Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/181 E. 2023/202 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/181 Esas
KARAR NO : 2023/202

DAVA : Menfi Tespit (İİK 89/3.Maddesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (İİK 89/3.Maddesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı takip alacaklısı tarafından … 4. İcra Müdürlüğünün …-E sayılı dosyası ile takip borçluları… Ticaret Şirketi ile … A.Ş aleyhine başlatılan örnek 10 ödeme emri ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığını, davacı müvekkilinin … 4. İcra Müdürlüğünün …-E dosyasında gözüken takip borçlularından …’ün eşi olması dışında dosya borcu ile hiçbir ilgi ve alakası, takip konusu çekte cirosu vs. bulunmadığı gibi icra dosyasına da kefil olmadığını, 89/1 ihbarnamelerinin adres değiştirmiş olmakla birlikte ikametgah naklinin yapılamamış olması nedeni ile merniste gözüken ancak fiilen oturmadığı ve kullanmadığı eski adresine Tebligat Kanunu 21/2 maddesine göre muhtara bırakılmak suretiyle yapıldığını, tebligatlardan haberdar olamadığını ve yasal süresi içerisinde itiraz edemediğinden takip dosyasına borçlu olarak eklendiğini ileri sürerek söz konusu icra dosyasında müvekkilinin takip alacaklısına borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin müvekkili yönünden iptaline, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, ilgili dosyanın borçlularının …, … Tic. ve San. Limited Şirketi ile … Ticaret A.Ş olduğunu, dosyada yer alan tüm borçlulara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, takibin kesinleştiğini, icra dosyası kapsamında haciz işlemine geçilmiş olup, ilgili şahıs ve şirketlerin üzerine kayıtlı taşınmazlara haciz tatbik edildiğini, borçlu …’ün üzerine kayıtlı olan gayrimenkullerde onlarca haciz bulunmakta olup, icra dosyalarının infazının mümkün gözükmediğini, bu nedenle İİK m.89 kapsamında … 4. İcra Müdürlüğü’nden ilgili kişi ve kurumlara müzekkere yazılmasının talep edildiğini, bu doğrultuda …’ün eşi olan davacının mernis adresine tebligat tanzim edildiğini, davacı adına ilk olarak 28/05/2019 tarihinde İİK m.89/1’e göre tebligat tanzim edilmesinin taraflarınca talep edildiğini, bu süreçte davacının mernis adresinin ”…” olduğunu, daha sonra ilgili icra dairesine davacı adına 06/07/2020 ve 24/08/2020 tarihinde normal ve T.K. M.21/2’ye göre İİK m. 89/2 düzenlenmesi için taraflarınca talep gönderildiğini, bu süreçte davacının mernis adresinin ”…” olduğunu, son olarak, 22/09/2020 ve 07/10/2020 tarihinde normal ve T.K. M.21/2’ye göre İİK m. 89/3 düzenlenmesi için talep gönderildiğini, bu halde dahi davacının mernis adresinin ”…” olduğunu, tüm bu sürece bakıldığında davacının mernis adresini farklı tarihlerde iki ayrı adres olarak belirlediğinin görüldüğünü ancak karşı tarafın, bu halde dahi adres değişikliği olduğunu ve fiilen oturmadığı adrese tebligat gönderildiğini ve Tebligat Kanunu m.21/2’ye tebligatın gerçekleştiğini belirttiğini, ayrıca davacı tarafın iki kez adres değişikliği yaptığını ancak bu durumu bildirmediğini beyan ettiğini, davacı tarafın mernis adresini bilerek ve isteyerek eşi ile birlikte alacaklılardan kaçmak adına bilinçli bir şekilde başka adreste gösterdiğini, en önemli unsur olan kasıt unsurunun mevcut olduğunu, karşı tarafın haksız olduğu bir durumda haklıymış gibi kendini hukuki sorumluluktan kurtarmaya çalışmasının ne hukuk ne de adalet mantığı ile örtüşmediğini, davacının soyut iddialarını kabul etmediklerini, huzurda ki davanın kötü niyetle açıldığını beyan ederek davanın reddine, alacak miktarının yüzde 20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2021/181 E sayılı dosyasından verilen “
Davanın reddine, Davalının tazminat talebinin reddine…” ilişkin kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi’nin 2021/2054 E – 2022/195 K sayılı 01/02/2022 tarihli kararı ile ” Dava ve uyuşmazlık; İİK’nın 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince … İİK 72.maddeye dayalı olarak açılan menfi tespit davası ancak takip borçluları tarafından açılabileceğinden takip borçlusu olmadığı için aktif dava ehliyeti bulunmayan davacının davasının husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçelerinde de belirttikleri üzere, … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında, müvekkiline İİK’nın 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, haciz ihbarnamelerinin Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle haciz ihbarnamelerine itiraz edilemediğini ve müvekkilinin borçlu konumuna sokulduğunu, bu nedenle menfi tespit davası açtıklarını, müvekkilinin dava açmaya hakkı olduğunu, İİK’nın 72. maddesine göre dava açmadıklarını, İİK’nın 89/3. maddesinde müvekkiline menfi tespit davası açma hakkı tanındığını, kararın bu nedenle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Yukarıda da belirtildiği üzere; dava dilekçesinde İİK’nın 89/3. maddesine dayanılarak menfi tespit davası açıldığı açık bir şekilde belirtilmiştir. Buna rağmen, Mahkemece, hukuki nitelendirmede hata yapılarak davanın İİK’nın 72. maddesi kapsamında açılan bir menfi tespit davası olduğunun kabulü ile yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür.
O halde, Mahkemece, davanın, İİK’nın 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu dikkate alınarak, tarafların delillerinin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda esastan nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir… ” ifadelerine yer verilerek kesin olmak üzere kaldırılmıştır.
Mahkememizce BAM kararı doğrultusunda tarafların delillerinin toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Davacı taraf haciz ihbarnamelerinin Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle haciz ihbarnamelerine itiraz edemediğini ileri sürmüş ise de, öğrenmeden itibaren tebligatın/tebligatların usulsüzlüğü şikayet yolu ile İcra Mahkemesinde ileri sürülebileceği halde bu yapılmamıştır. Kaldı ki, adres değiştirmiş olmakla birlikte ikametgah naklini yaptırmadığını davacı bizzat beyan ve kabul etmiş olup hukuk düzeninin davacının adres değişikliğini bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemesinin olumsuz sonucundan yararlanmasını koruması mümkün değildir.
İİK 89/3.maddesinden kaynaklanan menfi tespit davalarınında haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmiş olup olmadığı olup olmadığı incelenmemekle birlikte … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında haciz ihbarnamelerinin davacı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Birinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi 11/11/2019, ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi 07/10/2020, üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi 12/11/2020 tarihidir. İş bu dava tarihi 05/03/2021tarihidir.
Borçlunun üçüncü kişilerdeki alacaklarının haczi için alacaklı, icra dairesi aracılığı ile üçüncü kişiye bir haciz ihbarnamesi gönderir. Bu birinci haciz ihbarnamesi ile üçüncü kişiye, borçluya olan borcunu yalnız icra dairesine ödemesi gerektiği, borçluya yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı aksi halde icra dairesine tekrar ödeme yapmak zorunda kalacağı ihtar edilir. Üçüncü kişi birinci haciz ihbarnamesine kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde itirazda bulunabilir. İhbarnameye karşı sessiz kalan üçüncü kişiye alacaklının talebi üzerine icra dairesince ikinci haciz ihbarnamesi gönderilir. Üçüncü kişi ikinci haciz ihbarnamesine de kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borcun zimmetinde sayılması kesinleşir. Kesinleşmenin ardından icra dairesi üçüncü kişiye zimmetinde kesinleşen borcu on beş gün içerisinde icra dairesine ödemesini veya menfi tespit davası açmasını aksi halde borcu ödemeye zorlanacağını bildirir. Somut olayda, haciz ihbarnameleri usulüne uygun şekilde davacı üçüncü kişiye tebliğ edilmiş olup üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 12/11/2020 tarihinden itibaren işleyen on beş günlük yasal hak düşürücü süre aşılarak 05/03/2021 tarihinde dava açılmıştır. Bu nedenle süresi içerinde açılmamış olan iş bu menfi tespit davasının usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın süre yönünden usulden reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 179,90 TL ilam harcının peşin yatırılan 914,78 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 734,88 TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır