Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/62 E. 2022/801 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/62 Esas
KARAR NO : 2022/801

DAVA : İtirazın İptali (Faturadan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Faturadan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ile olan ticari ilişkisi nedeniyle faturadan kaynaklı 261.890,85 TL tutarındaki bakiye borcun ödenmediğinden davalı aleyhine … 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının süresinde borca itiraz ederek takibin durduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
… 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan inceleme sonucu aldırılan mali müşavir bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının taraflar arasındaki hizmet-satış ilişkisinden kaynaklanan faturalar ve faturalardan kaynaklı cari hesap ilişkisine dayalı olarak davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı varsa ise miktarı hususlarındadır.
İlgili … 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 06/07/2020 tarihinde cari hesap alacağından kaynaklanan 261.890,85 TL asıl alacak, 7.555,37 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 269.446,22 TL alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal kanuni faizi ile birlikte tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun süresi içerisinde sunduğu 25.12.2020 tarihli itiraz dilekçesinde özetle borcunun bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK M.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davalı borçlu davaya cevap vermemiş, icra takibine itirazında ise genel ifadelerle borca itiraz etmiş olup özel bir itiraz nedenine dayanmamıştır. Bu durumda ispat yükü davacı alacaklıdadır, davacı alacağının varlığını ve miktarını ispat ile yükümlüdür.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemesi için dosya mali müşavir bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan rapor, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
Davacıya ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari münasebet (Açık Hesap İlişkisi) bulunduğu, Açık hesap ilişkisinin önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumu olduğu, tarafların tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları bir ticari münasebet türü olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılında başlamış, 2018 yılında davacı tarafından davalıya 56 adet fatura ile 436.855,71 TL tutarlı mal/hizmet faturası kesmiş ve davalıdan 1190.000 TL çek tahsilat yapmış ve bakiye alacak olarak 2019 yılına 294.955,71 TL alacaklı olduğunu ticari defterlerinde kayıt etmiş olduğu, 2019 yılında 17 adet fatura ve 2018 bakiyesi ile birlikte 361.886,00 TL satış yapmış, davalı tarafından 79.996,00 TL ödeme yapmış, 2020 yılına davacının 281.890,85 TL alacağı 2020 yılına devir etmiş olduğu, 2020 yılı açılış fişinde davalıdan 281.890,85 TL alacaklı olan davacının bu yıl davalıya mal/hizmet satışı yapmadığı, davalının yıl içerisinde davacıya 20.000,00 TL ödeme yaptığı ve davalının 261.890,85 TL borcunun dava konusu yapıldığı tespit edilmiştir. Davacı takip tarihi 06.07.2020 tarihi ile davalıdan 261.890,85 TL alacaklı olduğunu yevmiye defterinde kayıt etmiştir.
Dava konusu faturalar 2018 yılından gelmektedir. Dava konusu faturalar elektronik fatura olmayıp, eski tip kâğıt faturalardır. Davacı vekilinin dosyaya sunduğu faturalar üzerinde davalıya tebliğ edildiğine dair hiçbir işaret bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı takip talebinde takip tarihi itibariyle 7.555,37 TL işlemiş faiz talep etmektedir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığından davacının faiz talep edebilmesi için davalıyı temerrüde düşürmesi gerekir. “Temerrüt faizine hükmedilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp borçlunun ayrıca ve usulen temerrüde düşürülmesi de gerekir (B.K.m.117). Temerrüt, müttefikan tayin edilmiş açık ve belli bir vade tarihi yoksa alacaklının yöntemine uygun ihtarnamesi ile gerçekleşir. Aksi halde icra takip tarihi veya dava tarihi temerrüt tarihi olur. Borçluya ödeme talebini içermeyen fatura gönderilmesi ve tebliğ edilmesi temerrüt oluşturmaz. (Yargıtay 15.HD Esas 2004/4307 Karar 2004/4361) Fatura bedelinin ödenmesini içerir bir ihtarname sunulmadığından davacının dava öncesi faiz talebi yerinde değildir.
Davalı ticari defter ve kayıtlarını sunmadığından davacının ticari defter ve kayıtları ile karşılaştırma yapılması mümkün olmamış, davacının ticari defterlerinde bulunan cari hesap bakiyesi yönünden 261.890,85 TL alacaklı olduğu, 261.890,85 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %9 oranından başlayacak yasal faiz işletilmesi gerekeceği anlaşılmış, davacı taraflar arasındaki hizmet-satış ilişkisinden kaynaklanan faturalar ve faturalardan kaynaklı cari hesap ilişkisine dayalı olarak davalıdan alacaklı olduğunu ve alacağının miktarını kanıtlamış olup davalı tarafından … 6. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 261.890,85 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından … 6. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 261.890,85 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 17.889,76 TL ilam harcından peşin yatırılan 4.601,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.288,29 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 4.601,47 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul / ret oranına göre 1.321,86 TL’sinin davalıdan, 38,14 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 39.664,72 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 35,50 TL tebligat giderlerinden oluşan toplam 1.116,20 TL yargılama giderlerinden 1.084,90 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır