Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/351 E. 2023/381 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/351 Esas
KARAR NO : 2023/381
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından … İcra Müdürlüğü 2015/… E sayılı dosyası üzerinden faturaya dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmış ise de, dayanak faturaya konu işlerin eksik ve ayıplı olması nedeni ile müvekkilinin davalıya bu miktar kadar borcu bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından imalatı yürütülmekte olan binada bulunan 18 adet dairenin iç kapı ve mutfak işlerinin imalatının davalı tarafından üstlenildiğini ve taraflar arasında buna ilişkin 22.09.2014 tarihli satış sözleşmesi başlıklı matbu form imzalandığını, form içeriğinde imalatı ve montajı yapılacak işlerin adet ve kalitesinin belirlendiğini, toplam iş bedeli olarak KDV dahil 138.000,00 TL üzerinde mutabakat sağlanmış olup bu bedelin 18.000,00 TL lik bölümünün iş bitiminde ödenmesi kararlaştırıldığını, buna göre üstlenilen ana iş dağılımı 36 adet camlı ahşap kaplama kapı, 90 adet camsız ahşap kaplama, 18 adet mutfak, komple, 18 adet portmanto, 18 adet banyo dolabı ve çamaşır makinası modülü şeklinde olduğunu, dava konusu miktarın iş tesliminde ödenmesi gereken bedel olduğunu, davalı üstlendiği işi sözleşmeye uygun teslim edemediği için talep hakkı bulunmadığını, davalı şirketin üstlenilen işlerin bir bölümünün taahhüt edilen kalitede imal ve montajının gerçekleştirilmediğini, bir bölüm işlerin de eksik imal edildiğini, sözleşmede 120.000,00 TL peşin ödenmesi ve 18.000,00 TL nin de iş bitiminde ödenmesi kararlaştırıldığını ancak taahhüt edilen işlerin gereği gibi imal edilmemiş olması, eksiklik ve ayıplar bulunması nedeniyle de bakiye ödeme yapılmamış olup davalının bu bakiye miktara ilişkin talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının eksik ve ayıplı imalatının, belirli aşamalarda ve birden fazla olacak şekilde kendisine hatırlatıldığını ve sözleşme gereklerinin yerine getirilmesi gereğinin bildirilmiş olmasına karşın sonuç alınamadığını, toplam zararın müvekkili tarafından ödenmemiş olan 18.000,00 TL den daha yüksek olmasına karşın bugüne kadar davalıdan bu yönde bir talepte bulunulmadığını, bu nedenle yapılacak yargılama sonucunda müvekkilinin uğradığı zararın dava konusu olan 18.000,00 TL den daha yüksek olduğunun tespiti halinde, tespit edilecek miktarın istirdadı talep haklları saklı tuttuklarını, sözleşme ve fatura içeriğinin uyumsuz olduğunu, davalının eksik ve ayıplı imalatı fatura içeriğine göre kabul ettiğini, dava konusu edilen alacak için davalı tarafından düzenlenmiş olan ve icra takibine dayanak yapılan 15.04.2015 tarihli fatura içeriğinin de gerçeği yansıtmadığını, fatura her ne kadar sözleşmede belirlenmiş olan 138.000,00 TL olarak düzenlenmiş ise de içeriğinde yer alan açıklamaların sözleşmeye uygun olmadığını, sözleşmede yer alan imalat bilgisi ile faturada bulunan bilgi karşılaştırıldığında davalının sözleşmeye uygun fatura düzenlemediğinin net bir şekilde anlaşılacağını, sözleşmede kapı ve mutfak tezgâhı imalatı da üstlenilmiş olmasına rağmen bu kalemlerin faturada hiç belirtilmediğini, buna karşılık mutfak dolabı (6*18=) 108 m2 olması gerekirken faturada dört katı fazla oranda, 438 m2 olarak belirtilerek birim fiyat uygulandığını, bu şekilde, fatura bedeli mutfak dolabı metrajının yüksek tutulması ile sözleşme bedeline uygun hale getirildiğini, kapıların ve mutfak tezgâhının faturaya konu edilmemesinin eksik ve ayıplı imalatın davalı tarafından dolaylı olarak kabulü anlamına geldiğini ileri sürerek dava konusu icra dosyasına konu edilen icra takibinde talep edilen alacak nedeni ile müvekkilin borçlu olmadığının tespitine, davalı yanın eksik ve ayıplı imalatta rağmen, iş teslimi şartına bağlı olan bakiye ödemeyi istemekte haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında bulunan ticari ilişki sebebi ile müvekkilinin davacıdan 15.04.2015 tarihinde düzenlenen 138.000,00.-TL bedelli faturadan kaynaklı 18.000,00.-TL bakiye alacağı bulunduğunu, davacı borçlu iddialarının aksine, sözde eksik veya ayıplı işlemlere karşı müvekkiline herhangi bir ihtar ve/veya beyanda bulunulmadığını, sırf bu hususun bile müvekkilinin edimlerini taahhüt ettiği şekilde yerine getirdiğini kanıtlar nitelikte olduğunu, faturada müvekkilinin üstlendiği edimlerin taslak kalemler halinde açıklandığını, faturanın irsaliyeli olarak 15.04.2015 tarihinde düzenlendiğini, söz konusu faturanın herhangi bir unsurunda eksiklik olmadığı gibi bahsi geçen sözleşme ile fatura arasında uyumsuzluk bulunmadığını, davacı borçlu tarafından da dava tarihine kadar faturaya karşı herhangi bir itirazda bulunulmamış olup işbu fatura uyarınca da ödemeler gerçekleştirildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2016/1277 E – 2019/209 K. sayılı 11/03/2019 tarihli, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, davacının … İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı icra dosyasına konu asıl alacağın 11.340,00 TL si yönünden borçlu olmadığının tespitine, 6.660,00 TL asıl alacak üzerinden takibin takip tarihinden itibaren aynı şartlarda devamına, davacının ve davalının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine ilişkin kararı, … Hukuk Dairesi 2019/… E – 2022/… Karar sayılı 12/04/2022 tarihli kararı ile, ” Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… esas sayılı dosyası ile, 15.04.2015 tarihli 138.000,00 TL tutarındaki fatura bakiyesine dayalı 18.000,00 TL asıl alacak, 1.092,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.092,58 TL nin % 10,50 avans faiziyle birlikte tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleşmesi üzerine davacı borçlu tarafından menfi tespit davası açılmıştır. Taraflar arasında imzalanan 22/09/2014 tarihli sözleşmeye göre yapılacak işin 18 dairede kapı, mutfak dolabı, portmanto, banyo dolabı, çamaşır makinesi modülü olarak belirlendiği, ürün satış fiyatının 138.000,00 TL KDV dahil olduğu ve ödeme şeklinin düzenlendiği anlaşılmıştır. Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar paranın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş olması veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Davacı davalı şirketin üstlenilen işlerin bir bölümünün taahhüt edilen kalitede imal ve montajının gerçekleştirilmediğini, bir bölüm işlerin de eksik imal edildiğini, taahhüt edilen işlerin gereği gibi imal edilmemiş olması, eksiklik ve ayıplar bulunması nedeniyle bakiye ödeme yapılmadığını, sözleşme ve fatura içeriğinin uyumsuz olduğunu ileri sürerek dava konusu icra dosyasına konu edilen icra takibinde talep edilen alacak nedeni ile müvekkilin borçlu olmadığının tespitini talep etmiş; davalı taraf ise süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, sözleşme ile fatura arasında uyumsuzluk bulunmadığını, davacı borçlu tarafından da dava tarihine kadar faturaya karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı ve fatura uyarınca da ödemeler gerçekleştirildiğini belirtmiştir. Eser sözleşmesine dayalı ilişkilerde eserin teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğü yüklenicide, eserin ayıplı olduğu iddiası ve bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü ise iş sahibindedir.” (bkz.Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 30.05.2013 tarih, 2013/5906 Esas, 2013/3519 Karar sayılı kararı) Somut olayda, mahkemece davalı şirketin üstenilen işlerin bir bölümünü taahhüt edilen kalitede imal etmemesi ve montajını gerçekleştirmemesi, bir bölümünü de eksik imal etmesi nedeni ile davalının faturaya yansıttığı ve talep ettiği kadar borcu olmadığını ileri sürdüğünden ispat yükünün davacı borçluda olduğunu; davacının taraflar arasındaki sözleşmeye konu işleri teknik olarak kabulünde sakınca olmayan, teslimini ve kullanılmasını ve/veya işletilmesini engellemeyen, giderilmesi de mümkün olmayan kusur ve eksikliklerle birlikte kabul etmekle beraber yasal mevzuat gereği nesafet kesintisi uygulayabileceği belirlenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususu değerlendirilmemiştir. Ayıp ihbarı maddi vaka olduğundan, ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı tanık dahil her türlü yasal delil ile ispatlanabilecek olup, davacı tarafça verilen delil listesinde tanık deliline dayanıldığından mahkemece tanıklar dinlenilmek suretiyle ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerekir. Mahkemece bilirkişiden rapor alınmış ise de iddia edilen ayıbın açık ayıp mı, gizli ayıp mı olduğu belirlenmediğinden, bilirkişiden ek rapor alınıp, ayıpların açık ayıp mı, gizli ayıp mı olduğu tespit edilip, gizli ayıp ise ortaya çıkış zamanı da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır…” ifadelerine yer verilerek kaldırılmıştır.
İstinaf kararı doğrultusunda mahkememizce yargılamaya devam edilerek ayıp ihbarı maddi vaka olduğundan, ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı tanık dahil her türlü yasal delil ile ispatlanabilecek olup, davacı tarafça verilen delil listesinde tanık deliline dayanıldığından ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesi bakımından davacı tanığı … dinlenmiştir.
Davacı tanığı … , ” 2014 Yılının Eylül ayında çalıştığım … ile bir iş yaptı, tüm dairelerin iç kapıları, mutfak dolapları, mutfak akrilik tezgahları, … vestiyerleri ve banyo dolapları işi idi, bu iş yapıldı, ancak sözleşmede belirtilen şartlara uyulmadı, hem malzeme kalitesi hem de işçilik yönünden eksiklikler söz konusu idi, peşinat olarak 100.000 TL ödenmişti, yanlış hatırlamıyorsam 18.000 TL kadar daha ödeme yapılacaktı, ancak işin eksik ve ayıplı olması nedeniyle kalan ödeme yapılmadı, bu nedenle çiftel firması sivtaşı icraya verdi, lake kapı yapılması gerekirken rengi sararmış kapılar yapılmıştı, kapıların aralarında gönyelerinde açıklık ve boşluk vardı, kapı alt, yan ve üst taaflarında olması gerekenden daha fazla açıklık vardı, mutfak tezgahları akrilik olarak konuşulduğu halde akrilik tezgah yapılmadı, akriliğin çakması daha alt bir ürün yapılmıştı, portmanto vestiyerleri ve banyo dolaplarında da ufak defek hatalar vardı, birleşim yerlerinde problemler vardı, bir inşaat mühendisi bilirkişi tarafından tespitler yapılarak bu durumlar belirlenmişti, bu işler tek defada yapılan işler değildi, hepsi farklı tarihlerde tespit edildi, tespit edildiği anda derhal karşı tarafa bildirimde bulunulmuştur, ancak bu bildirimler yazılı bir tutanağa bağlanmadı, işler bütünüyle tam olarak teslim alınmadı, hiçbir zaman tam bir teslim tarihi olmadı, periyodik olarak tamamlanan işin ayıplı olması halinde karşı tarafa bildirimde bulunmuştuk, eksiklikleri belirttiğimizde usta gönderiyorlardı, kapıların sökülüp götürülmesi söz konusu oldu, 18 dairede toplam 126 kapı sökülüp götürülmüştür, sonrasında bu kapılar getirildi, takıldı ancak gözlemlerimize göre değişen hiçbirşey olmamıştı, belirttiğimiz sorunlar giderilmemişti, ayıplar görülür görülmez anlaşılabilecek nitelikteydi, zaten karşı taraf bunu kabul ettiğinden dolayı ayıplı malzemeyi söküp götürmüştür, kapılar sökülüp götürüldüğünde herhangi bir tutanak tutulmadı, ancak … Bey, Müdür … ve … bu durumdan haberdardır ” demiştir. Tanık, işlerin tek defada yapılan işler olmadığını, ayıpların bu nedenle farklı tarihlerde tespit edildiğini, tespit edildiği anda derhal karşı tarafa bildirimde bulunulduğunu, ayıpların görülür görülmez anlaşılabilecek nitelikte olduğunu belirttiğinden ayıpların açık ayıp olduğu ve ayıp ihbarlarının süresinde yapıldığı deyimlenmiştir.
Taraflar arasında 22/09/2014 tarihli satış sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye göre yapılacak işin 18 dairede kapı, mutfak dolabı, portmanto, banyo dolabı, çamaşır makinesi modülü olarak belirlendiği, ürün satış fiyatı: 138.000,00 TL KDV dahil, ödeme şekli: 120.000,00 TL üç çekle, bakiye 18.000,000 TL iş bitimi nakit olarak ödeneceği hususlarının düzenlendiği, sözleşme konusu işlerin yapılmış olduğu ancak kapıların renginde ton faklılıklarının bulunduğu, mutfak tezgahının da akrilik esaslı olması gerekirken akrilik boyalı olarak imal edildiği, metraj konusunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamakta olup uyuşmazlığın, imalatın aynının faturaya yansıtılmadığı yönünde olduğu, Yapı İşleri Genel Şartnamesi madde 41 de: “Geçici kabul için yapılan incelemede teknik olarak kabulünde sakınca görülmeyen ve işin idareye teslimi ve kullanılmasını ve/veya işletilmesini engellemeyen, giderilmesi de mümkün olmayan veya fazla harcama ile ve zaman kaybını gerektiren kusur ve eksiklikler görülecek olursa hakediş veya teminatından uygun görülecek bir bedel kesilmek şartı ile iş idare tarafından bu haliyle kabul edilebilir, “dendiği, bu kesinti miktarının Geçici Kabul teklifinde zikredilen %5 oranı ile sınırlı olduğu, 6098 sayılı TBK 474-475-477 maddeleri, Yapı İşleri Genel Şartnamesi 41. madde hükümleri ve de 4735 sayılı Kamu İhale Yasasının 36. maddesi gereği sözleşme bedeli üzerinden %5 indirim/mahsup yapılabileceği, kapı imalatı için toplam 1.260 TL, mutfak tezgahları için toplamda 10.080.-TL, her iki imalat için 1.260 + 10.080 = 11.340 TL kesinti yapılabileceği, davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinde davacı şirket 15.04.2015 tarih itibariyle davalı şirkete 18.000,00 TL borçlu iken borcunu kapattığı, davalı şirket ticari defter kayıtlarında, davalı şirketin 138.000,00 TL tutarındaki faturasının defterlerde kayıtlı olduğu ve fatura bakiyesi 18.000,00 TL’nin davacı tarafça ödenmediği, davacının 18.000 TL bakiyenin ödenmediğini ikrar ettiği, davacı tarafın ödeme yapılmamasını davalı şirketin üstenilen işlerin bir bölümünü taahhüt edilen kalitede imal ve montajını gerçekleştirmemesine, bir bölüm işlerin de eksik imal edilmesine bağladığı, davalı şirketin icra takibinde talep edebileceği tutarın 18.000 TL – 11.340 TL kesinti = 6.660 TL olduğu anlaşılmış, davacının … İcra Müdürlüğünün 2015/… E sayılı icra dosyasına konu alacağın 11.340,00 TL’si yönünden borçlu olmadığının tespitine, 6.660,00 TL asıl alacak üzerinden takibin takip tarihinden itibaren aynı şartlarla devamına, davacının tazminat talebinin davalının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından reddine, davalının tazminat talebinin takibin durdurulmasına karar verilmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacının … İcra Müdürlüğünün 2015/… e sayılı icra dosyasına konu alacağın 11.340,00 TL’si yönünden borçlu olmadığının tespitine, 6.660,00 TL asıl alacak üzerinden takibin takip tarihinden itibaren aynı şartlarla devamına, davacının ve davalının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 774,63 TL ilam harcından peşin yatırılan 432,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 342,16 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 432,47 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 121,00 TL posta giderlerinden 65,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 253,80 TL keşif harcı, 2.080,00 TL bilirkişi ücreti, 350,00 TL keşif yol ücreti, 165,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 2.878,00 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 1.288,76 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.

10/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır