Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/659 E. 2023/37 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/659 Esas
KARAR NO : 2023/37

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 18/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 28/09/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı/borçlu şirket arasında 18.05.2021-17.05.2023 tarihlerini kapsayan dönemle ilgili olarak davalı şirket bünyenizde faaliyet gösteren … adresinde mukim, …’ in, belirtilen adresindeki yerleşkesinde kullanılan tekstil ürünlerinin müvekkil şirket tarafından taraflarca akdedilen sözleşme gereğince ve ilgili sözleşme/şartnamede belirlenen hijyen kuralları çerçevesinde yıkanması kuru temizlenmesi ütülenmesi paketlenmesi ve geri aynı yere teslim edilmesi işinin yapılmasıyla ilgili olarak hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi gereğince müvekkil şirket tüm yükümlülüklerini layığı ile yerine getirdiğini, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmenin faturalama ve ödeme başlıklı 11.2. maddesindeki “İş bu sözleşme konusu hizmetlere ilişkin ödemeler , hizmet verilen ayın sonunda ve karşılıklı mutabakata varılıp teyit edildikten sonra … tarafından kesilen faturaların karşılığı bedel, ay içindeki son faturanın tebliğ tarihinden itibaren en geç 60(altmış) gün içinde …’ın belirtilen banka hesabına havale/EFT şeklinde yapılacak veya ilgili ödeme evrakı çek olarak … yetkililerine teslim edilecektir.” hükmüne rağmen kesilen fatura bedelleri davalı tarafça ödenmediğini, fatura bedellerinin ödenmesi için davalı şirkete 24.01.2022 tarihinde bildirimde bulunulduğunu, ancak buna rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine … 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı/borçlu taraf icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak ve icra takibinin tahsilini sonuçsuz bırakmak amacıyla kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı taraf borca itiraz dilekçesinde müvekkil şirkete herhangi bir borcu olmadığını ileri sürmüş ise de, borçlu olmadığına yönelik itiraz gerçeği yansıtmadığını, nitekim tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak incelemelerde taraflar arasında hizmet alımına ait cari hesap olduğu ve davalı tarafın bu cari hesaptan kaynaklı olarak fatura bedellerini ödemediği inceleme neticesinde ortaya çıkarılacağını, huzurdaki itirazın iptali davası açılmadan önce davalı tarafla zorunlu arabuluculuk görüşmesi gerçekleştirildiğini, ancak davalı tarafla yapılan görüşme sonucunda anlaşma sağlanamadığını, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takip konusu asıl alacağa faturaların kesim tarihinden itibaren yıllık ve değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, vekâlet ücreti ve sâir yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin 28/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dilekçesinde bildirdiği üzere müvekkil şirketin adresi … olduğunu, takip ise hizmetin ifa edildiği yer olan İstanbul Anadolu Adliyesinden yapıldığını, genel yetki kuralları gereğince, Ankara Mahkemeleri ya da İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili olduğunu, mahkemece incelendiğinde görüleceği üzere, …Şirketi olarak başlatılan takipte müvekkil şirket kayıtları nezdinde böyle bir unvanda herhangi bir borç kaydına rastlanılmadığı için takibe haklı olarak itiraz edildiğini, müvekkil şirket aleyhine başlatılan takip davacı şirketin yeni unvanı olan … Ltd. Şti. Adındaki unvan ile başlatılmadığını, dava dilekçesinde takibi sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetli bir şekilde itirazın yapıldığı belirtildiğini, ancak müvekkil şirket tarafından davacı şirketin eski unvanıyla başlattığı takibe bu unvana dair müvekkil şirket kayıtları nezdinde herhangi bir borç kaydına rastlanılmadığı için tarafımızca usule ve yasaya uygun bir şekilde itiraz edildiğini, müvekkil şirket kayıtlarında herhangi bir borç kaydına rastlanılmayan bir alacağın talep edilmesine yasal sürede ve haklı olarak itiraz edilmekle birlikte davacı şirketin icra- inkar tazminatının dinlenebilirliği bulunmadığını, açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenler ile, öncelikle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde açılan davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
…14. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve taraflarca sunulan kayıtlar.
GEREKÇE: Dava, İİK. Mad. 67 kapsamında taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay19. Hukuk Dairesi’nin 2016/12622 Esas ve 2017/6826 Karar sayılı ve 11.10.2017 tarihli ilamı ile; “İtirazın iptali davaları takip hukukundan kaynaklandığından icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yetkili icra müdürlüğünde icra takibinin yapılması dava şartıdır. Mahkemece öncelikli olarak icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı konusunda inceleme yapılması, icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunun kabulü halinde ise, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisine ilişkin itiraz dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi,” gerektiği belirtilmiştir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/18243 Esas, 2018/3049 Karar sayılı aynı yöndeki ilamı).
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 20. maddesinde; “…Sulh ile halledilemeyen tüm uyuşmazlıklar halinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Davacı ve davalı şirketler arasında yapılan yetki sözleşmesi HMK md. 17 uyarınca geçerlidir.
Davalı bu hüküm uyarınca icra takibine karşı icra dairesinin yetkisine, davada ise mahkememizin yetkisine itirazda bulunmuştur. Bu durumda İİK md. 50 ve Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında imzalanan uyuşmazlığın kaynaklandığı sözleşmede, sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Bu durumda, icra takibinin Kartal/İstanbul Anadolu İcra Daireleri yerine, İstanbul (Çağlayan) İcra Dairelerinde başlatılması gerekmekte olup, davalının icra dairesinin yetkisine itirazı haklı görülmekle takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlerine göre;
1-Yetkisiz icra dairesinde yapılan takip nedeniyle açılan davanın HMK 114/2 ve 115 maddeleri gereği dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 699,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 519,52 TL harcın dosya kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 11,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2023

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)