Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/558 Esas
KARAR NO : 2023/830
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/08/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 10.08.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin… nolu Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve … nolu Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Ltd. Şti.’nin dava konusu olaya ilişkin nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, davacı şirketin dava dışı… şirketi tarafından …’de yerleşik… Ltd. Firmasından 31.05.2021 tarih ve … numaralı mal faturası kapsamında makaslı elektrik platform emtiası satıl aldığını, emtianın …’den …’a kadar olan nakliyesi için Davalı şirket ile anlaşıldığını, konşimentoya istinaden konu emtia sigortalı firma tarafından ayarlanan nakliye firma sorumluluğunda gemiye yüklenerek …’na oradan ise …. Ltd. Şti sorumluluğundan … plakalı araca yüklenerek istanbul’da yerleşik sigortalı tesislerine sevk edildiğini, dava konusu hasarın meydana gelmesinde taşıyıcı davalı şirketin sorumluluğunun söz konusu olduğunu, dava konusu hasar sonrası yapılan ekspertiz çalışmalarına göre hasar miktarının 61.276,38 TL olduğunu, söz konusu hasar sebebi ile davacı şirket sigortalısına 61.2769,37 TL tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan ödemeden %10 ek bedel düşülerek 55.432,88 TL rücu edildiğini, davalı ile dava öncesi yapılan talepleri olumlu cevap verilmemesinin akabinde alacaklarına ilişkin olarak başlattığınız … 29. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yansıyan takibe borçlu şirket tarafından herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek elle tutulur bir sebep gösterilmeksizin borca, faize, ferilerine itiraz edildiğini, açıklanan bu nedenlerle; borçlunun … 29. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı yaptığı haksız itirazın iptalini, asıl alacağa faiz işletilmesine ve takibin devamını, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 06.09.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan konşimento incelendiğinde uyuşmazlığın çözümünde … Mahkemelerinin yetkili olacağını, taşıma sözleşmesinden doğacak uyuşmazlıklarda … Hukuku’nun uygulanacağı açıkça kararlaştırıldığını, bu sebeple davanın Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde görülmesinin usul kurallarına aykırı olduğunu, davacının dayandığı navlun sözleşmesinin yabancılık unsuru içerdiğini, bu sebeple uyuşmazlıkta 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümlerinin gözetilmesi gerektiğini, dava konusunu oluşturan taşıma sözleşmesinden doğan zararlardın rücuen tazminine ilişkin takibin deniz taşımacılığından ileri geldiği iddia olunan zararlara ilişkin olduğunu, bu nedenle davayı görmeye görevli mahkemenin Deniz İhtisas Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından hak düşürücü süre sona erdikten sonra başlatıldığını, rücu davasını açma süresinin tazminat bedelinin ödenmesinden itibaren 3 ay olduğunu, davacı şirketin dava dosyası kapsamında sunmuş olduğu ödeme dekontundaki işlem tarihinin 05.10.2021 olduğunu, rücuen tazminat talebine ilişkin hak düşürücü süre sonunun 03.01.2022 tarihi olacağını, davalılar aleyhine … 30. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takibinin hak düşürücü süre sona erdikten sonra başlatıldığını, davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığını, dava dışı sigortalının alacak hakkına haiz olmadığını, sigortali… Ltd. Şti’nin herhangi bir alacak hakkı olması için öncelikle dava konusu taşımadan zarar görmesi gerektiğini, hasara katlanması beklenmeyecek sigortalısı …Ltd. Şti.’ne ödeme yapan davacının lütuf ödemesi yaptığını, söz konusu ödemenin davalı şirkete rücu edilemeyeceğini, ekspertiz raporundaki aleyhe olan tespitleri kesinlikle kabul etmediklerini, davacı sigorta tarafından ambalajlamanın malın niteliğine uygun olarak yapılıp yapılmadığı yola elverişli yapılıp yapılmadığı hususlarına dair de bir inceleme yapılmadığını, söz konusu taşımayı gerçekleştiren …Firmasının Türkiye Acentesi olarak hareket ettiğini, konteynerin deniz taşımacılığı ile …’na geldiğini,… ise …Şti. Sorumluluğunda… plakalı araca yüklenerek …’a dava dışı sigortalının tesisine kara nakliyesi yolu ile taşındığını, emtianın deniz taşımacılığı esnasında hasarlandığına dair bir belge bulunmadığını, emtianın kara nakliyesi yoluyla taşındığı sırada hasarlanmış olabileceği gözetilmeksizin ekspertiz raporu düzenlendiğini, açıklanan bu nedenlerle; öncelikle usul itirazları gözetilerek davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise görevsizlik kararı verilerek dosyanın … Mahkemesi’ne gönderilmesini, davanın davalı şirket sigortacısı … A.Ş.’ye ihbarını, davanın …Ltd. Şti.’ye ihbarını, davanın fiili taşıyan acentesi … A.Ş.’ye ihbarını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, alacaklının icra takibinin iptali ile davalı aleyhinde kötü niyetle takip başlatılması nedeni ile davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi Raporu, Sözleşme Sureti, Ekspertiz Raporu, … 29. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası, Tercüme Evrakları, Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
31/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “1) Davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda sigortacının alacağı temlik alan sıfatıyla dava açma hakkına sahip olduğu, 2) Davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin olduğu, 3) Konişmentoda yer alan yetki klozunun kanuni halef-ve/ veya temlik alan sıfatına sahip davacı sigortacıyı bağlayacağı, dolayısıyla dava konusu uyuşmazlıkta Çin mahkemelerinin yetkili olduğu ve Çin hukukunun uygulanması gerektiği, 4) Yük hasarının deniz taşımacılığı sırasında meydana geldiği ve bu durumda TTK m. 1141 hükmü uyarınca davalı taşıyanın hasardan sorumlu olduğu, 5) Maddi zararının ödeme tarihi itibariyle faizsiz ana para olarak 61.276,38 TL olduğu,” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, sigorta şirketi tarafından kargo taşımasından kaynaklı meydana gelen zararın ödenmesinden kaynaklı rücuen alacak nedeni ile yapılan takibe itiraz nedeni ile açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizde açılan iş bu dava, davacı şirketin … nolu Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve … nolu Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Ltd. Şti.’nin dava konusu olaya ilişkin nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, davacı şirketin dava dışı … şirketi tarafından …’de yerleşik …Ltd. Firmasından 31.05.2021 tarih ve … numaralı mal faturası kapsamında makaslı elektrik platform emtiası satın aldığını, emtianın …’den …’a kadar olan nakliyesi için Davalı şirket ile anlaşıldığını, konşimentoya istinaden konu emtia sigortalı firma tarafından ayarlanan nakliye firma sorumluluğunda gemiye yüklenerek …’na oradan ise …Ltd. Şti sorumluluğundan … plakalı araca yüklenerek…’da yerleşik sigortalı tesislerine sevk edildiğini, dava konusu hasarın meydana gelmesinde taşıyıcı davalı şirketin sorumluluğunun söz konusu olduğunu, sigortalı şirkete 61.276,38 TL ödeme yaptığı, bu kapsamda alacaklarının davalıdan TTK 1472 mad gereğince rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizde açılan iş bu davada davalı yan cevap dilekçe ile mahkememizin yer itibariyle yetkisine ve davada yabancılık unsuru bulunuması sebebi ile uluslararası yetkisine, 6100 sayılı HMK nın 19/2 ve MÖHUK 24-29 ve 47 mad. gereğince itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında HMK 140 mad ger öncelikle davalı yanın ilk itirazlarından olan, mahkememizin uluslar arası yetkisine yönelik yapılan itirazın incelenmesi için hasarın hangi aşamada meydana geldiğinin tespiti için dava dosyası bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
31/08/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “TTK’nun 1239. maddesine göre; “taşıyan, eşyanın haricen belli olan halini konşimentoda beyan etmeyi ihmal ederse, konşimentoda eşyanın haricen iyi halde olduğuna dair beyanda bulunulmuş sayılır.” Ayrıca taşıyan, taşıma işini üstlendiği emtiayı teslim aldığı şekilde sağlam ve eksiksiz olarak teslim etmekle yükümlü olup bunun için tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür.
Hasar gören emtianın çelikten mamul olduğu, emtiadaki hasarın, tüm emtianın hurdaya ayrılmasına neden olacak derecede şiddetli olduğu, bu derece ağır hasarın İzmit-İstanbul arasındaki birkaç saatlik karayolu taşımacılığı sırasında meydana gelebilmesi için, aracın devrilme, çarpma, çarpılma şeklinde bir trafik kazasına karışmış olması ve konteynerin de ağır hasar görmesi gerektiği ancak taşıma yapılan TIR’ın böyle bir kaza geçirmediği ve KONTEYNER TESLİM TUTANAĞI’nda konteynerde mevcut bir hasardan söz edilmediği, emtianın mühürlü konteyner içinde gemi taşımacılığına uygun ambalaj içinde oldu; konşimentoya göre emtianın konteynere hasarsız ve uygun ambalaj içinde yüklendiği, Çin’den Türkiye-İzmit limanına kadar yapılan gemi yolculuğunun 56 gün sürdüğü hususu da dikkate alındığında, emtiadaki hasarın gemi yolculuğu sırasında oluşan sarsılmalar sırasında meydana gelebileceği anlaşılmaktadır.
Dosyadaki mevcut delillerle, hasarın bizzat deniz taşıması safhasında meydana geldiği anlaşıldığından davalı taşıyanın yüke ilişkin hasar ve zararlardan sorumlu olması gerekir. Zira TTK m. 1141 hükmünde, her türlü navlun sözleşmesinde taşıyanın geminin denize, yola ve yüke elverişli bir halde bulunmasını sağlamakla yükümlü olduğu, taşıyanın yükle ilgili olanlara karşı geminin denize, yola veya yüke elverişli olmamasından doğan zararlardan sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Dava konusu olayda da, yüklerin içerisine konulduğu tavanının delik olduğu bu sebeple de taşıyanın gemiyi “yüke elverişli” bir şekilde ine aykırı davrandığı sonucuna ulaşılmalıdır. Bu sebeple de taşıyanın TTK m. 1141 hükmü uyarınca başlangıçta yüke elverişsizlikten kaynaklı yük hasarından sorumlu olduğu,” belirtilmiş olmakla hasarın deniz taşımasında meydana geldiği tespit edilmiştir.
Dosyadaki konşimentonun taşıyan adına acente sıfatıyla belirtilmiş olup, uygulanacak hukuk ve yetki klozu başlıklı bölümde; “…bu konşimentonun kanıtladığı veya içerdiği sözleşme, Çin yasalarına tabi olacaktır ve burada veya bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan herhangi bir talep veya ihtilaf (taşıyıcının başka herhangi bir yargı alanında dava açma haklarına halel getirmeksizin) Çin mahkemelerinin yargı yetkisine tabi olacaktır…” şeklinde bir düzenleme yapıldığı görülmektedir.
5718 sayılı MÖHÜK 24 md. Gereğince sözleşmeden doğan borç ilişkilerine ilişkin tarafların açık olarak uygulanacak hukuku ve 47 md. Göre de, yer itibariyle yetkinin , münasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda yazılı anlaşma yapabilecekleri düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, dava konusu olayda, davacı sigorta şirketi TTK 1472 md. gereğince, sigortalısı konişmento hamili yükün alıcısı, …Ltd. Şti.’ne halefiyet hükümlerine göre, sigortalısına yapmış bulunduğu taşımada oluşan zararı tazminine ilişkin ödemenin, davalı taşıyandan rücuen tazminini talep etmektedir. Halefiyet kuralı gereği, davacı sigorta şirketi sigortalısının tabi olduğu hükümlere göre, sigortalısının, zarara sebebiyet veren taşıyıcıya karşı açacağı davayı nerede açacaktı ise, sorumlusuna karşı sigorta şirketi de aynı yer mahkemesinde açmak zorundadır.
Bu nedenle yukarıda incelenen konişmento hükümleri gereğince, taşıyıcının ticaret merkezi Çin mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin düzenleme 6100 sayılı HMK nın 17,18 mad. uygun olarak sözleşmeye yetki şartı konulabileceği gibi ayrı bir yetki anlaşmasıda yapılabileceğinden, konişmentoda bulunan taşıma hukukuna ilişkin düzenlemeler dava konusu olayda davacı sigorta şirketini de bağlamaktadır. Dava konusu uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, mahkememiz yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bulunmaması, uyuşmazlığın akdi borç ilişkisinden doğması ve konişmentoya konan yetki ve hukuka ilişkin düzenlemeler geçerli ve bağlayıcıdır (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 17.01.2017Tarih, 2016/4401 Esas ve 2017/299 Karar sayılı kararı). Tacirler arasında yapılan yetki sözleşmelerindeki yetki şartı, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış olmadıkça sözleşmenin taraflarını bağlar. Davacının sigortalısı gönderilenin ciro ile aldığı konişmentoyu ibraz ederek, yükü teslim almış olması konişmentoyu ciro yolu ile alıp yükü teslim almada kullanılan konişmentonun şartları davacı sigortalısı ve dolayısı ile davacı sigorta şirketini halefiyet kuralı gereği bağlayıcı nitelikte olduğu mahkememizce benimsenmiştir.
Sonuç olarak, … mahkemelerinin yetkili olmasına ilişkin hukuki düzenlemeler dikkate alınarak, davalının yetki itirazının kabulü ile davanın, Hukuk ve uluslararası yetki bakımından reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin uygulanacak hukuk ve uluslararası yetki yönünden REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 714,15 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 444,30 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan, kullanılmayarak artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ihbar olunanın yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/11/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır