Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/35 E. 2022/698 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/35 Esas
KARAR NO : 2022/698

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin üretim lisanslarına dayanarak elektrik üretmekte olduğunu, müvekkil şirket hakkında T.C. Enerji piyasası düzenleme kurulu tarafından lisansına kayıtlı kurulu güç ile üretilebilecek azami üretim miktarını aşarak … kapsamında haksız gelir elde ettiği iddiasıyla elektrik piyasasında denetimle ile ön araştırma ve soruşturmalarda takip edilecek usul ve esaslar hakkında yönetmeliğin 1. Maddesi uyarınca 17/05/2021 tarihli … sayılı başkanlık oluru ile soruşturma başlatıldığını, EPDK tarafından müvekkil şirkete ait …,… ve … için ayrı ayrı tesis edilen kararların gereğinin yapılması yasal olarak zorunlu olduğunu, ödemelerin yapılmaması durumunda müvekkil şirketin … nezdinde ki elektrik üretiminden doğacak alacaklarından ve teminatından derhal kesinti yapılacağından ve bu durum da müvekkil şirket bakımından finansal güçlük yaratacağından ödemelerin taksitle yapılabilmesi için davalı … tarafından anlaşma imzalanması gerektiği ifade edildiğini, müvekkil şirket tarafından da ihtirazi kayıt yazıları yazılarak, anlaşma ve ekindeki bonoları da ihtirazi kayıt konmak sureti ile anlaşma metni üzerinde müzakere imkanı tanımaksızın davalı tarafından sunulan metin imzalanmak zorunda kalındığını, müvekkil şirketin kasıtlı olarak fazlaya ilişkin enerji söz konusu olmadığını, müvekkil şirketin bahse konu dönemlerde …’te 2013-2014 ve 2015 yıllarında …’te 2015 yılında, …’te 2018 ve 2019 yıllarında … mekanizmasına dahil olmayı seçtiğini, bu mekanizma gereğince yaptığı elektrik üretiminin … aracılığı ile ticaretini yaptığını, bu nedenle … ile piyasa katılım anlaşması imzalandığını, teminatta sunulduğunu, müvekkil şirketin haksız/sebepsiz zenginleşme teşkil edecek tahsilat yapmadığını, müvekkil şirketin herhangi bir hilesi olmadığını, elektrik enerjisi üretilerek sisteme verilmiş ve bu elektrikte sanayi v.b. Nihai kullanıcılara … tarafından satıldığını, faturalar ve birim fiyatları da doğrudan … tarafından bildirildiğini, müvekkil şirketin bu verilere göre faturasını kestiğini, her halükarda yenilebilir enerji kaynaklarının belgelendirilmesi ve desteklenmesine ilişkin yönetmeliğin haksız ve yersiz ödemelerin iadesi ile ilgili 27. Madde hükmü 09/05/2021 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğundan 2014-2019 yıllarını kapsar biçimde geçmişe dönük talep etmek mümkün olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; müvekkil şirketin davalı şirkete toplam 4.645.024,90 TL tutarında borcu olmadığının tespitini, ihtirazi kayıtla imzalanan 10/01/2022 tarihli anlaşmanın anlaşma konusu ödemelerin ve ödemelerin teminatı olarak verilen toplam 4.645.024,90 TL tutarında 30 adet teminat senedinin iptalini, davalı nezdinde teminatların irat kaydedilmemesi / nakde çevrilmemesine karar verilmesini, ihtirazi kayıtla imzalanan anlaşmaya konu ödemlerin yapılmaması, senetlerin ödenmemesi ve teminatlarının nakde çevrilmemesi irat kaydedilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılamam giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ın elektrik piyasasında üretilen elektriği alıp satmadığını, elektriği üreten, satan ve alan katılımcıları buluşturan platformu işlettiğini, satıcı ve alacılar arasında mevzuat hükümleri uyarınca bir nevi aracı konumunda olduğunu, …’ın bu elektrik enerjisi alım ya da satımına ilişkin piyasa katılımcılarının alacak-borç tutarlarını hesaplamakta ve borçlu durumdaki piyasa katılımcılardan tahsil ettiği tutarları alacaklı durumda olan piyasa katılımcılarına ödemekte olduğunu, bu işlemler sonucunda …’a ödenen parasal tutarlar …’ın uhdesinde kalmadığını, piyasadan tahsil edilen tutarlar yine piyasa ödenmekte olduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğunu, kamu gücü kullanılarak tesis edilen işlemler bakımından işlemi tesis eden kuruluşun özel hukuk hükümlerine göre kurulmuş olması ya da yönetiliyor olması, tesis edilen işlemin idari nitelikte olmasını değiştirmediğini, müvekkil şirketin yürüttüğü faaliyet ve tesis ettiği dava konusu işlem adli yargının konusu olmadığını, …’ın davacıdan yaptığı tahsilat işlemi, düzenleyici idari kurum olan EPDK’nın 16/12/2021 tarihli kurul kararlarının icra edilmesi ile elektrik piyasası mevzuatındaki emredici hükümlerin uygulanması sonucu tesis edildiğini, davacının dava dilekçesinde fazla üretim yaptığını kabul ettiğini ama kasıtlı olmadığını savunduğunu, elektrik piyasası dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliğinin 25. Maddesine göre bir tüzel kişinin elektrik piyasası katılımcısı olabilmesinin temel koşullarından birisi, piyasa işlemletmecisi … ile piyasa kayıt anlaşması imzalanmış olması olduğunu, haksız yere yekdem teşvik mekanizmasından yararlandığını, davacının haksız yararlandığı tutar kadar oluşan maliyet, diğer elektrik piyasa katılımcılarına yansıdığını, onlardan tahsil edilen tutarların davacıya ödendiğini, EPDK soruşturması sonrasında alınan kurul kararlarından sonra davacıya borç olarak yansıtılan bedellerin davacıdan tahsil edildikten sonra mevzuat uyarınca yine ilgili elektrik piyasası katılımcılarına ödeneceğini, dolayısıyla davacıdan tahsilen edilen tutarların hiçbir zaman ….’ta kalmadığını, bu nedenle de iddia edildiği gibi sebepsiz zenginleşmenin mümkün olmadığını, davacıya ait tesisin gerçekleştirdiği fazla üretimin müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, davcının kestiği faturanın … tarafından ödenmiş olmasının davacının lisansına aykırı yaptığı üretimlere onay verildiği sonucunun çıkmayacağını, davacının lisansında izin verilenden daha fazla üretim yaptığını ve fazla üretimin bedeline hakkı olmadığını bilebilecek konumda olduğunu, davacının hesaplama, faiz ve vade farkına dair yaptığı itirazların dayanaksız olduğunu, sadece itirazdan ibaret olup hiçbir yasal gerekçeye dayanmadığını, açıklanan bu nedenlerle; görevsizlik itirazlarının kabulünü, HMK 165/2 maddesi uyarınca “Bekletici Sorun” yapılması taleplerinin kabulünü, müvekkil nezdinde tutulan teminatlar hakkında yönündeki talebin reddini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacının 4.645.024,90 TL tutarında borcu olmadığının tespitini, ihtirazi kayıtla imzalanan 10/01/2022 tarihli anlaşmanın anlaşma konusu ödemelerin ve ödemelerin teminatı olarak verilen toplam 4.645.024,90 TL tutarında 30 adet teminat senedinin iptali, davalı nezdinde teminatların irat kaydedilmemesi / nakde çevrilmemesi istemine ilişkindir.
…’ın tahsil işleminin dayanağı olan EPDK kararlarının hukuka uygun olup olmadığı, davacının lisansının üzerinde yaptığı elektrik üretimi için aldığı ödemelerin Elektrik Piyasası mevzuatı hükümlerine göre kendisinden alınıp alınmayacağı hususları uyuşmazlık konusudur.
…’ın davacıdan yaptığı tahsilat işlemi, Düzenleyici İdari Kurum olan EPDK’nın 16.12.2021 tarihli Kurul kararlarının icra edilmesi ile Elektrik Piyasası mevzuatındaki hükümlerin uygulanması sonucunda tesis edilmiştir. Davalının yürüttüğü elektrik piyasası işletmeciliği kapsamındaki işlemleri kamusal faaliyet niteliğindedir. Davacının lisansının üzerinde yaptığı elektrik üretimi için aldığı ödemelerin tahsil edilmesine yönelik işlemin statü itibarıyla özel hukuk kurallarma tabi kılınmış olsa da “piyasa işletmecisi” olan …’ın, Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma mevzuatı çerçevesinde tek yanlı, kamu gücü kullanarak tesis ettiği idari bir işlem olduğu ve adli yargının görev alanında kalmadığı, idari yargı denetimine tabi olduğu anlaşılmaktadır.
HMK.m.114/1-b,c bendlerine göre yargı yolunun caiz olması ve mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır. Dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın yargı yolunun caiz olmaması dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK 114/1.b ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-)Davacı tarafından yatırılan 79.325,42 TL Peşin harçtan 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile 79.244,72‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-)Davalı vekilli lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2022

Başkan
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır

Katip
¸e-imzalıdır