Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/737 E. 2023/646 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/737 Esas
KARAR NO : 2023/646

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 27/10/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı firma tarafından müvekkili aleyhinde … 4. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile kambiyo takibi yapıldığını, müvekkilinin davalı firmaya takip konusu bono borcu bulunmadığını, başlatılmış olan icra takibinin kötü niyetli, yasaya aykırı bir takip olduğunu, müvekkilinin davalı firmaya borcunun olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili kendi adına takip konusu senede ilişkin icra takibi başlatıldığını, davalı firmanın aynı şekilde mağdur ettiği başkaca kişilerin kurduğu Whatsapp grubuna eklenmiş olması sayesinde öğrendiğini, müvekkili işbu Whatsapp grubunda davalı firmanın araç kiralama işlemi gerçekleştirdiği firmaların çalışanlarına veya sahiplerine senetler doldurup keşide ederek muhtelif kambiyo takipleri başlatıldığını ve e-devlet üzerinden kendisi adına da bu işlemin gerçekleştirildiğini öğrendiğini, icra takibi ile ilgili müvekkiline henüz tebligat yapılmadığını, müvekkilinin SGK’lı çalışanı olduğu … Ltd.Şti.’nin 2016 yılında araç kiralama işlemleri ile ilgilendiğini, kendi adına da herhangi bir araç kiralama işleminde bulunmadığını veya davalı ile herhangi bir ticari ilişki kurmadığını, dava dışı … firmasına 350,00 TL ve 204,02 TL günlük bedel ile davalı firmadan araç kiralandığını, davalı firma tarafından işbu işleme ilişkin 18.07.2016 ve 17.08.2016 tarihli 2 adet fatura kesildiğini ve bedellerini dava dışı … şirketinden tahsil ettiğini, müvekkili kiralanmış olan aracı teslim aldığına ve araçta bir hasar olmadığına dair evrakları imzalayarak aracın müvekkilinin SGK’lı olarak çalışmakta olduğu firma adına kiralandığını, müvekkili tarafından davalı firmaya takibe konu edilen herhangi bir kambiyo senedi verilmediğini, takip konusu bono müvekkili tarafından keşide edilmediğini, müvekkili tarafından imzalanmamış olan senette müvekkiline ait herhangi bir yazının da bulunmadığını, takibe konu senedin açıkça davalı firma tarafından doldurularak resmi evrakta sahtecilik suçu işlendiğini ve hileli hareketlerle haksız kazanç sağlanmaya çalışıldığını, davalı taraf ile müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davalı firmanın 150.000,00 TL tutarında alacağının olduğu ispat yükünün davalı firmaya ait olduğunu, davalı firmanın müvekkilinden nakit karşılığı senede ilişkin 150.000,00 TL’nin bankadan gönderildiğinin ve ticari defterleri ile kayıt altına alınmış olduğunun yazılı olarak ispat etmesi gerektiğini, zira bonodaki bedel kaydının nakden olduğunu, davalı firmanın işbu ödemeyi bankadan geçirip ticari defterlerine işlemesi gerektiğini, davalı firmanın resmi evrakta sahtecilik yaparak ve hileli işlemlerle haksız kazanç sağlamaya çalışmasına ilişkin taraflarınca … Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, izah edilenlerle öncelikle belirtili iddia ve deliller dikkate alınarak müvekkilinin daha fazla mağduriyetine sebebiyet vermemek adına …. 4. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası takibinin, teminatsız olarak aksinin kabulü halinde teminatlı olarak dava sonuna kadar durdurulması yönünde ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, CBS ilgili dosyasından gelecek olan imza incelemesi sonucuna göre … 4. İcra Müdürülüğü’nün …Esas sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasına, davalı yanın … 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip konusu yaptığı alacaktan müvekkilinin davalı yana borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesine, takibin %40’ından aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, doğacak tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 01/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf dava dilekçesi ile davalı müvekkili şirketten araç kiraladığını ikrar ettiğini ancak takibe konu borcu inkar ettiğini, bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığını iddia ettiğini ancak bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketten şahsı adına araç kiralama işleminde bulunduğunu, kiraladığı aracı hasarlı olarak müvekkili şirkete teslim ettiğini ve araca verdiği hasarı aracın serviste kaldığı süre boyunca oluşan kazanç kaybı ve araçta oluşan değer kaybını tazmin etmek adına davacı tarafından davaya konu bono düzenlendiğini ve müvekkili şirkete verildiğini, taraflar arasındaki ihtilafın kaynağının araç kiralama sözleşmesi olduğu için bu ihtilafın çözümünde görevli mahkemelerin HMK’nin ilgili maddeleri gereği Sulh HukuK Mahkemesi olduğunu, davacı taraf müvekkili şirketten araç kiraladığını, kiraladığı aracı hasarlı bir şekilde teslim ettiğini, araçta yer alan hasarların sadece ön kısımda olmadığını, aracın sag sol dış kaporta aksamlarında ekstra hasarlar olacak şekilde müvekkili şirkete teslim edildiğini, kaza tutanakları davacı tarafından müvekkiline teslim edilmediğini, kaza tespit tutanağı tutulup tutulmadığı bilgisi müvekkiline verilmekten kaçınıldığını, davalı müvekkili davacı … ile iletişime geçtiğini ancak davacı tarafından tutanakların müvekkiline verilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmede de kaza halinde tutanak tutulmadı ise araç hasar ve aracın değer kaybı ve aracın servisde kaldığı sürece müşteri tarafından ödemekle yükümlü olduğu davacı tarafından kabul edildiğini ve davacı tarafın müvekkiline olan borcu için dava konusu senedin altına imza attığını, açıklanan nedenlerle davanın görevsizlik nedeniyle usul yönünden reddine, işbu talep uygun görülmezse ekte sunulan deliller ve ispat vasıtaları neticesinde esasa girilerek davanın reddine, işbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ve İ.İ.K. md 72/4 uyarınca alacağın %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …, …, SGK ve … Bankası yazı cevapları, … Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma sayılı dosyası, … 4. İcra Dairesi’nin …İcra dosyası ve … Cumhuriyet Başsavcılığı … Cbs soruşturma dosyası dosya içerisinde mevcuttur.
GEREKÇE: Dava; araç kira sözleşmesi nedeniyle alınan kambiyo senedinden kaynaklanan İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlenmiştir.
Davacı vekili araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı bedellerin ödendiğini, araçların çalıştığı şirket adına kiralandığı, davalı tarafın kötü niyetle kiralama ilişkisi sona erdikten ve araçlar kendilerince teslim alındıktan sonra borç oluşturma yoluna gidildiğini ve bononun icra takibine koyulduğunu, bononun alacağın tahsilatı amacıyla takibe konu edildiği görülmekle mahkememizce görev hususunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
Bu durumda; HMK 4/a maddesi gereğince, Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesinin yargılama yaparak davanın esası hakkında karar vermesi doğru olmamıştır (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54.Hukuk Dairesi’nin 2023/975 Esas, 2023/599 Karar sayılı kararı).
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde; “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 09/06/1999 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan davalarda dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara konuları ve değerlerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemeleri’nde bakılacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesi gereği alınan bononun davaya konu edilmiş olması karşısında davanın Türk Ticaret Kanunundan doğan ticari dava olduğu düşünülse de, temel ilişkinin kira ilişkisi olması ve uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç kirası sözleşmesine dayalı olması ve mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 12.06.2019 Tarih, 2017/8954 Esas ve 2019/5334 Karar sayılı kararı), davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde, yetkili ve görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, mahkememiz kararının kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Harç, vekâlet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Davacı tarafından, HMK 20/1 maddesi gereğince işlem yapılmaz ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilirse; davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır