Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/397 E. 2022/694 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/397 Esas
KARAR NO : 2022/694

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 03/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; ticari ilişki kapsamında dava dışı … Tic.Ltd. Şirketi lehine 02.02.2022 keşide tarihli 32.518,35 TL bedelli gönderilmek üzere Kumluca ilçesinde bulunan …’ya müvekkil şirketin personeli … götürerek çeki şirket adına teslim ettiğini çekin fotokopisinin ve kargo faturasının ekte bulunduğunun, çekin gönderildiği …Tic. Ltd. Şirketi kargonun kendilerine geldiğini ancak zarfın boş çıktığını belirttiğini, ardından 09.02.2022 tarihinde … nolu telefondan arayan … A.Ş. Şirketi yukarıda tanımlanan çekin kendilerine ibraz edildiğini, çekin … şirketine ait olup olmadığını sorması üzerine, çekin Medikum şirketine ait olduğunu ancak … Tic.Ltd Şirketi lehine keşide edildiğini, çekin her nasılsa kargoya teslim sonrasında çalındığının anlaşıldığını, zira çekin arkasında lehtara ait ciro imzasının olmadığını, şayet varsa çekin sahti imza ile ciro edilerek ibraz edilmiş olacağı kendilerine bildirildiğini, Müvekkil şirket tarafından 10.02.2022 tarihinde … şirketini … nolu numaralı hattan tekrar aranarak çek hakkında bilgi istendiği Faktoring şirketinin verdiği bilgiye göre; .. isimli firmanın çeki ciro ettiğini, gerçek kişi …’ın çeki tahsil ancak çek ile ilgili herhangi bir görüntü paylaşılmadığını, davalı Faktoring şirketi şifahen kendisine çekin çalındığı ile ilgili bilgi verilmesine rağmen çek hakkında karşılıksız işlemi yaparak, sahte imza ile cira edilen çeki kabul edip … 36. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyası ile takibe konulduğunu aynı takip öncesi … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin… D. İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığını, şirket hesapları üzerine bloke konulduğunu, aynı ödeme emrinin altında “… 36. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takipte ve ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açıldığı şeklinde ihtirazi kayıt düşünüldüğünü bu durumda hakkımızda bu dosyadan da takip açıldığını bu dosyaya bağlı olarak da aynı nedenler ile müvekkili şirketin borcu bulunmadığını, bu nedenle davanın kabulü ile dava konusu çeke bağlı olarak mükerrer şekilde açılan … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş. Sayılı dosyası, … 36. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası , … 36. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyalarına bağlı olarak müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitine, davalı takip alacaklısı şirkete takip öncesinde çekin sahte imza ile ciro edildiği bildirilmesine rağmen çekin kötü niyetli olarak takibe konu edilmesi nedeni ile takibe geçilen tutarın %20 sinden az olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 21/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kesinlikle kabul etmemekle beraber huzurdaki davanın reddini arz ve talep ettiğini, öncelikle müvekkil faktoring şirketi olduğunu, çeki faktoring sözleşmesi kapsamında dava konusu çeki tevsik eden fatura ile beraber devralmış olduğunu, yasanın üzerine yüklediği tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, iyi niyetli hamil sıfatına haiz olan müvekkil, çek üzerindeki imzaların sahte olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, bu hususta hukuken bir araştırma yapma mecburiyeti de bulunmadığını, müvekkil çek alma hususunda faktoring kanununa uygun olarak, müşterisinden devraldığını, çekteki alacağı tevsik eden fatura benzeri belgelerin var olup olmadığına yönelik sorumluluğunu hukuka ve yasalara uygun olarak yerine getirdiğini, davacı … Şirketi çekteki imzasına yönelik bir itirazda bulunmadığını, bu nedenle imzaların istiklali prensibi gereğince, çekteki imzası kendisine ait olan keşideci çeki ödeme sorumluluğundan kaçınamadığını, davacı şirket, dava dışı … Şirketi’inin imzasının sahteliğinden bahisle borçlu olmadığının tespitini talep edemeyeceğini, davacı çekin çalındığını bu nedenle borcunun bulunmadığının tespitini talep ettiğini davacının işbu talebine itiraz ettiğini, bu nedenle davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: … CBS’ nin … soruşturma dosyasının uyap çıktıları, imza örnekleri, … Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, …bank yazı cevabı, İto kayıtları, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyasının uyap çıktıları, … 36. İcra Dairesinin …ve … esas sayılı dosyasının uyap çıktıları dosya arasında delil olarak mevcuttur.
GEREKÇE: Dava, takibe konu çekteki ilk cironun lehtara ait olmaması nedeniyle davacı keşideci tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davaya konu … 36. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında; alacaklı … A.Ş. vekili tarafından 25.05.2022 tarihinde borçlular (1-… A.Ş., 2-… Şti., 3-… Ltd. Şti., 4-… ) hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde; 32.518,35 TL asıl alacağın, 99,59 TL işlemiş avans faizi, 3.251,84 TL çek tazminatı ile 35.869,78 TL toplam alacağın tahsili istenilmiştir. Borcun sebebi olarak “18.05.2022 vade tarihli, 4747692 seri numaralı ve 32.518,35 TL bedelli çek” gösterilmiştir.
Takibe ve eldeki davaya konu yapılan çek keşidecisi davacı … A.Ş., lehtarı dava dışı …Tic. Ltd. Şti. çekin sırasıyla ilk cirantası lehtar, ondan sonraki cirantaları sırasıyla … Ltd. Şti., … ile çekin hamili davalı … A.Ş.’dir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (6102 TTK’ nın 778, eTTK. 690, 730).
6102 sayılı TTK’nın 818. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. maddesi uyarınca; ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez” imzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz.
İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, “imzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 sayılı TTK’nun 677. maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. (Reha Poroy/ Ünal Tekinalp; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 17. Baskı, İstanbul 2006, s. 141-142; Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2.Bası, Ankara 1997, s. 414 vd; Hüseyin Ülgen / Mehmet Helvacı / Abuzer Kendigelen/ Arslan Kaya; Kıymetli Evrak Hukuku Ders Kitabı, İstanbul 2004, s. 126 vd; Naci Kınacıoğlu; Kıymetli Evrak Hukuku, 5.Baskı, Ankara 1999, s. 122 vd; Gönen Eriş; Türk Ticaret Kanunu, Kıymetli Evrak ve Taşıma, Ankara 1988, s. 174 vd- s.286; Yargıtay 11.HD.3.11.1987 tarih, 347/5865 Esas ve Karar sayılı kararı; Oğuz İmregün; Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1998, s.58 vd; İsmail Doğanay; Türk Ticaret Kanunu Şerhi, c.II , 3. Baskı, Ankara 1990 s.1611 vd.).
6102 sayılı TTK’nun 686/1.maddesi; “Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” hükmünü içermektedir.
Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı yasanın TTK’nın 677. maddesi hükmü gereğince; bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse ,diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez (Hulusi Gürbüz; Yargıtay Uygulaması Işığında Ticari Senetlerin iptali Davaları ve Ticari Senetlere Özgü Sorunlar, İstanbul 1984, s.295; Doğanay s.1646-1647; Murat Alışkan; Kambiyo Senetlerinde Temlik Cirosu, İstanbul 1998, s. 255 vd; Tarık Başbuğoğlu; Uygulamalı Türk Ticaret Kanunu, 1.cilt Ankara 1988, sh. 807; Erol Ertekin/İzzet Karataş; Uygulamada Ticari Senetler: Ankara 1998, s. 363).
Yine 6102 sayılı TTK’nun Kanunun 710/3. maddesi uyarınca; “Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça poliçeyi vadesinde ödeyen kişi borcundan kurtulur. Ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir teselsülün bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.”
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu çekte, davacı keşideci durumunda olup, davalı senede ciro yoluyla hamil olmuştur. Görünüşe göre ilk ciro, çekin lehtarı durumundakidava dışı … Şti. imzası ile yapılmıştır. Davacı keşideci, kendi imzasını inkar etmemektedir. Çek metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmamaktadır. Nitekim dava dosyasında, çekin lehtarı durumundakidava dışı …Tic. Ltd. Şti. İmzasının sahte olduğu yönünde herhangi bir tespit bulunmamakla, lehtarın imzasının sahte olduğunu keşideci olan davacı ileri sürmektedir. Bu kapsamda lehtar tarafından ileri sürülmeyen imza sahteliğinin, yukarıda açıklanan imzaların istiklali ilkesi karşısında davacı olan keşideciyi sorumluluktan kurtarmayacağı bilinmektedir.
İmzanın sahteliğinin herkese karşı ileri sürülebileceği, imzanın sahte olmasının ciro silsilesini bozduğu, davalının ancak kendisinden önceki cirantalara başvurabileceği davacı keşidecinin çek bedelini lehtarın imzasının sahte olduğundan bahisle, ciro silsilesindeki kopukluk nedeniyle davacının borçlu olduğunun kabul edilemeyeceği yolundaki iddiasıyla açılan menfi tespit davası, kambiyo hukuku ilkelerine uygun düşmemektedir.
Her ne kadar davacı keşideci, lehtarın imzasının sahte olduğu ve çekin kargo şirketinde iken çalınmak suretiyle sahte ciro ile tedavüle sürüldüğünü iddia etmiş, ise de keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin senedi iktisabında kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekir.
Somut olayda, hamil davalı … A.Ş.’nin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği, başka bir anlatımla kötüniyetli hamil olduğu kanıtlanamamıştır. O halde davacı keşideci, kargo şirketine teslim edilen çekin çalınarak lehtarın imzasının sahte olarak atılmak suretiyle tedavüle sürülmesi nedeniyle davalı şirketin iyiniyetli yetkili hamil olamayacağını ileri süremez. Lehtar dolayısıyla 1.cirantanın imzasının sahteliği, kendisine karşı kambiyo hukukundan kaynaklanan alacak haklarının ileri sürülmesini engeller. Başka deyişle 1.ciranta ve lehtar olarak müracaat borçlusu sayılmaz.
Bu durumda takibe ve eldeki davaya konu dosya kapsamından, taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; çek lehtarının ilk cirosunun sahte oluşu, ondan sonraki …Şti. Ve… adındaki dava dışı cirantaların bulunması, keşidecinin çek bedeli kadar lehtara borçlu olmadığı yönündeki iddiası davalı hamile karşı ileri sürülemeyeceği gibi lehtarın ilk cirosunun sahte olduğunu bilmesinin de beklenemeyeceği dolayısıyla, davalı hamil … A.Ş.’nin çeki iyiniyetle iktisap ettiğinin kabulü ile çekte lehtar imzasının sahteliğine ilişkin mutlak defi veya/ ve bedelsizliğe ilişkin şahsi def’iyi davacı keşidecinin, çek hamili davalıya karşı ileri sürerek, borçtan kurtulamayacağının kabulü gerekir.
Mahkememizin 07.06.2022 tarihli ara kararı ile belirlenen teminat karşılığında takibin durdurulmasına karar verildiğinden ve fiilen tedbir kararının uygulandığı anlaşılmakla davalı lehine tazminata hükmedilerek aşağı aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK 72. Madde uyarınca takibin tedbiren durdurulduğu anlaşılmakla 35.869,78 TL asıl alacağın %20′ si oranında 7.173,96 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 612,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 531,87‬ TL harcın davacıya iadesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı yanca yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır