Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/748 E. 2023/803 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/748 Esas
KARAR NO : 2023/803

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 01.11.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; ” davacının davalı ile arasında 14.06.2016 tarihinde Değerleme / Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi imzaladığını, anılan sözleşmenin 8. Maddesinde sözleşme bedelinin tamamının en geç değerleme raporunun tesliminden bir gün önce ödenmesi gerektiği hüküm altına altına alındığını, davalının faturaya itiraz etmediği gibi faturaya konu miktarların bir kısmını de ödediğini, bu faturanın ve borcun ikrar anlamına geldiğini, ancak halen ödenmemiş 3.518,91 TL bakiye borç bulunduğunu, faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen bugüne kadar ödenme yapılmaması sebebi ile … 20. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından yasal takibe geçildiğini, ödeme emri ve icra takibine itiraz edildiğini, takibin durduğunu, açıklanan bu nedenlerle; davanın kabulü ile davalılar tarafından … 20. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazların iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamını, haksız ve hukuka aykırı itirazlar nedeni ile borçluların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 06.12.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; takip ve dava dayanağı 11.12.2014 tarihli hizmet sözleşmesi müvekkili tarafından imzalanmadığını, sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkil şirketin adresinin de… olduğunu, icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili olduğu şirketin alacaklı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, takip ve dava dayanağı 26.01.2015 tarih ve … sayılı faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, işbu faturaya ilişkin bir ödeme yapılmadığını, sözleşmede belirtilen ve hizmet sözleşmesine konu gayrimenkullerin müvekkili olduğu şirket adına da olmadığını, hizmet sözleşmesine konu herhangi bir hizmet de verilmediğini, açıklanana bu nedenlerle; haksız ve yersiz davanın usulden / esastan reddini, yargılama gideri, vekalet ücreti ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Raporu, … 20. İcra Dairesi, … Esas sayılı dosyası, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
02.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalı … Şirketinin ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulup tutulmadığı, kapanış tasdiklerinin yasaya uygun yapılıp yapılmadığı, ilgili alacak kalemlerinin ticari kayıtlara işlenip işlenmediği ve dava Konusu uyuşmazlık kapsamda varsa davacının alacağının olup olmadığı istenmekte olup; Davalı Şirketin defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmuş bulunmakta olup, 2015 yılı defterleri süresinde açış ve kapanış tasdikleri yapılmıştır. Davaya konu olan fatura davalının 2015 defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. … Şirketinin Davacı …ş.’ ye 31.12.2015 Defter incelemesi sonucunda Davalı olan … Nakliyat tarihi itibari ile 4.752,00-TL borcu gözükmektedir.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
20.09.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacı tarafın defter ve belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olduğu, 2015 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davaya konu olan faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Davacı Alacağı Yönünden: Davaya konu olan fatura ve cari hesap incelemesi sonucunda, icra takibine konu edilen… tarihli … seri numaralı 4.752,00 TL bedeli Değerleme Raporu Hizmet Bedeli faturasının davacı defter ve kayıtlarında yer aldığı, işbu fatura bedeline karşılık olmak üzere davalı tarafından 27.07.2017 tarihinde yapılan 2.300,00 TL’lik ödeme mahsup edildikten sonra davacının 2.452,00 TL bakiye asıl alacağının kaldığı değerlendirilmiştir. Davacı Faiz Alacağı Yönünden: Sayın Mahkemece davacı lehine hüküm kurulması halinde taleple bağlılık ilkesi gereği davacının 1.066,91 TL faiz alacağının bulunduğu değerlendirilmiştir. Ancak, Sayın Mahkemenin farklı yönde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İcra İnkâr Tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, sözleşme ve faturadan kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Huzurdaki davada taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalıya hizmet karşılığı gayrimenkul değerleme hizmeti verildiği iddia edilmiş, davacı yanca verilen hizmet karşılığı hazırlanan faturaların davalı yana tebliğ edildiği, davalı yanca faturaların ödenmediği ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklı fatura alacağına dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır ( 6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı yan icra dosyasına yapmış olduğu itirazda ve cevap dilekçesinde; “Müvekkil şirketin alacaklı şirkete herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Takip dayanağı sözleşme müvekkil şirket yetkilisi tarafından imzalanmamıştır. Müvekkil şirket adına kayıtlı herhangi bir gayrimenkul bulunmamakta, ayrıca müvekkil şirket adına alacak konusu bir hizmet de verilmemiştir.” savunması yapılmıştır. Bu durumda ispat yükü davacı yanda olduğu görülmekle, uyuşmazlık kapsamında hizmetin verilip verilmediği incelenmek üzere tarafların ticari kayıtlarının incelenmesine karar verilmiştir.
Davalının defterlerinin incelendiği 02/05/2023 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı Şirketin defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmuş bulunmakta olup, 2015 yılı defterleri süresinde açış ve kapanış tasdikleri yapılmıştır. Davaya konu olan fatura davalının 2015 defterlerinde kayıtlı olduğu, … Şirketinin Davacı …ş.’ ye 31.12.2015 Defter incelemesi sonucunda Davalı olan … tarihi itibari ile 4.752,00 TL borcu gözüktüğü, belirtilmiştir.
Davacının defterlerinin incelendiği 20/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacı şirketin defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olduğu, 2015 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davaya konu olan faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı alacağı yönünden: Davaya konu olan fatura ve cari hesap incelemesi sonucunda, icra takibine konu edilen …tarihli … seri numaralı 4.752,00 TL bedeli Değerleme Raporu Hizmet Bedeli faturasının davacı defter ve kayıtlarında yer aldığı, işbu fatura bedeline karşılık olmak üzere davalı tarafından 27.07.2017 tarihinde yapılan 2.300,00 TL’lik ödeme mahsup edildikten sonra davacının 2.452,00 TL bakiye asıl alacağının kaldığı, davacı faiz alacağı yönünden: Sayın Mahkemece davacı lehine hüküm kurulması halinde taleple bağlılık ilkesi gereği davacının 1.066,91 TL faiz alacağının bulunduğu, tespiti yapılmakla davanın kabulü ile takibin kaldığı yerden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunmaları ve alacağın likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalıdan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KABULÜNE,
Davalının … 20.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 3.518,91 TL alacağın %20’si olan 703,78 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 240,38 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 159,68 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.518,91 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 373,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.546,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan, kullanılmayarak artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 25/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır