Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/658 E. 2023/198 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/658 Esas
KARAR NO : 2023/198

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 28/09/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; 05.02.2020 tarihinde müvekkile ait … plakalı araç ile aynı mevkide seyir halinde olan davalı sigortalı şirket ile sigortalanmış … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduklarını, müvekkilinin davalı-borçlu sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen sigorta şirketi kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu tazminatı ödemediğini, müvekkilin haklarını(tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiğini, ödemekle zorunlu olduğu tazminatı sürümceme de bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gittiğini, tahsil etmesi gereken tazminat alacağı yasal süresinde tahsil edilemediğini, alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve yasal faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar talebine ilişkin huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, davalı tarafça sigortalanan araç kusurlu bulunduğunu, müvekkilin kusursuz olduğu dikkate alındığında müvekkili zarara uğratmak maksadıyla herhangi bir ödeme yapmadığını, başvurunun kabulü ile 3.945,68 TL hasar tazminatının 06.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine, başvurunun kabulüne karar verildiğinden başvuran tarafın yapmış olduğu masraflardan 100,00.-TL başvuru harcı ve 625,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 725 TL’nin sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine, kalan kısmın başvuran üzerinde bırakılmasına, başvuru sahibi vekille temsil edildiğinden 1.020.-TL vekalet ücretinin, sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine, müvekkilin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin tarihli cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki dava görevsiz mahkemede ikame olduğunu, huzurdaki davanın mahiyeti itibari ile belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesinde düzenlenen sigortacıya başvuru şartı yerine getirilmeden dava yoluna başvurulduğunu, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, davacının talepleri genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğunu, başvuru sahibini munzam zarara dair taleplerinin reddi gerektiğini, davacı taraf munzam zararını somut bir şekilde ispat edemediğini, davacı taraf munzam zarara uğradığını somut veriler ile ispat edemediğini, munzam zarar talebine dayanak olarak yüksek enflasyonu gösterdiğini, oysaki Yargıtay’ın istikrarlı kararları munzam zararın objektif değil sübjektif bir zarar olduğu ve enflasyon, kur artışı vb. genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydı ile, sigorta hukuk prensibi itibari ile, müvekkil şirketin sorumluluğu mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olduğunu, izah olunan sebeple “munzam zarar” kavramı ile “sorumluluk sigortası” kavramı nitelik itibari ile örtüşmediğini, ikrar anlamına gelmemekle birlikte munzam zarar talep edilmesinin şartlarından biri de borçlunun kusurlu olması müvekkil şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkil şirket tarafından davacıyı zarar uğratmak maksadı ile ödeme yapılmadığı hususu gerçeği yansıtmadığını, müvekkil şirket, 3.945,68 tl hasar tazminatı ve 1.750,00 tl değer kaybı ödemesi olmak üzere toplamda 5.695,68 tl tutarında ödeme yaptığını, hiçbir surette kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının munzam zararının meydana gelip gelmediğinin tespitinde önem taşıyabileceğinden dava konusu araç üzerinde yerinde inceleme yapılmasını ve aracın güncel durumunun tespitini talep ettiğini, davacının faiz talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, usulden reddini, işin esasına girilmesi halinde esastan reddini, aksi taktirde sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasını, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ; hasar dosyası, CD, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi yazı cevabı, Türkiye Noterler Birliği yazı cevabı, dosyamız arasında mevcuttur.
GEREKÇE: Dava, kıymetli evrakın bedelsizliği nedeniyle açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizde açılan iş bu davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu, 09/11/2022 tarihinde 1.kez işlemden kaldırıldığı, davacı vekilince yenileme talebinde bulunulduğu, yenileme tensip tutanağının davacı yana tebliğ edildiği görülmektedir.
Yenileme tensip tutanağında, Davacı vekilinin işlemden kaldırılan davasını HMK madde 150/4 hükmü gereği 1 aylık süre içinde yenilemediğinden, davacı vekiline dava değeri olan 500,00 TL üzerinden alınması gerekli 179,90 TL peşin harç ile 179,90 TL başvuru harcı yatırması için duruşma gününe kadar kesin süre verilmesine, verilen süre içerisinde harcın ikmal edilmemesi halinde Harçlar Kanununun 30. maddesi yollaması ile HMK 150 uyarınca dosyanın yeniden işlemden kaldırılacağının da ayrıca ihtar edildiği görülmektedir.
Bir aylık süre içerisinde yenilenmediğinden peşin harç ve başvuru harcının yatırılması için kesin süre verilmesine rağmen davacı vekilince harcın ikmal edilmediği ve davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı görülmekle dava dosyasının 08/03/2023 tarihinde ikinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmakla;
6100 sayılı H.M.K.’nın 150/6 maddesi uyarınca, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı, bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği anlaşılmakla, davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık kapsamında davacının zorunlu (dava şartı) arabuluculuk kapsamında başvuru yaptığı, zira tutanağın “Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı” başlığını taşıdığı, 6102 sayılı TTK m. 5/A kapsamında anlaşamama yönünde tutanak tanzim edildiği, bu suretle ihtiyari arabuluculuğun da söz konusu olmadığı görülmüştür. Bu kapsamda açılmamış sayılmasına karar verilen dosyada arabuluculuk ücretinin davayı takipsiz bırakan davacıdan alınmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlerine göre;
1-22.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 58. Maddesiyle anılan maddenin 2. Fıkrasındaki “yüz bin Türk lirası” değerindeki parasal sınır “beş yüz bin Türk lirası” olarak değiştirildiği, HMK’daki değişiklik ile Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülmekte olan davalardan 500.000,00-TL altındaki davaların Basit Yargılama Usulüne göre yürütüleceğine dair düzenleme yapıldığı, usul hukuku alanında geçerli olan temel ilkenin derhal yürürlüğe girmesi olduğu,
2-Mahkememizde açılan iş bu davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu, 14/12/2022 tarihinde 1.kez işlemden kaldırıldığı, davacı vekilince yenileme talebinde bulunulduğu, yenileme tensip tutanağının davacı yana tebliğ edildiği, ancak bir aylık süre içerisinde yenilenmediğinden başvuru harcının yatırıldığı, peşin harcın yatırılmadığı ve dava dosyasının 08/03/2023 tarihinde ikinci kez işlemden kaldırılmasına,
3-HMK 320/4 hükmünde Basit Yargılama Usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırıldıktan sonra yenilenmiş olan davanın ikinci kez işlemden kaldırılmakla AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Karar tarihine göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 260,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 80,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.540,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE irad kaydına,
6-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 maddesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2023

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)