Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/417 E. 2022/709 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/417 Esas
KARAR NO : 2022/709

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirketin doğal kaynak suyu, maden suyu, meyve suyu ve bir çok içecek çeşidinin üretimini, satımını ve tedariğini yürüterek bu zamana kadar verdiği hizmet ulusal ve uluslar arası piyasada sektörde oldukça tercih edilen köklü bir şirket olduğunu, yine müvekkil şirket ticari faaliyetleri kapsamında gerçek ve tüzel kişilere içecek satımı ve tedariki gerçekleştirdiğini, ticari ilişkiler içerisine girdiğini, müvekkil şirketin aralarındaki anlaşmaya binaen davalıya farklı zamanlarda mal ve hizmet temin ettiğini, buna karşın davalı tarafın satın aldığı mal ve hizmetlerden kaynaklanan borçlarını süresi içerisinde ödemediğini, sonraki siparişlerde ise borcunun bir kısmını ödemediğini, davalının aldığı mal ve hizmet teminine istinaden müvekkil şirket tarafından faturalar düzenlendiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında uzun süre gelen ticari ilişkiler çerçevesinde ve önceden kalan bakiyeler ile beraber davalının cari hesabının 3.365,32 TL olduğunu, ancak bu davaya konu bakiye alacak davalı tarafından ödenmediğini, davalıya anılan borç miktarını ödememe hususunda defalarca ihtarda bulunulduğunu, alacağın tahsili için davalıya karşı … 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın bu icra takibine itiraz ettiğini, açıklanan bu nedenlerle; … 1 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip çıkışı olan 3.368,32 TL tutarındaki alacağın takip talebinde talep edildiği üzere takip tarihinden itibaren yıllık %15,75 avans faiz oranından az olmamak üzere faiz yürütülerek takibin icra masraf ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline olanak tanır biçimde devamını teminen davalı tarafın haksız davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini, asıl alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptının usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmaya katılmadığı görüldü.
DELİLLER: İcra Müdürlüğü dosyası, vergi dairesi kayıtları, ticaret sicil kayıtları, esnaf kayıtları.
GEREKÇE: Dava, cari hesap ilişkisi olduğundan bahisle açılan itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. (YHGK 28.03.2018 tarih, 2017/19-1634 Esas ve 2018/633 Karar sayılı ilamı)
Huzurdaki davada taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu iddia edilmiş ise de, cari hesap ilişkin şartların oluşmadığı gibi açık hesap ilişkisine dair kayıt da bulunmamakla birlikte davanın fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davası olarak bakılması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Mahkememizce tarafların tacir olup olmadıkları hususunda Vergi Dairesi’ne yazı yazıldığı, .. Vergi Dairesine ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonuna yazılan yazıya verilen cevapta davalının esnaf kaydının olduğu, işletme hesabı defteri tuttuğu ve gelirinin VUK 177.maddesindeki sınırın altında kaldığından dolayısıyla davalının TTK anlamında tacir olmadığı anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık mutlak ticari dava olmadığı gibi nispi ticari dava da değildir. Mahkemece de yapılan araştırmada tarafların tacir sıfatının bulunmadığı, taraflar arasındaki işin ticari nitelikte de olup olmadığının anlaşılamadığı ve davanın niteliği itibari ile 6102 Sayılı Kanunun 4-5.md kapsamında kalmadığı bu haliyle 6100 Sayılı Kanunun 2.maddesinde yer alan; ”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.” hükmü gereğince davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan davanın görev nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde, yetkili ve görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Yargılama gideri ve harç konusunun yetkili ve görevli mahkemece karara bağlanmasına,
3-HMK 20/1 maddesi gereğince, mahkememiz kararının kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Harç, vekâlet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır