Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/27 E. 2022/691 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/27 Esas
KARAR NO : 2022/691

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 12/01/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu şirket aleyhine cari hesap ekstresi gereği ödenmeyen 332.663,86 TL alacağının tahsili için … 26. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı takip dosyasının ilamsız takibe geçildiğini, ödeme emrinin gönderildiğini, davalı borçlu şirkete ödeme emrinin tebliği üzerine 13.02.2015 tarihinde vekili aracılığı ile verdiği itiraz dilekçesinde dava konusu takibe “müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını” gerekçesi ile takibe borca ve tüm ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini ve kötü niyetli olarak takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı borçlunun tüm itirazlarının haksız olduğunu, davalı borçlunun müvekkili şirkete aralarında gerçekleştirdikleri ticari alışverişten kaynaklı olarak 332.633,86 TL tutarında borcu bulunduğunu, bu durumun dava konusu takibin dayanağı olan müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ile de sabit olduğunu, borçlunun her ne kadar borcu olmadığını iddia etmekteyse de takip konusu cari hesap ekstresindeki borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge sunamadığını, takip konusu edilen ve dilekçe ekinde yer verilen belgelerden açıkça tespit edilebilen 332.633,86 TL borç bakiyesinin müvekkili şirkete ödenmemiş olup davalı borçlu tarafından takibe yapılan itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı borçlunun kötü niyetli olarak aleyhine olan takibin durması ve müvekkilinin alacağına ulaşmasına engel olmak amacıyla itiraz ettiğini ve alacak likit olduğundan ötürü İİK 67. maddesi uyarınca haksız ve kötü niyetli bu itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 21/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davacı şirkete karşı borcu bulunmadığını, davacı tarafın, müvekkili şirketten, ticari ilişkiden kaynaklı 332.633,86 TL tutarında alacağı olduğunu iddia etmişse de bu iddianın ve talebin haksız menfaat elde etme çabasından ibaret olduğunu, davacı tarafın müvekkiline karşı aynı alacak sebebiyle birden fazla takip başlattığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla huzurdaki davaya konu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, bu nedenlerden dolayı davanın reddine, davacının müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine, davacının haksız hukuka aykırı kötü niyetli icra takibi nedeniyle müvekkili şirket lehine icra takibi bedelinin %20′ sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporu, arabuluculuk son tutanak sureti, davacı ve davalının sicil kayıtları, Gelir İdaresi Başkanlığı yazı cevabı, …. 26. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının uyap çıktıları, … 6. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ve 2019/40646 esas dosyalarının uyap çıktıları dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile; incelenen davacı şirkete ait 2019-2020-2021 yılı ticari defterlerine ait beratların ve kağıt ortamında tutulan defterlerin Noter tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, bu anlamda davacı şirketin 2019-2020-2021 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve tasdik edildiği, incelenen davalı şirkete ait 2019-2020-2021 yılı ticari defterlerine ait beratların ve kağıt ortamında tutulan defterlerin Noter tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, bu anlamda davalı şirketin 2019-2020-2021 ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve tasdik edildiği, davacı şirkete ait (BS) Mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formunda davalı … AŞ.’ne 2019 yılında 4 adet belge karşılığında KDV Hariç Toplam 665.389,00, 2020 yılında 1 adet belge karşılığında 51.625,00 TL toplam 707.104,00 TL tutarlı fatura düzenlediği, dosyaya sunulu olan (BS) formlarından görüldüğü, davalı … A.Ş. Nin 2019 yılına ait (BA) Mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formunda davacı şirketten 4 adet belge karşılığında KDV Hariç Toplam 655.389, TL, 2020 yılında 1 Adet belge karşılığında 51.625,00 TL toplam 707.014,00 TL tutarlı fatura aldığı, dosyaya sunulu olan (BA) formlarından görüldüğü, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı şirketten 27.11.2020 tarihi itibariyle 334.586,45 TL alacaklı göründüğü, davalı yan raporun 4. Maddesindeki Tarafların Ticari defterlerindeki bakiye farklılığının analizi başlıklı bölümün hesap denkleştirme tablosunda detaylıca izah edildiği üzere ödenmeyen senetler, karşılıksız çıkan çekler ve önceki yıllardan devir edilen rakamların ve avukatlık ücretini kendi ticari defterlerine intikal ettirmediği tespit edilmiş olup tüm hesaplamalar yapılmış sonuç olarak davacı yana 559.115,20 TL borçlu olduğunun hesaplandığı, davacı yanın incelenen 2019-2020-2021 yılı ticari defterlerinde davalı yandan icra takip tarihi olan 16.11.2021 tarihi itibariyle kendi ticari defterlerinde 559.115,20 TL alacaklı olduğu, ancak davacı yan icra takibinde 332.633,86 TL talep ettiğinden talebe bağlılık ilkesi gereğince talebi ile bağlı kalınarak 332.633,86 TL talep edebileceği, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 16.11.2021 tarihinden itibaren asıl alacağa %9 faiz talep edebileceği, ancak yanlar arasındaki ilişkinin “Ticari iş” olması hasebiyle, TC Merkez Bankası kısa vadeli avans faizinin takip tarihinden itibaren somut olaya tatbikinin mahkemenin tercih ve takdirinde olduğu, tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı sonucuna varıldığı görülmüştür.
… 26. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın 332.633,86 TL alacağı için davalı aleyhine icra takibi başlattığı davalı tarafın takibe itirazı sonucunda takibin durduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, cari hesap ilişkisi olduğundan bahisle açılan itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. (YHGK 28.03.2018 tarih, 2017/19-1634 Esas ve 2018/633 Karar sayılı ilamı)
Huzurdaki davada taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında bir borç ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş ise de, cari hesap ilişkin şartların oluşmadığı, ancak taraflar arasında yapılan işlemlerin açık hesap ilişki olarak değerlendirilebileceği ve münferiden bu ilişkiden kaynaklı bakiye alacağına dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır ( 6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı sözleşme kapsamında mal almadığını değil, davacı yana borçlu olmadığını, aksine alacaklarını olduğunu ve davacının dava konusu alacağa yönelik … 6.İcra Müdürlüğünün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile başlattığı icra takipleri yoluyla tahsil yoluna gittiğini, dava konusu edilen … 26.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasının mükerrer tahsilat amacıyla ve kötüniyetli başlatıldığını savunmuştur. Bu durumda ispat yükü davalı yanda olduğu görülmekle, ticari ilişki karşılığı alınan malların bedelinin ödenip ödenmediği ile bedelin ticari kayıtlara nasıl işlendiği ve davacının alacaklı olup olmadığı hususunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir.
Nitekim dosyamıza sunulan 30/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; tarafların ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, tarafların ticari kayıtlarında bakiye alacağın farklılık arz ettiği, bunun sebebinin ödenmeyen senetler, karşılıksız çıkan çekler ve önceki yıllardan devir edilen rakamların ve avukatlık ücretini kendi ticari defterlerine intikal ettirmemesinden kaynaklı olduğu, tespiti yapılmıştır.
Davalı yan rapora itirazlarında, dava konusu alacağın … 6.İcra Müdürlüğünün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile tahsil edildiğini iddia etmiş ise de, bilirkişi raporunda detayı ile açıklandığı üzere, davacının toplam alacağının 559.115,20 TL olduğu ve bu miktarın davalı yanın mal alımından kaynaklı olduğu belirtilmekle, davalının bu hususta itirazı da bulunmamaktadır. Dava konusu olmayan … 6.İcra Müdürlüğünün …Esas ve … Esas sayılı dosyalarının, davalı yanca verilen karşılıksız çıkan 127.583,40 TL bedelli çekten kaynaklı olduğu ve zaten bu hususun davacı yanın ticari kayıtlarında açıkça belirtilerek toplam alacaktan mahsup edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu edilen … 26.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 559.115,20 TL toplam alacaktan bakiye kalan 332.633,86 TL olarak talep edildiği ve mükerrer takibin bulunmadığı, davalı yanca da ödeme olgusu ispat edilemediğinden yaptığı savunmalarına itibar edilmemiş ve davanın kabulü gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması ve alacağın likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KABULÜNE,
Davalının … 26.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 332.633,86 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihi olan 16.11.2021 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faizi uygulanarak devamına,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 332.633,86 TL alacağın %20’si olan 66.526,77 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 22.722,22 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 4.017,39 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 18.704,83‬ TL harcın ve arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 49.568,74 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 5.401,09‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Peşin Harç : 4.017,39 TL
Başvuru Harcı : 80,70 TL
Vekalet Harcı : 11,50 TL
Bilirkişi Ücreti: 1.250,00 TL
Posta Giderleri: 41,50 TL
Toplam : 5.401,09‬ TL