Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/336 E. 2023/996 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/336 Esas
KARAR NO : 2023/996

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2022
KARAR TARİHİ : 05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 30.01.2015 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre belirtilen proje için müvekkili şirket tarafından … Uzmanı, İşyeri Hekimi ve Sağlık Personeli hizmeti sağlan ve bu hizmet karşılığında proje bitimine kadar olarak belirlenen süre ile davalı … şirketi tarafından da aylık 18.860,00 TL+KDV olmak üzere toplamda yıllık 226.320,00 TL+KDV tutarında ücret ödeneceğinin taraflarca beyan ve kabul edildiğini, bu sözleşmeye ek olarak, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 12.05.2016 tarihinde imzalanan … İşleri Sözleşmesi Zeyilname-02 ile 01.04.2016 tarihinden başlayarak 01.02.2017 tarihine kadar … hizmeti için aylık 3.500,00 TL birim ücret belirlendiğinin taraflarca beyan ve kabul edildiğini, sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından hizmet edimi gerçekleştirilmişse de davalı şirketin, sözleşme iklerine aykırı davranarak edimini yerine getirmeyerek müvekkili şirketin 196.724,03 TL tutarındaki ücretini ödemediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine … 23. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında güvenlik hizmetine konuü edilen … leşmesi imzalandığını ve sözleşmenin “Ödemeler” başlıklı 9.maddesinde; “OSGB taahhüdü altında yapılacak olan işin ödemeleri için ilgili aya hakkediş düzenleyerek İŞVEREN (davalı/borçlu … A.Ş.) onayına sunacaktır.” şeklindeki sözleşme maddesine göre davacı şirketin hakkediş düzenlediğini ve müvekkili şirketin fatura borçlarını ödemediğini iddia ederek işbu fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibini başlattığını, akabinde davayı açtığını, faturaya itiraz edilmemesinin faturanın içeriğini kabul anlamına gelmediğini, davacının edimini eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğini, davaya konu hizmetin olması gerektiği gibi ifa edilmediğini, dolayısıyla işlemlerin tamamlanamadığını, bu nedenle müvekkili şirketin ödenmezlik defi hakkını kullandığını, davacının edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmemesi sebebiyle herhangi bir alacağa hak kazanmadığını, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, müvekkili şirket lehine icra takibi bedelinin %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatı takdirine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karsı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, icra dosyasının UYAP kayıtları, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında imza edilen 30/01/2015 tarihli ortak sağlık ve güvenlik birimi hizmetleri sözleşmesi ve eklerinde belirtilen edimlerin taraflarca gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, davacı tarafından verilen hizmetin eksik ve ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunulmadığı, davacının … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususunda toplanmaktadır.
Davaya konu … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının UYAP kayıtları dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine hizmet özleşmesine istinaden 8 adet fatura alacağına ve işlemiş faize ilişkin toplamda 241.715,96 TL’lik ilamsız takipte bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 27/09/2021 tarihinde tebliğ olduğu ve davalı borçlu vekilinin 29.09.2021 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasını ardından tarafların ticari defter ve kayıtları ile sözleşme hükümleri incelenmek suretiyle rapor hazırlanmak üzere dosyamız mali müşavir ve sektör bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 22/09/2023 tarihli raporda özetle;
“A-Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin 2015 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, 2016-2017- 2018-2019-2020 ve 2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin GİB onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu,
Raporumuzun 4.a.2.bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, davalı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
B-Davacı Alacağı Yönünden: Raporumuzun Genel Değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, takip konusu alacakları oluşturan faturaların davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, 20.09.2021 takip tarihi itibariyle, davacı şirketin kendi defterlerinde 196.724,03 TL alacaklı gözüktüğü, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen e-faturalara süresinde itiraz işleminin uygulanmadığı, Sayın Mahkemenin talebi doğrultusunda, davacı şirketin bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dava dosyasına gönderilen Ba-Bs analiz formunun incelenmesinde, bildirimlerin birbiriyle uyumlu olduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceği, aksi somut delillerle ispat edilebilmek mümkün olmakla birlikte, faturalar yönünden hizmetin ifasına ilişkin karinelerin oluştuğu,
Bu kez ispat yükünün yer değiştirerek ödemenin yapıldığının ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu hizmeti almadığını, hizmetin ayıplı olarak ifa edildiğini veya fatura bedellerinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, hizmetin ayıplı verildiğine ilişkin veya fatura bedellerinin davacı şirkete ödendiğine ilişkin herhangi bir belgenin sunulmamış olması hususları topluca değerlendirildiğinde, hukuki değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı şirketin takip konusu alacağı oluşturan faturalardan kaynaklı 196.724,03 TL’lik alacağını talep edebileceği,
C-Faiz: Raporumuzun 5-Faiz incelemesi bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, Sayın Mahkemece davacı şirketin takip öncesinde faiz talebinde bulunabileceğine karar verilmesi halinde, 44.991,93 TL faiz talebinin yerinde olduğu, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinde bulunabileceği, ancak taleple bağlılık gereği 3095 s.k m.1/I kapsamında adi kanuni faiz talebinin yerinde olduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı” şeklinde görüş ve tespitlerde bulunulduğu, raporun dosya kapsamına uygun, denetime elverişli nitelikte düzenlendiği, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilice 13/04/2023 tarihli dilekçesi ile müvekkili şirketin yetkilisinin yurt dışında olması nedeniyle yapılacak defter incelemesinin ileri bir tarihe ertelenmesi talep edilmiş ise de Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinden yapılan incelemede davalı şirketin şirket yetkililerinin birden fazla olduğu anlaşıldığından talebin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında kural olarak ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraf üzerinde ise de ileri sürülen savunmaya göre ispat yükünün yer değiştirmesi söz konusu olabilmektedir. Davalı taraf cevap dilekçesinde edimin eksik ve ayıplı ifa edildiği savunularak davacının iddiaları inkar esilmiştir. Buna göre eldeki davada edimin eksik ve ayıplı olduğu, yasal yükümlülüklerin yerine getirildiği hususunda ispat yükü davalı borçlu üzerinde bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan tespitler ışığında eldeki davada, taraflar arasında 30/01/2015 tarihli ortak sağlık ve güvenlik birimi hizmetleri sözleşmesi ve eklerinin imza edildiği ve sözleşmenin geçerliliği konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ticari defterlerin incelenmesinde davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, lehe ve aleyhe delil vasfını haiz olduğu, takip konusu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, itiraza uğradığına dair somut yazılı bir delil sunulmadığı, incelenen BA/BS bildirimlerin birbiriyle uyumlu olduğu, davalı tarafça ise yapılan ihtarata rağmen inceleme gün ve saatinde ticari defterlerinin ibraz edilmediği, yerinde inceleme talebinde bulunulmadığı görülmüş, davalının eksik/ayıplı ifa ve ayıp ihbarına ilişkin yasal yükümlülüklerin yerine getirildiği yönündeki iddiasını usulüne uygun şekilde ispatlayamadığı anlaşıldığından HMK’nın 222.maddesi de nazara alındığında davacı tarafından verilen hizmete rağmen davalı tarafça hizmet karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği anlaşıldığından (Ankara BAM 27. HD.’nin 2020/1170 Esas, 2020/1325 Karar sayılı ilamı) hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne (kısa kararda sehven kısmen kabul şeklinde hüküm kurulmuştur), asıl alacak miktarı belirlenebilir olduğundan % 20 oranında icra inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 196.724,03-TL asıl alacak ve 44.991,93-TL işlemiş faiz üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa madde 1/1 kapsamında Adi Kanuni faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 16.511,62 TL harçtan peşin alınan 2.919,33 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭ 13.592,29 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4- 2.919,33 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 38.257,39 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 79,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 4.171,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 05/12/2023

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır