Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/791 E. 2023/201 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/791 Esas
KARAR NO : 2023/201

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirket ile ticari ilişki kapsamında davalıya implant ve tamamlayıcı malzeme sattığını ve satılan her malzemenin faturaya bağlanarak cari hesaba alacak kaydedildiğini, borçlunun bu aşamada kısmi ödemeler yaptığını, davalıya satılan malzemelerin faturasının Euro para birimi üzerinden düzenlendiğini ve takip tarihi itibariyle davalının 7.564,28 Euro borcunun bulunduğunu, davalı borçlunun bakiye borcunu ödemediğinden aleyhine … 21. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosya ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının söz konusu takibe borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle;
Yetki itirazları açısından, müvekkili şirketin merkezinin İzmir olduğunu, İstanbul mahkemelerinde davaya devam edilmesinin yetki hükümlerine aykırı olduğu beyanıyla yetki bakımından davanın reddini talep etmiştir.
Esasa dair olarak ise, davacı tarafın dava dilekçesi ile asıl alacağın mal bedeli alacaklarının ödenmediğini ifade ettiğini ancak hangi fatura ve irsaliye ile hangi mal olduğu hususunda bir açıklama yapmadığını, dava dilekçesinde faturaların Euro olarak kesildiği ödemelerin de her iki firma arasındaki teamüllere göre Euro olarak veya ödeme günündeki Euro’nun Türk Lirası olarak ödendiğini, tarafların karşılıklı anlaşmaları neticesinde zaman zaman müvekkilinin Euro senetleri verdiği ve bu senetlerin ödeme günündeki TL üzerinden davacıya ödendiğini, her iki şirketin 2015 ve 2016 yılı sonu itibariyle Maliye Bakanlığı’na beyanlarının birbiri ile aynı olduğu ve ticari defterlerde kayıtlı 2015 ve 2016 yılında hiç bir sorun olmadığını, davacı tarafın keyfi olarak kestiği Borç Dekontu ile müvekkilinin borçlandırılmaya çalışıldığını, müvekkiline kesilen fatura olmadığı gibi özellikle kayıtlara sokulan 19.02.2018 tarihli borç dekontunun kaynağının anlaşılmadığı ve davacı tarafın tek taraflı olarak kestiği kur farkının, borç dekontu gibi müvekkili şirketin kayıtlarında bulunmayan kalemleri kabul etmediklerini ifade ederek davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2018/313 E – 2019/627 K. sayılı dosyasından 01/07/2019 tarihinde verilen “Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından … 21. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 6.166,11 Euro asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihindeki Euro kuru üzerinden belirlenecek TL karşılığının % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ilişkin kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/2685 Esas 2022/1257 Karar sayılı 12/10/2022 tarihli kararı ile ”
Dava, ticari satımdan doğan alacağın tahsili amacıyla açılmış bir alacak davasıdır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava dilekçesinin içeriğinden, davanın alacak davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinin konu bölümünde, “7.564,28 Euro alacağın T.C.Merkez Bankasınca belirlenen fiili ödeme günündeki kur üzerinden davalıdan tahsili talebidir” denilmiştir. Dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde de açıkça, “Dava konusu 7.564,28 Euro alacağımızın fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankasınca belirlenen kur ile davalıdan tahsiline” karar verilmesi istenmiştir. Dava dilekçesindeki açık taleplere göre, eldeki davanın alacak davası olarak açıldığı, itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatının tahsiline dair bir talebin bulunmadığı; davanın ıslahına dair bir dilekçe veya talebin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesindeki bu açık taleplere rağmen, ilk derece mahkemesince, davacının itirazın iptali talebi varmış gibi sonuca gidildiği, karar içeriğinde özetlenen davacı talebinin dava dilekçesiyle uyumlu olmadığı, davada itirazın iptali talep edilmiş gibi karara yazıldığı ve davanın itirazın iptali davası olarak sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Dava, alacak davası olmasına dava dilekçesinde alacağın tahsili isteminin açıkça yazılı bulunmasına rağmen davanın İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası olarak değerlendirilmesi sonucunda hüküm tesis edilmesi ve ayrıca davacının talebi olmadığı halde İİK’nın 67. maddesi gereğince davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmiş olması isabetli olmamıştır. Çünkü, HMK’nın “Yargılamaya hâkim olan ilkeler” üst başlığı altında düzenlenen 26. maddesinde “taleple bağlılık ilkesi” düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında fıkrada, hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceği düzenlenmiştir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Emredici yasal düzenlemeler kapsamında, mahkemece, davanın alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılması gerekirken, talebin dışına çıkılarak davanın itirazın iptali davasıymış gibi karar bağlanması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Karar bu haliyle istinaf denetimine elverişli bir karar değildir. İlk derece mahkemesince, davacının talepleri esas alınarak davanın yeniden görülmesi gerekmektedir.
..” ifadelerine yer verilerek kaldırılmıştır.
DELİLLER :
… 21. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyası, irsaliyeli fatura örnekleri, … 3. ATM’since … Talimat üzerinden yaptırılan davalı defterlerinde bilirkişi incelemesi, mahkememizce yaptırılan davacı defterlerinde bilirkişi incelemesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıya sattığı implant ve tamamlayıcı malzeme karşılığı fatura ve cari hesaba dayalı alacağı bulunup bulunmadığı, var ise alacak miktarı, davalının yetki itirazının yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
HMK 10 ve TBK 89 maddeleri gereğince davacı şirketin adresine göre mahkememizin de yetkili olduğu anlaşılmakla, davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
İlgili … 21. İcra Müdürlüğü’nün… E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 06/03/2018 tarihinde cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacı ile 7.564,28 Euro asıl alacak, 12,43 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.576,71 Euro alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 12 faiz üzerinden tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 19/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 21/03/2018 tarihli itiraz dilekçesinde özetle, alacaklı görünene böyle bir borcunun olmadığını ileri sürerek borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra davalı … Tic.Ltd.Sti’ne ait yasal defterlerin incelenmesi için … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Talimat sayılı dosyasında aldırılan mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasındaki ticari çalışmanın davalının yasal defter ve dayanağı belgelerine göre 2015 yılından önce başladığı ve 02.03.2018 tarihinde davalı tarafından davacı tarafa yapılmış olan 46.434,00.-TL tutarında ödeme ile son bulduğu, davacı ve davalı taraf arasında imzalanmış olan herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, cari hesap ekstresinde belirtilmiş olan belgelerin davalının yasal defter ve dayanağı belgelerine göre kayıtlarında işlenmiş olduğu ve buradan hareketle davalının davacıdan yasal defter ve dayanağı olan cari hesap ekstresinin karşılığı olan 192.228,26.-TL tutarı karşılığında alacaklı olduğu, davacı ve davalı taraf arasında Hem Euro tutarlı hem de Türk Lirası tutarlı faturaların kesilmiş olduğu ayrıca Hem Euro hem de Türk Lirası tutarlı ödemelerin yapılmış olduğu ancak davalı tarafından davacı adına tek cari hesap açılarak tüm Türk Lirası tutarlı ve Euro tutarlı işlemlerin hesaplarının karıştırılarak bir arada tutulmuş olduğu, Euro tutarlı işlemler için davacının kesmiş olduğu Kur Farkı Faturalarının davalının kayıtlarına işlenmiş olduğu ancak davalı tarafından döviz tutarlı hesaplamalar için kur farkı çalışmalarının yapılmamış olduğu, davalı tarafından hesapların Türk Lirası tutarlı ve Euro tutarlı hesaplarının ayrıştırılması yapılmadan ve Euro tutarlı borç alacak bakiyesi oluşturulmadan sadece Türk Lirası tutarlı olarak sunulmuş olan cari hesap kayıtlarına göre davacının davalıdan yasal defter ve dayanağı olan cari hesap ekstresinin karşılığı olan 192.228,26.-Türk Lirası tutarında alacaklı olduğu beyan edilmiştir.
Davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak ve talimat yolu ile alınan rapor da değerlendirilmek suretiyle mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemesi için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; Davacı yanın ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet bulunduğu, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların Euro para biriminden kesilmekte olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2015 yılı öncesinden geldiği, davacıya ait ticari kayıtlar incelendiğinde dava konusu alacağı oluşturan 6.053,39 Euro bedelli davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği bakiye bedelin 2015 yılından kaynaklandığı tespit edildiğinden taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2015 yılından itibaren incelendiği, davacı tarafından davalıya kesilen 658.411,60 TL tutarlı tüm faturalar davalının ticari defterlerine işli olduğunun istinabe sureti ile … 3. ATM’since aldırılmış olan rapordan tespit edildiği, bu durumda her iki şirketin 31.12.2015 yılı kayıtlarında TL olarak takip edilen ve borç/alacak tutarının 56.763,72 TL olarak borçlu ve alacaklı tarafça bilinebilir olduğu ancak davacı taraf faturaları yabancı para ile ayrıca belirtmiş olduğundan davalının davacıdan almış olduğu mal/hizmet faturaları bedelini yabancı para birimi üzerinden ödemesi gerektiği, 31.12.2015 tarihi itibariyle davalının yabancı para borcu davacı kayıtlarında 23.882,31 Euro olarak kayıtlı olduğu, Vergi Usul Kanunu’nun 215/2-a maddesi gereğince ” ticari defter ve kayıtlar Türk Lirası karşılığı düzenlenir… kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurtdışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.” hükmü bulunduğu, gösterim işleminin dipnot konulması suretiyle olabileceği, (Faturada KDV tutarı da döviz olarak gösterilmişse, KDV dahil fatura tutarının TL karşılığı gösterilmelidir.) ancak faturanın esası dövizli olduğu için faturada gösterilen TL tutarın fatura muhatabının ödemesi gereken tutar olmadığı, fatura muhatabının fatura tutarını faturadaki para birimi üzerinden veya yine taraflarca belirlenen kur kullanılmak suretiyle başka bir para birimi ile ödemesi gerektiği, davacı ve davalı kayıtlarında 31.12.2015 tarihli davacı alacağı olan 56.763,72 TL nin Euro karşılığı 23.882,31 Euro olarak kayıtlı olup davacının tahsil tarihi itibariyle davalıdan 23.882,31 Euro talep etme hakkı olacağı, istinabe sureti ile alınan raporda davalı taraf davacı ile olan cari münasebetini TL olarak takip etmekte olduğundan Euro para birimi borç alacağı bakiyesi gözükmediği ve istinabe sureti ile alınan raporda döviz borcu yer almadığı, 2015 yılından 2016 yılına devreden borç/alacak rakamının her iki tarafın ticari defterlerinde TL bazlı 56.763,72 TL olarak tespit edildiği, davacı tarafın 31.12. 2015 tarihi ile 56.763,72 TL karşılığı davalıdan 23.882,31 Euro alacağını kayıt ettiği, 01.01.2016 yılında ise 56.763,72 TL karşılığı Euro bazda naklini yaparken davalıdan Euro para birimi ile 23.882,31 Euro alacağını devretmesi gerekirken 17.828,92 Euro olarak kayıtlara geçtiği, 23.882,31-17.828,92 = 6.053,39 Euro eksik devir yapmış olduğu, davacı taraf bu hatalı işlemi 19.02.2018 tarihinde fark ederek aynı tarihte davalıyı 6.053,39 Euro borçlandırarak 1.510,89 Euro bakiye ile birlikte davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların tamamı Euro para birimi üzerinden kesildiği ve Euro tutarlarının fatura üzerine yazıldığı, davacı tarafından davalıya kesilenlerin tamamının davalı kayıtlarında TL olarak kayıtlı olduğu ve kayıtlı olan bu rakamların Euro karşılıklarının yine fatura üzerinde yazılı olduğu, örneğin davacı tarafından davalıya kesilen … tarihli … seri nolu 340.111,29 TL tutarlı faturanın Euro karşılığının 106.318 Euro olarak davacıda kayıtlı olduğu ilgili tarihte T.C.Merkez Bankası En Yüksek Euro TL paritesi Efektif satış olup 3.2096 TL olduğu, 340.111,29/3.2096 = 105.966,88 Euro yaptığı ancak davacı tarafın 106.318 Euro olarak faturaya geçtiği, davalı tarafın bu faturayı hem TL ve hem de Euro olarak toplam tutarını tebliğ alıp kayıtlarına işlediği halde buna itiraz etmediği, dğer faturalarında da bu rakamların aynı şekilde olduğu, davalı taraf bunlara itiraz etmediği için davacı tarafından davalıya 2015 yılında gönderilen faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının TTK 21. Madde gereği 8 günlük süre içerisinde itiraz etmediğinden kesinleştiği, davacıya ait kayıtlarda davalının ödeme yaptığı TL tutarının 601.647,88 TL= 187.828,20 Euro olarak kayıtlı olduğu, ilgili yılda taraflar Euro para birimi borcu ile ilgili olarak hesap mutabakatı yapmadıklarından veya dosyada böyle bir mutabakat bulunmadığından, 2015 yılında davalı tarafından davacıya 601.647,88 TL ödeme yapılmış olup bu ödemenin Euro karşılığı 189.252,55 Euro olması gerekirken, davalı tarafından ödemeler 187.835,37 Euro olarak kaydedilmiş ve 1.417,18 Euro eksik kayıt yapıldığından, davacının 31.12.2015 yılından, 01.01.2016 yılına devir edilecek Euro bakiyesinin 23.882,31-1.417,17 =22.465,14 Euro olması gerektiği, davacı tarafından yapılan hesaplama 2 yıl sonra devir bedelinin yanlış olarak veya sehven 2016 yılına eksik geçmesiyle 19.02.2018 tarihinde eksik geçilen tutar nedeniyle davalının 6.053,39 Euro borçlandırıldığı ve diğer bakiye ile birlikte bu tutarın icra takibine ve davaya konu edildiği, sehven yapıldığı iddia edilen hesaplama hatasının 2015 yılından geldiği anlaşıldığından, davacının 2015 yılı kestiği faturaların Euro tutarı ile, davalı tarafından ödenen TL tutarların veya faturaların Euro tutarlarının karşılıklarının bilinmesine ihtiyaç duyulduğu, bu bağlamda ilgili tarihte 105.966,88 Euro üzerinden faturalandırılması gerekirken, 106.318 Euro kesilerek 351,12 Euro fazla kesildiği ancak fatura üzerinde hem TL, hem de Euro cinsin para biriminden bu fazlalık gösterilmiş olduğu halde davalı tarafından itiraz edilmeyip kayıtları işlediği tespit edildiğinden fatura içeriklerinin davalı tarafından kabul edilmiş olduğu sonucuna varıldığı ancak davalı tarafından yapılan ödemeler ile ilgili aynı fazla veya eksik hesaplamanın olabileceği düşüncesi ile dava konusu hatanın oluştuğu 2015 yılı ödemelerin Euro bazda kontrol edildiği ve davacının, davalı ödemelerini 1.417,17 Euro eksik hesapladığı tespit edildiğinden davacının, davalıyı borçlandırdığı 19.02.2018 tarihli dekont tutarının da 6.053,39-1.417,17 =4.636,22 Euro olarak kabul edilmesi gerekeceği ve bu durumda da davacı alacağının 6.147,11 Euro olarak tespit edileceği, istinabe yolu ile hazırlanmış raporda davacının, davalıya kesmiş olduğu faturaların küsurat farkları dışında tamamının davalı defterlerinde kayıtlı olduklarının tespit edildiği, davacıya ait kayıtlarda takip tarihi itibariyle davalıdan 2015 yılı rakamı hesap edilmeden 1.510,89 Euro alacağı olduğunun işli olduğu, davalı tarafın bu alacağın, davacının müvekkiline kestiği Kur Farkı nedeniyle oluşmuş olduğunu ifade ettiği, gerçekten de olumlu veya olumsuz tahakkuk edilen kur farkları maddi bedellerinin, taraflar arasındaki faturanın döviz cinsinden kesildiği için cari hesapta herhangi bir sonuca etki etmediğinin görüldüğü, ay sonlarında kesilen kur farklarının TL bazlı parada (-) ve (+) sonuç verdiği ancak döviz bazlı bakiyede herhangi bir etkide bulunmadığından davalı vekilinin bahsini ettiği şekilde davacı alacağının kur farkı faturalarından kaynaklanmamış olduğu, davacının davaya konu ettiği alacağının toplam 6.166,11 Euro olarak tespit edildiği, 636,22 Euro bakiyenin açılımı, ayrıntısı ve doğuş nedeninin yukarıda açıklandığı şekilde olduğu, 1,519,89 Euro bakiyenin sebebinin ise cari hesap olarak davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı taraf davacıya herhangi bir borcunun olmadığını iddia etmekte ise de yapılan incelemede TL-Euro çevirimlerinden de 1.519,89 Euro borçlu olduğu beyan edilmiştir.
Bilirkişi Raporları, alacak yönünden dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişli olup davacının davalıdan 6.168,65 Euro (28.741,59 TL) alacağının hesap edildiği, davalı şirketin cari kayıtlarına göre davacı şirketten 192.228,26 TL alacaklı olduğu, davalının, davacıya 4.636,22 Euro borcunun 2015 yılından geldiği, 1,519,89 Euro bakiyenin ise 2016-2017-2018 yıllarından kaynaklandığı, davacının alacağının 6.166,11 Euro kısmının varlığını kanıtladığı anlaşılmış, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/2685 Esas 2022/1257 Karar sayılı 12/10/2022 tarihli kararı doğrultusunda, davanın alacak davası olarak nitelendirilmesi ile, 6.166,11 Euro’nun davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 6.166,11 Euro’nun davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 2.068,12 TL ilam harcından peşin yatırılan 602,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.465,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 602,88 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.026,56 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 250,00 TL talimat, posta ve tebligat giderlerinden oluşan 850,00 TL yargılama giderlerinden davanın reddi oranında 121,02 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 161,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 896,90 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 769,19 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır