi hatırlamıyorum ancak iletişim numarası aldığımızı ve genel olarak aldığımız bu numaralara kaçak tespite ilişkin sms göndereceğimiz bilgisini vermekteyiz, tutanağı genel olarak yanımızda yük olmasın diye arabada bırakırız. Tutanağı orada doldururuz ama kişiye de bilgisini veririz, genel olarak kaçak tespitleri yaptığımız yerlerde adli bir vakaya sebebiyet vermemek için mümkün olduğunca açıklama ve tespitlerimizi kısa tutarak işyerinden ayrılmaya çalışırız. Ancak mutlaka işyerinde bu işlemin yapıldığı bilgisini hazır bulunan kişiye söyleriz.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
22.03.2023 tarihli duruşmada davalı … özetle; “Ben … kurumunda yaklaşık 6 aydır çalışmaktayım. Ben ticarethanelerin elektrik kullanımına ilişkin kaçak olup olmadığı hususunda tespit yapan birimde çalışmaktayım. Genel olarak işyerlerinin bulunduğu muhitlerde öncelikle işyeri sahibinin haberi olmadan sayaç ölçümlerini ampermetre vasıtasıyla yaparız. Dava konusu işyerinde ise işyerinin üst katta olduğunu ve sayacın içeride olması nedeniyle kapıyı çalarak içeri girdiğimizi ve ölçümü bu şekilde yaptığımızı hatırlıyorum. Kaçak tespite ilişkin gösterdiğiniz tutanak ve fotoğraf tarafımca hazırlanmış, imza bana aittir. Hatta tespitin yapıldığı ana yönelik video kaydını da ben çektim. Dava konusu edilen yerde ”şönt” denilen sayaca eksik kayıt yaptırılması için bakır telin çekildiği yöntemle kaçak elektrik kullanıldığını tespit ettik ve buna yönelik tutanağımızı hazırladık. Ayrıca bu tespitleri yaptıktan sonra bağlantıyı düzeltip eski haline getirdik, tutanağın hazırlandığı gün davacıya tutanak verip vermediğimizi hatırlamıyorum. Bu kapsamda başkaca bilgilendirme yapmadığımız için kaçak tespite yönelik fatura ilgilisine gönderilir. Bunun haricinde bilgi verilip verilmediğini bilmiyorum. Tutanağı genel olarak yanımızda yük olmasın diye arabada bırakırız. Tutanağı orada doldururuz ama kişiye de bilgisini veririz, genel olarak kaçak tespitleri yaptığımız yerlerde adli bir vakaya sebebiyet vermemek için mümkün olduğunca açıklama ve tespitlerimizi kısa tutarak işyerinden ayrılmaya çalışırız. Ancak mutlaka işyerinde bu işlemin yapıldığı bilgisini hazır bulunan kişiye söyleriz, hatırladığım kadarıyla o gün işyeri sahibi bize eşlik etmişti. Ancak ismini hatırlamıyorum. Tespiti yaptığımız yerde işyeri sahibi herhangi bir problem çıkarmadığı gibi bize yardımcı da oldu.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
22.03.2023 tarihli duruşmada davalı tanığı …özetle; “Ben Bedaş kurumunda 2 yıldır çalışmaktayım. Ben ticarethanelerin elektrik kullanımına ilişkin kaçak olup olmadığı hususunda tespit yapan birimde çalışmaktayım. Genel olarak işyerlerinin bulunduğu muhitlerde öncelikle işyeri sahibinin haberi olmadan sayaç ölçümlerini ampermetre vasıtasıyla yaparız. Dava konusu işyerinde ise biz esasen işyerinin altındaki yerde faaliyet gösteren ve daha önce hakkında tutanak tutulmuş işyeri için gelmiştik. Bu kapsamda da gelmişken üst katta bulunan davacıya ait işyerinde kontrol ettik. Hatırladığım kadarıyla sayaç işyerinin içerisinde ve kilitli durumdaydı. Biz işyeri sahibine ulaştık. Kendisi bize kapıyı açarak sayacı kontrol etmemizi sağladı. Kaçak tespite ilişkin gösterdiğiniz tutanak ve fotoğraf tarafımca hazırlanmış, imza bana aittir. Hatta tespitin yapıldığı ana yönelik video kaydını da tanık olarak dinlediğiniz arkadaşımız çekmiştir. Dava konusu edilen yerde ”şönt” denilen sayaca eksik kayıt yaptırılması için bakır telin çekildiği yöntemle kaçak elektrik kullanıldığını tespit ettik ve buna yönelik tutanağımızı hazırladık. Ayrıca bu tespitleri yaptıktan sonra bağlantıyı düzeltip eski haline getirdik, tutanağın hazırlandığı gün davacıya tutanak verip vermediğimizi hatırlamıyorum. Bu kapsamda başkaca bilgilendirme yapmadığımız için kaçak tespite yönelik fatura ilgilisine gönderilir. Bunun haricinde bilgi verilip verilmediğini bilmiyorum. Tutanağı genel olarak yanımızda yük olmasın diye arabada bırakırız. Tutanağı orada doldururuz ama kişiye de bilgisini veririz, ayrıca kaçak tespitinden sonra bilgisayar sistemi üzerinden sayacın bulunduğu işyerindeki elektrik ve elektronik cihazların tespitini yaparak ne kadar güç üretmesi gerektiğini hesaplamamız da gerekir. Bu kapsamda o an için tutanağı vermemiz her zaman mümkün olmamakta. Bu dava için de tutanağı verip vermediğimizi hatırlamıyorum. Genel olarak kaçak tespitleri yaptığımız yerlerde adli bir vakaya sebebiyet vermemek için mümkün olduğunca açıklama ve tespitlerimizi kısa tutarak işyerinden ayrılmaya çalışırız. Ancak mutlaka işyerinde bu işlemin yapıldığı bilgisini hazır bulunan kişiye söyleriz, hatırladığım kadarıyla o gün işyeri sahibi bize eşlik etmişti. Ancak ismini hatırlamıyorum. Tespiti yaptığımız yerde işyeri sahibi herhangi bir problem çıkarmadığı gibi bize yardımcı da oldu. Kaçak tespiti yaptığımız yerde hem sayacı düzeltmek zorundayız, hem de mutlaka işyerinin sahibi ya da orada çalışan birine bilgi vermek zorundayız. Çünkü tespitten sonra sayacı o halde bırakmamız mümkün değildir.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
20.03.2023 tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; “Endeks döküm kayıtları sunulmadığından tutanak tarihinden önce en son sayaç okuma tarihi belirlenememiştir. Kaçak tahakkuk hesaplaması bakımından bu veri önem ârz etmektedir. Ayrıca yine endeks döküm kayıtları sunulmadığından, tutanaktan geriye 365 günlük g’ıd’ılmes’ı gerektiğine ilişkin kanaat belirtilememiştir. Kaçak EK tahakkuku hesaplamasSı bakımından bu veri önem arz etmektedir. Hesap bülteni sunulmadığından kaçak tahakkuk hesaplamada günlük kaç saat kullanım süresi, güç, gün süre dikkate alındığı hususu belirlenememiştir. Bu hususta kanaat oluşturabilmek için endeks döküm kayıtlarının sunulması, akabinde davacının tutanak öncesi sonrası tüketimleri kıyaslanarak, davacının sorumlu tutulmas! gereken süre gün verilerinin belirlenmesi gerekmektedir. Dosya kapsamına sunulan – belgeler yetersizdir. Aksi durum ek rapor gerektirir düşüncesindeyim. Bu nedenle davacının kullanımındaki tesisata ait 25.11.2022 tutanak tarihinden 2 yıl öncesine ve günümüz tarihleri arasını kapsar endeks döküm kayıtları ile hesap bülteni örneğinin sunulması akabinde kanaat belirtileceği” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
10.08.2023 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; “Tutanak öncesi dönemde davacı sayacının kayıt ettiği günlük tüketim ortalaması (14,84 kwh/gün) ile tutanak öncesi ihtilafsız dönem günlük tüketim ortalaması (28,48 kwh/gün) arasında BARİZ FARK BULUNMASI, Sunulan video görsellerinde kaçak bağlantının açıkça tespit edilebiliyor olması nedenleriyle tutanak tarihi itibariyle sayaca müdahale edilerek kaçak elektrik kullanıldığı kanaatine varılmıştır. Tutanak içeriği video görseli ile örtüşmektedir. Davalı tarafça tutanak tarihi itibariyle tüketilen elektrik, yukarıda detayı verilen mevzuat madde 42 — c hükmü gereği kaçak elektrik tüketimidir. Yukarıda mevzuat hükümleri, dava konusu kaçak tahakkukuna tek tek uyarlanarak değerlendirme yapılmıştır. Dava konusu 25.11.2022 tarihli tutanak nedeniyle davacı adına düzenlenen 1.856,14 TL. kaçak tahakkuku * 88.198,73 TL. kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 90.054,87 TL. kaçak elektrik tüketim tahakkukunun, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmelik Hükümlerine UYGUN OLARAK DÜZENLENMİŞ OLDUĞU kanaatine varılmıştır. BU DURUMDA BİRLEŞEN DOSYA BAKIMINDAN; Fatura Gecikme Asıl Son ödeme faiz oranı (alacak Tarihi 14.12.2022 90.054,87 450,27 TOPLAM 450,27 … 5.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası bakımından takibin, 90.054,87 TL. (asıl alacak) * 450,27 TL. (Gecikmiş gün faizi) 81,05 TL. (faiz KDV si) olmak üzere toplam 90.586,19 TL. üzerinden davalı … adına devam edebileceği,” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı fatura nedeniyle menfi tespit, birleşen davanın ise kaçak elektrik kullanımından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Usul kanunumuz gereğince açılan davalarda öncelikli işlem mahkemenin yargılamada görevli olmasıdır. Gerçek kişiler tarafından açılan davalarda; takibin ya da davanın açıldığı tarihte ilgili yıllarda bağlı olduğu vergi dairesinden, hangi esasa göre defter tuttuğu, ikinci sınıf tacir (esnaf) olup olmadığı, eğer ikinci sınıf tacir (esnaf) ise ve işletme defteri tutuyor ise; VUK’un 177/2 fıkrasında düzenlenen hadlere göre, faaliyetinin esnaf faaliyeti sınırını aşıp aşmadığına yönelik bir araştırma yapılması gerektiği bilinmektedir (İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesinin 06/04/2023 Tarih, 2023/608 Esas ve 2023/578 Karar sayılı kararı).
Anlatılan kapsamda davalının bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak; hangi esasa göre defter tuttuğu, ikinci sınıf tacir olup olmadığı, eğer ikinci sınıf tacir ise ve işletme defteri tutuyor ise VUK’un 177/2 fıkrasında düzenlenen hadlere göre faaliyetlerinin esnaf faaliyeti sınırını aşıp aşmadığının sorulmuştur. … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 25/10/2023 tarihli cevabi yazısında potansiyel vergi mükellefi olduğu belirtilmiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğünün 27/10/2023 tarihli cevabi yazısında da davalının şirket ortaklığı ya da gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez (Ankara BAM 4.Hukuk Dairesinin 25/01/2023 Tarih, 2021/1268 Esas ve 2023/198 Karar sayılı kararı).
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;
1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Taraflar arasındaki ilişkinin mutlak ticari davalardan olmamasına, dava tarihi itibariyle Ticaret Sicili’nde kaydı bulunmayan davalının, herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığı, davalının takip ve dava tarihi itibariyle tacir olmadığından ve taraflar arasında uyuşmazlığın nispi ticari davalardan da olmamasına göre davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan (İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesinin 06/04/2023 Tarih, 2023/608 Esas ve 2023/578 Karar sayılı kararı, Ankara BAM 4.Hukuk Dairesinin 25/01/2023 Tarih, 2021/1268 Esas ve 2023/198 Karar sayılı kararı ile Samsun BAM 2.Hukuk Dairesinin 13/07/2023 Tarih, 2023/965 Esas ve 2023/782 Karar sayılı kararı) davanın görev nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlerle göre;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, asıl ve birleşen dava dosyasının talep halinde ve karar kesinleştiğinde, yetkili ve görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, mahkememiz kararının kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde, asıl ve birleşen dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda DAVALARIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Harç, vekâlet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Davacılar tarafından, HMK 20/1 maddesi gereğince işlem yapılmaz ve asıl ve birleşen dava dosyasının açılmamış sayılmasına karar verilirse; davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, davacılar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
Dair, asıl davanın davacısı birleşen davanın davalısı vekilinin ve asıl davanın davalısı birleşen davanın davacısı yüzlerine karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır