Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/709 E. 2023/92 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/709 Esas
KARAR NO : 2023/92

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2022
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkili ile imzaladığı 30/10/2019 tarihli sözleşmenin açık şartlarını ihlal ettiğini, satın alınan iş makinesinin kurulumunu gerçekleştirmediğini, eksik parçalı ve bazı parçaların 2. El olduğu bir makine teslim ederek müvekkilini toplam 150.000 amerikan doları zarar ettirdiğini, davalı tarafın mısır ülkesinde faaliyet gösteren müvekkil firma ile Boru Profil Hattı imalatı ve montajını gerçekleştirmek üzere 30/10/2019 tarihinde bir satım sözleşmesi imzaladığını, bahis konusu sözleşmede satıcı davalı şirketin alıcı ise müvekkil firma olduğunu, taraflar sözleşme hükümlerinde mutabık kalarak sözleşmesi imza ettiklerini, sözleşmenin teklifi kapsayan ekinde 16-76lık boru makinesi kalıplar, kaynak ERW olmak üzere toplam tutarın 450.000,00 amerikan doları olarak belirlendiğini, makinenin satın alınması ve teslim sürecinde öncelikle 25/02/2020 tarihinde 242.000,00 TL ve sonrasında 04/03/2020 tarihinde 950.000,00 TL davalı tarafa banka havalesi ile gönderildiğini, 25/02/2020 tarihinde merkez bankası dolar kurunun 6.13 olduğunu, 39.478 dolarlık kısmi bir ödeme 950.000,00 TL ödendiğinde ise dolar kurunun 6.10 TL olduğunu, 155.737 dolarlık kısmi bir ödeme daha yapıldığını, davalı tarafa toplam ödenen tutar sonucunda 450.000 dolarlık ödemeden geriye yalnızca 103.070,00 USD ödeme kaldığını, davalının bizzat kendilerinin müvekkiline göndermiş olduğu 03/03/2021 tarihli ihtarname ile de kabul ve ikrar ettiğini, gerçekleştirilen ödemeler sonucunda makine aradan uzun bir süre geçtikten sonra müvekkiline teslim edildiğini, teslimden sonra müvekkilinin sözleşme hükümlerinde davalı tarafın taahhüt ettiği gibi makinanın kurulumunun davalı tarafça gerçekleştirilmesi için davalı taraf ile whatsaap aplikasyonu aracılığıyla defalarca yazılı olarak görüştüklerini, davacı tarafında bahis konusu yazışmalarda kurulumun yapılacağını, vizeye başvuracağını, vizeye başvuracağını, vizenin 15-20 gün içerisinde çıkacağını, kendisine ve ekibine uçak bileti alınmasını beyan ve talep ettiğini, vizeleri aldıklarını beyan ettiklerini, kendilerine müvekkili tarafından 20/08/2020 gidiş, 01/09/2021 dönüş tarihli 7 adet … gidiş dönüş bileti alındığını, ancak davalı tarafın bir takım sebepler ile kurulumu gerçekleştirmeye gelmediğini, kendileri ile görüşüldüğünde yeni tarihlerde yeni biletler talep ettiklerini, kurulumun yapılmadığını, makinenin müvekkilce başka bir ekibe kurulumunun yaptırıldığını, hem bir miktar bu ekibe ödediğini, hemde makinenin bazı parçalarının eksik ve bazı parçalarının 2. El olduğunu öğrendiklerini, dava konusu makinenin sözleşmeye aykırı olarak sıfır bir makine olmaması nedeniyle halen sorunlar çıkartmakta ve üretimi sürekli olarak durdurmakta olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; alacak kalemleri toplamı 150.000,00 USD’nin davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşmenin 6. Maddesinde uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi taraflarca kararlaştırıldığını, davacı şirketin Mısır da bulunan Türkiye de hiçbir kaydı, şubesi merkezi bulunmayan yabancı bir şirket olduğunu, Türkiye ile Mısır arasındaki Hukuki ve Ticari konularda adli yardım sözleşmesinin 1. Kısmının 2. Maddesinde de tüzel kişilerin dava ehliyeti merkezleri iki devletten hangisinin toprakları üzerinde bulunuyorsa o devletin mevzuatına göre belirlenir demekte olduğunu, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun Türk hukuku olduğunun varsayımı halinde ve sözleşmenin 6. Maddesinde taraflarca kararlaştırılan tahkim yolunun uygulanamadığı ihtimalinde dahi İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, Alaplı Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkil şirketin üstüne düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini, müvekkil şirketin işbu davaya konu makine ihracatını başka ülkelerle de yapan ve bu ihracata kadar ticari hayatında hiçbir sorun ile karşılaşmamış bir Türk firması olduğunu, sözleşmeye konu makinenin tonlarca ağırlıkta detayları olan bir makine olduğunu, bu sözleşme kapsamındaki makineye ilişkin yükleme süreçleri müvekkil şirket tarafından adım adım fotoğraflandığını, müvekkil şirket ile davacı arasında 30/10/2019 tarihinde bir sözleşme yapıldığını, sözleşme imzalanma tarihi olan 30/10/2019 tarihinde sözleşmeye göre davacı şirketçe yapılan ilk ödeme sözleşmede belirlenen oran olan %45’e tam olarak tekabül etmemekle birlikte Garanti Bankasından TL olarak yapıldığını, sözleşmenin dolar üzerinden yapıldığını, sözleşmede %35 olarak peşin ödeme tarihinden 120 gün sonra yapılması belirlenen ancak tam olarak %35’e tekabül etmemekle ve 120 günden geç olmakla birlikte yapılan ikinci ödeme ise 04/03/2020 tarihinde yine Garanti Bankasından TL olarak yapıldığını, ilk iki ödemenin eksik yapılması haricinde kalan %20’lik kısmın ödemesinin ise hiç yapılmadığını, 06/03/2022 tarihli gümrük beyannamesinde de müvekkil şirketin makineyi süresi içinde teslime hazır hale getirdiğini ve gönderdiğini, müvekkil şirketin teslimatta hiçbir gecikmeye sebebiyet vermediğini, davacı şirketin teslimatta gecikme olmamasına rağmen cezai şart hesabı yaparak bu miktarı müvekkilden istediğini, davacı tarafın alt yapı işlemlerini tamamlamakta geciktiğini, müvekkil şirketi aradan çıkararak üçüncü kişilerle anlaştığını, müvekkil şirketin makinayı tam ve eksiksiz olarak teslim etmesine ve şirket yetkilisinin makine kurulumu için …’a gitmesine rağmen müvekkil şirketin parasını ödemediğini, başka ekip olarak ifade edilen …’ın aynı zamanda müvekkil şirketin yetkilisinin kardeşi olduğunu, sürecin başında müvekkil şirketle beraber hareket ettiğini, kardeşler arasında yaşanan husumetten dolayı davacı şirketin bu yöndeki iddialarına ve delillerine itibar edilemeyeceğini, davalı şirketin müvekkili aradan çıkararak kardeşi ile haricen sözleşme yapması ticaretle bağdaştırılamayacağını ve haksız rekabet oluşturacağını, açıklanan bu nedenlerle; usul itirazlarının değerlendirilerek davanın öncelikle ilk itirazlar, görev ve yetki sebebi ile reddini, davanın esasına girilmesi halinde davacı şirketin tazminat taleplerinin ve davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekleri, ihtarname, sunulan mesajlar ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 413. maddesine göre tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166/1.b maddesinde uyuşmazlığın tahkim ile çözülmesi ilk itiraz olarak düzenlenmiştir. Aynı Kanunun’ un 117/1. maddesi gereğince ilk itirazlar arasında sayılan tahkim itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır. İlk itiraz olan tahkim itirazı, dava şartlarından sonra incelenir.
Somut olayda; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Yetkili Mahkeme” başlıklı 6. Maddesinde “İhtilaf halinde İstanbul mahkemesi kuralları uyarınca İstanbul Tahkim Mahkemesi yetkili olacaktır.” Düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme ile taraflar ihtilaf halinde Tahkim yoluna başvuracaklarını kararlaştırmıştır. Düzenlemede hangi yer Tahkim kurallarının uygulanacağının da belirtilmiş olması da ihtilaf halinde tahkime başvurulacağının açık ve kesin bir şekilde kararlaştırıldığını göstermekle, HMK md. 413 uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Tahkim şartı nedeniyle HMK md. 413 uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Davacı tarafından yatırılan 47.620,61 TL peşin harçtan 179,90-TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 47.440,71-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red nedeni ve dava değerine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır