Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/44 E. 2022/829 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/44 Esas
KARAR NO : 2022/829

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/01/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Temlik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının şahsi işletmesi ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, davalı tarafın bu alacağın ödenmesi zamanında müvekkiline … 5. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı temlikhanesi ile … Sağlık İşleri Müdürlüğü nezdinde ki doğmuş ve doğacak alacaklarını temlik ettiğini, noterde düzenlenmiş bu temlikhanenin açık bir borç ikrarını havi olduğunu, esasen taraflar arasında alacağın varlığı konusunda bir ihtilaf da bulunmadığını, müvekkilinin bu alacağı davalının ticari işletmesi ile ilgili olduğunu, bu sebeple de davalının SSK’ya açtığı davalardaki iddia, beyan ve tespitlerle de sabit olduğunu, bu sebeple de davalının şahsi ticari işletmesinin SSK’ya verdiği hizmetten doğan alacaklarını müvekkiline temlik ettiğini, bu sebeple de işin ticari bir iş olduğunu, yetkili mahkemeninde ticaret mahkemesi olduğunu, ancak bahse konu temlikhane gereğince SSK tarafından müvekkiline ödeme yapılmadığını, bilahare temlik eder tavalı tarafından temlik borçlusu SSK aleyhine … 5. ATM … Esas ve … 13. ATM ..Esas sayılı dosyalarıyla dava açıldığını, bu davalara müvekkilininde temlik alacaklısı olması sebebi ile asli müdahale talebinde bulunduğunu, bu talebin kabul edildiğini, davaya davacı yanında asli müdahil olarak katılmasına karar verildiğini, açılan bu davalara karşı temlik borçlusuna SSK tarafından karşı davalar açıldığını, temlik eden davalının davalarının reddine karar verildiğini, bu kararların kesinleştiğini, temlik borçlusunun borcu olmadığı kesinleşinceye kadar ki dönemde müvekkilinin asıl borçlu alacağını talep etme imkanı olmadığından asıl borcun zamanaşımına uğradığından bahsedilemeyeceğini, zira bu süreçte zamanaşımının durduğunu, zamanaşımı süresinin hiç işlemediğini, davalının iddiası üzerine temlik ile borcun sona ermediğini, açılan davalarda verilen karar ile temlik borçlusunun temlik edene temlik edilen tutarda borcunun olmadığının mahkeme kararları ile kesinleştiğini, davalının müvekkil şirkete borçlu olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; davanın kabulü ile davalı borçlunun … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyasına vaki itirazının iptalini, takibin 90.000,00-TL asıl alacak 557.788,76-TL işlemiş faiz olmak üzere … 647.788,76-TL üzerinden devamı, davalı borçlunun alacağın %20sin den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemelerinin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından her ne kadar alacağın ticari işletmeden kaynaklandığı bu hususun müvekkili SSK Genel Müdürlüğü aleyhine açtığı davalardaki iddia, beyan ve tespitlerle sabit olduğu ve görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu iddia edilmişse de bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, müvekkil ile davacı taraf arasında kurulan ilişkinin SSK Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davalarla bir ilişkisi olmadığını, davacı tarafından talep edilen alacak için zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı tarafın … 35. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibi ile müvekkilden talep etmiş olduğu alacağın … 5. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı temlikhaneye dayandığını, temlik eden alacağın SSK kurumundan doğmuş ve doğacak alacaklara ilişkin olduğunu, davacının öncelikle ilgili kurumdan temlikhaneye istinaden alacağını talep etmiş olması, talebin sonuçsuz kalması ve devamla kendi alacağı için dava açması gerekirken 22 yıl sonra müvekkilden talepte bulunmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yine davacı taraf müvekkilin … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan … Esas ve … 13 ATM’de görülmekte olan … Esas sayılı davaları açtığını, davacının bu davalara temlik alacaklısı olması hasebiyle davacının yanında asli müdahale talebinde bulunduğunu, bu talebin kabul edilmiş olduğunu, davaya müvekkil yanında asli müdahil olarak katılmasına karar verildiğinin iddia edildiğini, bu iddianın yanlış ve yanıltıcı olduğunu, alacak iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafından asıl alacağa yıllık reeskont faiz işletilmiş olup bu faiz hesaplamasının hatalı olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; bu davanın öncelikle usulden reddini, her halükarda haksız ve kötüniyetli davanın reddini, … 35. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibinin iptalini, davacı tarafın kötü niyetli başlatılmış olduğu … 35 İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibine istinaden alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, temlik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davalı vekili uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek görev itirazında bulunmuştur.
Taraflara tacir olup olmadıklarına ilişkin belgelerini sunmak üzere süre verilmiş ve hangi usulle defter tuttukları ilgili Vergi Müdürlüğünden sorulmuştur. Taraflarca tacir olduklarına dair dosyaya belge, delil sunulmamıştır. Vergi Müdürlüğü cevabi yazısında ise, davalının 01.08.1997 tarihinde mükellefiyet kaydının açıldığı, 30.04.2000 tarihinde terk ettiği gelir vergisi beyannamesi verilmediğinden bilanço esasına göre mi, yoksa işletme hesabına göre mi defter tuttuğu tespit edilemediği bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunda tarafların tacir olup olmadığı hususunda “Gelir İdaresi Başkanlığı araştırmaları sonucunda dosyaya celp edilen cevap yazılarından, temlik tarihi itibarıyla davacı yanın, biyomedikal görüntüleme sistemlerinin bakım ve onarımını yapan bir şirketin ortağı olduğu, davalı yanın ise doktor olarak muayenehane işleten bir serbest meslek erbabı olduğu anlaşılmakta olup, bu durumda taraflar arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olabileceği, ancak bu hususun, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile kesin olarak ifade edilmesi olanaklı olmadığından, takdirinin mahkemeye ait olduğu,” açıklamalarına yer verilmiştir.
Dava dilekçesinin 1. Sayfasında ” Müvekkilin bu alacağı davalının ticari işletmesi ile ilgilidir. Bu husus davalının SSK’ya açtığı davalardaki iddia, beyan ve tespitlerle de sabittir. Bu sebeple de davalı şahsi (ticari) işletmesinin SSK’ya verdiği hizmetten doğan alacaklarını müvekkile temlik etmiştir. Bu sebeple iş ticari bir iş olup, yetkili Mahkeme de Ticaret Mahkemesidir.”, cevaba cevap dilekçesinde ise “temlik işleminin dayanağı ticari bir alacak olduğu için davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir” açıklamasına yer verilmiştir.
TTK md. 4 de her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı kabul edilmiştir.
Bu kapsamda; davacı dava dilekçesinde “davalı şahsi (ticari) işletmesinin SSK’ya verdiği hizmetten doğan alacaklarını müvekkile temlik etmiştir” ifadesinden davacının, davalı ile aralarında ticari işletmelerinden kaynaklanan ticari ilişkiye dayanmayıp, davalı ile dava dışı SGK arasındaki ilişkinin ticari mahiyette olmasına dayandığı anlaşılmıştır. Taraflar tacir olmadığı gibi temlikin ticari işletmelerinden kaynaklandığına ilişkin bir iddia da ileri sürülmemiştir.
Somut olayda, davalı doktor olarak muayenehane işleten bir serbest meslek erbabı olup tacir olmadığı gibi uyuşmazlığa konu alacağın davacı ve davalının ticari işletmesinden kaynaklandığına ilişkin dosyada iddia ve delil de bulunmamaktadır.(Benzer şekilde Yargıtay 11. HD 2015/9772 E, 2015/10702 K,) Dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımadığından 6100 sayılı HMK md. 114/1-c, 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı HMK md. 114/1-c, 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-)Kararın kesinleşmesinden itibaren ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca müracaat edildiğinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, belirtilen süre içerisinde taraflarca başvuruda bulunulmadığı takdirde HMK md. 20 uyarınca dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-)HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-)Kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç ve yargılama gideri konusunda ek karar yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır