Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/226 E. 2023/1038 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMES

ESAS NO : 2022/226 Esas
KARAR NO : 2023/1038

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2022
KARAR TARİHİ : 12/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davalı … Şirketi’nin, müvekkilden … seri nolu faturalı toplam 7640,00 TL ve … seri nolu faturalı 7.420,00 TL olmak üzere toplam 15.060,00 TL’lik mazot aldığını, fakat bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmediğini, müvekkil tarafından … Noterliği’nden … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davalı şirkete ihtarname çekildiğini, söz konusu bedelin ödenmesinin talep edildiğini, ihtarname ekinde faturaların noter onaylı örneklerinin de davalı şirkete gönderildiğini, fatura içeriğine davalı tarafından itiraz edilmediğini fakat ödeme işleminin de süresi içerisinde davalı tarafından yapılmadığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında … 26. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile faturaya dayalı olarak 15.060.00 TL asıl alacak ve 11.110,57 TL işlemiş faiz toplamının tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, akabinde Arabuluculuk Daire Başkanlığı ‘nın… numaralı dosyası ile arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını fakat anlaşma sağlanamadığını, borca itirazdan sonraki süreçte harici görüşmeler ile borçlu … tarafından 03.01.2022 tarihinde borca itirazdan sonrasında taraflarına 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, çekilen ihtarname ile borçlunun temerrüde düşürüldüğünü, takibin dayanağı olan faturalara yasal süre içinde itiraz etmemek suretiyle faturaların münderecatını kabul etmiş olduğundan borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, ayriyeten borca itirazdan sonraki süreçte taraflarına yapılan 5.000,00 ödemenin de borçlunun borcu kabul ettiğini, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptali ile takibin devamını ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkil şirket ile davacı arasında mal alım-satımına yönelik ticari bir ilişki olduğunu, vergi dairesi tarafından mahkeme dosyasına sunulan Ba-Bs formlarında da görüleceği üzere müvekkil şirket ile davacı taraf arasında aynı yıl içerisinde birçok kez alım-satım sözleşmesi yapıldığını ve defalarca kere fatura kesildiğini, davacı tarafından ödenmediği iddia edilen alacağın üzerinden 10 yıl geçtiğini, alacağın kanun hükümleri gereği zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın dava ehliyeti ve taraf sıfatı olmadığını, davaya konu alacağa ilişkin …. tarihli … no.lu ve …. tarihli … no.lu 2 adet fatura … AŞ. … Ve Akaryakıt Bayii tarafından düzenlenmişse de hem icra takibine dayanak ihtarnamenin keşidecisi hem de icra takibinin alacaklısının gerçek kişi olan davacı olduğunu ancak mahkeme dosyasına davacının faturaları düzenleyen bayii adına temsile, takibe ve davaya yetkili olduğuna dair ne bir imza sirküleri ne de bir yetki belgesi sunulduğunu, davacının dava ehliyeti bulunmadığını beyan ederek davanın reddini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, icra dosyasının UYAP kayıtları, bilirkişi raporları dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fatura alacağından kaynaklı … 26 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarı ile zamanaşımı hususunda toplanmaktadır.
Davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
Taraflar arasında, yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, cari hesap zamanaşımı süresinin düzenlendiği TTK 101 maddesinin davada uygulanma imkanı bulunmamaktadır (İstanbul BAM 12.HD’nin 07/09/2023 tarih, 2023/1610 Esas ve 2023/1288 Karar sayılı ilamı). Bu çerçevede bir değerlendirme yapılarak fatura tarihleri ve takip tarihi nazara alındığında icra takibinin 10 yıl içerisinde başlatıldığı anlaşıldığından zamanaşımı itirazı yerinde görülmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davaya konu … 26 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının UYAP kayıtları dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15.060,00-TL fatura alacağı, 11.110,57-TL işlemiş geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 26.170,57-TL ‘lik ilamsız takipte bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 19/04/2021 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu vekili 19/04/2021 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının ardından davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının …’da bulunduğunu bildirmesi nedeniyle defterinin incelenmesi için …’a talimat yazılarak dosyamız rapor hazırlanmak üzere Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 01/02/2022 tarihli raporda özetle;
“Davacı … tarafından Davalı ….A.Ş.’ne …. seri nolu fatura tutarı 7.640,00 TL ve … seri nolu fatura tutarı 7.420,00 TL olmak üzere 15.060,00.-TL. tutarındaki faturaların ödenmediği belirtilerek … Noterliği’nden … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davalı şirkete ihtarname çekildiği;
Davalı şirketin ihtarnameye cevap vermediği ve borcun ödenmemesi gerekçesiyle Davacı Vekili tarafından … 26. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak toplam 15.060.00 TL asıl alacak ve 11.1 10,57 TL işlemiş faiz toplamının tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığı; davalı tarafından da borca itiraz edildiği;
Borca itirazdan sonra 03.01.2022 tarihinde …A.Ş. tarafından davacı vekilinin … Bankası İban numarasına 9.000,00 TL ödeme yapıldığı ve tahsil edilen ödemenin davacı vekili tarafından … 26.İcra Müdürlüğü’ne … sayılı icra dosyasındaki alacaktan düşülmesi için bildirimde bulunduğu;
Davacı …’ın esas dosyaya bildirilen adreste bulunan ticari defterlerinin incelemesi neticesinde; …adresinde … Mal Müdürlüğü nezdinde …T.C.Kimlik numarası ile Belirli bir mala Tahsis Edilmiş Mağazalarda Motorlu Kara Taşıtı ve Motosiklet Yakıtının Perakende Ticareti olarak … ve Akaryakıt Bayii olarak faaliyetine devam ettiği;
Davacı …’ın 2012-2022 arası ticari defterlerinden tarafıma ibraz edilen ticari defterleri TTK ve VUK kapsamında geçerli kanuni defter olarak kabul edilme şartlarına haiz olduğu ve 26.12.1992 tarihli mükerrer 21447 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren 1 seri nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği hükümlerine uygun olduğu;
Tarafıma ibraz edilemeyen ticari defterlerin listesi yukarıda sunulmuş olup; Takdiri Sayın Mahkemenizde olmak üzere delil niteliği taşıyıp taşımadığı hususuna karar verilmesini;
Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Daireleri tarafından gönderilen cevap dilekçesinde belirtilen Mal/Hizmet alınan BA ve satılan BS Formlarında da anlaşılacağı üzere taraflar arasında cari hesap olarak devam etmiş ticari ilişki olduğu ve Davaya esas olan faturaların da Davalı firma tarafından kabul edildiğinin BA/BS formalarından anlaşıldığı;
Davacı … tarafından Esas Dosyaya konu olan faturaların dönemi olan 2012 yılı ticari defterlerinden sadece Defter-i Kebir ibraz edilmiş olduğu;
Yevmiye defteri ve envanter defterinin tarafıma sunulmadığı için 2012 yılı ticari defterlerinin delil olarak kabul edilip edilmeyeceği takdiri Sayın Mahkemede olmak üzere 2012 yılı Defter-i Kebir kayıtları incelendiğinde ;
Davacı … tarafından Davalı …A.Ş.ne Esas Dosyaya konu olan; … tarih ve …seri numaralı KDV dahil 7.640,00.-TL satış faturasının … tarih ve … yevmiye numarasıyla;
… tarih ve … seri numaralı KDV dahil 7.420,00.-TL satış faturasının…tarih ve … yevmiye numarasıyla kayıtlı olduğu ve faturaların bedelinin nakden tahsil edildiği kayıtlarda görülmüştür. Ancak esas dosyada faturaların tahsiline ilişkin dekont bulunmamaktadır.” şeklinde rapor ibraz edilmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinin ardından davalı tarafın defterlerinin de incelenmesi suretiyle rapor hazırlanmak üzere dosyamız Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 10/11/2023 tarihli raporda özetle;
“Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari münasebet (Açık Hesap İlişkisi) bulunmaktadır.
-Davalı şirketin ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz, takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde kayıtlı davacıya 15.059,77 TL borcunun işli olduğu,
Davacının davalı aleyhine … 26. İcra Müdürlüğü … E Sayılı Dosyası ile başlattığı ilamsız takipte,
15.060,00 TL asıl alacak,
11.110,57 TL işlemiş faiz
26.170,57 TL talep ettiği,
Yapılan incelemede davacının, davalıdan,
15.059,77 TL asıl alacak,
11.110,57 TL işlemiş faiz(taleple bağlılık ilkesi gereği)
26.170,34 TL alacağının hesaplandığı,
Davacının 15.059,77 TL alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %9 oranından başlayacak, yasal faiz işletilmesi gerekecektir.
Davalının 03.01.2022 tarihinde takipten sonra yapmış olduğu 5.000 TL kısmi ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğü tarafından BK. 100 maddesi gözetilerek hesaplanması gerekmektedir” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Kural olarak itirazın iptali davalarında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraf üzerinde ise de ileri sürülen savunmaya göre ispat yükünün yer değiştirmesi söz konusu olabilmektedir. Eldeki davada da davalı tarafça davacının iddiaları inkar edilmiştir. Buna göre fatura konusu alacağın varlığına ilişkin ispat yükü davacı üzerinde bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222/2,3.,4.maddesi,
“(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
” hükmünü içermektedir.
Eldeki davada, mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların defterleri incelendiğinde, taraflar arasındaki en son ticari ilişkinin 31/12/2012 tarihinde gerçekleştiği, davacı tarafça 26/05/2012 ve 08/06/2012 tarihli takip konusu faturalara ilişkin ticari defter ve kayıtlarının bir kısmının sunulduğu, sunulan defterlerin usulüne uygun şekilde tutulduğu, ancak özellikle faturaların düzenlendiği ve açık hesaba kaydedildiği 2012 yılına ait yevmiye defteri ve envanter defterinin ibrazından kaçınıldığı, davalı tarafça defterlerinin tamamının sunulduğu ve usulüne uygun şekilde tutulduğu tespit edilmiştir. Her iki tarafın defter ve BA/BS kayıtları karşılaştırıldığında davalının ticari defterlerine göre davalı tarafça takip konusu faturaların 2012 yılı defterlerine 15.059,77 TL olarak işlendiği, taraflar arasında başkaca bir fatura alışverişi olmadığı, bu borcun 2013 yılından 2022 yılına kadar devredilerek kaydının sağlandığı, davacının ibraz edilen 2012 yılı defter-i kebir kayıtlarına göre ise her iki faturanın kayıtlı olduğu ve faturaların bedelinin nakden tahsil edildiğinin kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan tespitler doğrultusunda her ne kadar dava konusu faturalar davalı defterlerinde kayıtlı ise de davacı tarafça özellikle faturaların düzenlendiği ve açık hesaba kaydedildiği 2012 yılına ait yevmiye defteri ve envanter defterinin ibrazından kaçınıldığı, sunulan kayıtlara göre de faturaların bedelinin nakden tahsil edildiği ve davacının kendi kayıtlarına göre davalıdan alacağının kalmadığı anlaşıldığından HMK 222 maddesi hükümleri göz önünde bulundurularak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 361,55 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭ 91,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 12/12/2023

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır