Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/621 E. 2023/374 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/706 Esas
KARAR NO : 2023/423

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 23.02.2019 tarihinde …plakalı araç ile … plakalı davalı sigorta şirketinin sigortalısı arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın çift taraflı olup, kazada … Plakalı aracın kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise işbu kazada kusuru bulunmadığını, müvekkilinin 26/02/2019 tarihinde davalı-borçlu sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen sigorta şirketi kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu tazminatı ödemediğini, müvekkilinin haklarını(tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiğini, ödemekle zorunlu olduğu tazminatı sürümceme de bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gittiğini, tahsil edilmesi gereken tazminat alacağın yasal süresinde tahsil edilemediğini, alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar talebimize ilişkin huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, bu nedenlerle HMK 107. Maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Sigorta Hakem Heyeti dosyası, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin…esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, munzam zarara ilişkin tazminat davasıdır.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, 23/02/2019 tarihli çift taraflı trafik kazası sonucunda oluşan değer kaybı tazminatının tahsili aşamasında davacının munzam zararının oluşup oluşmadığı öyle ise miktarı hususunda toplanmaktadır.
Davalı vekili 22/12/2022 tarihli dilekçe ile;
poliçe, hasar dosya ve değer kaybına ilişkin dekontun yazı ekinde sunulduğunu, maddi hasara ilişkin 12.03.2019 tarihinde 1,148.54 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir.
TBK 122/1 hükmüne göre, alacaklı temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa borçlu kendisinin hiç bir kusuru olmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.
Ülkemizde belirli dönemlerde mevcut olan ekonomik koşullardaki olumsuzluklardan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı aşkın (munzam) zarar talebi zarar olgusu olarak kabul edilemez; ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma tek başına davacının temerrüt faizi dışında bir zararının varlığının ispatı olamaz; yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanma, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma gibi olumsuzluklar bir karine gibi kabul edilip davacıyı kendi somut durumuna özgü vakıalarla oluştuğu iddia olunan zararı ispat yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi davacıya bu yönde herhangi bir ispat kolaylığı da sağlamaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 29/03/2022 tarihli, 2021/11-928 Esas, 2022/401 Karar sayılı kararı).
Somut olayda, davacı dosyada tahsil edilen miktarın, faizi ile alacaklı müvekkilinin zararını karşılar nitelikte bir bedel olmadığını, ülkedeki enflasyon ve alım gücünün düşmesi durumu göz önüne alınarak müvekkili yararına aşkın zarar olduğuna karar verilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Davacının talebi enflasyona dayalı olup ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma tek başına davacının temerrüt faizi dışında bir zararının varlığının ispatı olamayacağından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 23/05/2023

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı