Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/551 E. 2023/359 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/437 Esas
KARAR NO : 2023/469

DAVA :Menfi Tespit (İşçi – İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (İşçi – İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … aleyhine … 24.İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, fakat, söz konusu takipten dolayı müvekkil …’in borçlu olmadığını, söz konusu takipteki senetin müvekkilden cebir, tehdit ve darp edilerek alınmış olduğunu, ilgili deliller ve şikayetlerinin de … Cumhuriyet Başsavcılığı’ na bildirilerek soruşturma başlatıldığını, müvekkil …’in, davalı …’ in emir ve talimatı altında 11/02/2019 Tarihinden 22/02/2021 Tarihine kadar davalının iş yeri olan … adresinde bulunan …Alışveriş Merkezi içerisinde faaliyet gösteren … isimli iş yerinde satış elemanı olarak çalıştığını, davalı … tarafından bir takım nedenlerle fiziksel ve psikolojik şiddet göstermek suretiyle 150.000-TL meblağlı bir senetin müvekkile imzalattırıldığını, söz konusu senetin, müvekkilin iradesi sakatlanarak ve iradesinin dışında alındığını, İcra takihine konu senedin müvekkilden zorla ve baskıyla aldığı ise whatsapp yazışmaları ile de sabit olduğunu, bahse konu whatsapp görüşmelerinin de sunularak söz konusu eylemler nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’ na … Soruşturma Sayılı dosyası ile de soruşturma başlatıldığını, söz konusu whatsapp yazışmalarında müvekkilin davalının kardeşi ve şirket yönetiminde olan …’ e yönelik “Buraya gel lütfen, yapmadığım bir şeyi itiraf etmemi istiyor, lütfen gel, al beni buradan, olay çıkacak gibi, abi gell ne olur,.. ” dediği, dava dışı …’ in ise; “sayım yapıldı tekrardan seneti mi imzalatmak istiyorsa imzala, üst üste gelmesin imzala başkan” dediği, devam eden konuşmalarda, dava dışı …’in yine “abi sokmuyor beni de içeri mesaj attım bakmıyor, seni niye dövsün o hırsızlık yaptı onu dövdü” dediği ve devamında müvekkilin de darp edilerek senet düzenlendiğinin ortada olduğunu, müvekkilin söz konusu senedi baskı altında ve iradesi dışında verdiğinin ortada olduğunu, söz konusu senetin, irade dışında ve borçlanma iradesi dışında verildiğini, yazışmalarda davalının müvekkile yönelik baskı ve tehdit altında iradesini fesada uğrattığı, dava dışı davalının kardeşinin de bu doğrultuda hareket ettiği ve müvekkilin baskı, tehdit ve cebirle senedi imzalattırıldığı, bu bağlamda müvekkilin söz konusu senet doğrultusunda davalıya karşı herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ve takdiri gerektiğini, senetteki yazı ve imzaların bilirkişi incelemesi yaptırıldığında, imza dışındaki hiçbir yazının müvekkile ait olmadığının da ortaya çıkacağını, dolayısıyla, müvekkilin iradesi dışımda ve borcu bulunmadığı halde davalıya karşı senet düzenlendiğini, davalının ise konu dosya olan … 24.İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takibi ile müvekkile karşı haksız ve mesnetsiz olarak takibe giriştiğini, bu halde sözkonusu senet ve dosyada müvekkilin borçlu olmadığının takdiri ve tespiti gerektiğini beyan ederek, … 24.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dasyasının tedbiren durdurulmasını, alacağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde, konu olan … 24. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından mevcut kambiyo senedinin darp edilerek, tehdit edilerek ve cebren alındığını iddia ettiğini, iddiaların sahih olmamakla birlikte inandırıcılıktan da uzak olduğunu, davaya konu senetin 24.11.2020 Tarihinde düzenlendiğini, 10.06.2021 Tarihinde işleme konulmuş ve icra takibi yapılmış olduğunu, davacının/ borçlunun süresi içerisinde itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacının iddiası üzere dosya münderecatında herhangi bir darp raporu mevcut olmamakla birlikte bu yönde bir suç duyurusu da mevcut olmadığını, davacının 08.06.2021 Tarihinde “işçi-işveren dava şartı arabuluculuk dosyası” konusu ile davalı müvekkili arabuluculuk görüşmesine çağırdığını ve anlaşamadıklarını, bu konuyla alakalı taraflar arasında iş davası olmadığını, bu dava için arabulucu görüşmesi yapıldıysa, dava konusu dışında olup, iş bu davanın dava şartı eksikliğinden dolayı reddedilmesi gerektiğini, davaya konu senedin alınma sebebinin … isimli kuyumcu/pırlanta işletmesinin davalı müvekkil … tarafından işletilirken, davacı …’in çalıştığı süre içerisinde 150.000 TL (YüzElliBinLira) değerinde borç almış olması olduğunu, senede konu 150.000 TL haricinde davacı müvekkilin kardeşi ve babasından da borç aldığını, davaya konu senetin 24.11.2020 tarihinde imzalandığını ve davacının bu imzaya itiraz etmediğini, icra takibine itiraz edilmediğini ve kesinleştiğini davacının iş bu davayı açma tarihinin ise 24.06.2021 Tarihi olduğunu, senedin düzenlenmesinden 7 ay sonra olduğunu, davacının iddia ettiği cebir ve tehdit unsurundan 7 ay sonra olduğunu, bu süreçte davacının işten ayrıldığını ve iddia ettiği cebir-tehdit unsurunun ortadan kalktığını, bu sebeple davacının iddialarının inandırıcılıktan uzak olduğunu beyan ederek, davanın reddini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER: … 24.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, ticaret sicil katırları, SGK hizmet dökümleri, … CBS …soruşturma sayılı dosyası, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE: Davanın, davacının davalı yanında çalıştığı dönemde alınan kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti amacıyla açıldığı anlaşılmaktadır.
Yerleşik Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan: “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü, bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir.
İşçinin haklarını adalet mercilerinde çabuk, kolay ve ucuz bir surette almasını temin etmek amacıyla özel İş Mahkemeleri Kanunu çıkarılmıştır. Ayrı bir iş yargılaması ve bu yargılamayı uygulayan özel mahkemelerin kuruluşu, esasen iş hukukunun işçiyi koruma hukuki niteliğinden kaynaklanmaktadır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, “a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemi adamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara, c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir.
İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır. Başka bir anlatımla, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen ticari davalara bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu belirten 5.maddedeki ‘aksine hükmü’ öngören bir düzenlemedir.
4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan kural olarak senet sebepten mücerrettir. Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir.
İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır. Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.
İşçiden teminat olarak alınan senet sebebiyle işçinin borcu, işverene verdiği zarar veya yedindeki nakit miktarı ile sınırlıdır. Zararı ve davacı işçiden alacağı olduğunu işveren ispatlamalıdır. Teminat niteliğinde alınan bu senetler işverenin zararını veya alacağını kanıtlamadığı sürece geçersiz sayılmalıdır.
Uygulamada yapılan işin niteliğine göre işçilerden işe girişte veya akit devam ederken, işverene verecekleri olası zararlara karşılık teminat amacıyla senetler alınıp iş sözleşmesi sona erdikten sonra icra takibine konulabilmektedir. Bu tür senetlerin iptali amacıyla açılan menfî tespit davalarında görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş sözleşmesi sona erdikten sonra düzenlenen ve iş sözleşmesi ile ilgisi olmayan senetlerin iptali davalarında ise genel mahkemeler görevlidir.
Davacı …’ın, davalı nezdinde hizmet akdi ile çalıştığı sabit olup, davalı tarafın cevap dilekçesinde ve tanık anlatımlarında da belirtildiği üzere, davacının iş akdi devam ederken bononun düzenlendiği ve bononun düzenleme sebebinin işçi-işveren ilişkisinden kaynaklı olduğu göz önünde bulundurulduğunda mahkememizin görevsizliğine ve İstanbul İş Mahkemelerinin görevli olduğuna dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde, yetkili ve görevli İstanbul İş Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, mahkememiz kararının kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Harç, vekâlet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Davacı tarafından, HMK 20/1 maddesi gereğince işlem yapılmaz ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilirse; davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır