Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/305 E. 2022/674 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/305 Esas
KARAR NO : 2022/674

DAVA : Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı şirketin mülkiyeti kendisine ait …, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii 227 Ada, 3 Parsel’de kayıtlı akaryakıt istasyonunda … A.Ş. bayii olarak faaliyet göstermek üzere 18.09.2015 tarihli ve 5 yıl süreli istasyonlu Bayilik Sözleşmesi ile Yatırım Çerçeve Sözleşmesi imzalandığını, davalının 5 yıllık sözleşmenin daha ikinci ayı bile dolmadan, müvekkili şirkete gönderdiği … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname ile “Yatırım Çerçeve Sözleşmesi’nin 4 numaralı Eki ile istasyona PO tarafından bazı yatırım ve iyileştirmelerin yapılmasının kararlaştırıldığını, ancak PO’nun bu edimlerini ifa anlamında herhangi bir ayni ya da nakdi ödeme ya da satış/ kâr arttırıcı ödeme yapmadığını ve hiçbir taahhüdünü yerine getirmediğini, bu sebeple taraflar arasında akdedilmiş olan tüm sözleşmeleri tek taraflı olarak feshettiğini” bildirdiğini, davalı şirketin, sözleşmeyi süresinden çok önce ve haksız olarak feshettiğini, davalının gerekçe olarak ileri sürdüğü iddiaların tümünün gerçeğe aykırı olup haklı bir fesih nedeni olmadığını, davalı şirketin, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, müvekkili ile akdettiği bayilik ilişkisine 09.11.2015 tarihinde haklı bir neden olmaksızın son verdiğini, o tarihten beri dava dışı… A.Ş. unvanlı dağıtıcının bayiliğini yaptığını, yatırım Çerçeve Sözleşmesinin 10.3. maddesinde, sözleşmenin sona ermesinin sonuçlarının hükme bağlandığını, anılan maddeye göre “Yatırım Çerçeve Sözleşmesi veya Bayilik Sözleşmesi’nin Bayi tarafından herhangi bir nedenle feshedilmesi halinde Bayi tarafından PO’ya 50.000-$ (Ellibin Dolar) tutarında cezai şart ödeneceğini, davalının, sözleşmenin 5 yıllık süresinin sadece 52 gününü tamamlayıp, daha geriye 4 yıl 10 ay 9 günlük süre var iken sözleşmeyi haksız surette feshetmesinden dolayı müvekkili … A.Ş.’nin son derece önemli miktarda bir kârdan mahrum olduğunu, davalı şirket sözleşmeyi feshetmese idi müvekkili şirketin Kasım 2015 ile sözleşmenin süre sonu olan 2020 Eylül dönemi için tahmini olarak 1.094.300 TL kâr elde edebileceğini, davalının müvekkili nezdindeki 25.000 TL bedelli banka teminat mektubu, davalının ileride tahakkuk edecek borcundan mahsup edilmek üzere 03.03.2016 tarihinde tazmin edildiğini, bu nedenle, ceza-i şart ve kâr mahrumiyeti hesaplaması sonucunda tespit edilecek müvekkili alacağından 25.000 TL’nin mahsup edilmesi gerekeceğini, Katma Değer Vergisi Yasası’nın “Matraha Dâhil Olan Unsurlar” başlıklı 24.maddesinin “c” bendinde faiz ve vade farkının KDV matrahına dâhil olduğunun açıkça belirtildiğini, bu itibarla, hesaplanacak faiz tutarının %18 oranında KDV’siyle beraber müvekkiline ödenmesine hükmedilmesi gerektiğini, 1.094,300 TL tutarındaki kâr mahrumiyetinin, fazlaya dair her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 50.000 TL’lik kısmının, dava tarihinden itibaren, avans faizi ve faizin %18 KDV’si ile beraber davalıdan tahsili ile kendilerine ödenmesini, 50.000 ABD Doları tutarındaki ceza şartının, dava tarihinden itibaren, bankaların 1 yıl vadeli ABD Doları hesaplarına uyguladıkları en yüksek faizi ve faizin % 18 KDV’si ile beraber davalıdan tahsili ile kendilerine ödenmesini, tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı şirketin, Petrol Ofisi kurumsal kimliği altında … adresinde petrol, otogaz (LPG) ile petrol ürünleri satışı yapmakta iken önceki bayilik sözleşmesinin süresinin dolmasına 6 ay kala davalının tek yanlı hazırladığı, genel olarak koşulları müzakereye açık olmayan bayilik anlaşmaları önüne konulduğunu, dava dilekçesinde yer aldığı gibi 18.09.2015 tarihi yazılmış olan … versiyon İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi ile zorunlu olduğu belirtilen başka sözleşmeler imzalatıldığını, sözleşmeler 4-5 ay önce müvekkiline tarihsiz imzalatıldığını, usulün hep böyle olduğunu, yeni sözleşmelerdeki gelir sağlayıcı hükümlerin uygulanabilmesi için, tarihsiz ama imzalı sözleşme olması gerektiğinin dayatıldığını, sözü edilen sözleşmenin tarihi önceki bayilik sözleşmesinin bitiminden sonraya gelen bir tarihe gelecek biçimde yazıldığını, buna ilişkin davacının…Müdürü ünvanlı … adlı kişiden gelen e postaları ekte sunduklarını, … tarihini taşıyan bu e postaların 04 Mayıs 2015 olanının ekinde ” … -İmzalı Evraklar.pdf başlıklı evrak bulunduğunu, bu e posta ekinde, davacı tarafından dosyaya sunulan “YATIRIM ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ” başlıklı belge ile diğer belgeler bulunduğunu, aslından taranmış bu belgelerin üzerinde davalı şirketin imzası ve kaşesi bulunduğunu, ancak davacı şirketin imza ve kaşesine yer verilmediğini, YATIRIM ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ’ nin 13. sayfasındaki tarih bölümünün boş olduğunu, davacının davalıya önceki sözleşme bitmeden çok önce, tek yanlı olarak sözleşme imzalattığını, dava açılana kadar sözleşmeyi imzalamadığı ve tarih yazmadığının ortada olduğunu, davalının bayiliğini sürdürmesi için yapılan ısrarın iki nedeni olduğunu, EPDK 2010 Petrol Piyasası Sektör Raporu’ na göre, davacı şirket, petrol ürünleri pazarındaki hâkim konumunu kaybettiğini, 01.01.2010 ile 21.12.2010 arasında 349 adet bayinin başka dağıtım şirketlerine geçtiğini, davacı bu kaçışları engellemek için davalıya, tutmayacağı vaad ve taahhütlerde bulunduğunu, Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 gün … sayılı kararında, 2002/2 Sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği gereğince petrol ürünleri bayiliklerinde kabul edilen muafiyetin 18.09.2010’de sona ereceğini belirttiğini, davacı, aylar öncesinden davalıya tarihsiz sözleşme imzalatmış, tebliğ ve karara uygun davrandığını göstermek için, önceki karardaki son tarih olan 18.09.2005 tarihini esas alarak 18.09.2015 de müvekkilline yeniden 5 yıllık sözleşme imzalanmış gibi gösterdiğini, böylece davalıyı 5 yıl daha başka dağıtım şirketine geçememesi için kısıtladığını, rekabeti engellediğini, davacı en başından beri piyasadaki hâkim konumunu kullanmaya çalışırken iyiniyetli olmadığını, sözleşmeler ile eklerindeki taahhütlerini yerine getirmeyen, satışları artırmaya yarayacak iyileştirmeleri yapmayan davacıya sözleşmeler ve sözleşme eklerinin feshedildiği 09.11.2015 de tebliğ edilen… 2.Noterliği’ nin … gün … sayılı ihtarnamesiyle bildirildiğini, bu ihtarnamede çok sayıda belgeye imza attırılması nedeniyle, adları bilinen ya da bilinmeyen ancak imzalanmış tüm sözleşme ve eklerinin feshedildiği de bildirildiğini, İki ihtarnameye de cevap vermeyen davacının, 03 Mart 2016 günlü dilekçe ile eldeki davayı açtığını, aynı gayretin fesih karşısında ödünç sözleşmesiyle verilen ekipman ve malzemeler için gösterilmediğini, bunun üzerine … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin …D.iş dosyasından adı geçenlerin teslim alınmadığı ve değerleri tespit ettirildiğini, davacıya tebliğ edilen bilirkişi raporuna karşı itiraz edilmediğini, EPDK 2010 raporundaki tabloya göre, en çok bayii … A.Ş.’ ye kaptırdığını, Rekabetin artması bakımından yararlı olan bu durum, davacıyı kaptırdığı bayilere tazminat davaları açarak yıldırmak, kaybettiği kazancını buralardan karşılamak istediğini, müvekkilinin de taahhütlerini yerine getirmekten kaçınan davacı ile ilişkisini bitirmek için sözleşmeleri feshettiğini, dilekçedeki fahiş kar kaybı ve cezai şartın indirilmesi gerektiğini talep ettiklerini, Teminat mektubu bedelinden dolayı müvekkilinin alacaklı olduğu düşüncesinde olduklarını, dava dilekçesinde yer alan kar kaybı hesabı hatalı olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi için … Asliye Hukuk Mahkemesine 16/05/2017 tarihli duruşma ara kararı gereği talimat yazılmış, … 3 AHM’nin … Talimat sayılı dosyasından aldırılan 13/12/2017 havale tarihli raporda özetle; davalı … ve …Şti’i TTK ve V.U.K.’nda belirtilen yasal defterleri Muhasebe Standartlarına uygun olarak tuttuğunu, defterlerin açılış ve yevmiye defterininin kapanış tasdikleri TTK ve V.U.K.’nda belitilen tarihlerde, süresinde ve usulüne uygun olarak tutulduğunu, TTK ve V.U.K.’nda belirtilen yasal defterler V.U.K’na uygun tutulduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Mahkememizin 16/05/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir, akaryakıt sektör uzmanı ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 23/03/2018 teslim tarihli raporda özetle; a) Davacı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdik ve GİB onaylarının süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, b) Davacı şirketin 50.000 USD cezai şart talebinin, rapor içerisinde açıklandığı üzere davalının mahvıfına sebep olmayacağı kanaatinde olduğumuzu, Şayet, davacı şirket cezai şart için fatura düzenleyecek ise, 9.000 USD % 18 KDV’yi de talep edebileceği, bu durumda toplam cezai şart 59.000 USD olacağı, c) Davacı şirketin talep edebileceği kar mahrumiyeti 76.492,22 TL olarak hesaplandığı, Şayet, davacı şirket fatura düzenleyecek ise, 13.768,60 TL % 18 KDV’yi de talep edebileceği, bu durumda kar mahrumiyeti toplamı 90.260,90 TL olacağı olacağı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 05/06/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; talimat Mahkemesince alınan bilirkişi raporu da değerlendirilerek, rapora karşı davacı vekili ve davalı vekilinin beyan dilekçelerindeki itirazları karşılar nitelikte ek rapor alınması için dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 20/09/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; Sonuç olarak kurulumuz, tarafların kök raporumuza vaki itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafaza edilmesi icap ettiği, talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporundaki veri ve tespitlerin de kök rapordan ayrılmayı gerektiren bir içerik ve unsur taşımadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 07/12/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; taraf vekillerinin rapora karşı itirazlarını karşılar nitelikte 2.ci ek rapor alınması için dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 15/01/2019 teslim tarihli 2.ci ek raporda özetle; Sonuç olarak kurulumuz, tarafların kök ve ek raporlara vaki itirazlarının raporlarda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafaza edilmesi icap ettiği, talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporundaki veri ve tespitlerin de kök rapordan ayrılmayı gerektiren bir içerik ve unsur taşımadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Yargılama sırasında bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi heyet raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiş, Mahkememizin 10/05/2019 tarih 2016/241 Esas 2019/447 karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, a)50.000,00 USD Cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiz ve faizin % 18 KDV ‘si ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b)50.000,00 TL kar mahrumiyeti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin % 18 KDV ‘si ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin 10/05/2019 tarih 2016/241 Esas 2019/447 karar sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmiş olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nin 2020/785 Esas 2022/311 Karar sayılı ilamı ile;
“Taraflar arasında imzalanan sözleşme 18.09.2020 tarihinde bitecek iken 09.11.2015 tarihinde fesihle sona ermiş olduğundan davacının 09.11.2015-18.09.2020 tarihleri arasında o bölgede bayisiz kaldığı düşünülerek davacının davalı ile yaptığı sözleşmedeki miktarda akaryakıt satışından mahrum kaldığı varsayımı ile davacının kar mahrumiyeti talebinin bulunması mümkündür. Ancak mahkemece kar mahrumiyeti miktarı hesaplanırken davacının, davalının akaryakıt satış istasyonunun bulunduğu yere çok yakın başka bir bayisi olup olmadığı ve yoksa yeni bir bayilik tesisi için ne kadar süre gerektiği konusunda bilirkişiye inceleme ve tespit yaptırılıp davacının başka bir bayisi varsa davalıca satılmayan ürünlerin o bayice satılacağı kabul edilerek kar mahrumiyeti talebinin reddi, eğer böyle bir bayi yoksa davacının o bölgede yeni bir bayi tesis etmesi için gerekli makul süre kadar davalının hizmetinden mahrum kalacağı değerlendirilip sadece bu miktar için kar mahrumiyetine hükmedilmesi gerekir.
Her ne kadar davalı taraf, davacı dağıtım şirketinin aynı şehirlerarası yol güzergahında başka bayileri olduğunu ve dolayısıyla davacının kar kaybına uğramadığı savunulmuş ise de, davalı sözleşmesini feshettikten sonra başka bir dağıtım şirketiyle bayilik ilişkisi kurmuştur. Bu halde davalı bayinin müşterilerinin diğer PO bayilerine yöneleceğini kabul etmek mümkün değildir.
Bilirkişiler tarafından kar kaybı (rafineri satış fiyatı-dağıtıcı satış fiyatı=dağıtıcı kar payı) formülüne göre hesaplanmıştır. Ancak yatırım çerçeve sözleşmesinin 4.1 maddesinde bayi prim oranları ve örnek olarak tarafların karı gösterilmiştir. Bu halde davacının net karı anılan bu sözleşme maddesi dikkate alınmak suretiyle belirlenerek kar kaybı tazminatı hesaplanmalıdır. Bu haliyle bilirkişi raporu eksik olup hüküm vermeye elverişli değildir. Bu nedenle Mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli olmamıştır.” değerlendirmesiyle kaldırılmakla mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklı ceza-i şart ve kar mahrumiyeti istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce BAM ilamında belirtilen hususlarda ek rapor düzelenmesi için dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 09/09/2022 tarihli ek raporda özetle;
“a)Davacı şirketin 50.000 USD cezai şart talebinin, kök raporumuz içerisinde açıklandığı üzere davalının mahvına sebep olmayacağı kanaatinde olduğumuzu,
Şayet, davacı şirket cezai şart için fatura düzenleyecek ise, 9.000 USD % 18 KDV’yi de talep edebileceği, bu durumda toplam cezai şart 59.000 USD olacağı, davacı tarafın faiz talebi dava tarihinden itibaren olduğu,
c)Davacı şirketin talep edebileceği kar mahrumiyeti 45.895,33 TL olarak hesaplandığı,
Şayet, davacı şirket fatura düzenleyecek ise, 8.261,15 TL % 18 KDV”’yi de talep edebileceği, bu durumda kar mahrumiyeti toplamı 54.156,48 TL olacağı,
Davalı şirketin nakde çevrilen 25.000 TL tutarındaki Kesin Teminat Mektubunun, davacı şirket alacağından düşülmesi gerektiği, bu durumda davacı şirket alacağı 54.156,48 TL – 25.000,00 TL =29.156,48 TL olacağı, davacı tarafın faiz talebi dava tarihinden itibaren olduğu” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Dosya kapsamı, BAM kaldırma ilamı ve bilirkişi raporunun muhteviyatı itibariyle tarafların yeni ya da ek rapor alınması yönündeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Eldeki davada taraflar arasında 18/09/2015 tarihinde 5 yıl süreli “yatırım çerçeve sözleşmesi” ve “istasyonlu bayilik sözleşmesi” imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, davalı tarafından sözleşmenin feshinin TBK’nın 123.maddesi kapsamında haksız fesih olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda davacının cezai şart ve sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle oluşan kar kaybı zararını isteyebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
BAM ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; alınan ek raporun ayrıntılı, gerekçeli, BAM ilamında belirtilen hususları içerir şekilde düzenlendiği anlaşıldığından mahkememizce itibar edilebilir bulunmuştur. Kök raporda tespit edilen cezai şart bedeli ile kar mahrumiyeti bedeli olarak ek raporda, BAM ilamında belirtildiği şekilde, Yatırım Çerçeve Sözleşmesi’nin 4.1 maddesince Bayi, Benzin ve Motorin grubu ürünlerde PO brüt karının %40 karşılığı TL/m3 cinsinden prime hak kazanacağı, sözleşmeye göre, Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre hesaplanan davacı şirketin 6 aylık kar mahrumiyetinin, Brüt Kar 76.492,22 TL x %60 (%100- %40 Bayi payı) PO payı = 45.895,33 TL olacağı, davacı taraf lehine düzenlenen 25.000 TL tutarındaki … Bankası A.Ş. …Şb. Kesin Teminat Mektubu nakde çevrildiğinden, bu tutarın davalı şirket borcundan düşülmesi gerektiği, bu durumda davacı şirket alacağı 54.156,48 TL – 25.000,00 TL =29.156,48 TL olacağı tespit edildiğinden davanın kısmen kabulüne, 50.000 USD miktarındaki cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işletilecek faiz ve faizin %18 KDV si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 29.156,48-TL kar mahrumiyeti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
Davanın kısmen kabulüne,
1-50.000 USD miktarındaki cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işletilecek faiz ve faizin %18 KDV si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-29.156,48-TL kar mahrumiyeti alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 11.998,07-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 3.355,48 -TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.642,59 YTL -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 27.346,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 3.355,48-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvuru, 4,30-TL vekalet harcı, 3.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 421,25-TL posta giderinden ibaret toplam 3.954,75-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları dikkate alınarak 3.535,22-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yatırılan 40,00-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları dikkate alınarak 4,24-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiyesinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına;
9-Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
10-Mahkeme kasasında bulunan belge asıllarının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 01/11/2022

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı