Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/770 E. 2023/730 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/770 Esas
KARAR NO : 2023/730

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 08/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin çeşitli illerde … festivalleri organize ettiğini, … Ağustos tarihlerinde organize ettiği … organizasyonu kapsamında bazı sanatçılar ve çalışanlar için davacı şirketten konaklama ve yeme-içme hizmeti aldığını, davacı şirketin vermiş olduğu hizmet karşılığında 15/08/2022 tarihli 180.000,00 TL bedelli e-fatura düzenlenerek Gelir İdaresi Başkanlığı sisteminden borçlu şirkete ilettiğini, borçlunun faturaya herhangi bir itiraz veya iptal talebinde bulunmadığını, 15/08/2022 tarihli faturaya konu borca karşılık borçlu şirket tarafından 18/08/2022 tarihinde 65.000,00 TL ödeme yapıldığını fakat 115.000,00 TL bakiye borcun ödenmediğini, davalının borcu ödememesi üzerine davalı aleyhine 26/08/20022tarihinde … 28. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçlu şirketin takip tarihinden sonra fatura borcuna ilişkin 75.000,00 TL ödeme yaptığını, dava sonra icra dosyasına 46.502,00 TL ödeme yaparak takibe karşı kısmi itirazda bulunduğunu, takibin durdurulduğunu, yapılan dosya hesabına göre 14.140,78 TL borcu bulunduğunu, açıklanan bu nedenlerle; davalı yanın … 28. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 08/02/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirketin borçlu olduğu kısma ilişkin tüm ödemeler fer’ ileri ile birlikte yaptığını, dosya borcunun kapatıldığını, davacı tarafın 115.000 tl bedel üzerinden icra takibi başlattığını bu takibin müvekkiline tebliğ edilmeden önce müvekkilinin 75.000,00 tl’sini zaten ödediğini, kalan bakiye bedele ilişkin hesaplama yapılarak fer ileri ile birlikte hesaplanarak dosyaya yatırıldığını, bunun üzerine müvekkilinin haklı olarak itiraz ettiğini, ödeme emrinin müvekkil şirkete sistemine 05 Eylül 2022 tarihinde düştüğünü dolayısı ile 10 Eylül 2022 tarihinde tebliğ edildiğini, açıklanan bu nedenlerle; davanın tümü ile reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Raporları, … 28. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, Gelir İdaresi Başkanlığı yazı cevabı, Arabuluculuk Tutanağı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
08/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı şirket 2022 yılı hesap dönemi ticari defterlerinin usulüne uygun olarak açılış tasdiklerinin yapıldığı, inceleme tarihinde kapanış tasdik zorunluluk müddeti hitama ermediğinden kapanış tasdikinin aranmadığı, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan fatura ve ödemelerin davacı şirket ticari defter kayıtlarında yer aldığı, fatura ve ödeme tutarları açısından taraflar arasında uzlaşmazlık bulunmadığı, uzlaşmazlık konusunun İcra takibindeki borcun ferileri ve icra masraflarından kaynaklandığı, bu durumda; 26.08.2022 İcra Takip Tarihi ile icra dairesi tarafından takip borçlusu davalıya gönderilen tebligatın açıldığı 05.09.2022 tarihleri arasında davacı alacaklıya yapılan 50.000 TL + 25.000 TL = 75.000 TL ödemenin icra takibi haricinde yapılan bir ödeme olup olmadığı, bu tutarlar için icra harç ve tam vekâlet ücreti hesaplanıp hesaplanamayacağı, neticede takibin devam etmeyeceği nihai takdir ve değerlendirmesinin münhasıran sayın mahkemenin takdirinde olduğu,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
20/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı alacaklının … 28. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında dosya hesap tarihi 29/09/2022 itibariyle 14.130,71 TL alacağının olduğu kanaatine varıldığı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, sözleşme ve faturadan kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Huzurdaki davada taraflar arasındaki sözleşme kapsamında hizmet verildiği, verilen hizmet karşılığı hazırlanan faturaların davalı yana tebliğ edildiği, davalı yanca faturaların kısmen ödendiği ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklı fatura alacağına dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır ( 6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı yan icra dosyasına yapmış olduğu itirazda davacı yana kısmi borcunun olduğu ve bunun icra dosyasına ödendiği gerekçesiyle alacağa itiraz etmiş, ancak huzurdaki davada davalı yan cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Bu durumda ispat yükü davacı yanda olduğu görülmekle, ticari ilişki ve sözleşme karşılığı malın teslim edilip edilmediği, alacağın ticari kayıtlara nasıl işlendiği ve davacının alacaklı olup olmadığı hususunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir.
Yukarıda kapsamda Mahkememizce taraflara ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişi olarak atanacak mali müşavir bilirkişiye bildirilmesine, davacı vekilinin inceleme gün ve saatinde ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi, aksi takdirde ibrazdan kaçınmış sayılacağı duruşmada ihtar edilmiş, aynı hususta davalı yana tebliğ ile ihtarat yapılmış, ancak buna rağmen ticari kayıtları sunulmadığından, davalı yanın ticari kayıtları ibrazdan kaçındığı kabul edilmiştir.
Dosyamıza sunulan 08/03/2023 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı şirket 2022 yılı hesap dönemi ticari defterlerinin usulüne uygun olarak açılış tasdiklerinin yapıldığı, inceleme tarihinde kapanış tasdik zorunluluk müddeti hitama ermediğinden kapanış tasdikinin aranmadığı, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan fatura ve ödemelerin davacı şirket ticari defter kayıtlarında yer aldığı, fatura ve ödeme tutarları açısından taraflar arasında uzlaşmazlık bulunmadığı, uzlaşmazlık konusunun İcra takibindeki borcun ferileri ve icra masraflarından kaynaklandığı, bu durumda; 26.08.2022 İcra Takip Tarihi ile icra dairesi tarafından takip borçlusu davalıya gönderilen tebligatın açıldığı 05.09.2022 tarihleri arasında davacı alacaklıya yapılan 50.000 TL + 25.000 TL = 75.000 TL ödemenin icra takibi haricinde yapılan bir ödeme olup olmadığı, bu tutarlar için icra harç ve tam vekâlet ücreti hesaplanıp hesaplanamayacağı, belirtilmiştir.
Mahkememizin 13/04/2023 tarihli ara karar ile dava dosyasının uyuşmazlık kapsamında; davalı yanca yapılan ödemelerin tarihleri de dikkate alınarak icra takibi nedeniyle davacının bakiye alacağının olup olmadığını hususunda rapor tanzimi için İİK. mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı dosyanın tevdine, karar verilmiş, hazırlanan 20/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacı alacaklının … 28. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında dosya hesap tarihi 29/09/2022 itibariyle 14.130,71 TL alacağının olduğu, tespiti yapılmış, rapora itiraz edilmediği da anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının … 28.İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 14.130,71 TL bakiye alacak ile bu alacağa işleyen ticari avans faizi üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması, alacağın belirlenebilir olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalıdan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KISMEN KABULÜNE,
Davalının … 28.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 14.130,71 TL bakiye alacak ile bu alacağa işleyen ticari avans faizi üzerinden devamına,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 14.130,71 TL alacağın %20’si olan 2.826,14 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 965,24 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 695,39 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Taraflar arabuluculuk görüşmesine katılmış olmakla Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 14,130,27 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 11,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 3.250,00 TL bilirkişi ücreti 210,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.552,200 TL yargılama giderinin hükmolan kısım üzerinden hesaplanan 3.549,61 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan, kullanılmayarak artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.04/10/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır