Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/812 E. 2023/905 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/812 Esas
KARAR NO : 2023/905

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait … plakalı aracın, … plakalı aracın neden olduğu 17.03.2022 tarihli kaza nedeniyle hasar gördüğünü, SBM kayıtlarına göre davalının sigortaladığı aracın sürücüsünün kusurlu olduğunun belirlendiğini, … plakalı araçta hasar ve değer kaybı meydana geldiğini, ancak davalı yandan tahsil edilemediğini, arabuluculuk görüşmelerinden anlaşamama sonucunun çıktığını, araçtaki değer kaybı ve hasarın bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 100,00 TL hasar bedeli ile 100,00 TL değer kaybı bedelinin davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Poliçe düzenleme tarihi olan 17.06.2022 göz önünde bulundurulduğunda, değer kaybı hesaplamasında genel şartların dikkate alınması gerektiğini, Anayasa mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini, bu kararın 09.10.2020 tarihinden sonraki kazalarda geçerli olacağını, hesaplamanın ZMSS poliçesi genel şartlarında verilen yönteme göre yapılması gerektiğini, davacı aracının 525.478 Km’de olduğunu, bu durumda değer kaybı kapsamına girmeyeceğini, davalının sorumluluğunun poliçe limitine kadar olduğunu, 43.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacıya 741,92 TL değer kaybı ödemesi ve 2.100,00 TL hasar ödemesi yaptıklarını, toplam 3.152,35 TL ödediklerini, poliçe bakiye limitinin 39.847,68 TL olduğunu, davalının sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davacının kaza tarihine göre hesaplama yapılması iddiasının geçerli olmadığını, faiz sorumluluklarının sınırlı olduğunu, yasal faizle sorumlu olduklarını, hasar ve değer kaybı bedellerinin ispatlanması gerektiğini, % 30 parça ve işçilik iskontosu uygulanması gerektiğini, davalı şirketin KDV’den sorumlu olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, araç tescil kayıtları, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, haksız fiilden (trafik kazası) kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının aracının uğradığı trafik kazası nedeniyle davalı sigorta şirketinden değer kaybı bedeli ve hasar bedeli talep edip edemeyeceği hususlarındadır.
Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 17.03.2022 günü saat 07:30 sıralarında … ilçesinde sürücü … yönetimindeki … plakalı Kia marka 2001 model otomobiliyle park yerinden sola doğru yönelerek yola katılım manevrası yaptığı sırada solundan geçmekte olan sürücü … yönetimindeki … plakalı halk otobüsüne sağ yan kısımlarından çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Deliller toplandıktan sonra, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlenmesi için dosya İTÜ Makina Fakültesi Öğretim Üyesi … ve Sigorta Mevzuatı Uzmanı … Üniv. Öğr. Görev. …’a tevdi edilmiş, bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
Kusur Yönünden, Kaza anını gösteren fotoğrafların incelenmesinden, davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı aracın sağ şeritte park yerinden sola doğru yöneldiği sırada solundaki şeritte seyreden davacı taraf halk otobüsüne çarptığı anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 67.maddesinde belirtildiği üzere sürücülerin park yerinden ana yola katılım manevraları sırasında ana yolda seyreden araçlar için tehlike oluşturmamaları gerekir. Ancak dava konusu olayda davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü …, yönetimindeki … plakalı otomobiliyle bu kurallara uymamış, dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanmış, park yerinden yola katılımı sırasında yoldaki araç trafiğini yeterince kontrol etmemiş, dalgın ve dikkatsiz şekilde park yerinden çıkış yapıp yolda düz seyreden davacı aracına yandan çarpmıştır. Bu nedenle davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü … olayda % 100 oranında tamamen kusurludur. Davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü …ise kendi şeridinde normal seyrini sürdürürken sağındaki şeritten dikkatsizce sola doğru gelip aracına yandan çarpan davalı taraf araç sürücüsüne karşı kazayı önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kusursuzdur.
Hasar Yönünden, Davacıya ait … plakalı … marka … tipi 2008 model otobüsün sağ yan kapak kısımlarında sürtmeye bağlı boya çizilmeleri oluştuğu, anılan hasarın giderilmesi için kaporta düzeltme, macunlama ve boyama işlemlerinin yapılması gerektiği, kaza tarihi itibariyle bu işlemler için 2.100,00 TL’nin yeterli olduğu, anılan hasar miktarı davacı şirket tarafından dosyada bulunan banka havale makbuzu karşılığı 23.08.2022 tarihinde ödendiğinden ve davacının araçtaki hasar için ilave masraf yaptığına dair herhangi bir fatura vb. belge olmadığından davacının hasara ilişkin tüm zararının davalı şirketçe karşılandığı anlaşılmakla davacının davalı şirketten talep edebileceği bakiye hasar zararı bulunmadığı kabul edilmiştir.
Değer Kaybı Yönünden, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir. Araçlarda oluşan değer kaybının, araçtaki kaporta ve şasi hasarıyla doğru orantılı olacağı tartışmasızdır. Kaporta saçlarının düzeltilip yeniden boyanma işlemleri sonucu bu parçalardaki orijinal fabrikasyon özelliklerine ulaşılamadığından, ilgili Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere bu durum aracın ikinci el değerinin düşmesine neden olmaktadır. Araçta kalıcı hasar oluşturmayan, plastik, cam parçalar ile cıvata vida ile sökülüp takılabilen radyatör gibi mekanik parçaların değiştirilmesinin değer kaybı oluşturmadığı bilinmektedir. Başvuru konusu … plakalı…marka … tipi 2008 model olup kaza tarihinde 525.478 Km’deki otobüsün dava konusu trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi hasara ilişkin olarak dosyada bulunan Oto Mecburi Mali Mesuliyet ekspertiz raporunun hasarlı araç fotoğraflarının incelenmesinden, araçta yapılan ve değer kaybına etki etmesi muhtemel işlemlerin: Değişmesi gereken parçalar: yok Düzeltilmesi gereken parçalar: sağ yan saç kaplamalar olduğu, araçtaki toplam hasar miktaırnın 2.100,00 TL olduğu belirlenmiştir. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından dosyaya sunulan aracın TRAMER kaydının incelenmesinden dava konusu aracın 05.03.2014, 11.11.2014, 25.09.2015, 25.06.2018, 09.08.2018, 23.12.2019, 10.08.2020, 23.06.2020, 12.07.2021 tarihlerinde maddi hasarlı trafik kazalarına karıştığı anlaşılmaktadır. Aracın 25.05.2014 tarihli kazasında arka kısmından darbe aldığı, 290,00 TL hasar oluştuğu; aracın 19.04.2016 tarihli kazasında sağ ön ve sağ yan kısımlarından şiddetli darbe aldığı, toplam hasar miktarının 5.804,47 TL olduğu, aracın 09.10.2014 tarihli kazasında sağ arka çamurluk ve sağ arka yan kısımlarından darbe aldığı, kaporta, boya, elektrik işçilikleri yapıldığı, 2.091,05 TL hasar oluştuğu, aracın 15.09.2014 tarihli kazasında arka kısmından darbe aldığı ve 2.343,76 Tl hasar oluştuğu belirlenmiştir. Yargıtay yerleşik kararlarına göre karayolu araçlarındaki değer kaybı, aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el rayiç satış değeri ile kazadan sonraki onarılmış haldeki ikinci el rayiç satış değeri arasındaki farktan ibarettir. Bu hesaplamada aracın kullanım şekli, markası, modeli, Km seviyesi, eski kazaları, tamiratın yapılış şekli ve hasar seviyesi hususları da dikkate alınmalıdır. Dava konusu aracın 09.10.2014 tarihli kazasında hasar gördüğü bölgeleri ile dava konusu kazada hasar gören bölgelerinin tamamen aynı olduğu, dolayısıyla araçta dava konusu kazada hasar gören parçalarının orijinal olmadığı, eski hasarların izlerini taşıdığı, bu nedenle dava konusu kazanın yeni bir hasar izi oluşturmadığı tespit edilmiş, bu nedenle araçta bir değer kaybı meydana gelmediği kabul edilmiştir.
Davalı Sigorta Şirketinin Sorumluluğu Yönünden, Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre işletenlerin aynı yasanın 85.maddesinde olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu tutulmuştur. Sözleşme şartı niteliğinde olan ve T.C. Hazine Müsteşarlığınca belirlenen trafik poliçesi genel şartlarının 1.maddesinde sigortanın kapsamı belirtilmiş olup buna göre; sigortacı poliçede tanımlanan aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu poliçede yazılı olan limitlerle kadar karşılamaktadır. Davalı şirketçe temin edilen ZMMS Poliçesinin araç başına limiti 43.000,00 TL’dir. 2918 sayılı KTK’nın 90.madde ” Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır. 6098 sayılı TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir. Davalı şirkete sigortalı araç maliki ve sürücüsü, KTK 85.madde düzenlemesi dikkate alındığında, tehlike sorumluluğu nedeniyle zarardan sorumlu olacaktır. Madde hükmüne göre; Değişik 1. fıkra: 4199 – 17.10.1996) Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. KTK 85/5 maddesine göre; ” (Değişik 4. fıkra: 4199 – 17.10.1996) İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemesi gereğince araç maliki ve işleticisi olanlar meydana gelen zarardan araç maliki olmasından dolayı tehlike sorumluluğu bulunması sebebiyle kusursuz olarak, firari araç sürücüsünün kusuru ile sebebiyet verdiği zarardan sorumluluğu bulunmaktadır. Davalı … Sigorta A.Ş., … plakalı aracın, kaza tarihini kapsayan ZMM (Trafik) sigorta poliçesini düzenlemesi sebebiyle davada taraf olarak yer almaktadır. KTK 91 ve devamında araçlar için trafik poliçesi yaptırma zorunluluğu düzenlenmiştir. KTK 91.maddesi gereğince sigorta şirketleri, işletenlerin KTK 85/1 maddesi gereğince olan maddi ve hukuki sorumluluklarını teminat altına almaktadırlar. Araç hasarına ilişkin talep sigortalının KTK 85/1 md. Kapsamında ödemekle yükümlü olduğu gerçek zarar olmakla, sigorta şirketi bu talep yönünden araç maliki ve sürücüsü ile birlikte, hasar tazminatından sonra bakiye poliçe teminatı limitine kadar sorumludur. (KTK 88/1.madde) Ancak yapılan teknik inceleme sonucunda araçta eski kazalarında oluşan hasar izleri nedeniyle ilave bir hasar izi oluşmadığı, bu nedenle araçta bir değer kaybı oluşmadığı, ayrıca araçtaki hasar tazminatının davalı şirketçe dava açılmadan önce tamamen karşılandığı dikkate alındığında, davacının davalı şirketten talep edebileceği bir maddi zararı bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, Dava konusu trafik kazasında davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü …’nin % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketi hasar ve değer kaybından sorumlu olmakla birlikte davacının davalı şirketten talep edebileceği bakiye hasar tazminatı ve değer kaybı tazminatının olmadığı anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 269,85 TL ilam harcından peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14.maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yokluklarında açıkça okundu.15/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır