Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/568 E. 2023/492 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/568 Esas
KARAR NO : 2023/492

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2022
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 15.08.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından .. 28. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, dava şartı olan ticari davalarda arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşamama belgesi düzenlendiğini, davalı tarafın İcra Müdürlüğüne yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi olduğunu, cari hesap ekstresinde de görüldüğü üzere toplam 8.350,00 USD (Amerikan Doları) alacağının mevcut olduğunu, müvekkili şirket tarafından … 28. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası kapsamında 8.350,00 USD üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin gerek takipten önce gerekse takipten sonra borcunu ödemediğini ve kasten temerrüde düştüğünü, gerekli incelemeler yapıldığında müvekkili şirketin defterleri ve belgeleri incelendiğinde davalı şirketin açık bir şekilde müvekkili şirketin alacağına ulaşmasını engellemek kastıyla itiraz ettiğinin anlaşılacağını, izah edilen nedenlerle davanın kabulü ile davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş ise de davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER: Bilirkişi Raporu, … 28. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası dosyada mevcuttur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
21.03.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “İncelenen davacı şirkete ait 2021 ve 2022 yılı ticari defter ve belgelerinin elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerin göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davacı şirketin 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı … A.Ş. İnceleme günü olana 20.03.2023 günü saat 14:00’da mahkemenin duruşma salonunda incelemeye katılmadığı ve davalı şirketin yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı, davacı şirketin davalı yan ile aralarında bulunan ticari ilişkide USD para cinsinden faturalar düzenlediği bu nedenle de TL ve USD para cinsinden cari hesap kullanarak davalı yandan olan alacağını takip ettiği, dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların davalı yana tebliğ edildiği, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturalara 8 gün içerisinde itiraz etmediği, davacı …Ş.’nin düzenlediği e-Arşiv faturalarından kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 08.06.2022 tarihi itibariyle davalı … A.Ş.’den 8.350,00 USD (13.540,00 USD-5.190,00 USD) cari hesap alacağının bulunduğu, davalı … A.Ş.’nin icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin taktirinde olduğu” yönünde sonuç ve kanaatlerine varıldığı belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap ilişkisi olduğundan bahisle açılan itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz (YHGK 28.03.2018 tarih, 2017/19-1634 Esas ve 2018/633 Karar sayılı ilamı). Huzurdaki davada taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında bir borç ilişkisi bulunduğu, cari hesap ilişkin şartların oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır ( 6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı takibe yaptığı itirazda, davacı yana borçlu olmadığı savunması ile takibe itiraz etmiş, ancak huzurdaki davada cevap dilekçesi ise sunmamıştır. Bu durumda ispat yükünun davacı yanda olduğu görülmekle, ticari ilişki karşılığı alınan malların bedelinin ödenip ödenmediği ile bedelin ticari kayıtlara nasıl işlendiği ve davacının alacaklı olup olmadığı hususunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir.
Yukarıda kapsamda Mahkememizce taraflara ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişi olarak atanacak mali müşavir bilirkişiye bildirilmesine, davacı vekilinin inceleme gün ve saatinde ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi, aksi takdirde ibrazdan kaçınmış sayılacağı duruşmada ihtar edilmiş, aynı hususta davalı yana tebliğ ile ihtarat yapılmış, ancak buna rağmen ticari kayıtları sunulmadığından, davalı yanın ticari kayıtları ibrazdan kaçındığı kabul edilmiştir.
Nitekim dosyamıza sunulan 21/03/2023 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı şirketin 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerin göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davacı şirketin 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin davalı yan ile aralarında bulunan ticari ilişkide USD para cinsinden faturalar düzenlediği bu nedenle de TL ve USD para cinsinden cari hesap kullanarak davalı yandan olan alacağını takip ettiği, dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların davalı yana tebliğ edildiği, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturalara 8 gün içerisinde itiraz etmediği, davacı …Ş.’nin düzenlediği e-Arşiv faturalarından kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 08.06.2022 tarihi itibariyle davalı … A.Ş.’den 8.350,00 USD (13.540,00 USD-5.190,00 USD) cari hesap alacağının bulunduğu, davalı …. A.Ş.’nin icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü, davalı taraf incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğinden davalı taraf ticari defter kayıtları üzerinden bir tespitin yapılamadığı, tespiti yapılmakla davanın asıl alacak yönünden kabulü ile takibin kaldığı yerden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması, alacağın fatura ve açık hesap alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalıdan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık kapsamında alacağın USD cinsinden olduğu kabul edilmiş, bu kapsamda alacağın hangi tarihteki döviz kuru üzerinden karar bağlanacağı hususunun öncelikle açıklanması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacının borçlu olmadığı kabul edilen senetlerin toplam tutarının 8.350 USD olduğu görülmekle, karar tarihi olan 07/06/2023 tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden 1 USD 23.0971 TL olacak şekilde TL’ye çevrilerek hesaplanan 192.860,79 TL üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;.
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KABULÜNE,
Davalının … 28. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 8.350 USD alacağın %20’si olan 1.670 USD icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 13.174,32 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 1.663,67 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 11.510,65 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Taraflar arabuluculuk görüşmesine katılmış olmakla Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 29.929,12 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.663,67 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti 208,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.463,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan, kullanılmayarak artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile … Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır