Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/318 Esas
KARAR NO : 2023/856
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 10.05.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından bakiye fatura alacaklarına dayalı başlatılan takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin … ilçesinde yer alan ofisinine müvekkili olduğu şirket tarafından mobilya dekorasyon ve imalat işleri yapıldığını, davacının yapmış olduğu bu işlerden kaynaklı alacağının bulunduğunu, müvekkilinin yapılan işte üretim ve siparişlerini eksiksiz hazırladığını, montajını yaptığını, davalının ofisinde 1 aydan uzun süre çalıştığını, ancak iş sonucu fatura konusu alacağını tahsil edemediğini, davalının ofisinde yapılan imalatlara dair bir takım fotoğraflar incelendiğinde bu durumun anlaşılacağını, icra takibine konu edilen faturaya ilişkin bir ödeme yapılmadığını, süresi içerisinde faturaya itiraz edilmediğini, faturanın kesinleştiğini, açıklanan bu nedenlerle; davalı tarafından yapılmış olan haksız itirazın kaldırılması ile icra takibinin devamını, asıl alacağa takip tarihi üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanmasını, şartları oluştuğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 19.06.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin takip alacaklısı firma ile hiçbir ticari münasebeti olmadığını, taraflar arasında takibe dayanak yapılan fatura içeriğinde belirtilen mobilya işlerinin yapımı hususunda hiçbir satış veya istisna, eser sözleşmesi yapılmadığını, bu nedenle iddia edilen şifahi sözleşme yapıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını, takibe dayanak yapılan faturanın temek fatura niteliğinde olmadığını, e-arşiv niteliğinde kesilmiş olan bir fatura olduğunu, e-arşiv fatura olarak kesilmiş olan ve müvekkiline tebliğ edilmeyen faturaya karşı süresinde itiraz edilmediğinde bahisle faturanın kesinleştiğinden söz edilemeyeceğini, müvekkili olduğu şirketin 2021 yılı Haziran ayı başında mevcut işyerini kiraladığını, işyerinin mobilya işleri dahil tadilatın yapımı hususunda … A.Ş. Yetkilisi olan … ile şifahen anlaştığını, ancak tadilat sürecinde ki anlaşmazlıklar dolayısıyla bu şahısın tadilat işlerini büyük oranda yarım bıraktığını, davacının asıl yükleniciden hiçbir ödeme almaksızın böyle bir işi yapması da ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığını, ayrıca takip dayanağı olan fatura vergi usul kanunu kapsamında da hukuken geçerli olan bir fatura olmadığını, açıklanan bu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddini, alacak talebinin %20 oranından az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: … 29. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, Tarafların BA/BS formaları, Tarafların Ticaret Sicil Kayıtları, Faturalar, Türkiye Noterler Birliği yazı cevabı, Tanık Beyanları, Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
22.02.2023 tarihli duruşmada davacı tanığı … özetle; “Taraf şirketleri ve temsilcilerini tanırım. Davalı şirket yetkilisi …benim aynı zamanda arkadaşım olur. Kendisi bana …’taki ofisin yenilenmesi ve dekore edilmesi için benden yardım istedi. Esasen bu işi ben yapmayı üstlendim. Davacı …’dan dava konusu ofisin mobilya malzemelerinin alınması için ben alfe mobilya ile anlaştım. Kendisine ofis malzemelerini sipariş verdim ve gelen malzemeleri ofise yerleştirme ve monte işlemini benim sahibi olduğum şirket davacı ve davalı şirketten gelen bir kısım elemanlar yapmıştır. Dava konusu uyuşmazlık kapsamında davacı şirket olarak işlem yapmış ise de davalı şirket adına işlem yapılmadı. Bu işlem davalı şirket temsilcisi … adına yapıldı. Burası işyeri olarak kullanılacak bir yerdi. Bu kapsamda benim şirketim adına doğrudan işlem yapılmadı. Davalı şirket temsilcisi … yapılacak işlemlere yönelik bizlerden fatura istemedi. Bana sormuş olduğunuz 08/01/2022 tarihli fatura içeriğinde bulunan her işlem ve ürün getirilmiştir. Bu işlemlerin yapılması esnasında ben bizzat işin başında bulundum. Davacı şirket bizlere mobilyaların üretimini teslimini ve montajını taahhüt etti ve bunları yerine getirdi. Davalı şirket temsilcisi … ile benim aramda şifai olan sözleşmede olmayan bir takım talepleri de bulunması üzerine işin %90 -95 i tamamlandıktan sonra anlaşmazlık oldu ve iş bizden alındı. Dava konusu fatura içeriğindeki malzemelerin siparişini ben verdim. Ancak aramızdaki sözlü anlaşma gereği ödemeyi … şahsi olarak yapacaktı. Anlaşma gereğince ofisin tüm dizayn işlemleri de alındığı için tarafıma 900.000 TL ödeme yaptı. Bana da yaklaşık 100.000 USD borcu kaldı. Davacı şirkete tam miktar bilmemekle birlikte 400.000-500.000 TL ödenmiş olabilir, davacı şirket ofisin tüm mobilya işlemlerini üstlendi. Kalan küçük bir kısmının yine çoğunlukla davacıdan alınan mobilyalar kullanılarak işin bitirildiğini biliyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
22.02.2023 tarihli duruşmada davalı tanığı …özetle; ” dava konusu uyuşmazlık kapsamında bana sorduğunuz …’taki yer şirketimize ait kullanılması düşünülen taşınmazdı. Buradaki işler için bana göstermiş olduğunuz tanık … yetkiliydi ve işlerin başında yetkili olarak ben sadece kendisini gördüm. Kendisi yaklaşık 6-7 ay kadar bu işin yapımında bulundu. Sonrasında çalıştığım davalı şirket yetkilisi arasında talepler ve ödemeler konusunda detayına vakıf olmadığım uyuşmazlıklar nedeniyle işe son verildi. Taraflar konuştular. Anlaşma sağlanamayınca işin sonlanmasına karar verdiler ancak …mu bıraktı yoksa şirket temsilcimiz … bey mi bırakın dedi onu bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla ofisin tüm işleri … beye verildi. Başkaca bir şirketle anlaşılıp anlaşılmadığını ben duymadım zaten işin başında ben sadece … beyi gördüm. İşin kaba inşaat olarak büyük kısmı tamamlanmıştı. Ancak detay kısımları bulunmaktaydı. Anlaşma sonlandıktan sonra 2-3 ay kadar başka birileri gelerek kalan işleri tamamladılar. Şu an ilgili yer tamamlanmış halde bulunmaktadır. Bana sormuş olduğunuz …ismini hiç duymadım. Ben davalı şirkette bilgisayar teknikeri olarak çalışmış olsam da işlerin hızlanması için ben de zaman zaman yardım ettim. Ama tam zamanlı bir çalışmam olmamıştı.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
07.06.2023 tarihli duruşmada davalı tanığı … özetle; “ben davalı şirkette operasyon direktörü olarak yaklaşık 1 buçuk yıldır çalışmaktayım, davacı şirketi yaptığı iddia edilen işlerin sonrasında ben davalı iş yerinde çalışmaya başladım, evvelinde yapılan işlerde ben bulunmadım, sadece işin yapımı aşamasında bir kere davalı şirket yetkilisi ve benimde kuzenim olan … beni … isimli şahısla tanıştırdı, kendisi bana sorduğunuz dava konusu olan ve davalı şirketin merkez ofisi olarak kullanılacak yere ilişkin anlaşma yaptıklarını söyledi, beni tanıştırma şekli bu işten sorumlu kişinin …olduğu yönündeydi, her şeyi … bey organize etmekteydi, hatta bana yapılan işlere yönelik … bey tarafından hazırlanan ekstre gösterildi, ben bazı kalemlerin yüksek olduğundan bahisle nasıl bir fiyatlandır yapıldığını kendisine sordum, görüşmemiz 10-15 dakika kadar sürdü, … bey elektriğinden tesisatına, mobilyasından diğer işlemlere kadar her şeyden sorumlu olduğunu görüşmeden anladım, sonradan … bana 6-7 yadır işin bitmediğini, iş yerinin kira olması nedeni ile zarara uğradığını söyledi, bana burayı acilen toparlamamız ve buraya geçmemiz gerektiğini söyledi, bende hızlıca işlerin tamamlanması için bir kaç kişi görevlendirdim, sonra oranın tamamlanması ve bitmesi için organize edip kendi işlerime devam ettim, davacı şirketi daha önceden tanıdığım bir şirket değildir, ofisi tamamlanmamış ve eksik olarak gördüm, hangi işi kim yapmış bilmiyorum, bu işin … beye verildiği, bu iş ile ilgili kendilerine para ödendiği, sonrasında yarım kalan işleri tamamlamak için beni görevlendirmiş olmasıdır, öncesinde kimin ne yaptığını tam olarak bilmiyorum, ben yukarıda anlattığım eksiklikleri tamamlattığım dönemde hali hazırda davalı şirket çalışanıydım, bu nedenle davalı şirkete bu işler için herhangi bir fatura kesmedim ya da ödeme almadım.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak için açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı yan, davalı şirketin … ilçesinde yer alan ofisinine müvekkili olduğu şirket tarafından mobilya dekorasyon ve imalat işleri yapıldığını, davacının yapmış olduğu bu işlerden kaynaklı alacağının bulunduğunu, müvekkilinin yapılan işte üretim ve siparişlerini eksiksiz hazırladığını, montajını yaptığını, davalının ofisinde 1 aydan uzun süre çalıştığını, ancak iş sonucu fatura konusu alacağını tahsil edemediğini, iddia etmiştir.
Davalı yan ise müvekkilinin takip alacaklısı firma ile hiçbir ticari münasebeti olmadığını, taraflar arasında takibe dayanak yapılan fatura içeriğinde belirtilen mobilya işlerinin yapımı hususunda hiçbir satış veya istisna, eser sözleşmesi yapılmadığını, bu nedenle iddia edilen şifahi sözleşme yapıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığı savunması ile husumet itirazında bulunmuştur.
Öncelikle taraflar arasında sözleşme ilişkisinin olup olmadığı hususunun ortaya konulması gerekmekle taraf tanıkları dinlenmiştir. Tanık anlatımlarından işin tanık olarak dinlenen … tarafından üstlenildiği ve kendisi tarafından yapıldığı, davalı yanca bir kısım ödemenin doğrudan tanık …’e yapıldığı da tarafların kabulündedir. Bu kapsamda davacıdan temin edilen işin sırf davalı yanın işyerinde kullanılması husumeti davalıya yöneltebileceği anlamına gelmemekle, davalının varsa alacağını aralarında sözleşme ilişkisi olduğu açıkça ortaya konan tanık …’tan talep edebileceği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davacının açmış olduğu davanın HMK madde 114/1-d ve 115/2 gereği pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yasal gerektirici nedenlere göre;
1-Davanın HMK madde 114/1-d ve 115/2 gereği pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 3.534,36 TL peşin harçtan alınması gereken 269,85 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 3.264,51 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13 ve 14. Maddeleri ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 45.896,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır