Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/350 E. 2023/302 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/350 Esas
KARAR NO : 2023/302

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil numarası ile kayıtlı davalı şirketin ortağı olarak 108 adet para haiz olduğunu, ayrıca babasının vefatıyla sermayesinin toplam 7.005.000,00 TL’lik kısmını temsil eden ve her biri 5.000,00 TL nominal değerde toplam 1.401 adet payın 1.050.750,00 TL’lik kısmı külli halefiyet yolu ile müvekkiline intikal ettiğini, davalı şirketin 2018-2019 ve 2020-2021 yılları olağan genel kurul toplantısına daveti 27 Ocak 2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davet mektubunun müvekkile 16/02/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, Olağan Genel Kurul toplantısının ise 18/02/2022 tarihinde şirket merkezinde gerçekleştiğini, müvekkilinin de toplantıya katılarak kararlara karşı muhalefet ettiğini, bu kararların butlanı ve iptali gerektiğini, Olağan Genel Kurul toplantısına davet mektubunun müvekkile tebliğ edildikten iki gün sonra davalı şirket tarafından müvekkile 11/02/2022 tarihli … 48. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarname tebliğ edildiğini, ilgili ihtarnamede mirastan intikal eden hisseleri 34.972.930 TL bedelle TTK 493 hükmünden kaynaklı alım hakkı kullanılarak davalı şirket tarafından devir alınması önerildiğini, ancak ilgili ihtarnamenin düzenleneme ve tebliğ zamanı dikkate alındığında kasti şekilde müvekkilinin oy hakkının sınırlandırılması amacıyla bilgi edinme hakkıyla birlikte müvekkilinin sair kanunlardan doğan haklarının kullandırılmasını engellemeye yönelik hareket edildiğini, bu ihtarnameye karşı taraflarınca … 14. ATM… Esas sayılı dosyası ile payların gerçek değerinin tespiti amacıyla dava açıldığını, somut olayda müvekkilinin pay sahibi olmasıyla birlikte kendisine kanuni olarak tanınan bilgi edinme hakkının davalı şirket yönetim kurulu tarafından gasp edildiğini, zira genel kurul öncesi incelenmesi gereken faaliyet raporları, finansal tablolar ve bilançoların toplantı esnasında müvekkile iletildiğini, bu durumun müvekkilinin şirket nezdinde sermayesinden ve pay oranından bağımsız olarak şirkete yaptığı yatırımla ilgili doğru kararı verebilmesi için şirketin ekonomik durumu ve faaliyetlerine ilişkin bilgi sahibi olma hakkına engel teşkil ettiğini, bu haliyle TTK’nın 447. Maddesi gereğince ilgili Olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararların butlanı gerektiğini, dürüstlük kuralları çerçevesinde hakların başkalarına zarar vermeden veya en az zarar verecek şekilde kullanılması gerektiğini, bu durumda hakların kullanılmasında birden çok seçenek varsa bunlardan başkalarına zarar vermeyen veya en az zarar veren seçeneğin seçilmesi gerektiğini, genel kurulda şirketin meşru yararı gereği bir karar alınırken bu yararı sağlayacak birden çok seçenek mevcutsa bunlardan azınlık ve münferit pay sahipleri için zararsız veya en az zararlı olan seçeneğin karara bağlanması gerektiğini, aksi halde alınan genel kurul kararının iptal edilebilir bir karar olduğunu, 18/02/2022 tarihli Olağan Genel Kurul toplantı tutanağı incelendiğinde görüldüğü gibi …’un şirketin yararını gözeterek yönetim kurulu üyeleri olan …ve …’un yönetim kurulu üyesi olarak seçilmemeleri gerektiğini, bahsedilen kişiler hakkında soruşturmalar bulunduğunu, şirketin itibarını zedeledikleri belirtilmiş ise de … ve …tarafından huzursuzluk ve ihtilaf çıkarmakla itham edildiğini, bu durumu müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olmaması amacıyla bir bahane olarak kullandıklarını, açıklanan bu nedenlerle; 18/02/2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul kararlarının tümünün hükümsüzlüğünü, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde olağan genel kurul kararlarının tümünün iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK md 194’e göre ” Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar” hükmüne havi olduğunu, bu çerçevede hak arama özgürlüğünü kullanan herkesin davasını açarken somut bir şekilde vakıalarını ortaya koymak ve bu vakıaları ispat edeceği somut delilleri açıklamakla yükümlü olduğunu, aksine bir kabulünün hem hak arama hemde savunma hakkını kısıtladığını, davacı tarafın genel kurulda alınan hangi karara ilişkin hangi nedenden butlan ve iptal talepli davayı ikame ettiğinin anlaşılamadığını, davacı tarafın genel ibareler kullanarak huzurdaki davayı açarak somutlaştırma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu genel kurulda alınan kararlarda davacı tarafından muhalefet şerhi bulunmadığını, davacının muhalefet şerhi olduğunu iddia ettiği belge içinde geçerli olduğunu, davacı tarafın usule uygun şekilde muhalefet şerhi de düzenlemiş olmadığını, dava dilekçesinde yer alan hususların konusu itibari ile butlan davasına konu olamayacağını, davacı tarafın TTK md. 437 anlamında bilgi edinme ve inceleme hakkını kullanmadığını, söz konusu bu hususa ilişkin iddia ve taleplerinin işbu davanın değil farklı bir davanın konusu olduğunu, kaldı ki dava dilekçesinde açık şekilde ortaya konulduğu üzere TTK md. 437 konusunun kayıtlar toplantı sırasında incelemeye hazır halde tutulduğunu, davacı tarafın YK üyelerinin seçilmesi noktasında bir takım iddialar ortaya attığını, söz konusu bu iddialar ile yönetim kurulu üyeliğine seçim süresinin ve bu sürecin şirket menfaatlerini zedelemesi nedeniyle hükümsüzlük yaptırımına tabi olduğunu iddia ettiğini, davacı tarafın öne sürdüğü iddialar ile yönetim kurulu üyelerinin seçimi arasında herhangi bir ilgi bulunmadığını, dava konusu genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyelerinin usulüne uygun şekilde seçilmiş olduğunu, seçilen üyelerin yönetim kurulu üyeliğine engel yasal bir halleri bulunmadığını, davacı tarafın ön alım hakkı ile huzurdaki davanın ilgisi bulunmadığını, davacının amacının şirket menfaatlerini gözetmek değil pek çok farklı davada taraf olduğu kardeşlerini zor durumda bırakmak olduğunu, bu nedenle davacının kötü niyetli olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Genel kurul tutanağı, genel kurul toplantısına dair belgeler, ticari defter ve kayıtlar, sicil kayıtları, bilirkişi incelemesi, yazılan müzekkere cevapları, taraf vekillerinin açıklamaları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, anonim şirket genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti ve terditli olarak iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık davalı şirketin 18/02/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların butlanla malul olup olmadığı ve terditli olarak kararlarının iptali şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Mali konularda uzman bilirkişi ile ticaret mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlık ve hesaplamalarda uzman bilirkişiden alınan raporda; genel kurulun usulüne uygun şekilde davet edildiği ve gündemin gereği gibi ilan edildiği, gündemde yer alan konuların müzakere edildiği, genel kurulun butlanı şartlarının oluşmadığı, genel kurulda alınan karaların iptali kabil olmadığı, görüşü belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, bilirkişi incelemesi ve dosyaya sunulan deliller üzerinden yapılan incelemede:
Butlan yönünden;
TTK mad. 447 de, genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. Düzenlemesine yer verilmiştir.
Alınan kararlar TTK md. 447 de sayılan kararlardan olmayıp, kararların butlanı gerektirir genel kurul kararlarından olmamaları, niteliği itibarı ile çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerek
Davacı tarafın usulüne uygun şekilde genel kurula davet edildiği, oy kullandığı görülmüştür. Bilgi alma ve inceleme hakkının sınırlandırılması bir butlan sebebi olarak düzenlenmiştir. Davacı tarafın inceleme ve değerlendirme için gerekli süreye sahip olmadığına ilişkin iddiası ise bu hakkın sınırlandırıldığı, davacı pay sahibinin bilgi alma hakkının elinden alındığı anlamına gelmeyeceği gibi bu hakkın davacı pay sahibinin elinden alındığına ilişkin somut bir delilde bulunmadığından genel kurulda alınan kararların batıl olmadığı sonucuna ulaşılarak talebin reddine hükmedilmiştir.
İptal talebi yönünden;
Davacı davalı şirketin 18.02.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini talep etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/2875 esas, 2019/1904 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“…oylamadan önce ( karar alınmasından önce) muhalefet edilmesinin ( peşin muhalefet) dava hakkı vermediği, kararların alınmasından sonra muhalefet şerhi verilmesinin gerektiği gözetilerek anılan maddeler hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir… taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir…. taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlaırnın reddi ile usul ve yasyaa uygun hükmün ONANMASINA,”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3433 esas, 2020/468 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“Somut olayda, davacı ortağın genel kurulda kendisini vekili aracılığıyla temsil ettirdiği, vekilin iptali istenen maddeye yönelik olarak daha karar alınmadan önce karşı çıktığı, bu şekilde muhalefet durumunun öneriye karşı olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkmanın (muhalefet) bulunmadığı, bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği anlaşıldığından, dava konusu genel kurul kararı bakımından yapılan iptal isteminin dava koşulu yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken,”
Şeklindedir.
Davaya konu kararların alındığı genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; gündem maddelerinin görüşülmesinden sonra oylamaya geçildiği yapılan oylamadan sonra davacının herhangi bir muhalefeti bulunmadığı anlaşılmıştır.
Genel kurul toplantı tutanağından görüldüğü üzere davacının gündem maddelerinin oylanmasından sonra alınan kararlara her hangi bir muhalefeti bulunmamaktadır. 6 numaralı kararda oylamadan önce ki muhalefet durumu ise öneriye karşı çıkma olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı muhalefet bulunmadığından kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmıştır. İptal talebi yönünden TTK 446/1-a maddesinde belirtilen dava açabilme şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dosyasına kendisi tarafından tutulmuş 18.02.2022 tarihli tutanak sunmuştur. Tutanak içeriğinde davacının alınan kararlara karşı her türlü talep ve dava hakkını saklı tuttuğunu belirttiği anlaşılmıştır. Davacı her ne kadar dava dilekçesi ekinde muhalif kaldığına ilişkin tutanak sunmuş ise de, genel kurul toplantı tutanağında davacının alınan kararlara karşı yazılı olarak muhalefet ettiğine dair her hangi bir ifade bulunmadığı gibi, davacının da muhalefetinin tutanağa geçirilmediği şeklinde bir iddiası da bulunmamaktadır. Davalı tarafından kabul edilmeyen bu tutanak davacı tarafından her zaman tek taraflı olarak düzenlenebilecek bir tutanak olması nedeni ile geçerli bir muhalefet tutanağı olarak kabul edilmemişitr.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davaya konu Genel Kurul Kararlarının hükümsüz olduğuna ilişkin talebin esastan REDDİNE,
2-Davaya konu Genel Kurul Kararlarının iptali talebi yönünden davanın TTK 446/1.a maddesinde belirtilen dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL Karar ve İlam harcından peşin alınan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiyesinin yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2023

Başkan
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır

Katip
¸e-imzalıdır