Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/50 E. 2022/89 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/50 Esas
KARAR NO : 2022/89

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2022

İstanbul 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/899 esas 2020/522 Karar numaralı kararı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 6. Sulh Hukuk Mahkmeesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirket arasında önceki sözleşme olarak belirtilen 24 aylık sanal ofis kiralama sözleşmesinin akdedildiğini, önceki sözleşme karşılığı olarak 24 aylık tüm aylara ilişkin ödemelerin eksiksiz olarak yapıldığını, ancak devam eden süreçte önceki sözleşme zamanına ilişkin 22 aylık hizmetin davalı tarafından müvekkile sağlanmadığının ortaya çıktığını, bu aralıkta ise sözleşmenin her yıl için devam edebilecek nitelikte olduğu, tarafların verilmeyen hizmet hakkında yapılan görüşmeleri neticesinde, taraflar yeni bir sözleşme akdetme ve ödemesi yapılmasına rağmen hizmet alınamamış olan 22 aylık kısmın yeni sözleşme borcundan mahsup edilmesine karar kılmışlar ve 02.08.2018 tarihinde 2018 yılı şubat ayından itibaren geçerli olacak şekilde müvekkil ile davalı arasında 2. bir sanal ofis kiralama sözleşmesinin akdedildiğini, akdedilen sözleşmeye karşılık davalı tarafından önceki sözleşmede müvekkil tarafından ödenmiş bulunan ancak hizmet alınamayan 22 aylık kısmın mahsup edileceği geriye kalan 2 aylık kısmın ödenmesinin yeterli olacağının kararlaştırılmış olduğu ve müvekkil tarafından mahsup edilen aylar dışında kalan 2 aylık bedelin davalıya ödenmiş olduğu, sözleşme imzalanmasının akabinde devreden her yıl için davalılar tarafından verilen ofis hizmeti güncellenerek yenilenmekte ve müvekkilin daha üst versiyonlarda hizmet alımı sağlanmakta olduğu, müvekkili …’ın bu zamana kadar hiçbir faturasını, ödemesini aksatmadan hizmet almaya devam ettiğini, ilerleyen dönemde müvekkilin yurt dışında çalışmaya devam edeceğinden davalı ile yaptığı sanal ofis kiralama sözleşmesi 2018 yılında revize edilen sözleşme gereğince aylık sanal ofis kiralama bedeli aylık 235 USD olduğunu, müvekkili tarafindan 2018 yılı Ocak – 2018 yılı Mayıs ayına kadar olan süreçte tüm ofis hizmetine karşılık gelen meblağ yapılan anlaşma gereğince eksiksiz ödenmiş bulunmakta olduğunu, davalı tarafın 2. olarak imzalanmış olan 02.08.2018 tarihli 24 ay süreli sözleşme gereğince aslında mahsup etmiş olduğu aylara ilişkin 2018 yılı Şubat ayından itibaren müvekkil tarafından ödeme yapılmadığını beyan ederek müvekkil adına fatura kestiğini, ilgili faturalar müvekkile mail yolu ile gönderilmiş olduğunu ve müvekkilden ödeme yapılmasını talep ettiğini, davalı tarafından müvekkile mail yolu ile faturaların gönderilmesi akabinde defaten davalı ile iletişime geçildiğini ve durumun izah edilmiş olduğunu, arada bir mahsup ilişkisi olduğu bu sebeple 2. bir sözleşmenin imzalandığının beyan edildiğini, yapılan tüm görüşmeler esnasında sonuç alınamamış bu aşamada ise müvekkil tarafından davalı tarafa faturaların kabul edilmediği ödemelerin mahsup ilişkisine dayandığına ilişkin … 22. Noterliği’nin…tarih ve … yevmiye nolu açıklamalı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ilgili ihtarın keşide edilmesi akabinde ise müvekkilin yurtdışında olduğu 20.09.2018 tarihinde müvekkilin muhasebecisine 2018 Yılı Ocak – Şubat – Mart – Nisan – Mayıs -Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül – Ekim aylarına ilişkin aylık sanal ofis kiralan hakkındaki fatura asıllarının gönderildiği, işbu durumundan müvekkilin haberdar olması akabinde süresi içerisinde fatura asıllarının … 22. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numarası ile davalıya iade edilmiş olduğunu, aynı ihtarda davalının kestiği faturalara itiraz edildiği, arada yer alan 02.08.2018 tarihli sözleşmenin feshedildiği ve ödeme yapılmış olmasına rağmen hizmet alınamayan aylık kira bedellerine ilişkin yapılan 04/05/2018 tarihi 1.530,00 USD ödemenin – 03.09.2018 tarihli 2,665,00 TL ödemenin – sözleşme imzalanırken alınan 1.000,00 USD depozito bedelinin müvekkile iade edilmesinin talep edildiğini, davalı tarafından … 6. Noterliği nin … tarih … yevmiye nolu ihtarı le müvekkille aslında 1.000,00 USD depozito bedelinin 3.859,00 TL olarak iade edeceğini beyan edilmiş ancak başkaca ödeme yapılmayacağı ve fatura asıllarının ihtar ekinde olduğunun ihtar olunduğunu, öncelikle … 6. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtar ekinde müvekkile kesinlikle fatura asıllarının iade edilmediğini, ihtarın vekil sıfatı ile ellerine ulaştığını, ekte hiçbir faturanın yer almadığını, çekilen ihtarın noterlik incelemesi yapıldığında da aslında ekinde hiçbir asıl fatura belgesinin olmadığının ortaya çıkacağını, ilerleyen zamanda davalı tarafından müvekkile depozito bedelinin dahil hiçbir geri ödemenin de yapılmadığını, bu aşamada müvekkil tarafından davalı aleyhine … 24. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, başlatılan takipte, müvekkil tarafından ödenmiş bulunan ancak karşılığı alınamamış olan ofis hizmeti kira bedellerine ilişkin; 04,05,2018 tarihi 1.530,00 USD ödeme ile 1.000,00 USD depozito bedeli mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faiz ile birlikte takip tarihi günlük kur üzerinden hesaplama yapılarak istendiği ve yine hizmet alınamayan kira bedeline ilişkin yapılan 03.09.2018 tarihli 2.665,00 TL ödemenin talep edildiği, davalı tarafından ilgili takibe – borca – fer’ilere – faize itiraz edildiğini, yapılan itirazın taraflarından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu aşamada itirazın iptali davası açılması zarureti hasıl olduğunu, Sayın mahkeme tarafından sözleşme gereğince taahhüt edilen ancak verilmeyen hizmetlere ilişkin araştırma yapıldığında aslında müvekkilin mağdur edildiği hizmet alamadığı aylara ilişkin ödediği kira bedelleri ve depozito bedelini istemekte haklı olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkilin ödeme yapmış olduğu aylara ilişkin hizmet alamadığından sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ve hizmet alamadığı aylara ilişkin kira bedellerini geri istemiş olduğunu, müvekkil taraflar arasında yer alan yeni 02.08.2018 tarihli sözleşme gereğince aylık 235,00 USD olan kira alacağını; 04.05.2018 tarihinde 1530,00 USD – 03.09.2018 tarihinde 2.665,00 TL olarak ödemiş olduğunu, davalının da … 6. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarından depozito bedelini kabul ettiğini açıkça yazdığını, taraflarınca itiraz edilen ve ihtarname ekinde davalıya iade edilen faturaların kesinleştiğini, kesinleşmemiş faturaların dosya bakımından delil teşkil etmesinin mümkün olmadığını, takipte takip tarihi itibari ile merkez bankası nezdinde yayınlanan döviz kuru esas alınmış ve yine merkez bankası tarafından ilan edilen faiz miktarının kullanıldığını, takibin bu yönü ile hukuka uygun olduğunu, bu nedenlerle … 24. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından borca – faize ve diğer tüm fer-i alacaklarına yapılan itirazın, davalının sözleşme gereğince yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve müvekkili zarara uğratmış olmasından dolayı, iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz sebebi ile %20’den az olmamak kaydıyla icra – inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili … 6. Sulh Hukuk Mahkmeesine verdiği cevap dilekçesinde özetle ; işbu davayı görmekle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, görevsiz mahkemede açılan davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddinin gerekeceğini, davacının müvekkil şirketten aldığı hizmeti ve bunun karşılığı olarak ödediği bedeli düzenleyen ve karşılıklı akdedilen sözleşmeye dayanılarak açılan davanın, ticari uyuşmazlık içerdiği ve dolayısıyla da ticaret mahkemelerinin görev alanı dahilinde olduğunun açık olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede, davacıdan müşteri, müvekkil şirketten ise hizmet sağlayıcı olarak söz edilmesi, ödeme bilgileri kısmında servis türü olarak davacı ile imzalanan sözleşmenin hangi tür hizmetleri içerdiğinin belirtilmesi ve sözleşmenin bütünü ve hatta davacının dava dilekçesinde taraflar arasındaki ilişki ve alınan hizmete ilişkin açıklamaları göz önüne alındığında, iki tacir arasında imzalanan, hizmet alımına ilişkin ticari bir sözleşmenin varlığının kolaylıkla tespit edilebileceğini, bu anlamda, TTK m.5 uyarınca, ticari nitelikteki işbu davada görevsizlik kararı vermesinin gerekeceğini, ayın zamanda zorunlu dava şartı olan arabuluculuk başvurusu yapılmadığından, dava şartı yokluğundan usul yönünden reddine karar verilmesinin gerekeceğini, esas ilişkin beyanlarda ise davacının, tarafların, imzalanan ikinci sözleşme borcundan 22 aylık tutarın mahsup edileceği hususunda anlaştıkları şeklindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkil şirketin davacıya, aralarındaki sözleşme uyarınca bütün hizmetleri eksiksiz olarak verdiğini, davacının, taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, hiçbir şekilde iddiaları ve borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte, 3,38 TL tutarlı kur dışında bir kur değerinın esas alınamayacağını, müvekkil şirketin davacıdan muaccel alacağı bulunduğundan, davacının talebinin kısmen veya tamamen kabulü yönünde kanaat oluşması durumunda, müvekkil şirketin alacağının da takas defi yönünden dikkate alınmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle usul yönünden reddine, zorunlu dava şartı olan arabuluculuk başvurusunun yapılmamış olması nedeniyle davanın, dava şartı yokluğundan usul yönünden reddine, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise, … 24. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine ilişkin itirazlarının iptali talebinin reddine, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise, takas defi doğrultusunda, alacak ve borç mahsubunun yapılarak hüküm kurulmasına, davacı aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında imza edilen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinde “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü düzenlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. fıkrasında ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlığın taraflar arasında imza edilen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, ancak yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda eldeki davada, davanın açıldığı 05/12/2019 tarihinden önce arabulucuya başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafça … 9. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın görev yönünden reddine dair verilen karardan sonra … başvuru tarihli Arabuluculuk son tutanağı sunulmuş ise de İstanbul BAM 15. HD’nin 18/01/2021 tarihli, 2020/1654 E., 2021/95 K.sayılı ilamında da belirtildiği şekilde, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğine dair emredici ve özel nitelikteki düzenlemesi dikkate alındığında, emredici ve özel nitelikteki bu düzenleme karşısında genel nitelikteki HMK m.115/3 hükmünün uygulanma yeri bulunmadığından, ticaret mahkemelerine görevsizlik kararı ile gönderilen hukuki uyuşmazlıklar bakımından sonradan arabuluculuk dava şartının tamamlanmasını mümkün kılan bir düzenleme yer almadığından arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olan davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 Sayılı Kanunun 115.md/2 uyarınca USULDEN REDDİNE;
2-Karar tarihine göre alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 231,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 151,23 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kalan kısımlarının davacıya iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı 04/02/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)