Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/835 E. 2023/101 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/835 Esas
KARAR NO : 2023/101

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/12/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/10/2021 tarihinde … istikametinde müvekkili sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile seyir halinde iken, kaza tespit tutanağında bilgile yazılı 3 aracın karıştığı zincirleme kazanın müvekkilce fark edilmesinin akabinde kazaya dahil olmamak amacıyla trafik kurallarına uygun bir şekilde aracın emniyet şeridine yöneltildiğini, yine aynı kazaya dahil olan, kaza tespit tutanağında açıkça ifade edildiği üzere KTK 46/2-b maddesine aykırı olarak trafik kurallarının gerektirdiği özen ve tedbirleri almadan hızla emniyet şeridine yönelen … isimli şahsın sevk ve idaresindeki … plakalı araç tarafından müvekkilinin aracına çarpıldığını, bu çarpışma sonucunda müvekkilin aracında ciddi maddi hasar meydana geldiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçta oluşan değer kaybının işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi ve sürücü tarafından müştereken ve müteselsilen tazminine, davalı …’ın tüm taşınır ve taşınmazlarına kararın kesinleşmesine kadar cebri icra yoluyla satışı ve 3. Şahıslara devri engelleyici nitelikte “ihtiyati tedbir” şerhi konulmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Araçta meydana gelen maddi hasarın, aracın rayiç bedelinin %2’sinin altında kalması halinde değer kaybı tazminatının araçta meydana gelen maddi hasar tutarını aşamayacağını, kesinlikle kabul etmemekle birlikte, aleyhe hüküm halinde müvekkili sigorta şirketi bakımından hükmolunacak tazminat tutarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini, başvurusu tarafça talep edilen vekaletname harcı, bir suret harcı olup, yargılama gideri olmadığını, davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle müvekkilinin tacir olmadığını, davanın ticaret mahkemesinde ikame edilmiş olmasının hatalı olduğunu, görev/işbölümü itirazları gereğince, davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin talep edilen ve eksik ödeme iddiasına dayalı değer kaybı bedelinden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davanın müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının davasının ve taleplerinin müvekkili açısından esastan reddine, davacının talebini ve tutarı somutlaştırması ve harç ikmali için kesin mehil verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, 26/10/2021 tarihinde meydana gelen kazada kazanın taraflarının kusur durumu, kaza nedeniyle davacının davalılardan değer kaybı tazminatı talep şartlarının oluşup oluşmadığı, öyle ise talep edilebilecek tazminat miktarı hususunda toplanmaktadır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinde “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü düzenlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. fıkrasında ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 26/10/2021 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01/01/2019 tarihinden sonra açıldığı, dava dilekçesinden ve davacı vekilinin 07/02/2023 tarihli celsedeki beyanlarından dava şartı olarak arabulucuya başvuru zorunlu olduğu halde arabuluculuğa başvurulmadan doğrudan eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.l8/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 Sayılı Kanunun 115.md/2 uyarınca USULDEN REDDİNE;
2-Karar tarihine göre alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL eksik harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kalan kısımlarının davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 07/02/2023

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı