Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/513 E. 2023/284 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/513 Esas
KARAR NO : 2023/284

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
KARAR TARİHİ : 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin ana pay sahibi ve kurucusu olan …’ın vefatı ile paylarının Sevil Işık, … ve …’a intikal ettiğini ve şirketin aile şirketi olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, ancak şirketin genel kurullarında alınan birçok kararın hukuka ve kanuna aykırı olması, Holding yönetimindeki olumsuzluklar nedeniyle pay sahibi müvekkili … ile holding çoğunluk pay sahipleri arasında uyuşmazlıklar nedeniyle bir kısım yönetim kurulu ve genel kurul kararlarının iptalini talep etmek durumunda kaldıklarını, bu defa Holding Yönetim Kurulu’nun yaptığı toplantıda pay sahiplerinin Genel Kurula çağırma kararı alarak ,toplantı davetleri yaptığı “gündem 1” ve akabinde 25/10/2017 tarihinde Genel Kurul Toplantısının gündem doğrultusunda gerçekleştiğini, Genel Kurul Toplantısında “gündem 2” Genel Kurul Toplantı tutanağının hazır bulunanlar listesinin genel kurul adına imzalanması için toplantı başkanlığına yetki verilmesine karar verildiğini, toplantı başkanının hazır bulunanlar listesinin , mevzuata uygunluğunun yönetim organlarınca kontrol edildiğinin tespit ettiği ve tespit neticesinde hazır bulunanlar listesini imzaladığını, “gündem 3″ Yönetim kurulu tarafından hazırlanan sermaye azaltılmasının nedenlerine, sermaye azaltımının hangi esaslar çerçevesinde yapılacağına, azaltımın şirket malvarlığında herhangi bir eksilmeye yol açmayacağına ve şirkete sağlayacağı faydalara ilişkin 19/09/2017 tarihli sermaye Azaltım Raporunun kabulüne ve ” gündem 4″ …’in 30.06.2017 tarihli bilançosunda yer alan zararlarından 120.900.000.TL.’lik kısmının, Holding’in temettü dağıtım potansiyeli ve öz kaynak yapısı üzerindeki olumsuzluklarını gidererek, daha sağlam bir mali yapıya ulaşılmasını sağlamak amacıyla, sermaye azaltmada kullanılmasına, 240,900.000.TL. olan Holding sermayesinin, bilanço zararından 120.900,000.TL. azaltılarak fon çıkışı gerekmeyecek şekilde Holding sermayesinin 120.000.000.TL. ‘ye indirilmesine, yapılacak sermaye azaltmada paylann iptal edilmesi yönteminin uygulanmasına, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 02.10.2017 tarih… sayı ile onaylamış olduğu, esas sözleşmenin “Sermaye ve Hisse Senetlerinin Nev’i” başlıklı 7. ve “Yönetim Kurulu ve Süresi“ başlıklı 14. maddelerin ekteki şekilde tadil edilmesine ve Holding’in önceki 240.900.000.TL.’lik sermayesini temsilen çıkarılmış olan 6. vc 7. tertip hamiline yazılı hisse senetlerinin iptal edilerek 120.000.000.TL.’lik sermayeyi temsilen 8 tertip hamiline yazılı hisse senetlerinin çıkarılmasına, sermaye zararları sonucunda bilançoda oluşan bir açığı kapatmak amacıyla ve bu açıklar oranında azaltılacağından TTK’nın 474/2 maddesi uyarınca alacaklılara çağrı yapmaktan, bunların haklarının ödenmesinden ve teminat altına alınmasından vazgeçilmesine oy çokluğu ile karar verildiğini, 2,3 ve 4 numaralı gündem maddesi altında alınan tüm kararlarına karşı muhalefet ettiklerini ve şerh düşdüklerini, yönetim kurulunun yaptığı usulsüzlükler ve hukuka aykırı işlemlerin gerek şirketleri gerekse pay sahiplerini zarara uğrattığını, genel kurul toplantısında alınan kararların kanuna usule, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iş bu davayı açtıklarına, karar nisabının oluşmaması ve hazirun cetvelinin doğru düzenlenmemiş olmasından dolayı davaya konu sermaye azaltımı işlemine ilişkin kararların iptali gerektiğini, yönetim kurulu tarafından hazırlanan 19/09/2017 tarihli sermaye azaltım raporunun ve 18/09/2017 tarihli ve … sayılı sermaye azaltımına ilişkin Yeminli Mali Müşavirlik özel amaçlı raporunun gerçek bilgi ve verileri içirmediğini bu nedenle sermaye azaltımına ilişkin genel kurul kararının iptali gerektiğini, sermaye azaltımı işleminin , holding ortağı olan halka açık statüde bulunan grup şirketini zarara sokan bir işlem olduğunu, bu hususun en son düşünülmesi gerektiğini, ayrıca sermaye azaltımı işlemi yerine daha tasarrufi önlemlerin alanabilecekken holding’in daha fazla zarara uğramasına sebep olduğunu, holding’in sermaye azaltımı işleminin holding’in pay sahipleri ve müvekkili …’ın zararına olduğunu, sermaye arttırımları ile sağlanan kaynakların sermaye azaltımı ile hiç edildiğini, yapılan bu işleminin müvekkilinin paylarının bilinçli sulandırılmasına bir basamak olarak kullanıldığını beyan ederek öncelikle sermaye azaltımına ilişkin kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına ve akabinde 25/10/2017 tarihli genil kurulda 2,3 ve 4 nolu gündem maddeleri altında alınan kararların iptaline karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iptalini talep ettiği 25/10/2017 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında alanın 2,3 ve 4 numaralı gündem maddelerinin Genel Kurul Toplantısında aynen görüşülerek oy çokluğu ile kabul edildiğini ve Şirket ana sözleşmesini, sermaye maddesinin değişikliğine dair tadil metninin TTK’nun hükümlerine uygun olarak 27/10/2017 tarihinde tescil edilerek şirket sermayesinin yeni hali müvekil şirket kayıtlarına işlendiğini, davacı tarafın karar nisabı ve hazirun cetveline ilişkin itirazlarının yerinde olmadığını, dava konusu 25/10/2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının hazır bulunanlar listesinin, son tescil edilen sermaye yapısına göre oluşturulduğunu ve müvekkili şirketin sicil kayıtları ile uyumlu olduğunu, bu kayıtlardan farklı bir hazirunun kabulü usulen ve yasal olarak mümkün olmadığının, kaldı ki gerek sermaye artırımına dair gerekse sermaye artırımı sonrasında yapılan şirketin mali tablolarının onaylandığı 2015 ve 2016 yılı Olağanüstü Genel Kurul kararlarının tescili için yapılan müracaatlarda İl Ticaret Sicil müdürlüğünün resen yaptığı incelemede hukuka ve esas sözleşmeye aykırı bir durumla karşılaşılmadığını, dava konusu edilen 25/10/2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Kararlarının TTK 473/3 maddesine uygun olarak sermayenin %75’ini oluşturan pay sahiplerinin oyları ile alındığını, dava konusu edilen sermaye azaltımı kararının yeterli nisapla alınmadığına dair itiraz ve iddiaların hukuken kabulünün mümkün olmadığını, sermaye azaltımına esas olan yönetim kurulu raporu ve yeminli mali müşavirlik özel amaçlı raporunun geçerli ve yasal düzenlemelere uygun olduğunu, davacı tarafın sermaye azaltımına esas olan 19/09/2017 tarihli müvekkil şirket yönetim kurulu raporu ve 18/09/2017 tarihli sermaye azaltımına ilişkin Yeminli Mali Müşavirlik Özel Amaçlı Raporu’nun gerçek bilgi ve verileri içermemesi ve raporlarda gerekli bilgilere yer verilmediğinden sermaye arttırımının iptaline ilişkin beyanların hukuken kabul edilemeyeceğini, söz konusu raporun içeriğine ilişkin itirazların afaki olduğunu, yasal düzenlemeler uygun, yeminli mali müşavirin şirket kayıtları üzerinde yaptığı denetim ve incelemeler sonucunda iş bu raporun düzenlendiğini ve sermaye azaltımı işlemi için gerekli tüm tespitleri içerdiğini, kaldı ki tüm evrak ve belgelerin sermaye azaltımına onay veren gerek bakanlık ,gerekse tescil makamı olan … Ticaret İl Müdürlüğü tarafından da uygun görülerek tescil edildiğini, TT.K 423.md uyarınca alınan kararların toplantıda hazır bulunan veya bulunup ta muhalif oy vermiş olanlar için geçerli olduğunu, sermaye azaltımı metoduna ilişkin itirazların ve sermaye azaltımının halka açık grup şirketlerinin yatırımcılarının ve müvekkili şirketin zarara uğramasına neden olduğuna ilişkin iddiaların tamamen mesnetsiz ve yanıltıcı olduğunu, davacı tarafın yapılan sermaye azaltımının şirkete vergisel yük doğuracağı yönündeki beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, bilançoda yer alan geçmiş yıl zararların kapatılması içiş yapılan sermaye indirimlerinde Anonim Şirketin mali ve ekonomik açıdan sağlığa kavuşturulmasının esas olduğunu, alacaklılar için bir tehlikenin söz konusu olmadığını, ayrıca ortaklara nakden veya hesaben herhangi bir ödeme yapılmayacağından, bu işlemin kar payı dağıtımı olarak değerlendirilmeyeceğinden vergilendirmeye tabi olmayacağını, şirketin aktif değerlerinden ortaklara bir ödeme yapılmayacağı için alacakların haklarını etkileyen bir durumun da söz konusu olmayacağını, sermaye azaltımı ile davacının, ortaklıktaki sermayedeki pay oranında bir değişiklik olmadığını, davacının müvekkili şirketten olan taleplerinin karşılanmaması nedeniyle müvekkil şirketi tazyik altına bırakmak için kötü niyetli olarak hareket ettiğini, davacının iddia ve ithamlarının tümünün maddi taleplerinin karşılanması amacına yönelik olduğunu, dava konusu genel kurul kararları, ticaret sicil müdürlüğünce gerekli incelemenin ardından yapılan tescil işlemi ile hukuken hüküm doğurduğunu, genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin talebin icra edilme imkanı kalmadığını, beyan ederek davacının davasının reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Sicil kayıtları, yazılan müzekkere cevapları, bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamı.
Dosyanın bilirkişilere teslim edildiği tarih ile feragat tarihi arasında geçen zamanda bilirkişilerce yapılan inceleme gözetilerek takdir edilen ücretten 3.000 TL si ödenmiştir.
GEREKÇE;
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili 28/03/2023 tarihinde mahkememize sunmuş olduğu dilekçesi ile davadan feragat etmiştir. Davalı vekili de 28/03/2023 tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını açıklamıştır.
Feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 309. Maddesinde feragatin, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği, 310. maddesinde ise hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği açıklanmıştır.
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile olur. Feragatin geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine gerek yoktur. Davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile, davacı feragatten dönemez; feragati ile bağlıdır. (HGK.’nın19/02/2019 tarih ve 2015/21-1114 E, 2019/164 K, )
Davacı vekili davadan feragat ettiğini kayıtsız ve şartsız olarak bildirdiğinden, davaya son veren taraf işlemi olan bu beyanı çerçevesinde işlem yapılması zorunludur. Bu nedenle davanın 6100 sayılı HMK.’nın 307. maddesi gereğince feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL Karar ve İlam harcından peşin alınan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Talep gereği taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır